Değişikliğin henüz Teklif aşamasında olduğu zaman diliminde, Lexpera Blog’da yayınladığımız…
-
Git
: -
-
ᴀ⇣ Yazı karakterini küçült
Aşağıda bir kısmını gördüğünüz bu dokümana sadece Profesyonel + pakete abone olan üyelerimiz erişebilir.
B.KANUNLAŞTIRMA SÜRECİNE İLİŞKİN TESPİTLER
Kanunun hazırlanmasında ve TBMM’ne sunulmasındaki çok temel anayasal sorundan sonra,…
“Tasarı’nın görüşe sunulmamış olduğu, en azından konunun uzmanlarının görüşünün alınmadığı, mesleki kuruluşlar, hukuk fakülteleri, yargı organları ve hukuki kurumların görüşlerinin değerlendirilmediği; uygulamacıların Tasarıyı ancak tasarı haline (“teklif” olacak) gelip TBMM’ye sunulduğunda öğrenilebildikleri; ilgili kişi ya da kuruluşlarla paylaşılmadan, tartışılmadan, değerlendirilmeden temel kanunlardaki değişikliklerin kabul edilmesinin fayda sağlamayacağı; avukatların ve baroların konuyla ilgili kurumsal görüşünün alınmadığı ileri sürülmüştür.…
Yukarıda yaptığımız açıklamalar ve belirttiğimiz veriler dikkate alındığında, gerçeği asla ve kesinlikle yansıtmayan ve hem Adalet Bakanlığı’na hem de Bilim Komisyonuna karşı büyük ve vahim bir haksızlık teşkil eden böyle bir eleştirinin nasıl ileri sürülebildiğine doğrusu bir anlam verememekteyiz”. Bilim Komisyonunun da belirttiğimiz eleştirilerin bir kısmıyla, özellikle yargılama…
Bu eleştirilerimizin önemli bir kısmını bugün ve sadece bu değişiklik için de yapıyor…
Sürekli kanun değiştirme yönündeki karşı konamaz eğilim, Hukuk Muhakemeleri Kanununun…
Bu konuda en çarpıcı, somut, tereddüt doğurmayacak bir örnek olarak HMK m. 353’de…
Bu örnekten de anlaşılacağı üzere üç yıl önce alınan görüşlerin, üç yıl sonra ortaya…
Buna rağmen, bir kısmı çok ciddî, bir kısmı ise aslında şeklî olan değerlendirme ve önerilerimiz hiç dikkate alınmamış, Teklifin bir iki maddesi dışında, noktasına virgülüne dahi dokunulmamıştır. İmlâ ve ifade hatalarını dahi düzeltme çabası olmadan; dikkat çekilmiş olmasına rağmen madde ve gerekçelerdeki çelişkiler giderilmeden, TBMM’ne sunulduğu gibi kabul edilen Teklifin, bu şartlarda gerçekten tartışılarak değerlendirildiğini söylemek mümkün değildir. Yine bu noktada çok çarpıcı bir örnek olarak, 94. maddede değişiklik yapılarak, kesin süreye konu olan işlemin “hiçbir” duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklanmış olması kanuna eklenmiş ve “hiçbir” ifadesi ile kesinlik, açıklık ve netlik sağlanacağı, uygulamadaki tereddüt ve sorunların giderileceği belirtilmiştir. Ancak, diğer yandan da çok ilginç bir şekilde, istinafla ilgili olarak 353. maddede yapılan değişiklikle, “hiçbir” ve “hiç” ifadelerinin uygulamada sorun doğurduğu belirtilerek, bunların yerine, daha muğlak ve açık olmayan “uyuşmazlığın çözümüne etkili olabilecek önemli” ifadesi kabul edilmiştir. Hiç, açıklanmaya ihtiyaç duyulmayacak kadar açıktır, felsefî ve teolojik yönden tartışılması bir yana bırakılacak olursa, “hiç”in tartışılacak bir yönü yoktur, matematiksel olarak sıfırı ifade eder. Yani aynı değişiklikte, bu değişikliği hazırlayanlar ve kanun koyucu “hiç” ifadesini bir maddede sorun gideren ve netlik kazandıran bir ifade olarak kabul etmiş; diğer maddede ise sorunlara yol açan ifade olarak belirtmiştir. Ortaya çıkan bu durumun hukuk bir yana, kendi içindeki mantık ve akıl bakımından da çelişkili olduğu, argumantasyon ve inandırıcılık sorunu bulunduğu açıktır. Bir şey kendisidir, başka bir şey olamaz (özdeşlik Sayfa 557ve çelişmezlik) şeklindeki temel mantık ilkesinin bu kanunlaştırmada geçerli olmadığı anlaşılmaktadır. Kısaca, hukuk bir yana mantık ve dilbilgisi bakımından çok net olan çelişkilerin bile dikkate alınmadığı, yanlışların giderilmediği bir kanunlaştırma sürecinde, görüşlerin yeterince değerlendirildiği söylemek inandırıcı değildir. Gerçek bir değerlendirme yapılmış olsa, bu kadar ciddî eleştiriler ve mantık kurallarına aykırılıkların da giderilmiş olması, en azından belirli bir düzeltmenin yapılması beklenirdi(13).Sayfa 558
BOŞ SAYFA
Kanun değişikliğinde çelişkiyi düzenlemeye diğer bir örnek 20. ve 331. maddede yapılan…
Dikkat çeken diğer bir çelişki ve değişikliğin tam tartışılmaması sonucu ortaya çıkan…
Değişiklik Teklifinde görüşlerin alındığı tarihte artık mevcut olmayan hukuk fakültelerinin…
Unutmamak gerekir ki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun kabulü aşamasında…