Bu doküman Resmi Gazete dışında bir kaynakta yayınlanmıştır. Konsolide metin çalışmaları ilgili kaynak güncellendikçe sağlanabilmektedir.
GİRİŞ
Mali Eylem Görev Gücü (FATF) G7 üyesi ülkeler tarafından 1989 yılında Paris’te kurulan hükümetlerarası bir organizasyondur. FATF’ın görevi, kara para aklama, terörün finansmanı, kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanıyla ve uluslararası finansal sistemin bütünlüğüne yönelik diğer tehditlerle mücadele için standartlar belirlemek ve yasal, düzenleyici ve operasyonel tedbirlerin etkin bir şekilde uygulanmasını teşvik etmektir. FATF ayrıca, diğer uluslararası paydaşlarla işbirliği halinde uluslararası finansal sistemin kötüye kullanılmasını önlemek amacıyla ulusal düzeydeki zayıf noktaları tespit etmeye çalışmaktadır.
Gerçek faydalanıcı kavramı, 9/1/2008 tarihinde Resmi Gazete ’de yayımlanan Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmeliğin de üzerinde durduğu önemli bir konudur. Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde gerçek faydalanıcı, “yükümlü nezdinde işlem gerçekleştiren gerçek kişileri, adına işlem yapılan gerçek kişi, tüzel kişi veya tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri nihai olarak kontrolünde bulunduran ya da bunlar üzerinde nihai nüfuz sahibi olan gerçek kişi veya kişiler” olarak tanımlanmıştır. Yönetmeliğin diğer maddelerinde de ayrıntılı olarak gerçek faydalanıcın tanınması ve izlenmesi için gerekli mevzuat düzenlemeleri yer almaktadır.
Bu rehberin amacı, gerçek faydalanıcının tanınması, mevcut olan mevzuatsal düzenlemelere yer verilerek sistemin içindeki öneminin anlaşılması ve diğer ülkelerde yer alan uygulamalar ile karşılaştırılarak Ülkemizde ne gibi adımlar atılabileceğinin anlaşılmasıdır.
1. GERÇEK FAYDALANICI KAVRAMI VE BU KAVRAMIN ULUSAL MEVZUAT VE ULUSLARARARASI STANDARTLAR AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
1.1. Gerçek Faydalanıcı Kavramı
FATF, gerçek faydalanıcıyı; “bir müşteriyi nihai olarak sahipliğinde ya da kontrolünde bulunduran gerçek kişi ve/veya hesabına işlem yürütülen gerçek kişi” olarak tanımlamıştır. Ayrıca FATF, bu kapsama bir tüzel kişiliği ya da yasal oluşumu nihai olarak etkili bir şekilde kontrolünde bulunduran kişilerin de girdiğini belirtmiştir.1
Avrupa Birliği ise gerçek faydalanıcıyı; “müşteriyi nihai olarak sahipliğinde ya da kontrolünde bulunduran gerçek kişi ve/veya hesabına işlem veya faaliyet yürütülen gerçek kişi” olarak tanımlamıştır. 2
1 http://www.fatf-gafi.org/publications/methodsandtrends/documents/concealment-beneficial-ownership.html
2 http://www.fatf-gafi.org/publications/methodsandtrends/documents/concealment-beneficial-ownership.html
Türk mevzuatında ise gerçek faydalanıcı, Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanmıştır. Buna göre gerçek faydalanıcı, “Yükümlü nezdinde işlem gerçekleştiren gerçek kişileri, adına işlem yapılan gerçek kişi, tüzel kişi veya tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri nihai olarak kontrolünde bulunduran ya da bunlar üzerinde nihai nüfuz sahibi olan gerçek kişi veya kişiler” olarak tanımlanmıştır.
Bu tanımlardan da anlaşılacağı üzere gerçek faydalanıcı; - Gerçek kişi ya da tüzel kişi olup olmadığına bakmaksızın herhangi bir müşteriyi nihai olarak sahipliğinde veya kontrolünde bulunduran geçek kişi olabileceği gibi, - Hesabına işlem ya da faaliyet yürütülen gerçek kişi de olabilecektir. Dolayısıyla gerçek faydalanıcı her halükarda gerçek kişi olacaktır.
1.2. Gerçek Faydalanıcı Kavramının Ulusal Mevzuat Açısından Değerlendirilmesi
Suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanı ile etkin mücadele edilebilmesi ve mali sistemin suçlular tarafından kullanılmasının engellenebilmesi için mevzuatta “yükümlü” olarak tanımlanan finansal kuruluşlara ve diğer bazı meslek gruplarına yönelik bir takım yükümlülükler getirilmiştir.
Söz konusu yükümlülüklere dair usul ve esaslar, 18.10.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5549 Sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun ve buna dayanılarak çıkarılan “Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine İlişkin Tedbirler Hakkında Yönetmelik (Tedbirler Yönetmeliği)”, “Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine İlişkin Yükümlülüklere Uyum Programı Hakkında Yönetmelik (Uyum Yönetmeliği) ve MASAK Genel Tebliğleri ile düzenlenmiş bulunmaktadır.
Suç gelirlerinin aklanması ve terörün finansmanının önlenmesi kapsamında uluslararası standartları belirleyen Mali Eylem Görev Gücü (FATF), finansal kuruluşların (aynı zamanda finansal olmayan belirli iş ve mesleklerin) aklama ve terörizmin finansmanı konusunda doğrudan veya aracı olarak kullanılmasını engelleyebilmek için özellikle müşterilerin tanınmasına ilişkin geniş kapsamlı yükümlülükler getirmiştir. Müşterinin tanınmasına ilişkin yükümlülükler aynı zamanda gerçek faydalanıcının tanınmasına/tespit edilmesine ilişkin tedbirleri de kapsamaktadır. Buna uygun olarak ülkemizin mevzuatında müşterinin tanınmasına ilişkin usul ve esaslar Tedbirler Yönetmeliğinde, risk temelli yaklaşımla izleme ve kontrol faaliyetlerine ilişkin düzenlemeler ise Uyum Yönetmeliğinde yer almaktadır.