Birinci durumda bir icazet eksikliği söz konusu olup bu eksikliğin mahkemece Hukuk…
İkinci durumda ise tarafların yaptıkları usûl işlemlerine icazet verecek bir kanuni…
“Taraflardan birinin vesayet altına alınması veya kendisine yasal danışman atanması talebi mahkemece uygun bulunur ya da mahkemece gerekli görülürse, bu konuda kesin bir karar verilinceye kadar yargılama ertelenebilir.…
Taraflardan biri kanun gereğince tedavi, gözlem veya koruma altına alınmış yahut başkalarıyla görüşmekten yasaklanmış olup da kendisi veya vekilinin mahkemede bulunması mümkün değilse, o kimse hakkında davayı takip için kayyım atanıncaya kadar yargılama ertelenebilir.”…
Bu durumda dava ehliyeti olmayan tarafın kanuni temsilcisi de yoksa ilk olarak mahkeme,…
Görüldüğü üzere söz konusu durumlarda esasen dava şartı eksikliği tam olarak Hukuk…
Son olarak burada belirtmek istediğimiz bir diğer husus da başlangıçta dava ehliyeti…
Dava ehliyetiyle de bağlantılı olarak ele alınması gereken bir diğer dava şartı da…
Nitekim bu husus açıkça Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda da düzenlenmiştir. Hukuk Muhakemeleri…
“Kanuni temsilciler, davanın açılıp yürütülmesinin belli bir makamın iznine bağlı olduğu hâllerde izin belgelerini, tüzel kişilerin organları ise temsil belgelerini, dava veya cevap dilekçesiyle mahkemeye vermek zorundadırlar; aksi takdirde dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamazlar. Şu kadar ki, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde mahkeme, kanuni temsilcilerin veya tüzel kişilerin organlarının, yukarıda belirtilen eksikliği gidermeleri şartıyla dava açmalarına yahut davayla ilgili işlem yapmalarına izin verebilir.”…
Aynı maddenin devamında mahkemenin, izin belgesi için mahkemeye başvurulmasının gerektiği…
Söz konusu hükümden de anlaşıldığı üzere kanun koyucu, izin belgesine sahip olmak…
Belirtmek gerekir ki Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun dava dilekçesinin unsurlarını…