Çalışmamızda önceden kısaca, “menfaat çatışmasının bulunduğu durumlarda alacaklının halefe önceliği”…
(i) İlk özel sorun, alacaklının önceliği ilkesinin müteselsil borçlunun kanuni adi rücu hakkı bakımından da geçerli olup olmayacağına ilişkin olarak gündeme getirilmiştir. Alman hukukunda da taraftar bulan bir görüş(1771)…
(ii) Bir başka soru ise bu ilkenin, borçlunun korunmasına da hizmet eder biçimde kullanılmasının mümkün olup olmadığına ilişkin olarak ortaya çıkabilir. Örneğin, müteselsil borçlulardan birinin alacaklıyı tatmin ettiği durumda alacaklı alacağın tamamını hukuki işlemle bu borçluya devretse, bu borçlunun iç ilişkide diğer borçlulardan -normalde iç ilişkideki payı nispetinde başvurabilecekken- alacağın tamamını talep etmesi mümkün olur mu? Bu sorunun olumlu yanıtlanması, alacaklı ile borçlulardan birinin anlaşma yoluyla diğer borçluların hukuki durumunu ağırlaştırması anlamına geleceğinden isabetli değildir(1773).…
