Aşağıda bir kısmını gördüğünüz bu dokümana sadece Profesyonel veya Profesyonel +
pakete abone olan üyelerimiz erişebilir.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunca yazılı başvuruda bulunularak soruşturma talep edilebildiğinden 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 26 ncı maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklikle, madde lafzı tereddüde mahal vermeyecek şekilde yeniden düzenlenmektedir. Ayrıca, yapılan değişiklik ile bankacılık sistemini tehlikeye düşürdükleri tespit edilen banka mensuplarının imza yetkisinin geçici kaldırılacaklar kapsamına alınması amaçlanmaktadır.
Madde ile, 5411 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklikle, kalkınma ve yatırım bankalarının taşınır ve taşınmaz mal ve hizmet bedellerinin ödenmesi suretiyle veya kâr ve zarar ortaklığı yatırımları, taşınmaz, ekipman veya emtia temini, mal karşılığı vesaikin finansmanı, ortak yatırımların Kanun uygulamasında kredi sayılması sağlanarak, değişen koşullar altında yeni finansman yöntemlerinin oluşması halinde, bu yöntemlerin de kredi sayılabilmesi için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluna yetki verilmesi öngörülmektedir.
Madde ile, bankanın dâhil olduğu risk grubuna dâhil edilecek kişilerin, Basel Bankacılık Denetim Komitesi tarafından yayımlanan Etkin Bankacılık Denetimine İlişkin Temel İlkelere uyumlu bir şekilde yöneticileri ile bunların eş ve çocuklarını da içerecek şekilde yeniden belirlenmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca bankanın dâhil olduğu risk grubu tanımı kapsamında, nitelikli pay sahipleri ve yönetim kurulu üyeleri ile genel müdürün başka kuruluşlarda genel müdür ve yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı kuruluşlar da dâhil olduğundan özellikle fıkrada geçen kuruluşlar bakımından neredeyse tüm kamu kurum ve kuruluşlarını da içerecek şekilde bankanın dâhil olduğu risk grubu genişleyecek, bu durum ise bu kuruluşların kredi imkanlarını oldukça daraltacaktır. Bu durumun engellenmesi amacıyla söz konusu bankaların risk grubunun sadece kontrol ettikleri kuruluşlarla sınırlandırılması ve Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketine, Türkiye Varlık Fonuna veya bunlara ait fonlara ait bankalar açısından da benzer sakıncaların gündeme gelmesi nedeniyle bu bankaların da kapsama dâhil edilmesi öngörülmektedir. Ayrıca benzer durum tüzel kişi risk grubu tanımından dolayı Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketine, Türkiye Varlık Fonuna veya bunlara ait fonlara ait diğer kamu kurum ve kuruluşlarının her biri açısından da geçerli olması nedeniyle bu kamu kurum ve kuruluşlarının da sermaye, yönetim ve denetimlerine hâkim oldukları bağlı ortaklık, iştirak ve müesseseler ile birlikte ayrı bir risk grubu oluşturmasının sağlanması amaçlanmaktadır. Bunun yanı sıra Basel Bankacılık Denetim Komitesi tarafından yayımlanan standartlar ile uyumlu olarak risk gruplarının ve maddenin uygulanmasına ilişkin detayların belirlenmesi hususunda Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun yetkilendirilmesi öngörülmektedir.
Madde ile, 5411 sayılı Kanunun 55 inci maddesinde yapılan değişiklikle; Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi, Türkiye Varlık Fonu veya bunlara ait fonlar ile yapılan işlemler, bu kurumlarca çıkarılan ya da ödenmesi garanti edilen bono, tahvil ve benzeri borçlanma araçlarının kredi sınırlamalarına tabi olmaması amaçlanmaktadır.
Madde ile, mevduat toplamaları mümkün bulunmayan kalkınma ve yatırım bankalarının fon sağlayabilecekleri alanların genişletilmesi için 5411 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinde yer alan müstakriz ibaresi kaldırılarak, kalkınma ve yatırım bankalarının Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunca belirlenecek esaslar çerçevesinde tüm kredi müşterilerinden sağlayacakları fonların da mevduat olarak değerlendirilmemesi amaçlanmaktadır. Ayrıca anılan maddede yapılması öngörülen değişiklikle, bankanın tüm ortaklarından sağlayacakları fonların mevduat sayılmamasına ilişkin uygulamanın sağlıklı bir şekilde takip edilebilmesi, küçük pay sahiplerinin kapsam dışında tutulabilmesi amaçlanmaktadır.
Madde ile bankaların ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu uygulamalarının uluslararası en iyi uygulamalara uyumunun sağlanması, bankaların mali bünyelerinde herhangi bir sorun mevcut olmasa bile ilerleyen dönemlerde oluşması muhtemel sorunların ve bu durumlara ilişkin alınması öngörülen önlemlerin önceden belirlenmesi suretiyle hazırlayacakları önlem planının Kuruma gönderilerek denetime hazır tutulması sayesinde gözetim ve denetim süreçlerinin etkinliğinin artırılması ve karar alma ve uygulama süreçlerinin hızlandırılması amaçlanmaktadır. Mevcut düzenlemelere göre bankaların mali bünyesinde sorun ortaya çıktıktan sonra gerekli önlem planını hazırlayarak uygulaması öngörülmüş iken bu değişiklikle daha erken aksiyon alma imkanına kavuşulmuş olacaktır. Uygulamaya ilişkin usul ve esasların belirlenmesi konusunda ise Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluna yetki verilmesi öngörülmektedir.