Orman Kanunu’nun 17’nci maddesinin düzenlenen ilk haline göre, “kamu yararına olan her türlü bina ve tesisler”…
“Anayasa’nın, Devlet ormanlarında, gerçek ve tüzel kişilere irtifak hakkı tesis edilebilmesi için öngördüğü kamu yararı ise yerine getirilmek istenen kamu hizmetinin üstün bir kamu yararına dayanmasını ve bunun yerine getirilebilmesi için de Devlet ormanlarına ait alanların kullanılmasının zorunlu bulunmasını gerekli kılmaktadır. Ancak, bu durumunda kamu yararının varlığından söz edilerek Devlet ormanlarında irtifak hakkı tesis edilebilecektir. Böylece, her kamu yararı üstün bir kamu yararı olarak kabul edilemeyecek ve üstün kamu yararı taşıdığı kabul edilen hizmetin, orman ekosistemi dışında gerçekleştirilmesinin imkânsız olması da mutlak surette…
Söz konusu karşı oy gerekçeleri dikkate alındığında zaruret “kaçınılmazlık” olarak…
Zaruret ilkesinin tartışıldığı bir diğer uyuşmazlık ise, Orkan Kanunu’nun 16’ncı…
“(…) Kuralda göl, baraj ve deniz yüzeyinde yapılan balık üretimi için karada yapılması mecburi tesisler ile kuralda belirtilen diğer hallerden farklı olarak balık üretmek üzere tesis kurulmasının orman ekosistemi ile bağlantılı olduğu söylenemez.…
Bu kararda zaruret ilkesi, orman alanlarından yararlanmanın ‘ikinciliği’ üzerinden…
Sürdürülebilir orman yönetimi uyarınca ormanların devamlılığı sağlanmalı ve aynı…