Seyr-i fi’l-menam, uyandıktan sonra hiçbir hatırası kalmayarak mücerret itiyat hasebiyle…

Seyr-i fi’l-menam, esbab-ı muafiyetten addolunabilip olunamayacağı meselesi beyne’l-ulemâ…

Müellifînden (Fodéré) ve (Hofbauer) seyr-i fi’l-menam halinde bulunan failin hin-i îka-ı cürmde gerçi rıza ve ilmi lâhik değilse de kable’n-nevm cürüm, nâimin zihninde bulunmuş ve tasavvur edilmiş olduğundan seyr-i fi’l-nevm halinde bulunan mücrim hakkında ceza terettüb etmek lâzım geldiğini beyan ve eski Roma tarihini istişhad eylemişler ise de bugünkü kavaid-i nazariyye-i cezaiyyeye min külli’l-vücuh münafi olan mütalaa-ı mezkûre şayan-ı iltifat olamaz. Hatta Paris Cinayet Mahkemesinin ahiren sadır olan 26 Kanun-i Sani sene 1881 tarihli bir kararı buna bütün bütün şüphe bırakmamıştır. Şu kadar var ki meşahir-i müellifînden (Muyart de Vouglins)…

“Il faut compter, parmi les crimes qui se oommettent dans le sommeil ceux qui ont été précèdes d’une faute ou imprudence inéxcusable, telle que serait celle des pères et mères qui auraient étouffé en dormant leurs enfants qu’ils auraient couchés avec eux; ce qui entend si cet enfant était d’un âge si tendre qu’il y aurait un danger évident à le coucher dans un grand lit.”…

Sarhoşluk, ivresse bizde şeran memnu olan ümmü’l-habâisin netaic-i seyyiesinden olmakla esbab-ı muafiyetten addolunmadığı gibi bazı müellifin-i ecnebiyye dahi sarhoşluk esasen failin yed-i ihtiyârında bulunan bir vechile hâsıl olduğundan esbab-ı muafiyetten değil hatta esbab-ı muhaffifeden bile addolunmamak lâzım geldiği yolunda beyan-ı mütalaat etmişlerdir ki pek doğrudur.…

Osmanlı Ceza Hukuku Mufassal Nazariyyat-ı Ceza

Aşağıda bir kısmını gördüğünüz bu dokümana sadece Profesyonel + pakete abone olan üyelerimiz erişebilir.

Seyr-i Fi’l-Menam