Cenevre’de, 28 Temmuz 1951 tarihinde imzalanmış olan Mültecilerin Hukuki Durumuna dair Sözleşme ilişik deklarasyonla birlikte onaylanmıştır.
Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşmenin 42 nci maddesinin bahşettiği imkâna uygun olarak onaylama anında aşağıdaki ihtirazi kayıt kayıt kabul edilmiştir:
“Bu Sözleşmenin hiç bir hükmü, mülteciye Türkiye’de Türk uyruklu kimselerin haklarından fazlasını sağladığı şeklinde yorumlanamaz”
Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Bu kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Deklarasyon
A) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, mezkûr Sözleşmenin 1 inci maddesinin (A) fıkrasında mevzuubahis 12 Mayıs 1926 ve 30 Haziran 1928 Anlaşmalarına Taraf değildir. Ayrıca 30 Haziran 1928 Anlaşmanın şümulüne giren 150 kişi esasen 3527 sayılı Af Kanunu şümulüne girmekle, mezkûr Anlaşmanın memleketimiz bakımında derpiş ettiği husus ortadan kalkmıştır. Bu durum muvacehesinde, Cumhuriyet Hükümeti 28 Temmuz 1951 tarihli Sözleşmeyi yukarıdaki Anlaşmalardan müstakil olarak kabul etmektedir
B) İş bu Sözleşmenin tahmil ettiği vecibeler bakımından Cumhuriyet Hükümeti, 1 inci maddenin (B) fıkrasında “1 Ocak 1951 den evvel cereyan eden hâdiseler” şeklinde anlamaktadır.
C) Keza Sözleşmenin 1 inci maddesinin mülteci vasfını kaydına mütedair (C) fıkrasındaki “Vatandaşı bulunduğu memleketin himayesinden kendi isteği ile tekrar istifade ederse, veya, vatandaşlığını kaybettikten sonra kendi arzusu ile tekrar iktisap ederse” ibarelerini Cumhuriyet Hükümeti bu istifade ve iktisap keyfiyetinin sadece alâkadarın talebine değil, aynı zamanda bahis konusu Devletin muvafakatine bağlı bulunduğu şeklinde anlamaktadır.