Rousseau’nun teorisini ırksal, etnik, dini bölünmelerin olmadığı ya da çok derinleşemediği…
Halk egemenliğinden, temsili sistem(88) ile birlikte millet egemenliğine geçilmesi Rousseau’nun teorisinin de farklı bir boyuta taşınması anlamına gelir. Halk iradesi artık parlamentonun iradesidir. Parlamentonun iradesi ise belli bir anda ortaya çıkan çoğunluğun iradesidir. Dolayısıyla genel irade artık çoğunluğun iradesi ile bütünleşmiş durumdadır.(89)…
Üstelik çoğunluğun iradesi ile özdeşleşen bu genel irade Rousseau’nun teorisinde…
Çoğunluk egemenliğinin de tüm egemenlikler gibi sınırlanması gerektiğini savunan…