Klinik öncesi çalışmalardan sonra aday molekülün insanlar üzerindeki etkilerinin değerlendirildiği klinik araştırmalar genellikle birbirini takip eden dört fazda gerçekleştirilmektedir. Faz 1, faz 2 ve faz 3 klinik araştırmalar ruhsatlandırma öncesinde, faz 4 klinik araştırmalar da ruhsatlandırma sonrasında gerçekleştirilmektedir. Faz 1 klinik araştırmalar aday molekülün insanlar üzerinde ilk defa uygulandığı ve genellikle az sayıda sağlıklı gönüllü ile yürütülen çalışmalardır.
ᴀ⇣ Yazı karakterini küçült
Konsolide metin (Sürüm: 2)
No.: İDD-KLVZ-18
Kurum: Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu
Kabul Tarihi: 24.06.2019
Yürürlüğe Giriş Tarihi: 24.06.2019
Son Değişiklik Tarihi: 01.08.2023
Bu Sürümün Yürürlük Tarihi: 01.08.2023
Aşağıda bir kısmını gördüğünüz bu dokümana sadece Standart, Profesyonel veya Profesyonel + pakete abone olan üyelerimiz erişebilir.
GİRİŞ:
Beşeri tıbbi ürünün keşfinden ruhsatlandırılmasına kadar olan süreçte aday molekül üzerinde hem klinik öncesi hem de klinik süreçte birçok araştırma gerçekleştirilmektedir. Klinik öncesi çalışmalarda genel olarak aday molekülün; farmakodinamik, farmakokinetik ve toksikokinetik profili ile insan çalışmalarında kullanılacak olan farmasötik formun belirlenmesi amaçlanmaktadır.
Beşeri tıbbi ürünün insanlar üzerinde ilk defa uygulandığı faz 1 klinik araştırmalarına katılan gönüllülerin (sağlıklı veya hasta) terapötik açıdan herhangi bir fayda görmeleri beklenmediğinden, göz önünde bulundurulan en önemli husus gönüllü güvenliğidir. Bu bağlamda faz 1 klinik araştırmalar; üzerinde araştırma yapılacak kişilerin emniyetini sağlamaya, araştırmanın sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesine, takibine ve gereğinde acil müdahale yapılabilmesine elverişli ve araştırmanın vasfına uygun personel, teçhizat ve imkânlara sahip olan ve bu türden araştırmaları yapmak üzere tasarlanmış yerlerde yapılabilir.
19 Ağustos 2011 tarihli ve 28030 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Klinik Araştırmalar Hakkında Yönetmelik ile faz 1 klinik araştırmaların yürütüleceği merkezlerin denetimi ve belgelendirilmesi zorunlu hale getirilmiş ve “Faz 1 Birimleri İle İlgili İyi Klinik Uygulamaları Denetimlerinin Yürütülmesine İlişkin Kılavuz” Ağustos 2011 tarihinde yayımlanmıştır. İlk faz 1 klinik araştırma merkezi denetimi 25 Aralık 2011 tarihinde gerçekleştirilmiş olup 2011 yılından itibaren faz 1 klinik araştırmaların yürütülmesi amacıyla oluşturulan klinik araştırma merkezleri periyodik olarak denetlenmektedir.
Gerçekleştirilen denetim; hastanenin ve hastane personelinin tamamını veya denetlenen birim dışında yürütülen çalışmaları kapsamamaktadır. İnsanlar üzerinde ilk kez denenecek olan bazı molekül veya bileşikler “yüksek riskli” olmasına rağmen; klinik araştırmanın geç dönemlerinde de ciddi advers reaksiyonların meydana gelebileceği unutulmamalıdır. Bununla birlikte çalışma prosedürlerinden kaynaklanan ve/veya karşılaştırma ürünü olarak kullanılan ruhsatlı beşeri tıbbi ürünlerden kaynaklanabilecek riskler de bulunmaktadır. Bu nedenle, faz 1 klinik araştırmaların yürütüldüğü tüm merkezlerin araştırma ürünü ve/veya çalışma prosedürlerinden kaynaklanabilecek acil durumlarla başa çıkmak için yeterli personel ve olanaklara sahip olması hayati önem taşımaktadır.
21.06.2019 tarihli kılavuz, 27.05.2023 tarihli ve 32203 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Beşeri Tıbbi Ürünlerin Klinik Araştırmaları Hakkında Yönetmeliğin 36. Maddesinin 2. Fıkrası kapsamında yalnızca hasta gönüllerle yürütülecek faz 1 klinik araştırma merkezleri ile ilgili hususlar yönünden güncellenmiştir.
1. Amaç:
Bu kılavuz, destekleyicilere, araştırmacılara ve faz 1 klinik araştırma merkezlerine klinik öncesi çalışmalardan erken dönem klinik çalışmalara geçişte yardımcı olmak ve merkezlerin denetimi için rehberlik sağlamak amacıyla hazırlanmıştır.
2. Kapsam:
Bu kılavuz, faz 1 klinik araştırmalarını ve bu araştırmaların yürütüleceği merkezleri kapsamaktadır.
3. Dayanak:
Bu kılavuz, 27.05.2023 tarih ve 32203 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Beşeri Tıbbi Ürünlerin Klinik Araştırmaları Hakkında Yönetmeliğin 36. Maddesinin 2. Fıkrasına dayanılarak hazırlanmıştır.
4. Genel Hususlar:
Erken dönem klinik çalışmalar tasarlanırken, özellikle araştırma ürününün insanlara ilk kez uygulanmasında gönüllülerin korunması her zaman birinci öncelik olmalıdır. Bu çalışmalar, ilacın özelliklerine ve geliştirme programının hedeflerine bağlı olarak, sağlıklı gönüllülerde veya seçilmiş bir hasta popülasyonunda (tıbbi durum veya hastalığa sahip) yürütülebilir. Bu çalışmalar tipik olarak aşağıdaki hususların birini veya birkaçını ele alır:
i. Başlangıç Dozunun Güvenliliği ve Tolere Edilebilirliğinin Tahmini:
Araştırma ürününün insanlara ilk kez ve müteakiben uygulanması genellikle daha sonraki klinik çalışmalarda değerlendirilmesi beklenen doz aralığının tolere edilebilirliğini ve beklenebilecek advers reaksiyonların doğasını belirlemeyi amaçlar. Bu çalışmalar tipik olarak hem tekli hem de çoklu artan doz uygulamasını içerir.
ii. Farmakokinetik:
Bir ilacın emiliminin, dağılımının, metabolizmasının ve atılımının karakterizasyonu, geliştirme programı boyunca devam eder, ancak ön karakterizasyon, önemli bir erken hedeftir. Farmakokinetik çalışmalar, ilacın klirensini değerlendirmek ve ilaç veya metabolitlerin olası birikimini, metabolik enzimler ve taşıyıcılarla etkileşimleri ve potansiyel ilaç-ilaç etkileşimlerini tahmin etmek için özellikle önemlidir. Bazı farmakokinetik çalışmalar, genellikle daha özel soruları yanıtlamak için sonraki aşamalarda yürütülür. Oral olarak uygulanan ilaçlar için, gıdanın biyoyararlanım üzerindeki etkilerinin incelenmesi, gıda ile ilgili dozlama talimatlarını oluşturmak için önemlidir. Renal veya hepatik bozukluğu olan hastalar, geriatrik hastalar, çocuklar ve etnik alt gruplar gibi potansiyel olarak farklı metabolizma veya atılıma sahip alt popülasyonlarda farmakokinetik bilgi elde edilmesi düşünülmelidir (Sırasıyla ICH E4, E7, E11 ve E5).