Bu doküman Resmi Gazete dışında bir kaynakta yayınlanmıştır. Konsolide metin çalışmaları ilgili kaynak güncellendikçe sağlanabilmektedir.
Toplantı Tarihi: 6 Mart 2025
Küresel Ekonomi
1. Küresel ticarette korumacı eğilimlerin artması ve ticaret politikalarına ilişkin belirsizlikler, son dönemde küresel büyüme görünümünü olumsuz etkilemiştir. Türkiye’nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksinin 2025 yılında yüzde 2,1; 2026 yılında ise yüzde 2,4 oranında artacağı tahmin edilmektedir. Türkiye’nin dış talebinin kademeli olarak toparlanacağı öngörüsü korunmakla birlikte, bu durumun ocak ayındaki tahminlere kıyasla daha gecikmeli olacağı değerlendirilmektedir. Hizmet sektöründe olumlu seyir devam ederken imalat sanayindeki zayıf görünüm korunmuştur. ABD ekonomisinin büyüme eğilimi diğer gelişmiş ülkelerden olumlu ayrışmaya devam etmiştir. Küresel talep görünümü, korumacı eğilimlerdeki artış, arz yönlü faktörler ve jeopolitik riskler emtia fiyatlarının dalgalı bir seyir izlemesine neden olmaktadır. Küresel ekonomi ve ticaret politikalarına ilişkin artan belirsizlikler ile jeopolitik gelişmeler küresel iktisadi faaliyetin seyri açısından öne çıkan risk faktörleri olarak görülmektedir.
2. Küresel enflasyon son dönemde yatay bir seyir izlemiştir. Hizmet enflasyonundaki katılık devam ederken, ticaret politikalarında korumacı eğilimler enflasyon üzerindeki yukarı yönlü riskleri artırmıştır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde (GOÜ) faiz indirim süreçleri devam ederken son dönemde artan küresel belirsizlikler nedeniyle merkez bankalarının indirim süreçlerinde temkinli yaklaşımlarını sürdürecekleri değerlendirilmektedir. Bu süreçte GOÜ hisse senedi piyasalarından portföy çıkışları devam etmiştir.
Parasal ve Finansal Koşullar
3. Türk lirası (TL) mevduat faizleri, politika faiz indirimi ile uyumlu bir şekilde, 24 Ocak haftasına kıyasla 178 baz puan gerileyerek 28 Şubat haftası itibarıyla yüzde 50,1 seviyesinde gerçekleşmiştir. Aynı dönemde TL ticari kredi faizleri (Kredili Mevduat Hesabı ve Kredi Kartı hariç) 588 baz puan azalarak yüzde 48,5; ihtiyaç kredisi (Kredili Mevduat Hesabı hariç) faizleri 233 baz puan azalarak yüzde 64,8; konut kredisi faizleri 60 baz puan azalarak yüzde 39,9; taşıt kredisi faizleri ise 318 baz puan azalarak yüzde 36,8 seviyesinde oluşmuştur.
4. Bireysel kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması 24 Ocak-28 Şubat döneminde yüzde 2,7 seviyesine gerilemiştir. Bu dönemde bireysel kredilerin tüm alt kırılımlarının büyümesinde gerileme görülmüştür. TL ticari kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması yüzde 2,3 seviyesinden yüzde 1,7’ye gerilemiştir. Kur etkisinden arındırılmış yabancı para (YP) ticari kredilerdeki 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması, bir önceki PPK dönemindeki yüzde 2,2 seviyesinden yüzde 2,0’a gelmiştir. YP kredilerdeki gelişmeler dikkate alınarak sıkı parasal duruşun desteklenmesi amacıyla kredi büyümesine dayalı zorunlu karşılık uygulamasında 1 Mart 2025 tarihinde değişiklik yapılmıştır. Bu kapsamda, YP krediler için aylık yüzde 1 olan büyüme sınırı yüzde 0,5’e düşürülürken, YP kredi büyüme sınırından istisna tutulan kredilerin kapsamı daraltılmıştır.
5. Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarından çıkış stratejisi kapsamında tüzel kişilerin tüm KKM hesaplarında (YUVAM hesapları dâhil) hesap açma ve yenileme işlemlerinin 15 Şubat 2025 itibarıyla sonlandırılmasına karar verilmiştir. Ayrıca, tüzel kişi KKM hesapları, KKM’nin TL’ye geçişine ve yenilenmesine ilişkin hedeflerden çıkarılmıştır. Parasal aktarım mekanizmasının güçlendirilmesi amacıyla 4 Şubat’ta bankaların 1 yıla kadar (1 yıl dâhil) vadeli TL cinsinden yurt dışı repo işlemlerinden sağlanan fonlar, yurt dışından kullanılan krediler ve yurt dışı bankalar mevduatı (katılım fonu) yükümlülükleri için zorunlu karşılık oranı yüzde 8’den yüzde 12’ye yükseltilmiştir.
6. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) brüt uluslararası rezervleri, 24 Ocak’tan bu yana 6,2 milyar ABD doları artarak 28 Şubat itibarıyla 173,7 milyar ABD dolarına yükselmiştir. Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) 22 Ocak’tan bu yana sınırlı miktarda düşerek 5 Mart itibarıyla 255 baz puan seviyesine gerilemiştir. Türk lirasının 1 ay vadeli kur oynaklığı 5 Mart itibarıyla yüzde 9,1 seviyesine, 12 ay vadeli kur oynaklığı yüzde 17,3 seviyesine düşmüştür. Önceki PPK toplantı haftasından bu yana Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) piyasasına 0,3 milyar ABD doları, hisse senedi piyasasına ise 0,5 milyar ABD doları olmak üzere toplam 0,8 milyar ABD doları net portföy girişi gerçekleşmiştir.
Talep ve Üretim
7. Para politikası duruşunun kredi ve mevduat piyasaları ile iç talep üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir.
8. Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla (GSYH) verileri, önceki iki çeyrekteki sınırlı negatif büyüme oranlarını takiben, 2024 yılının son çeyreğinde iktisadi faaliyette toparlanmaya işaret etmiştir. Bu dönemde, kampanyalar ve yaklaşan ücret güncellemeleri kaynaklı öne çekilen talep, hanehalkının mal talebinin güçlü seyretmesine katkıda bulunmuştur. Buna bağlı olarak, özel tüketimin büyümeye katkısı pozitif olmuştur. Mal ve hizmet ihracatı çeyreklik bazda azalırken, mal ve hizmet ithalatı artmış, net ihracatın çeyreklik büyümeye katkısı negatife dönmüştür. Yılın son çeyreğinde talep kompozisyonundaki dengeli seyir bir miktar bozulurken, yılın genelinde yurt içi talebin büyümeye katkısında belirgin düşüşle birlikte net ihracatın pozitif katkısı ön plana çıkmıştır.