02/12/2014 tarihli ve 6572 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 39 uncu maddesiyle, 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 9 uncu maddesinin 5 inci fıkrasına eklenen, “Özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak daireler arasındaki iş dağılımı, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenebilir. Bu kararlar, Resmî Gazete ’de yayımlanır. Daireler, tevzi edilen davalara bakmakla yükümlüdür. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca iş dağılımının yapıldığı tarih itibarıyla görülmekte olan davalarda daireler, iş bölümü gerekçesiyle dosyaları diğer bir daireye gönderemez." hükmüyle, genel bir düzenleme olarak mevzuatımıza giren ceza mahkemelerinde ihtisaslaşma hususu Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Dairesince görüşülerek;
5235 sayılı Kanun’un 9 uncu maddesinin 5 inci fıkrasının, “İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde ceza mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır...” hükmüne istinaden, ceza mahkemelerinde iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde mahkemelerin birden fazla dairesinin oluşturulabildiği; bu durumda mahkemeye gelen işlerin niteliğe göre değil sayıya göre tevzi edildiği, mevcut uygulamanın bir mahkeme veya hâkimi birbirinden farklı dava konularını çözme zorunluluğunda bırakarak yargılamanın makul sürede bitmemesine ve ağır işlemesine neden olabildiği; günümüzde her alanda olduğu gibi ceza mahkemelerinde de ihtisaslaşmaya ihtiyaç olduğu, hukuk mahkemelerinde öteden beri var olan ihtisaslaşmanın özel ceza kanunlarındaki (5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, 5187 sayılı Basın Kanunu gibi) düzenlemeler uyarınca ceza mahkemelerinde de uygulandığı,
Anayasamızın 37 nci maddesinde düzenlenen ve teminat altına alınan “Kanuni hâkim güvencesi” ilkesine uygun olarak, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’ nda düzenlenen usûl ve esaslarla yargılama yapan ihtisas mahkemelerinin oluşturulduğu; bu mahkemelerin görev ve yetkilerinin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’ nda belirtilen kurallara tâbi olacağı, özel yetkili yeni mahkemelerin kurulmasının söz konusu olmadığı, aksine ceza mahkemelerinde ihtisaslaşmanın sağlanmasının amaçlandığı, bu bağlamda; ihtisaslaşma ile mahkemelerin kanunla belirlenmiş görevlerinin değiştirilmesi söz konusu olmadan mahkemeler arasında sadece “iş bölümü” esasının getirildiği, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’ nun mülga 250 ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’ nun mülga 10 uncu maddesiyle görevlendirilen, bilahare (02/07/2012 tarihli ve 6352 ile 21/02/2014 tarihli ve 6526 sayılı Kanun’ larla) kaldırılan ağır ceza mahkemelerinde olduğu gibi birden fazla mahallin tek bir mahallin yargı alanına bağlanmasının söz konusu olmadığı, bir başka ifadeyle yargı çevresiyle ilgili bir değişikliğin yapılmadığı, keza usûl hükümleri bakımından da özel bir düzenlemenin getirilmediği, genel hükümlerin uygulanmasına devam edileceği,
İş dağılımının yapıldığı tarih itibarıyla görülmekte olan davaların mahkemelerinde herhangi bir değişikliğe gidilmediği, bu cümleden olarak mahkemelerin derdest davalarını iş bölümüne dayanarak diğer bir mahkemeye gönderemeyeceği, Bu çerçevede, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’ nun İkinci Kitap Dördüncü Kısmının Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar (318, 319, 323, 324, 325 ve 332 nci maddeler hariç), örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu ve uyarıcı madde imâl ve ticareti suçu ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’ nun kapsamına giren suçlar bakımından ihtisaslaşmanın getirildiği, böylelikle anılan suçlarla mücadelede önemli bir adımın atıldığı ve hâkimlerin belli alanlarda uzmanlaşmasının sağlanarak yargılamanın daha hızlı bir biçimde bitirilmesinin söz konusu olabileceği,
5235 sayılı Kanun’ un 12 nci maddesi uyarınca ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren mezkûr suçlarda, her mahal bakımından belirleme yapılabilmesi için birden fazla dairesinin bulunmasının gerektiği, bu nedenle ağır ceza mahkemesinin tek dairesinin bulunduğu mahallerde ihtisaslaşmaya gidilemediği, ayrıca Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’ nun 24/07/2007 tarihli ve 346 sayılı kararıyla, “5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu' nun 17 nci maddesindeki hükmü uyarınca, yargılama yapılacak yerde birden fazla asliye ceza veya ağır ceza mahkemeleri varsa, kaçakçılık suçlarına 1 numaralı asliye ceza veya ağır ceza mahkemelerinin bakmasına” karar verildiğinden, 1 numaralı ağır ceza mahkemesinden sonra gelen diğer daireler üzerinde ihtisaslaşma kararı verilmesi zorunluluğunun hâsıl olduğu,