Görüntüleme Ayarları:
Sayfa numarasını gizle
Sayfa 1

Geçerli Sebebe Dayanmaksızın Kullanılan Bozucu Yenilik Doğuran Hakkın Hukuki Sonuçları ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı Eleştirisi

Prof. Dr. Etem Saba ÖZMEN(1)

Yenilik doğuran hakların kullanılması kural olarak bir dava açılmasına gerek olmaksızın, hak sahibinin bu yöndeki irade beyanıyla gerçekleşir. Yenilik doğuran hak türlerinden birisi olan bozucu yenilik doğuran hakların kullanılması, bu yöndeki tek taraflı irade beyanının karşı tarafa varmasıyla hüküm ve sonuç doğurur. İrade beyanının muhatabına ulaşması ile arzu edilen hukuki sonuç doğar ve sözleşme kendiliğinden sona erer.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu önüne gelen ve haklı bir sebep olmadan tek taraflı irade beyanıyla sözleşmenin feshedilip feshedilemeyeceğine ilişkin uyuşmazlıkta bu hususu tartışmış ve E. 2011/11-693, K. 2012/88, 22.2.2012 tarihli kararı ile somut uyuşmazlıkta TBK. m.125/2 hükmünün uygulanma şartlarının oluşmadığı, zira anılan hükmün uygulanabilmesi için sözleşmenin her iki taraf için de ayakta ve geçerli bulunması gerektiği, somut uyuşmalıkta fesih iradesinin muhatabına ulaştığı andan itibaren sözleşme ilişkisinin ileriye etkili olarak ortadan kalktığı, bu sebeple anılan hükmün taraflar arasında uygulanamayacağı gerekçeleri ile irade özerkliğinin bir sonucu olarak haklı bir sebep olmadan da tek taraflı bozucu yenilik doğran bir irade beyanıyla kullanılabilen fesih hakkına engel olunamayacağını çoğunluk görüşü ile benimsemiştir.

Yargıtay söz konusu kararda Roma hukukunun en eski ilkesi olan ahde vefa ilkesini yok saymıştır. Bu karara muhalif olan azınlıkta kalan görüş sahipleri ise feshin bozucu yenilik doğuran bir hak olduğunu, ancak bu hakkın gelişigüzel kullanılamayacağını, bir tarafın sözleşmeyi haklı bir sebep olmadan feshine yönelik işleminin TMK. m.2’ye aykırı olduğunu, taraflardan birinin haklı bir sebep olmaksızın fesih hakkını kullanmasının tek başına Sayfa 2 sözleşmeyi sona erdirmeyeceğini, koşulları oluşmadan tek taraflı feshin hukuki sonuçlarını doğuramayacağını ileri sürmüşlerdir.

Bozucu yenilik doğuran hakkın kullanılmasına temel oluşturan olgu olmaksızın şeklen karşı tarafa varması gereken irade beyanı yöneltmesine bağlı olarak hakkın mevcudiyetini ileri sürerek şeklen kullanılmaya bağlı etki doğurmamalı, hakkın doğumuna vücut veren olgu gerçekleşmeden bu hak keyfi olarak kullanılmamalıdır. Bozucu yenilik doğuran hakkın kullanılması Yargıtay’ın kararında hatalı yorumlara konu olmuş ve bu hakkın temelindeki olgunun oluşup oluşmadığı kurgusundan bağımsız olarak, salt şekli açıdan kullanılmakla artık hukuk hayatında mevcudiyeti sona erdirilmiş olan sözleşmenin bird aha canlanamayacağı ve bu sonuçla artık olumsuz zararın mağdur olan bozucu yenilik doğuran hakkın muhatabı açısından giderilmekle sorunun çözülmüş olduğu yanılgısına düşülmüştür.

Öğretide bozucu yenilik doğurucu hakkın hüküm ve sonuç doğurması için hak sahibinin hakkı kullanma yönündeki irade beyanının muhataba varmasının yeterli olduğu, hak sahibibnin hakkını kullanırken hangi sebebe dayandığını irade beyanında muhataba bildirmesine gerek olmadığı haklı olarak savunulmuştur. Bozucu yenilik doğuran hakkın şekli olarak muhataba varması gereken irade beyanı içeriğinde, bu beyanın geçerliliğine vücut veren sebebin gösterilmesinin gerekmediği kural olarak kabul edilmelidir. Yani, sözleşmeden dönmenin sebebini oluşturan maddi olgulara sahip ve fakat muhataba sebebin açıklanmadığı sözleşmeden dönme bildirimi geçersiz kabul edilmemelidir. Böyle bir durumda bozucu yenilik doğuran hak, sebep açıklanmasa bile kullanılmakla hüküm ve sonuç doğuracaktır.

Muhataba varması gereken bozucu yenilik doğuran hakları kullanmaya yönelik irade beyanı irade beyanının hangi sözcüklerle ifade edildiğinin hiçbir önemi bulunmadığı gibi, irade beyanında hukuki sebebi gösterme zorunluluğu da bulunmamaktadır. Hakim, hakkı kullanan kimsenin gerçek iradesini esas alacaktır. Bozucu yenilik doğuran hakka vücut veren olgu gerçekleşmekle, bu hakkı kullanan hak sahibibnin sözleşmeyi ortadan kaldırması yolunda oluşturduğu sonucu karşı tarafın kabulü de gerekmemektedir. Yenilik doğuran haklar, açık irade beyanı ile kullanılabileceği gibi, örtülü irade beyanı ile de kullanılabilirler. Önemli olan yenilik doğuran hakkın kullanıldığının, örtülü irade beyanından anlaşılabilmesidir.

Yenilik doğuran haklar, kural olarak, davaya gerek kalmaksızın kullanılmasına ragmen muhatap, hak sahibinin irade beyanına itiraz etmesi halinde Sayfa 3 dava açacak olursa, hüküm davalı için borç doğurmaz; sadece önceden ortaya çıkmış hukuki sonucu tespit eder.

Yargıtay, bozucu yenilik doğuran haklar konusunda, keyfi ve haklı sebebi olmaksızın sözleşmeden dönmeye haklılık tanımış, böylece ciddi sonuçları olan sözleşmeler açısından kanunda yer almayan bir sonuçla bu sözleşmeden ancak yargı kararıyla dönülebileceği hükmüne varmıştır. Sayfa 4

Dipnotlar

  • (1)

    Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Öğretim Üyesi.