Bu doküman Resmi Gazete dışında bir kaynakta yayınlanmıştır. Konsolide metin çalışmaları ilgili kaynak güncellendikçe sağlanabilmektedir.
I. GİRİŞ
(1) “4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4 ve 5 inci maddelerinin Teknoloji Transferi Anlaşmalarına Uygulanmasına dair Kılavuz” (Kılavuz), Rekabet Kurulu’nun (Kurul) teknoloji transferi anlaşmalarına ilişkin 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (Kanun) 4 ve 5 inci maddeleri kapsamında yapacağı değerlendirmelerdeki esasları ortaya koymaktadır. Teknoloji transferi anlaşmaları, 2008/2 sayılı Teknoloji Transferi Anlaşmalarına ilişkin Grup Muafiyeti Tebliği’nin (Tebliğ1) 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde tanımlanan ve lisans verenin lisans alana lisansı verilen teknolojiyi mal veya hizmet üretimi için kullanma izni verdiği anlaşmaları ifade etmektedir.
(2) Kılavuz, gerek Tebliğ’in uygulanmasına gerekse bu Tebliğ’in kapsamı dışında kalan teknoloji transferi anlaşmalarına bireysel olarak Kanun’un 4 ve 5 inci maddelerinin uygulanmasına ilişkin olarak ilgililere yol göstermeyi amaçlamaktadır. Tebliğ ve Kılavuz, teknoloji transferi anlaşmalarına Kanun’un 6 ncı maddesinin uygulanmasını engellememektedir.
(3) Kılavuzda yer verilen ilke ve esaslar, dosya bazında her olayın kendine has şartları dikkate alınarak uygulanmalıdır. Böylece Kılavuz’un katı bir şekilde uygulanmasının önüne geçilmiş olacaktır. Her olay kendi olguları dikkate alınarak değerlendirilmeli ve Kılavuz makul ve esnek bir şekilde uygulanmalıdır. Kılavuzda yer verilen örnekler ilgililere yol göstermek için yapılan açıklamaları içermekte olup, tahdidi olmaları amaçlanmamıştır.
II. GENEL ESASLAR
1. Kanun’un 4 ve 5 inci Maddeleri ve Fikri Mülkiyet Hakları
(4) Tebliğ’de fikri mülkiyet hakları, patent, faydalı model, endüstriyel tasarım, entegre devre topoğrafyası ve ıslahçı hakkını, bunlarla ilgili başvuruları ve yazılım üzerindeki hakkı ifade edecek şekilde tanımlanmıştır. Fikri mülkiyet hakları2 ile ilgili hukuki düzenlemeler, hak sahiplerine münhasır haklar vermektedir. Fikri mülkiyet hakkı sahipleri, ilgili hukuki düzenlemeler uyarınca, münhasıran hak konusundan yararlanma, üçüncü şahısların hukuka aykırı yararlanmasını engelleme ve bu hakların kullanılması yetkisini lisans yoluyla üçüncü şahıslara verme yetkilerini haizdir.
(5) Fikri mülkiyet hakları ile ilgili hukuki düzenlemelerin hak sahiplerine münhasır kullanım yetkileri vermesi, söz konusu hakların rekabet hukukunun uygulanma alanı dışında olduğu anlamına gelmemektedir. Bu bağlamda, Kanun’un 4, 5 ve 6 ncı maddeleri, fikri mülkiyet hakkı sahibinin haklarını kullanma konusunda başka bir teşebbüse lisans verdiği anlaşmalara da uygulanabilir niteliktedir. Bununla birlikte, hak sahiplerine münhasır kullanım yetkisi verilmesi, fikri mülkiyet hakları ile rekabet kurallarının mutlak bir çatışma içinde olduğunu da göstermemektedir. Nitekim her iki hukuk dalının varmak istediği temel hedef, tüketici refahının artırılmasının ve kaynakların etkin şekilde tahsisinin sağlanmasıdır. Bilindiği üzere, yenilikler, serbest ve rekabetçi bir piyasa ekonomisinin en temel ve dinamik unsurunu oluşturmaktadır. Bu bağlamda, fikri mülkiyet hakları, teşebbüsleri yeni veya daha nitelikli ürün ve usuller geliştirmek amacıyla yatırım yapmaya teşvik ederek dinamik rekabeti artırırken, rekabet hukukunun korumayı amaçladığı rekabet de teşebbüslere yenilik yapma konusunda baskı uygulamaktadır. Dolayısıyla, fikri mülkiyet hakları ve rekabet hukukunun ortak noktası, yeniliklerin teşviki ve yeniliklerden rekabetçi şekilde yararlanılmasının temin edilmesidir.
(6) Lisans anlaşmaları, Kanun’un 4 ve 5 inci maddeleri uyarınca değerlendirilirken, fikri mülkiyet haklarının elde edilmesine giden sürecin çoğunlukla büyük miktarda yatırım yapılmasını gerektirdiği ve bunun da çoğu kez riskli bir faaliyet olduğu dikkate alınmalıdır. Dinamik rekabetin azaltılmaması ve yenilik yapma güdüsünün sürdürülebilmesi için, buluş sahiplerinin fikri mülkiyet haklarını kullanma konusunda gereksiz sınırlamalara tabi tutulmamasına özen gösterilmelidir. Bu nedenle, buluş sahiplerinin, yapmış oldukları ancak sonuç alamadıkları çalışmalarının maliyetlerini de dikkate alarak fikri mülkiyet haklarını kullandırma bedelini belirleyebilmeleri, yenilik ve yatırım yapma güdülerinin devamı için önem arz etmektedir. Öte yandan, lisans alanın bir teknolojiye ilişkin lisans alması da önemli miktarda batık yatırım yapmasını gerektirebilmektedir. Kanun’un 4 ve 5 inci maddeleri uygulanırken, tarafların önceden gerçekleştirdiği bu tür yatırımlar ve aldıkları risklerin göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Dolayısıyla, tarafların karşı karşıya olduğu riskler ve yapmak zorunda olduğu batık yatırımlar, ilgili anlaşmanın Kanun’un 4 üncü maddesindeki yasak dışında kalmasına veya yatırımın geri dönmesine yetecek bir süre için Kanun’un 5 inci maddesi uyarınca muafiyetten yararlanmasına gerekçe teşkil edebilir.