Aşağıda bir kısmını gördüğünüz bu dokümana sadece Profesyonel veya Profesyonel +
pakete abone olan üyelerimiz erişebilir.
GENEL GEREKÇE
XX. Yüzyılın ikinci yarısında bir hukuk terimi olarak yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanan insan hakları terimi, teorik olarak bütün insanlara tanınması gereken ideal bir haklar listesini ifade etmektedir. İnsan hakları, kişinin insan olmasından kaynaklanan dokunulmaz, vazgeçilmez, yadsınamaz ve devredilemez haklardır.
İnsan haklarına en çok önem verilen yönetim şeklinin ise, çoğulcu demokrasiye sahip demokratik yönetimler olduğu kabul edilmektedir. Bu nedenle demokratik bir yönetimin içinde mutlaka bulunması gereken en önemli unsurlardan birisinin, temel hak ve özgürlüklerin korunması olduğu şüphesizdir.
İnsan hakları ve demokrasi kavramlarının gelişimi paralel bir seyir izlemiştir. Siyasal iktidarlara sınırlamalar getirilmeye başlandığı andan itibaren yapılan bütün hareketlerin temelinde insan hakları kavramı yer almıştır. Siyasal iktidarlara getirilen bu sınırlamalara bağlı olarak demokrasi de gelişmeye başlamış ve insan hakları ile demokrasi kavramları birbirlerinden ayrılmaz duruma gelmiştir.
Gelişmiş demokrasilerde temel hak ve hürriyetler olarak ifade edilen ve anayasal metinlerde yer bulan birçok insan hakkının kullanımı konusunda ülkemizde getirilen sınırlamaların, Anayasanın sözü ve ruhu yanında demokratik toplum gereklerine uygun bir şekilde en aza indirilmesi konusundaki çalışmalar, son on yıllık dönemde hız kesmeden devam etmiş ve bu kapsamda birçok mevzuatta önemli değişiklikler yapılmıştır.
Özellikle, 2/7/2012 tarihli ve 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun ve 11/4/2013 tarihli ve 6459 sayılı İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla yapılan düzenlemelerle insan hakları ve ifade özgürlüğü kapsamında yapılan değişiklikler son derece olumlu sonuçlar ortaya koymuş ve bu hakların gerektiği gibi kullanımı konusunda toplumda ilerleme sağlandığı müşahede edilmiştir.
Hazırlanan bu Tasarıyla da, temel insan haklarından olan, ifade özgürlüğü ile seçme ve seçilme, toplantı ve gösteri yürüyüşü haklarının kullanımının genişletilmesi ve bir kişinin sahip olduğu özelliğinden dolayı ayırımcılığa uğramaması amacıyla bazı kanunlarda değişiklikler yapılmaktadır.
Bu kapsamda, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının kullanılmasında zaman aralığı genişletilmekte, seçim propagandalarında farklı dil ve lehçeler kullanılabilmesine imkân sağlanmakta, siyasi partilerin eş başkan seçebilmeleri ve %7’den daha az oy almış partilerin de Devlet yardımından faydalanması imkânı getirilmektedir.
Diğer yandan, nefret suçu günümüzde mücadele edilmesi gereken en önemli olgulardan biri olarak uluslararası gündemde yerini almıştır. Nefret suçlarında hedef mağdurdan öte mağdurun üyesi olduğu sosyal gruptur. Fail için ise önyargı, açık veya örtülü şekilde suçun işlenme motivasyonunu oluşturmaktadır. Ayırımcılık temelli olması nedeniyle nefret suçu fail ve mağdur ile birlikte tüm toplumu yakından etkilemektedir. Bu kapsamda Türk ceza adalet sistemine daha uygun olacak şekilde 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda düzenlenen ayırımcılık suçuyla birlikte nefret suçu da düzenlenmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle bu Tasarı hazırlanmıştır.