Gemilerin İhtiyati Haczi

Buna karşılık Kuran, 1958 Sözleşmesi ile 1982 Sözleşmesi’nde yer alan kıyı devletinin karasularında yargı yetkisine ilişkin hükümlerin, aynı zamanda bu konudaki uluslararası örf ve âdet hukuku kurallarını yansıtan hükümler olduğu kanaatindedir(195).

Benzer şekilde Baykal da, 1958 Sözleşmesi’ndeki hükümlerin az değişiklikle 1982 Sözleşmesi’ne alınmasının, devletlerarasında ortak bir uygulama yaratması nedeniyle, her iki sözleşmedeki kıyı devletinin yabancı gemi üzerinde yargı yetkisine ilişkin hükümlerin milletlerarası örf ve âdet hukuku kuralı hâlinde geldiği görüşündedir(196)…

Türkel, 1982 Sözleşmesi’nde öngörülen zararsız geçişe dair hükümlerin milletlerarası örf ve âdet hukuku kuralı haline geldiğini, bu nedenle de bu kuralların Türkiye açısından bağlayıcı olduğunu belirtmektedir(197)…

Çok açık olmamakla birlikte Topsoy’un da, 1958 Sözleşmesi’nin kıyı devletinin yabancı gemiler üzerindeki yargı yetkisine ilişkin 20. maddesinin, milletlerarası örf ve âdet hukuku kuralı haline geldiği düşüncesinde olduğu anlaşılmaktadır(198)…

Bektaşoğlu, Sözleşmelerin kıyı devletinin yargı yetkisine ilişkin maddelerinin milletlerarası örf ve âdet hukuku kuralı haline geldiğini belirtmekle birlikte, sözleşmelerin görüşmeleri sırasında Türkiye’nin yargı yetkisini saklı tuttuğu düşüncesindedir(199)…

Dyoulgerov, 1982 Sözleşmesi’nde öngörülen hükümlerin milletlerarası örf ve âdet hukuku kuralı haline geldiği ölçüde, kıyı devleti bakımından, kıyı devletinin 1982 Sözleşmesi’ne taraf olup olmadığına bakılmaksızın Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin tamamlayıcısı olarak uygulanacağı kanaatindedir(200)…