Kaynağını Roma’da bulan iktidar (potestas) ve otorite (auctoritas) arasındaki ayrımın Arendt’in Amerikan Devrimi yorumunda büyük yer tuttuğunu ileri sürmek yanlış olmayacaktır. Arendt, Rousseau’nun genel irade ve mutlak egemenlik gibi
Arendt’e göre iktidar, bir grup insan tarafından onlar adına eyleme kudretiyle donanmış…
Roma’da kuruluşun kendisinin dinsel bağlayıcı bir gücü vardı ve otorite ile kuruluşa…
Amerikan Devrimi sonrasında kurucular, birliği nasıl kalıcı kılacaklarını, bir kuruluşa…
Ancak Amerikalılar her ne kadar kendilerine Roma’yı model olarak alsalar da otoriteyi…
Roma’da Senato siyasi kararlar vermek suretiyle kuruluşa eklemeler yaparken, Amerika’da…
Yüksek Mahkemeyi ve verdiği kararları otorite bağlamında düşünmek yargının meşruiyeti…
Şüphesiz yargının bu işlevini yerine getirebilmesi için yargının, yasama ve yürütmeden…
Amerikan Devrimi, Fransız Devrimi’nden farklı olarak mutlaklara sığınmaktan kaçınmış…
Denebilir ki, Arendt’in “Devrim Üzerine” adlı eserindeki temel amaçlarından biri…
Bu bağlamda Arendt’in iktidar ve otorite arasında yaptığı ayrımla iki farklı yaklaşımı…