BİRİNCİ KİTAP
Umumi hükümler
BİRİNCİ FASIL
Vazife
Vazife
Mahkemelerin vazifelerini kanun gösterir.
Davaların birleştirilmesi ve ayrılması
Murtabıt ceza davalarının her biri muhtelif mahkemelerin vazifesi dahilinde olsa bile bunlar birleştirilerek yüksek vazifeli mahkemeye verilebilir.
Bu mahkeme birleştirilmiş olan ceza davalarının ayrılmasına da karar verebilir.
Murtabıt suçlar
Bir kimse bir kaç suçla maznun olur veya bir suçtan her ne sıfatla olursa olsun bir kaç maznun bulunursa irtibat var sayılır.
Tahkikat sırasında davaların birleştirilmesi ve ayrılması
Tahkikata başlandıktan sonra dahi murtabıt ceza davalarının birleştirilmesine veya ayrılmasına Cumhuriyet Müddeiumumisinin veya maznunun talebiyle yahut resen karar verilebilir. Bu kararı vermek hakkı yüksek vazifeli mahkemeye aittir.
Birlikte görülen davalarda muhakeme usulü
Davaların birlikte görüldüğü müddetçe takip olunacak muhakeme usulü bu davaları birlikte gören yüksek vazifeli mahkemenin tabi olduğu muhakeme usulüdür.
Askerlerin işlediği suçlar
Askerlerin,askerlikten vazifelerine veya suçlarına taallük etmiyen yahut askerler aleyhine işlenmiş olmıyan suçlarını umumi mahkemeler görür.
Askerlerin vazifelerinden hariç suçlarda asker olmıyanların da alakaları varsa bu gibi suçların muhakemesi umumi mahkemelerde görülür.
Asker olmıyanların muhakemelerine her halde umumi mahkemelerde bakılır.
Resen vazife kararı
Davaya bakan mahkeme, muhakemenin her hal ve derecesinde davayı görmek vazifesi olup olmadığına resen karar verebilir.
İKİNCİ FASIL
Salahiyet
Salahiyet
Davaya bakmak salahiyeti; suçun işlendiği yer mahkemesine aittir.
Teşebbüste son icrai hareketin vuku bulduğu ve mütemadi ve müteselsil suçlarda temadi ve teselsülün bittiği yer mahkemesi salahiyetlidir.
Suç, dahilde intişar eden bir matbua münderecatından ileri gelmişse salahiyet matbuanın neşir merkezi olan yer mahkemesine aittir. Ancak,aynı mevkutenin birden çok yerde basılması halinde,suç, mevkutenin neşir merkezi dışındaki baskısında meydana gelmişse, bu suç için mevkutenin basıldığı yer mahkemesi de yetkilidir.
Takibi şikayetname verilmesine bağlı olan hakaret ve sövme suçlarında matbua tecavüze uğrayan kimsenin ikamet ettiği veya sakin olduğu yerde tevzi olunmuşsa oradaki mahkeme dahi salahiyetlidir.
Hususi salahiyet
Suçun işlendiği yer belli değilse maznunun yakalandığı yer ve yakalanmamışsa ikametgahı mahkemesi salahiyetlidir.
Maznun Türkiye'de ikamet etmiyorsa salahiyet, maznunun Türkiye'de en son sakin olduğu yer mahkemesinindir.
İşe bakacak mahkemenin bu suretle dahi tayini mümkün olmazsa muhakeme usulüne ait ilk muamelenin yapıldığı yer mahkemesi salahiyetlidir.
Yabancı memlekette işlenen suçlarda salahiyet
Yabancı memlekette işlenen ve Ceza Kanununun 4,5,6,7 ve 8 inci maddeleri hükmünce Türkiye'de takibi lazımgelen suçlarda dahi salahiyet,bundan evvelki maddenin birinci ve ikinci fıkralarına göre tayin olunur.
Bununla beraber Cumhuriyet Müddeiumumisinin veya maznunun talebi üzerine Temyiz Mahkemesi suçun işlendiği yere daha yakın olan yer mahkemesine salahiyet verebilir.
Bu gibi suçlarda maznun Tükiye'de yakalanmamışsa veya Türkiye'de ikamet eylediği veyahut en son sakin olduğu yer yoksa salahiyetli mahkeme, Adliye Vekilinin talebi ve Cumhuriyet Başmüddeiumumisinin müracaatı üzerine Temyiz Mahkemesi tarafından tayin olunur.
Yabancı memleketlerde bulunupta muafiyet imtiyazlarından istifade eden Türk memurlarının şahsi suçlarından dolayı salahiyetli mahkeme; Ankara mahkemesidir.
Deniz ve hava nakil vasıtalarında veya bu vasıtalarla işlenen suçlarda salahiyet
Suç açık denizlerde veya yabancı liman ve kara sularında Türk Bayrağını taşıyan deniz veya hava nakil vasıtalarında veyahut böyle bir nakil vasıtasiyle işlenmiş bulunursa suçun işlenmesinden sonra vasıtanın Türkiye'de ilk uğradığı yerin veya bağlama limanının mahkemesi salahiyetlidir.
Murtabıt suçlarda salahiyet
Yukarki maddelere göre her bir muhtelif mahkemelerin salahiyeti dahilinde bulunan murtabıt ceza davaları bunlardan birine bakmağa salahiyetli mahkemelerden herhangi birinde birleştirilerek görülebilir.
Murtabıt ceza davalarına başka başka mahkemeler tarafından bakılmağa başlanmış olursa Cumhuriyet Müddeiumumiliğinin taleplerine uygun olmak şartiyle mahkemeler arasında hasıl olacak uyuşma üzerine bu davaların hepsi veya bir kısmı bu mahkemelerin birinde birleştirilebilir.
Uyuşulmazsa Cumhuriyet Müddeiumumisi veya maznun tarafından talep olununca müşterek yüksek vazifeli mahkeme birleştirmeğe mahal olup olmadığına ve mahal varsa hangi mahkemede birleştirileceğine karar verir.
Birleştirilmiş olan davaların ayrılması dahi bu suretle olur.
Salahiyette icabı ihtilaf
Salahiyet hususunda bir kaç hakim veya mahkeme arasında icabı ihtilaf çıkarsa müşterek yüksek vazifeli mahkeme salahyetli hakim ve mahkemenin hangisi olduğunu gösterir.
Dava nakli
Salahiyetli hakim veya mahkeme, hukuki veya fiili sebepler dolayısile kaza vazifesini ifa edemiyecek halde bulunan, yahut tahkikatın orada icrası ammenin emniyeti için tehlikeli olursa yüksek vazifeli mahkeme davanın başka yerde bulunan aynı derecede bir mahkemeye nakline karar verir.
Amme emniyeti için dava naklini istemek Adliye Vekiline aiddir.
Yetkisizlik iddiasının zamanı
Sanığın yetkisizlik iddiasını, duruşmanın başlangıcında iddianamenin okunmasından evvel bildirmesi şarttır.
(…)
Yetkisizlik kararının verilmesi
Sanığın talebi üzerine yetkisizlik kararı iddianamenin okunmasından evvel verilir. İddianamenin okunmasından sonra yetkisizlik iddiasında bulunulamıyacağı gibi mahkeme dahi bu hususta resen karar veremez.
Yetkide olumsuz uyuşmazlık
Yetkili mahkeme de dahil olmak üzere başka başka mahkemelerce yetkisizlik kararı verilmiş olup da bu kararlar aleyhine Kanun yollarına müracaat imkanı kalmamış ise davaya bakması icap eden mahkemeyi müşterek yüksek görevli mahkeme tayin eder.
Yetkili olmayan mahkemenin tahkikatı
Yetkili olmayan mahkemece yapılan tahkikat işleri mücerret yetkisizlikten dolayı hükümsüz sayılmaz.
Gecikmesinde zarar umulan tahkikat
Bir mahkeme yetkili olmasa bile gecikmesinde zarar umulan hallerde, yargı çevresi içinde gerekli tahkikat işlerini yapar.
ÜÇÜNCÜ FASIL
Hakimin davaya bakmaması ve reddi
Hakimin davaya bakamıyacağı haller
Hakim aşağıda yazılı hallerde hakimlik vazifesini yapmaz:
1 - Suçtan kendisi zarar görmüşse.
2 - Sonradan kalksa bile maznun veya mağdur ile aralarında evlilik veya vesayet rabıtası bulunmuşsa.
3 - Maznun veya mağdurun nesepten veya sebepten usul veya füruu veya bunlarla evlat edinme rabıtası veyahut maznun veya mağdur ile aralarında üçüncü dereceye kadar (Bu derece dahil) nesepten veya kendisiyle sıhriyetten hasıl olan evlilik kalmasa bile ikinci dereceye kadar (Bu derece dahil) sebepten civar hısımlığı olursa.
4 - Aynı davada Cumhuriyet Müddeiumumiliği, adliye zabıta memurluğu vazifesini yahut mağdur veya maznunun müdafiliğini yapmış bulunursa.
5 - Aynı davada şahit veya ehlihibre sıfatiyle dinlenmişse.
Karara iştirak edemiyecek hakimler
Aleyhinde kanun yollarından birine müracaat edilmiş olan bir hükme iştirak eyleyen hakim mafevk mahkemesince bu hükme dair verilecek karara iştirak edemez.
(…)
Hakimin ret sebepleri ve kimlerin talep edebileceği
Hakimin vazifesini yapmaktan memnu olduğu hallerde reddi istenebileceği gibi bitaraflığını şüpheye düşürecek diğer sebeplerden dolayı da reddi talep olunabilir.
Cumhuriyet Savcısı, sanık, müdafi, davacı ve müdahil ile vekilleri hakimi red talebinde bulunabilirler.
Bunlardan herhangi biri tarafından talep olunursa hükme iştirak edecek hakimlerin isimleri kendilerine bildirilir.
Tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebeplerden dolayı hakimin reddi talebinin zamanı
Tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebeplerden dolayı bir hakimin reddi, mahkemelerde iddianame veya şahsi dava dilekçesi, Yargıtayda duruşmalı işlerde raportör üye tarafından yazılmış olan rapor okununcaya ve duruşmasız işlerde temyiz incelemesi başlayıncaya kadar istenebilir.
Sonradan ortaya çıkan sebeplerden dolayı duruşma bitinceye kadar da hakimin reddi istenebilir.
Hakimin ret talebi nasıl yapılır ve usulü
Hakimin reddi mensup olduğu mahkemeye verilecek istida ile yahut bu hususta bir zabıt varakası tanzim edilmek üzere mahkeme katibine yapılacak beyanla olur.
Reddi talep eden taraf ret sebebini ispat ile mükelleftir.Yemin delil olmaz.
Mahkeme reddi istenilen hakimden ret sebebi hakkında izahat istiyebilir. Hakim de ret sebepleri hakkındaki mülahazalarını bildirir.
Hakimin reddi talebine karar verecek mahkeme
Hakimin reddi talebine mensup olduğu mahkemece karar verilir.Ancak reddi istenen hakimin müzakereye iştirak edememesinden mahkeme teşekkül edemezse bu hususta karar verilmesi reddi istenilen hakim Asliye Mahkemesine mensup ise bu mahkemenin kazası dairesinde bulunduğu Ağır Ceza Mahkemesine ve reddi istenen hakim Ağır Ceza Mahkemesine mensup ise, o yerde Ağır Ceza Mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması halinde, numara olarak kendisini takip eden daireye, son numaralı daire için bir numaralı daireye; o yerde Ağır Ceza Mahkemesinin tek dairesi bulunması halinde ise, en yakın Ağır Ceza Mahkemesine aittir.
Red talebi sulh hakimi aleyhine olursa mensup olduğu asliye mahkemesi ve tek hakim aleyhine ise yargı çevresi içinde bulunduğu ağır ceza mahkemesi karar verir. Red olunan hakim,red talebinin haklı olduğunu kabul ederse red hakkında bir karar verilmez.
Hâkimin reddi talebine esas olan sebeplerin varit olmamasından dolayı talebin reddine karar veren merci, onbin liradan otuzbin liraya kadar hafif para cezasına da hükmeder. Red talebine esas olan sebebin aksi sabit olduğu hallerde hükmolunacak ceza yirmibin liradan aşağı olamaz.
Hükmedilen para cezaları hakim tarafından istenebilecek hukuki veya cezai takiblere veya Cumhuriyet Müddeiumumileri tarafından açılabilecek hukuku amme davasına mani değildir.
Ret talebi üzerine verilecek kararlar ve müracaat edilecek kanun yolları
Reddin kabulüne dair olan kararlar katidir. Reddin kabul edilmemesine dair olan karar aleyhine acele itiraz yoluna müracaat olunabilir.
Hakimi ret talebinin esassız olduğuna dair son tahkikatta verilecek karar aleyhine ancak hüküm ile birlikte kanun yoluna müracaat olunabilir.
Reddi istenilen hakimin yapabileceği muameleler
Reddi istenilen hakim ret hakkında bir karar verilinceye kadar yalnız tehiri caiz olmayan muameleleri yapar.
Ancak, hakimin duruşma sırasında reddedilmesi halinde bu ret konusunda bir karar verilebilmesi için duruşmanın tehiri veya taliki gerekse bile o celse duruşmaya devam olunur.Şu kadar ki 251 nci madde uyarınca tarafların iddia ve sözlerinin dinlenilmesine geçilemez ve ret konusunda bir karar verilmeden reddedilen hakim tarafından veya onun huzuruyla bir sonraki celseye başlanamaz.
Ret isteğinin haklı olduğuna karar verildiği takdirde geciktirilmesi caiz olmadığından ötürü yapılmış işlemler ayrık olmak üzere duruşmanın ret dilekçesinin verilmesinden sonraki kısmı tekrarlanır.
Hakimin re'sen ret kararı ve tetkik mercii
Bir hakim reddini mucip sebepleri bildirerek davaya bakmaktan çekinirse ret talebini incelemeye yetkili olan merci, bu çekinmenin yerinde olup olmadığına karar verir.
Bu karar hakimin işten çekilmesini gerektirdiği ve bu sebeple davanın aynı mercide görülmesi imkansız olduğu takdirde, karar veren merci davayı başka hakime tevdi veya başka mahkemeye nakleder.
Bazı haller, bir hakimin hakimlik görevini yapmaktan memnu olduğu zannını uyandırırsa,aynı merci bu hususu kendiliğinden inceleyerek gereken kararı verir.
Bu maddede yazılı hallerde de gecikmesi caiz olmayan işler hakkında 28 inci madde hükmü uygulanır.
Ret isteminin geri çevrilmesi
Mahkeme, son tahkikat safhasında ileri sürülen hakimin reddi istemini aşağıdaki hallerde kabul etmeyerek geri çevirir:
1. Ret isteği zamanında yapılmamışsa;
2. Ret sebebi veya inandırıcı delil gösterilmemişse;
3. Ret isteminin duruşmayı uzatmak amacı ile yapıldığı açıkça anlaşılıyor ise.
Bu hallerde ret isteği, toplu mahkemelerde reddedilen hakimin müzakereye katılmasıyla, tek hakimli mahkemelerde de reddedilen hakimin kendisi tarafından geri çevrilir.
Bu kararlar aleyhine ancak hükümle birlikte kanun yoluna başvurulabilir.
Zabıt katiplerini ret
Bu fasılda yazılı hükümler zabıt katipleri hakkında da uygulanır.
Zabıt katibinin reddi veya kendisinin reddini mucip sebepleri bildirerek görevden çekinmesi halinde gereken karar, zabıt katibinin yanında çalıştığı hakim veya mahkeme başkanı tarafından verilir.
Aynı işte zabıt katibinin hakim ile birlikte reddine karar verecek merci, hakime göre tayin olunur.
DÖRDÜNCÜ FASIL
Kararlar, tefhim ve tebliğ
Kararların nasıl verileceği
Davaya duruşma esnasındaki kararlar, iki taraf dinlendikten ve duruşma haricindeki kararlar Cumhuriyet Müddeiumumisinin yazılı veya şifahi mütalaası alındıktan sonra verilir.
Kararların yazılış şekli
Bütün hakimlik ve mahkemelerin her türlü kararları muhalefet şerhleri dahil gerekçeli olarak yazılır. Kararların suretlerinde muhalefet şerhleri de gösterilir.
Kararın tefhim ve tebliği
Alakadar tarafın yüzüne karşı ittihaz edilen kararlar kendisine tefhim olunur ve isterse kararın bir sureti de verilir.
Diğer kararlar tebliğ olunur.
Alakadar olan taraf mevkuf ise tebliğ edilen varaka talebi halinde kendisine okunup anlatılır.
Müddeiumumiye verilmesi icab edip etmiyen kararlar ve tebligat ile kararların ifa ve infazı
Tebliğ veya infaz edilecek kararlar Cumhuriyet Müddeiumumisine verilir; müddeiumumi tebliğ veya infaz için icab eden tedbirleri alır.
Mahkemelerin dahili muamelelerine veya muhakeme celselerinin inzibatına dair kararlar hakkında bu hüküm cari değildir.
Sulh hakimi her nevi tebligatı, karar ve ceza kararnamelerini doğrudan doğruya ifa ve infaz edebilir.
Tebligat usulleri
Tebligat, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılır.
(…)
(…)
(…)
BEŞİNCİ FASIL
Mehiller ve eski hale getirme
Günle tayin edilen mehiller
Gün ile tayin edilen mehillerde mehlin cereyanını istilzam eden tebliğ veya vakıa günleri hesaba katılmaz.
Hafta veya ayla tayin edilen mehiller
Mehil, hafta veya ay olarak tayin edilmişse cereyana başladığı gün,son haftada isim ve son ayda sayı itibarile tekabül eden günün tatil saatinde ve şayed ay sonunda başlayıp da nihayet bulduğu ayda sayı itibarile mukabil gün yoksa ayın son gününde biter.
Son gün pazara veya her hangi bir tatile tesadüf ederse mehil; tatilin ertesi günü biter.
Kendisine mehil verilen kimsenin ikametgahı muamele yapacağı mahalden uzaksa Hukuk Muhakeme Usulü Kanununun 164 üncü maddesi hükmü tatbik olunur.
Mehle riayet imkansızlığı
Mücbir sebepler veya beklenilmeyen veya sakınılması kabil olmıyan hadiseler neticesi olarak, bir mehle riayet imkansızlığı hasıl olursa, mehlin bitmesinden hasıl olacak neticeye karşı eski hale getirme talep olunabilir. Yapılan bir tebliğden kusuru olmaksızın haberdar olamamak keyfiyeti beklenilmiyen ve sakınılması mümkün olmıyan hallerdendir.
Eski hale getirme istidasının verilmesi
Eski hale getirme istidası maniin kalkmasından bir hafta içinde verilmek lazımdır. Bu istida, mehle riayet halinde usule dair muameleler hangi mahkemede yapılacak idiyse o mahkemeye verilir.
Müsted'i mehle riayet etmemesinin sebeplerini ve delillerini bildirir. Ve usule dair yapmadığı muameleyi istidayı verdiği anda yapar.
Eski hale getirme istidasının mercii ve bu husustaki kararlar
Mehli içinde usul muamelesi yapılmış olsaydı esas hangi mahkeme hükmedecek idiyse eski hale getirme istidası hakkında dahi o mahkeme karar verir.
Eski hale getirme talebinin kabulüne dair olan karar katidir. Ancak reddine dair olan karar aleyhine acele itiraz yoluna müracaat olunabilir.
Eski hale getirme istidasının karara tesiri
Eski hale getirme istidası kararın icrasını tehir etmez.
Ancak mahkeme, icranın tehirine karar verebilir.
ALTINCI FASIL
Şahitler
Tanıkların çağrılması
Tanıklar davetiye ile çağrılır. Davet üzerine gelmemenin kanuni neticeleri davetiyede gösterilir.
Tutuklu veya acele işlerde, mahkeme davetiye tebliğ ettirmeksizin tanıklar için ihzar müzekkeresi verebilir. Şu kadar ki müzekkerede bu yoldan getirilmenin sebepleri gösterilir ve bunlara mahkemece davetiye ile gelen tanıklar hakkındaki işlemler uygulanır.
Davetiye fiili hizmette bulunan askerlere bulundukları yerlerdeki askeri mamaklar vasıtasiyle tebliğ olunur.
Çağrıya uymayan tanıklar
Usulü dairesinde çağrılıp da mazeretini bildirmeksizin gelmeyen tanıklar zorla getirilir ve gelmemelerinin sebep olduğu masraflar ile beraber beşbin liradan onbin liraya kadar hafif para cezasına mahküm edilirler.
Mazereti kabul olunarak yeniden davetiye ile çağrılması tensip olunan tanıklara para cezası ve masraf hükmolunmaz.
Zorla getirilen tanık, evvelce gelmemesini mazur gösterecek sebepleri son radan bildirir ve bu mazeretin doğruluğunu ispat eder delil ve vesikaları gösterirse aleyhine hükmedilmiş olan ceza ve masraflar kaldırılır.
Yukarıdaki fıkralar hükümlerinin tatbikine istinabe olunan hakim ve naipler ile hazırlık tahkikatı esnasında sulh hakimleri dahi yetkilidir.
Fiili hizmette bulunan askerler hakkındaki ihzar müzekkeresi askeri makamlar vasıtasıyle infaz olunur.
Şahitlikten çekinme halleri
Aşağıdaki kimseler şahitlikten çekinebilirler:
1 - Maznunun nişanlısı,
2 - Evlilik bağı kalmasa bile karısı veya kocası,
3 - Maznunun nesepten veya sebepten usul ve füruu yahut üçüncü dereceye kadar (Bu derece dahil) nesepten veya kendisiyle sıhriyet hasıl olan evlilik bağı kalmasa bile ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) sebepten civar hısımları ve maznun ile aralarında evlatlık bağı bulunanlar.
Yukarda yazılı kimselere dinlenmezden evvel şahitlikten çekinmek hakları olduğu bildirilir. Bu hakkı istimalden vazgeçenler dinlenirken dahi vazgeçmele rini geri alabilirler.
Meslek icabı şahitlikten çekinme halleri
Müdafiler bu sıfatları ve hekimler ile ebeler sanatları icabında vakıf oldukları sırlar hakkında şahitlikten çekinebilirler. Ancak sır sahibi muvafakat ederse şahitlikten çekinemezler.
Devlet esrarı hakkında alakadarların şahitliği
Devlet memurları memuriyetten çekildikten sonra bile, saklamakla mükellef oldukları vakıalar hakkında sırrın ait olduğu makam amirinin izni olmaksızın şahit sıfatiyle dinlenemezler.
Bu gibi hallerde İcra Vekilleri azası hakkında Reisicumhur ve Büyük Millet Meclisi azası hakkında Meclis tarafından izin verilir.
Şahitlik, Devletin selametine zarar verecek derecede olmadıkça bu izin verilir.
Reisicumhur mahremiyeti kendisi takdir eder ve şahitlikten çekinebilir.
Bu hüküm, reisliği zamamında hadis veya reisliği sebebiyle malümu olan vakıalardan dolayı eski Reisicumhurlar hakkında dahi caridir.
Şahidin kendi veya taallükatı aleyhine şahitlikten çekinmesi
Bir şahit, kendisine sorulan ve vereceği cevap ile kendisini veya 47 nci maddenin 1, 2, 3 üncü fıkralarında gösterilen taallükatından birini ceza takibine uğratabilecek suallere cevap vermekten çekinebilir.