5901 sayılı Kanun’un gerekçesinde; “…uluslararası düzeyde vatandaşlık konularında bağlayıcı düzenlemelere gidilmeye başlanmıştır. 1 Mart 2000 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi vatandaşlığın kazanılması ve kaybedilmesi konularında önemli ilkeler benimsemiştir. Sözleşme, vatandaşlık hukukunun cinsiyet, din, ırk, renk ya da ulusal veya etnik köken açısından ayrımcılık oluşturan herhangi bir uygulama içeremeyeceğini kabul etmiştir… …Ülkemiz bu sözleşmeyi henüz imzalamamakla birlikte, Avrupa Birliği üyeliği sürecinde ülkemizin gündemine gelmesi muhtemel görünmektedir. Çünkü Avrupa Birliği düzeyinde yapılan değerlendirmelerde vatandaşlık alanında Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesinin temel alınması gerektiği yönünde eğilim ağırlık kazanmıştır” denilmektedir.…
“5. Madde – Ayrımcılık Yasağı…
1. Taraf Devletin vatandaşlığa dair kuralları fark gözeten ibarelere yer veremez veya cinsiyet, inanç, ırk, renk ya da ulusal veya etnik köken temelinde ayrımcılığa varan herhangi bir uygulamayı içeremez.…
2. Vatandaşlığını doğumla veya sonradan kazanmış olan vatandaşları arasındaki ayrımcılığı yasaklayan ilke, Taraf Devletlerin her birini yönlendirir.
Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi “cinsiyet, inanç, ırk, renk ya da ulusal veya etnik köken temelinde” ayrımcılık…
Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi Açıklayıcı Raporunda(64) “taraf devletlerin diğer bazı devlet vatandaşlarına daha lehe muamelede bulunmasının mümkün olduğu, örneğin Avrupa Birliği üye devletin diğer bir Avrupa Birliği üye devletin vatandaşlarına vatandaşlığa alınması için normal kuralda belirlenenden daha kısa ikamet süresi tanımasının tabiiyet temelinde tercih …
5901 sayılı Kanun’da Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi ilkelerinin benimsenmesi öğretide…
5901 sayılı Kanun ile Türk soylu yabancılar yerine göçmen statüsündeki kimselerin…