Tasarı’nın “Birinci Kısmı Genel Hükümler” başlığı altında, birinci bölümde “Görev, Yetki ve Yargı Yeri Belirtilmesi”…
Sadece mahkemelerin görevinin kanunla düzenlenmediğinin daha açık olabilmesi için,…
İkinci maddede malvarlığına ilişkin davalarda görev başlığı altında birinci maddenin…
Sulh hukuk mahkemelerinin görevi, 1086 sayılı Kanun ile Tasarı’da 8. maddede düzenlenmiştir.…
Burada değerin beş bin lira olduğu yazılı ise de bu değer Türkiye Büyük Millet Meclisi…
Tasarı’nın 9. maddesinde şahıs varlığına ilişkin davalarda asliye hukuk mahkemesinin…
Yetki konusunda daha sistematik ve daha açık bir düzenleme yapılmaya çalışılmıştır.…
Bu kısımda yeni olarak, yetki sözleşmelerinin tacirler ve tacir olmayanlar arasındaki…
“Birinci Kısım İkinci Bölüm”de, yargılamaya hâkim olan ilkeler düzenlenmiştir. Bu ilkelerden bir kısmı 1086 sayılı Kanun’da da düzenlenmişti. Ancak tüm ilkelerin daha açık ifade edilmesi yanında, doktrin ve uygulamada kabul edilen, “hukukî dinlenilme hakkı”, “yargılamanın sevk ve idaresi”, “dürüst davranma ve doğruyu söyleme yükümlülüğü” gibi…
Bu kısmın “Üçüncü Bölüm, İkinci Ayırım”ında, hâkimlerin sorumluluğu düzenlenmiş ve hâkimlerin fiillerinden dolayı devletin birinci derecede sorumluluğu kabul edilmiştir. Böylelikle Anayasa’nın 129. maddesinin beşinci fıkrasına uygun bir düzenleme yapılmıştır. Bu kısmın “Dördüncü Bölüm”ünde,…
Tasarı ile getirilen yeniliklerden biri de avukatla temsil zorunluluğudur. Ancak…
“İkinci Kısım”da düzenlenen dava çeşitleri ve dava şartları ile ilgili hükümler yenidir. Eda, tespit ve inşaî davalar dışında, kısmî dava, objektif dava birleşmesi, terditli dava, seçimlik dava ve grup davası yeni olarak düzenlenmiştir. Bu kısmın “İkinci Bölüm”…
“Üçüncü Kısım”da “Yazılı Yargılama Usûlü”ne ilişkin hükümler yer almaktadır. Burada en önemli yenilik davanın açılmasıyla davacıdan avans alınmasıdır. Böylelikle dava sırasında masraf alınması sebebiyle süre kaybı önlenmek istenmiştir. 1086 sayılı Kanun’un 180. maddesinde, yargılama giderlerinden bir kısmını oluşturan dava dilekçesinin tebliği ve başka yerlerden getirtilecek belgeler için gereken giderlerin dava açılırken peşin olarak ödenmesi hususu düzenlenmişti. Ancak bu hüküm, tanık, davetiye masrafları, keşif veya davanın ileri aşamalarında yapılması muhtemel diğer giderler gibi hususları kapsamadığından, bu işlemler için gerekli masrafların ödenmesi gerektiğinde, davalar gereksiz şekilde uzamakta idi. Yargılama giderlerinin zamanında yatırılmaması, tek başına davaların gecikme sebebi olmamakla birlikte, önemli etkenlerden biridir. Gerek kanundan gerekse yerleşmiş yargı uygulamalarından kaynaklanan bu aksaklığın önlenebilmesi amacıyla, öncelikle dava açılmasıyla ilgili “Harç ve avans ödenmesi” kenar…
Uygulamada kabul edilmemekle beraber, doktrinde genel kabul gören iradî taraf değişikliği…
“Üçüncü Kısmı Dördüncü Bölüm”de ön inceleme düzenlenmiştir. “Ön inceleme” başlığını…
Bu eleştirilerin, aslında 1086 sayılı Kanun’un sistemi içinde de giderilmesi mümkündü.…
Tahkikat duruşmaları, delillerin inceleneceği ve hukukî tartışmanın yapılacağı zaman…
Ayrıca, işin esasına girilmesi gerekli olmayan, usûle ilişkin kararlarla sürelere…
Ön inceleme aşamasında yapılması gerekenler yapılmadan, bu konuda verilmesi gereken…
Bunun aksine davranış, açık kanun hükmünü uygulamamak olacağından, hâkimin de sorumluluğunu…
Ön incelemenin amacına uygun yapılması, taraflar arasında sulh imkânını arttıracak,…
“Dördüncü Kısım, İspat ve Deliller” başlığını taşımaktadır. Bu kısımdaki ispat hakkı, ispat yükü, ve karşı ispatla ilgili hükümler yenidir. “Dördüncü Kısım İkinci Bölüm”de…
Bu sebeple örneğin, altı imzalanmış kâğıt üstündeki bir metin, yazı veya imzası inkâr…
Senet kesin olarak kullanılan ve Kanun’un özel bir anlam yüklediği belge türüdür.…
Ayrıca, belgenin üst kavram olarak kabul edilmiş olması, ilerde meydana gelecek teknik…
Açıklanan sebeplerle, belge ve senet arasında bir ayrım yapılarak, senetle ispat…
1086 sayılı Kanun’da yer alan bazı hükümler “Dördüncü Kısım İkinci Bölüm”e alınmamıştır. Çünkü, belge ve senetle ilgili bazı hususlar, dilekçelerin verilmesiyle bazıları da ispat ve delillere ilişkin genel hükümlerle doğrudan bağlantılıdır. Örneğin, tarafların ellerindeki belgeleri dilekçelerine ekleyerek mahkemeye vermelerine ilişkin hususlar dilekçelere ilişkin bölümde, başka yerden getirilecek delillerle, delillerin incelenmesi genel olarak ispat ve delillere ilişkin genel hükümler içinde düzenlenmiştir. Bunun dışında, uygulanma kabiliyeti kalmayan hükümlerle, kaldırılması boşluk doğurmayacak hükümlere bu Tasarı’da yer verilmemiştir. Örneğin, 1086 sayılı Kanunun 305. maddesinde yer alan, nüfus kayıtlarının