Tebligat Kanunu Çerçevesinde Elektronik Tebligat

Öncelikle AYM kararına(326) değinmek gerekir ise karara konu bireysel başvuruda, Yargıtay tarafından verilen onama ilamı avukata e- tebligat şeklinde yapılmıştır. E- tebligat mazbatasında; muhatabın e- tebligat adresine 15.1.2019 tarihinde ulaştığı, aynı tarihte açıldığı ve Teb. K. gereği beş günlük sürenin sonu olan 20.1.2019 tarihinde otomatik okunmuş sayıldığı bilgisi bulunmaktadır. Ayrıca PTT veri tabanından yapılan sorgulamayla e- tebligatın ulaştığı gün olan 15.1.2019 tarihinde açıldığı sabittir. Başvurucu ise 20.1.2019 tarihinde e- tebligatı öğrendiğini beyan etmiştir. Kararda, bireysel başvuruya ilişkin sürenin nihai kararın gerekçesinin öğrenildiği tarihten itibaren başlayacağı belirtilmiştir. E- tebligat mazbatasında yer alan 20.1.2019 tarihinin tebliğ tarihi olduğu, ancak bununla beraber 15.1.2019 tarihinde e- tebligatı açtığına, dolayısıyla öğrendiğine dair delil kaydı bulunduğu PTT sorgulaması ile sabittir. E- tebligat 15.1.2019 tarihinde açıldığından nihai karardan bu tarihte haberdar olduğu bireysel başvuru süresinin bu tarihten başlayacağı belirtilmiştir. Kararda “… usul kuralları uyarınca sürenin münhasıran tebliğden itibaren işlemeye başlayacağının kabul edildiği uygulamaların aksine bireysel başvuru yolunda başvuru süresi, ihlalin öğrenilmesi esasına bağlanmıştır”…

Karar ile ilgili olarak TBB tarafından yapılan değerlendirme şu şekildedir;…

“… bireysel başvurularda kendi mevzuatında sürenin “öğrenme” den itibaren başlamasının öngörülmüş olması nedeniyle, tebligatın bu beş günlük süre içerisinde açılması halinde, bireysel başvuru süresi tebligatın açılmasından itibaren başlatılmaktadır. Kanaatimizce bu yorum yanlıştır. Ancak Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru ile ilgili yorumu, doğru da olsa, yanlış da olsa, adli ve idari yargı mercilerince uygulanabilecek bir yorum değildir, çünkü Anayasa Mahkemesi kendi mevzuatında özel bir düzenlemeye atıf yapmaktadır” (327)…