Sanat kavramına ilişkin çok sayıda tanım yapılmış, ancak bu tanımlar ortak bir fikirde…
Sanat ve estetik felsefesini ilgilendiren konular arasında yer alan sanatın mahiyeti,…
- Türk Dil Kurumu sözlüğünde sanat şu şekilde tanımlanmıştır: “Bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık”tır
- Platon ise sanatı “bir kopyayı tekrar kopya etmek, imgeyi tekrar imgelemek olarak tanımlamıştır. Bu sebeple Planato’a göre sanat bir taklitten ibarettir”(96)…
- Aristo’ya göre “sanatçı doğayı taklit eder. Ancak sanatçı doğa unsurlarını, insan ilişkilerini hem olanı hem de olabilir olanı yansıtır. Sanatçı nesneyi yorumlayarak yansıtır. Bu sebeple sanatçı salt bir taklitçi değildir”(97)…
- Hegel’e göre “sanat, maddeye sokulan ve maddeyi kendine benzeten ruhtur(98).…
- Kant’a göre; “sanatın kendi dışında, hiçbir amacı yoktur. Sanat ‘sanki bir oyun gibi’, ‘kendi için hoş olan bir uğraş’tır, başka bir deyişle özgürdür. Zanaat ise kendi için zahmetli ve hoşnutsuzluk uyandıran bir faaliyettir, ücrete tabidir ve yalnızca fayda sağlayan bu sonucundan dolayı çekici olabilir”…
- Marks’a göre sanat; “yaratıcı eylem, insanın ve doğanın karşılıklı etkileşiminin bir aşamasıdır. Bu, toplumsal bir karakter taşır. Sanat, yaşamı insanileştiren bir olgudur”(102)…
- Tolstoy’a göre sanat; “içimizde olanın çizgi, renk, jest, ses, söz ve duygular aracılığıyla ortaya çıkmasıdır… Sanatın insanlar arasında kurduğu ilişkinin sözün kurduğu ilişkiden farkı, sözün insanların birbirlerine düşüncelerini, sanatın ise duyguları aktarmanın aracı olmasıdır”(103)…
- Arseven ise göre sanat kelimesi: “…Arapça’da amel yani iş ve yapma manasına sunu’ kökünden alınmıştır. Lügatte, icadet-ül-fiil yani bir işi vücuda getirmek ve icad-ül-suret yani bir maddeye zihinde tasavvur edilen şekil ve sureti vermek manalarında olduğu zikredilmektedir… tabiatta kendi kendine vücut bulmayıp insanın aklı ve zekasını kullanarak eliyle yaptığı işlere sanat denilmiştir…. Zanaat tabiri ilim, zeka ve ibda’ eseri olmayıp yalnız meleke ve el ustalığı ile yapılan işlere münhasır kalmış ve bunların fevkindeki işlere,…
- Bir başka görüşe göre “sanat, dinleyen ve görende estetik bir zevk ve heyecan yaratan, gerçekliği sembolik, uylaşımlı ve karşılıksız bir şekilde taklit ve ifade eden eser ve hareketlerdir”(105)…
- Artut’a göre “sanatta zevki (haz alma duygusunu) belirleyen bazı öğeler vardır ki, bunların başında duygu ve düşünce gelir. İnsandaki haz duygusu sanatın temel unsurudur. Haz duygusunu kaldırdığımız zaman sanat yapıtlarıyla birey arasında mekanik bir bağ oluşur. Haz duygusunun gelişimi, bireyin entelektüel-düşünsel gelişimiyle yakından ilgilidir. Çünkü sanat yapıtı bireyin algıladığı, kavradığı bir öğedir. Dolayısıyla algılanan öğe, önce duygulandırır, sonra düşündürür. Yani sanat yapıtı hem algılanan, hem duygulandıran, haz veren, düşündüren bir öğedir… Sanat, insan ile doğadaki nesnel gerçekler arasındaki estetik ilişkinin dışavurumudur”(106)…
- Alman romantiklerinin savunduğu görüşe “sanat, insan aklının ve hayal gücünün nesneleşmiş veya dışa vurulmuş halidir”(107)…
- Tanyeli ve Sözen’e göre “sanat, insanoğlunun yarattığı yapıtlarda güzellik ülküsünün ifadesi biçiminde tanımlanır. Oysa güzellik ülküsünün sanat için bir zorunluluk olmadığı, çağdaş sanat düşüncesi evreninde bir yeri kalmadığı kesin gibidir. Dolayısıyla sanatı bugün Thomas Munro’nun tanımıyla ‘doyurucu estetik yaşantılar oluşturmak amacıyla dürtüler yaratma becerisi’ diye nitelemek olanaklıdır”(108)…
Sanata ilişkin yapılan bu tanımlarda sanatın bir taklit mi, oyun mu, yaratma mı,…
Estetik kavramı, Yunanca duyum, duyular, algı duygu ile algılamak gibi anlamlar taşıyan…
- “Estetik, sanatsal yaratının genel yasalarıyla sanatta ve hayatta güzelliğin kuramsal bilimi, güzel duyu, bedii, bediiyat”;…
- Estetik, “klasik anlamıyla, estetik güzelin ne olduğu sorusunu yanıtlamakla ilgilenen felsefe dalı”dır
Estetiğin sadece güzelin bilimi olmadığı da savunulmuş ve estetik, “gerçekliğin sanatsal özümsenmesinin bilimidir”…
Güzellik, her ne kadar estetik kavramını açıklamada kullanılan ana kavram olsa da…
Güzel ve çirkin kavramlarına ilişkin yapılan çok sayıda tanım, sanatta, güzellik…
Aristoteles’e göre “realitede, doğada tiksinerek baktığımız şeyler, bir sanat eseri haline gelince, onlara hoşlanarak bakarız, ifadesi ile gerçek hayatta bir hayvan cesedine hoşnutsuzluk içinde bakarken; bunun mükemmel bir şekilde resmedildiği bir tabloya baktığımızda ise hayranlık duyarız. Zira bu artık bir hayvan cesedi değil sanatçının kendi hususiyetini kattığı bir resim, bir sanat eseridir. Bu sebeple estetik kavramı güzel kadar çirkini de, hoş olan kadar hoş olmayanı da, armonik olan kadar disarmonik olanı içinde barındırmaktadır. Buna göre estetik negatif ve pozitif estetik olarak sınıflandırılabilir”(117).…