Resmi Gazete Dışındaki Kaynak
Kurum:
Hazine ve Maliye Bakanlığı
Kabul Tarihi:
01.05.2021
Yürürlüğe Giriş Tarihi:
01.05.2021
Bu doküman Resmi Gazete dışında bir kaynakta yayınlanmıştır. Konsolide metin çalışmaları ilgili kaynak güncellendikçe sağlanabilmektedir.
MALİ SUÇLARI ARAŞTIRMA KURULU BAŞKANLIĞI (MASAK) ve FAALİYETLERİ HAKKINDA ÖZET BİLGİ
MASAK, 19.11.1996 tarihinde yürürlüğe giren 4208 sayılı Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine Dair Kanun ile kurulmuş 17 Şubat 1997 tarihinde faaliyetine başlamıştır.
Aradan geçen zaman zarfında MASAK’ın görev ve yetkileri 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun ve sonrasında 1 ve 43 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnameleriyle yeniden düzenlenmiştir.
MASAK’ın temel fonksiyonu da suç gelirlerinin aklanması ve terörün finansmanının önlenmesi alanındaki gelişmeler ile anılan suçların önlenmesi ve ortaya çıkarılmasına yönelik yöntemler konusunda araştırmalar ve sektörel çalışmalar yapmak, önlemler geliştirmek, veri toplamak, toplanan verileri analiz etmek ve değerlendirmek, araştırma ve incelemeler yapmak veya yaptırmak ve elde edilen bilgi ve sonuçları ilgili makamlara iletmektir.
SUÇ GELİRLERİNİN AKLANMASI SUÇU
Suç gelirlerinin aklanması suçu Türk Ceza Kanunun 282 nci maddesinde; “Alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt dışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tâbi tutan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Ayrıca, anılan suçun işlenmesine iştirak etmeksizin, bu suçun konusunu oluşturan malvarlığı değerini, bu özelliğini bilerek satın alan, kabul eden, bulunduran veya kullanan kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Bu kapsamda genel olarak aklama suçundan bahsedebilmek için;
• Öncelikle bir suç işlenmiş olmalıdır. Öncül suç olarak adlandırılan bu suç, gelir elde edilmesini mümkün kılan ve Türk Ceza Kanununda alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suç olarak düzenlenmiş olmalıdır. Örneğin uyuşturucu madde ticareti, resmi veya özel evrakta sahtecilik suçu, dolandırıcılık, hırsızlık, yağma, güveni kötüye kullanma suçları gibi. Öncül suç sonucunda bir ekonomik değer elde edilmiş olmalıdır. Suç geliri, yasaların suç saydığı fiillerden elde edilen her türlü ekonomik menfaat ve değer olarak tanımlanmaktadır.
• En son olarak elde edilen değerlerin yasadışı nitelikten çıkarılıp yasal bir kaynaktan elde edilmiş gibi gösterilmesi amacıyla çeşitli eylemler gerçekleştirilmiş olmalıdır. Suç gelirlerinin kaynağını gizlemek veya yasal yollardan elde edinildiği izlenimi vermek amacıyla yapılan her türlü işlem ve fiil ile bu ekonomik değerleri yurtdışına çıkarmak gibi.
TERÖRİZMİN FİNANSMANI SUÇU
Terörizmin finansmanı suçu 6415 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde şu şekilde hüküm altına alınmıştır: “ 3 üncü madde kapsamında suç olarak düzenlenen fiillerin gerçekleştirilmesinde tümüyle veya kısmen kullanılması amacıyla veya kullanılacağını bilerek ve isteyerek belli bir fiille ilişkilendirilmeden dahi bir teröriste veya terör örgütlerine fon sağlayan veya toplayan kişi, fiili daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Özetle; Kanunun 3’üncü maddesinde sayılan fon sağlanması ve toplanması yasak olan fiillerin gerçekleştirilmesinde kullanılması amacıyla veya kullanılacağını bilerek ve isteyerek bir teröriste veya terör örgütlerine fon sağlanması veya toplanması terörün finansmanı suçunu oluşturmaktadır Teröristlerin ve terör örgütlerinin nihai amacı gelir elde etmek olmasa da faaliyetlerini finanse edebilmeleri için mali kaynak bulmak zorunda oldukları malumdur.
Terörün finansmanı yasadışı kaynaklardan sağlanabileceği gibi yasal sayılan kaynaklardan da sağlanabilmektedir.
Bu kaynaklar şöyle özetlenebilir:
Aidat ve bağışlar: Terör örgüt üyesi olmayan ve örgütle bağlantısı bulunmayan kişiler tarafından gönüllü olarak veya duyulan korku nedeniyle terör örgütlerine maddi yardımda bulunulabilir. Bu bağış veya yardımlar doğrudan nakit olarak yapılabileceği gibi yiyecek, ilaç, araç-gereç sağlamak gibi yollardan da yapılabilir.
Kar amacı gütmeyen kuruluşların kullanılması: Kar amacı gütmeyen kuruluşlar aracılığıyla toplanan bağışlarla da terör örgütlerine mali kaynak sağlanabilmektedir. Bağışta bulunan kişiler çoğu zaman verdikleri paraların terör örgütlerine aktarılacağını bilmemekte, bu kuruluşların beyan ettiği yasal amaç çerçevesinde kullanılacağı düşüncesiyle maddi yardımda bulunmaktadırlar.
Örgütsel yayınlardan elde edilen gelirler: Terör örgütleri, yayınladıkları gazete, dergi ve kitapları ideolojilerini yaymak ve teorik eğitimlerde taraftarlarını eğitmek amacıyla kullanmanın yanında bu yayınları sempatizanlarına satarak mali kaynak sağlamaktadırlar.