İcra ve İflâs Kanununun 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
İcra daireleri ve memurları
MADDE 1
Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur.
Her icra dairesinde Adalet Bakanlığınca atanacak bir İcra memuru ile yeteri kadar yardımcı ve mahallince atanacak kâtip, mübaşir ve sair müstahdemler bulundurulur.
Ayrıca icra memuru olmıyan yerlerde bu vazife mahkeme başkâtipleri tarafından görülür.
Adalet teşkilâtı sulh mahkemesinden ibaret bulunan yerlerde Adalet Bakanlığı bu mahkemelere görmeye yetkili olduğu işlerde icra yetkisini verebilir. Bu takdirde icra memuruna ait görev ve yetkiler mahkeme başkâtibi, yokluğu halinde zabıt kâtibi tarafından yerine getirilir.
Birden ziyade asliye mahkemesi olan yerlerde Adalet Bakanlığı icra dairelerini bir arada bulundurmaya ve aynı tetkik merciine bağlamaya yetkilidir.
İcra ve İflâs Kanununun 5 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir:
Zarara uğrıyan şahıs mesuliyet dâvasında aynı zamanda Devleti de hasım gösterebilir; bu halde verilen karar Devlet aleyhine de kesin hüküm teşkil eder.
İcra ve İflâs Kanununun 6 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Devletin sorumluluğu
MADDE 6
Zarara uğrıyan şahıs, sabit olan zarar ve ziyanını kusurlu olandan veya kefilinden ister. Bunlardan istifası mümkün olmazsa Devletten ister. Şu kadar ki, icra dairesine tevdi veya bu dairece tahsil olunan paraların ve 88 inci maddenin birinci fıkrasında sayılan değerlerin ilgili memur tarafından zimmete geçirilmesi halinde Devlet hak sahiplerine karşı birinci derecede sorumludur. Her iki halde de Hazinenin asıl sorumlulara ve kefillerine rücu hakkı saklıdır.
Devlet, sorumluluğuna iştirak ettiği vazifelilerden teminat istiyebilir.
İcra ve İflâs Kanununun 8 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Tutanaklar
MADDE 8
İcra ve İflâs daireleri yaptıkları muamelelerle kendilerine vâkı talep ve beyanlar hakkında bir tutanak yaparlar. Sözlü itirazlar ile talep ve beyanların altları ilgililer ve icra memuru veya muavini veya kâtibi tarafından imzalanır.
İlgililer bu tutanakları görebilir ve bunların örneğini alabilir.
icra ve iflâs dairelerinin tutanakları, hilâfı sabit oluncaya kadar muteberdir.
İcra ve İflâs Kanununun 9 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Para ve değerli eşyanın tevdii
MADDE 9
İcra ve iflâs daireleri; aldıkları paraları ve kıymetli evrak ve değerli şeyleri, nihayet ertesi iş günü, çalışma saati sonuna kadar, sermayesinin yarısından fazlası Devlete ait bulunan bankalardaki hesaplarına yatırmaya, banka bulunmıyan yerlerde icra veya mahkeme kasalarında muhafazaya, kasa da olmıyan mahallerde malsandıklarına bırakmaya mecburdurlar.
İcra ve iflâs dairelerinin para ve değerli şeyleri yatıracakları bankalar hazırlanacak yönetmelikte gösterilir.
İcra ve İflâs Kanununun 10 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
İş görmekten memnuiyet
MADDE 10
İcra ve iflâs işlerine bakan memur ve müstahdemler :
1. Kendisinin,
2. Karı veya kocasının, nişanlısının yahut kan ve sihrî usul ve füruunun veya üçüncü derece dâhil olmak üzere bu dereceye kadar olan kan ve sihrî civar hısımlarının,
3. Kanuni mümessili veya vekili yahut müstahdemi bulunduğu bir şahsın,
Menfaati olan işleri göremeyip derhal tetkik merciine haber vermeye mecburdur. Tetkik mercii müracaatı yerinde görürse o işi diğer bir memura, bulunmıyan yerlerde kâtiplerinden birine verir.
İcra ve İflâs Kanununa 10 uncu maddeden sonra aşağıdaki madde eklenmiştir:
İcra hâkimi ve yardımcılarının reddi
MADDE 10/a
a) İcra hâkimi veya yardımcıları reddedildiği takdirde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunundaki hükümler uygulanır. Ret talebinde bulunan dilekçesinde ret sebeplerini delilleri ile birlikte bildirmek zorundadır.
Ret talebinin reddi hakkındaki kararın temyizi, icra hâkiminin işe bakıp karar vermesine mâni değildir. Ret talebinin reddi hakındaki kararın bozulması halinde reddedilen hâkimin verdiği kararın yerine getirilmesi geri bırakılır. Bozma kararına uyularak ret talebi kesin surette kabul edilirse karar kaldırılır. 40 ıncı madde hükümleri kıyasen uygulanır.
İcra ve İflâs Kanununun 12 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
İcra dairelerine ödeme
MADDE 12
İcra dairesi, takibedilmekte olan bir para alacağına mahsuben borçlu veya üçüncü şahıs tarafından ödenen paraları kabule mecburdur. Bununla borçlu bu miktar borcundan kurtulur.
İcra ve İflâs Kanununa 13 üncü maddeden sonra aşağıdaki madde eklenmiştir:
Birinci teftiş
MADDE 13/a
a) 13 üncü maddeye göre Cumhuriyet savcılarınca ilk defa yapılacak teftişin, geçen bir yıllık işlemlere şâmil olmak üzere her sene Ocak ayı içinde yapılması ve düzenlenecek raporların birer örneğinin icra ve iflâs dairesi ile Cumhuriyet savcılığında saklanması,diğer örneğinin ise en geç o ayın sonunda Adalet Bakanlığına gönderilmesi gereklidir.
Teftişlerin yapılması, savcılıkların açık olması hallerinde bunun kimler tarafından yerine getirileceği ve teftiş raporlarının nasıl düzenleneceği yönetmelikte belirtilir.
İcra ve İflâs Kanununun 14 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Tüzük, yönetmelik ve Yargıtay kararları
MADDE 14
Bu kanunun uygulama şekli tüzükle, icra ve iflâs daireleri ile tetkik mercilerinde tutulacak defterlerle dosyaların ve diğer basılı kâğıtların düzenlenme şekilleri Adalet Bakanlığınca hazırlanacak yönetmelikle tâyin ve tesbit olunur.
İcra ve İflâs İşlerine alt Yargıtay kararları, çıkarılacak resmî bir kararlar dergisinde muntazaman yayınlanır.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 18 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Yargılama usulleri
MADDE 18
Tetkik merciine arzedilen hususlarda basit yargılama usulü uygulanır.
Şu kadar ki, talep ve cevaplar dilekçe ile olabileceği gibi tetkik merciine ifade zaptettirmek suretiyle de olur.
Kanunda sarahat bulunmıyan hallerde tetkik mercii iki taraf arasında duruşma yapılmasına lüzum olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını tensip ettiği takdirde tarafları en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile icabeden kararı verir. Duruşma yapılmıyan işlerde merci, işin kendisine geldiği tarihten itibaren en geç on gün içinde kararını verir. Duruşmalar ancak zaruret halinde ve onbeş gün geçmemek üzere tâlik olunabilir.
İcra ve İflâs Kanununun 19 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
MÜDDETLER
Başlaması ve bitmesi
MADDE 19
Gün olarak tâyin olunan müddetlerde ilk gün hesaba katılmaz.
Ay veya sene olarak tâyin olunan müddetler ayın veya senenin kaçıncı günü işlemeye başlamış ise biteceği ay veya senenin aynı gününde ve müddetin biteceği ayın sonunda böyle bir gün yoksa ayın son gününde biter.
Bir müddetin sonuncu günü resmî bir tatil gününe rastlarsa, müddet tatili takibeden günde biter.
Müddet, son günün tatil saatinde bitmiş sayılır.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 21 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
İcra tebliğleri
MADDE 21
İcra dairelerince yapılacak, tebliğler yazı ile ve Tebligat Kanunu hükümlerine göre olur. Bu tebliğler makbuz karşılığında doğrudan doğruya tevdi suretiyle de yapılabilir.
İlâmda ve 38 inci maddeye göre ilâm hükmünde sayılan belgelerle ipotek senedinde yazılı olan adresi değiştiren alacaklı veya borçlu; keyfiyeti birbirlerine noter vasıtasiyle bildirmiş olmadıkça, tebligat aynı adrese yapılır ve bu adreste bulunmadığı takdirde Tebligat Kanununun 35 inci maddesi uygulanır.
Adres değişikliği, yukarıdaki fıkra gereğince alacaklı veya borçlu tarafından diğer tarafa tebliğ olunduğu halde eski adrese tebligat yaptırarak Tebligat Kanununun 35 inci maddesinden faydalanmış olan taraf bu suretle diğer tarafa verdiği bütün zararları yüzde 15 fazlasiyle ödemeye mevbun olduğu gibi hakkında 343 üncü maddedeki ceza da uygulanır.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 ve 6763 sayılı kanunlarla değişik 24 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Menkul teslimi
MADDE 24
Bir menkulün teslimine dair olan ilâm icra dairesine verilince icra memuru bir icra emri tebliği suretiyle borçluya yedi gün içinde o şeyin teslimini emreder.
İcra emrinde; alacaklı ve borçlunun ve varsa mümessillerinin adları ve soyadları ile şöhret ve ikametgâhları, hükmü veren mahkemenin ismi ve hükmolunan şeyin neden ibaret olduğu, ilâmın tarih ve numarası ve tetkik merciinden veya temyiz yahut iadei muhakeme yoliyle ait olduğu mahkemeden icranın geri bırakılması hakkında bir karar getirilmedikçe cebri icraya devam olunacağı yazılır.
Borçlu, bu emri hiç tutmaz eksik bırakır ve hükmolunan menkul veya misli yedinde bulunursa elinden zorla alınıp alacaklıya verilir.
Yedinde bulunmazsa ilâmda yazılı değeri alınır. Vermezse ayrıca icra emri tebliğine hacet kalmaksızın haciz yoliyle tahsil olunur. Menkul malın değeri, ilâmda yazılı olmadığı veya ihtilâflı bulunduğu takdirde, icra memuru tarafından takip tarihindeki rayice göre takdir olunur.
Hükmolunan menkulün değeri, borsa veya ticaret odalarından, olmıyan yerlerde icra memuru tarafından seçilecek bilirkişiden sorulup alınacak cevaba göre tâyin edilir.
İlgililerin bu hususta tetkik merciine şikâyet hakları vardır.
26 ncı maddenin 3 ve 4 üncü fıkraları, gemi siciline kayıtlı olmıyan gemiler hakkında da uygulanır.
İcra ve İflâs Kanununa 25 inci maddeden sonra aşağıdaki madde eklenmiştir :
Çocukla şahsi münasebet tesisine dair ilâmın icrası
MADDE 25/a
Çocukla şahsi münasebetlerin düzenlenmesine dair ilâm hükmünün yerine getirilmesi talebi üzerine icra memuru, küçüğün ilâm hükümleri dairesinde lehine hüküm verilen tarafla şahsi münasebette bulunmasına mâni olunmamasını; aksi halde ilâm hükmünün zorla yerine getirileceğini borçluya 24 üncü maddede yazılı şekilde bir icra emri ile tebliğ eder. Bu emirde ilâm hükmüne aykırı hareketin 341 inci maddedeki cezayı müstelzim olduğu da yazılır.
Borçlu bu emri tutmazsa ilâm hükmü zorla yerine getirilir. Borçlu alacaklının şikâyeti üzerine ayrıca 341 inci maddeye göre cezalandırılır.
İcra ve İflâs Kanununun 32 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
İcra emri ve muhtevası
MADDE 32
Para borcuna veya teminat verilmesine dair olan ilâm icra dairesine verilince icra memuru borçluya bir icra emri tebliğ eder. Bu emirde 24 üncü maddede yazılanlardan başka hükmolunan şeyin cinsi ve miktarı gösterilir ve nihayet yedi gün içinde ödenmesi ve bu müddet içinde borç ödenmez veya hükmolunan teminat verilmezse tetkik merciinden veya temyiz yahut iadei muhakeme yolu ile ait olduğu mahkemeden icranın geri bırakılmasına dair bir karar getirilmedikçe cebri icra yapılacağı ve bu müddet içinde 74 üncü madde mucibince mal beyanında bulunması ve bulunmazsa hapis ile tazyik olunacağı ve hakikata muhalif heyanda bulunursa hapis ile cezalandırılacağı ihtar edilir.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 33 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
İcranın geri bırakılması
MADDE 33
İcra emrinin tebliği Üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra tetkik merciine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya tetkik merciinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır.
İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal, veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına İstinat ettirilmelidir.
Tetkik mercii, geri bırakılma talebini reddettiği takdirde borçlu ancak temyiz süresi içinde alacağı karşılıyacak nakit veya mercice kabul edilecek menkul rehin veya esham veya tahvilât veya gayrimenkul relini yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartiyle temyiz yoluna gidebilir. Borçlunun yeter malı mahcuz ise veya borçlunun talebi üzerine temyiz süresi içinde yeter malı haczedilmişse bu fıkrada yazılı teminatı göstermeye lüzum yoktur.
Borçlu olmadığı parayı ödemek mecburiyetinde kalan borçlunun 72 nci madde mucibince istirdat dâvası açarak paranın geriye verilmesini istemek hakkı saklıdır.
İcra ve İflâs Kanununa 33 üncü maddeden sonra aşağıdaki madde eklenmiştir:
İlâmın zamanaşımına uğradığı iddiası
MADDE 33/a
İlâmın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra tetkik mercii tarafından resmî vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir.
Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vâkı olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dâva açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilâmın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder.
İcranın devamına karar verilmesi halinde 33 üncü maddenin son fıkrası burada da uygulanır.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 36 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
İcranın geri bırakılması için verilecek mühlet
MADDE 36
İlâmı temyiz eden borçlu hükmolunan para veya eşyanın resmî bir mercie depo edildiğini ispat eder yahut hükmolunan para veya eşya kıymetinde mercice kabul edilecek menkul rehin veya esham veya tahvilât veya gayrimenkul rehin veya muteber banka kefaleti gösterirse veya borçlunun hükmolunan para ve eşyayı karşılayacak malı mahcuz ise icranın geri bırakılması için Yargıtaydan karar alınmak üzere icra memuru tarafından kendisine münasip bir mühlet verilir. Bu mühlet ancak zaruret halinde uzatılabilir.
Borçlu, Devlet veya adlî müzaherete nail bir kimse ise teminat göstermek mecburiyeti yoktur.
Ücreti ilgililer tarafından verilirse Yargıtayca icranın geri bırakılması hakkındaki karar icra dairesine telgrafla bildirilir.
Nafaka hükümlerinde böyle bir mühlet verilemez.
Yargıtayca büküm bozulduğu takdirde borçlunun müracaatı üzerine, bozmanın mahiyetine göre teminatın geri verilip verilmiyeceğine mahkemece kesin olarak karar verilir.
Yargıtayca ilâmın onanması halinde, alacaklının talebi üzerine, başkaca muameleye hacet kalmaksızın teminata konu olan para alacaklıya ödenir, mal ve haklar ise, malın nev’ine göre icra memurluğunca paraya çevrilir. İlâm alacaklısının teminat üzerinde rüçhan hakkı vardır.
İcra ve İflâs Kanununun 38 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
İlâm mahiyetini haiz belgeler
MADDE 38
Mahkeme huzurunda yapılan sulhlar, kabuller ve para borcu ikrarını havi re'sen tanzim edilen noter senetleri ve temyiz kefaletnameleri ile icra dairesindeki kefaletler, ilâmların icrası, hakkındaki hükümlere tabidir. Bu maddedeki icra kefaletleri müteselsil kefalet hükmündedir.
İcra ve İflâs Kanununun 43 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
İflâsa tabi şahıslar hakkındaki takip
MADDE 43
İflâs yolu ile takip, ancak Ticaret Kanunu gereğince tacir sayılan veya tacirler hakkındaki hükümlere tabi bulunanlar ile özel kanunlarına göre tacir olmadıkları halde iflâsa tabi bulundukları bildirilen hakikî veya hükmi şahıslar hakkında yapılır. Şu kadar ki, alacaklı bu kimseler hakkında haciz yolu ile de takipte bulunabilir.
Bu yollardan birini seçen alacaklı bir defaya mahsus olmak üzere o yolu bırakıp harç ödemeksizin diğerine yeni baştan müracaat edebilir.
İcra ve İflâs Kanununun 44 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Ticareti terk edenler
MADDE 44
Ticareti terk eden bir tacir 15 gün içinde keyfiyeti kayıtlı bulunduğu ticaret siciline bildirmeye ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunmaya mecburdur. Keyfiyet ticaret sicili memurluğunca ticaret sicili ilânlarının yayınlandığı gazetede ve alacaklıların bulunduğu yerlerde de mûtat ve münasip vasıtalarla ilân olunur. İlân masraflarını ödemiyen tacir beyanda bulunmamış sayılır.
Bu ilân tarihinden itibaren bir sene içinde, ticareti terk eden tacir hakkında iflâs yolu ile takip yapılabilir.
Ticareti terk, eden tacir, mal beyanının tevdii tarihinden itibaren iki ay müddetle haczi kabil malları üzerinde tasarruf edemez.
Üçüncü şahısların zilyedlik ve tapu sicili hükümlerine dayanarak iyi niyetle elde ettiği haklar saklıdır. Ancak karı ve koca ile usul ve füru, neseben veya sıhren ikinci dereceye kadar (Bu derece dâhil) hısımlar, evlât edinenle evlâtlık arasındaki iktisaplarda iyi niyet iddiasında bulunulamaz.
Mal beyanını alan merci, keyfiyeti tapu veya gemi sicil dairelerine bildirir. Bu bildiri üzerine sicile temlik hakkının iki ay süre ile tahdit edilmiş bulunduğu şerhi verilir.
Bozulmaya mâruz veya muhafazası külfetli olan veya tâyin edilen kanuni müddet içinde değerinin düşmesi kuvvetle muhtemel bulunan mallar hakkında, tacirin (talebi üzerine, mahkemece icra memuru marifetiyle ve bu kanun hükümleri dairesinde bu malların satılmasına ve bedelinin 9 uncu maddede yazılı bir bankaya depo edilmesine karar verilebilir.
İcra ve İflâs Kanununun 49 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Rehin karşılığı ödünç verenler
MADDE 49
Rehin karşılığı yapılan ödünç verme işlerinde Medeni Kanun ile Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası ve Türkiye Emlâk Kredi Bankasının özel kanunlarında paraya çevirmeye dair hükümleri saklıdır.
İcra ve iflâs Kanununun 51 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
1-Bütün borçlular hakkında
MADDE 51
Güneşin batmasından bir saat sonra ile güneşin doğmasından bir saat önceye kadarki devrede (Gece vakti) ve tatil günlerinde takip muameleleri yapılamaz. Ancak, gece iş görülen yerlerde gece vakti hasılât haczi mümkündür. Tatil günlerinde haciz ve tebligat yapılabileceği gibi muhafaza tedbirleri de alınabilir. Borçlunun mal kaçırdığı anlaşılırsa gece vakti dahi haciz yapılması caizdir.
Bir borçlu hakkında kanunda gösterilen sebeplerden dolayı icra talik edilmiş veya konkordato için mühlet verilmiş ise, o borçluya karşı takip muamelesi yapılamaz.
İcra ve İflâs Kanununun 54 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
4. Tutukluluk ve hükümlülük halinde
MADDE 54
Mümessili olmıyan bir tutuklu veya hükümlü aleyhine takipte, mümessil tâyini vesayet makamına ait olmadıkça, icra memuru bir mümessil tâyin etmesi için kendisine münasip bir mühlet verir vetakibi bu sürenin bitmesine bırakır. Bu mühlet içinde temsilci tâyin edip icra dairesine bildirmiyen tutuklu veya hükümlü hakkında takibe devam olunur.
Mal kaçırılması ihtimali olan hallerde bu mühlet içinde de haciz yapılabilir.
İcra ve İflâs Kanununa 54 üncü maddeden sonra aşağıdaki madde eklenmiştir:
5 - Askerlik halinde
MADDE 54/a
Askerlik hizmetinin devamı müddetince erler, onbaşılar ve kıta çavuşları (Uzman veya uzatmalı çavuş ve onbaşılar hariç) aleyhine takipte, icra memuru, bir mümessil tâyin etmesi için kendisine münasip bir mühlet verir ve takibi bu sürenin bitmesine bırakır. Bu müddet içinde temsilci tâyin edip icra dairesine bildirmiyenler hakkında takibe devam olunur.
Mal kaçırılması ihtimali olan hallerde bu mühlet içinde de haciz yapılabilir.
İcra ve İflâs Kanununun 55 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
6 - Borçlunun ağır hastalığı halinde
MADDE 55
Takip, borçlunun mümessil tâyin edemiyecek derecede ağır hastalığı halinde muayyen bir zaman için icra memurluğunca tâlik olunabilir. Ağır hastalığın resmî belge ile tahakkuku lâzımdır.
Mal kaçırılması ihtimali olan hallerde hastalığın devamı sırasında da haciz yapılabilir.
İcra ve İflâs Kanununun 56 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Talikin müddetlerin cereyanına tesiri
MADDE 56
Takip talikleri esnasında müddetlerin cereyanı durmaz. Müddetin nihayeti bir talik gününe raslarsa müddet talikin bitiminden sonra bir gün daha uzatılır.
İcra ve İflâs Kanununun 57 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
İcra tebliğleri
MADDE 57
İcraya ait tebliğlerde Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır. Ancak borçlu, kendilerine kanunen mümessil tâyin olunması icabeden şahıslardan ise icra memuru kısa bir zamanda mümessil tâyin edilmesini ait olduğu makamdan ister.
Tebliğ, Medeni Kanunun 159 ve 396 ncı maddelerine göre mezun olanların meslek veya sanatına mütaallik muamelelerden doğmuş bir borca dair ise kendilerine yapılır.
İcra ve İflâs Kanununun 58 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir;
Takip talebi ve muhtevası
MADDE 58
Takip talebi icra memuruna yazı ile veya sözlü olarak yapılır.
Talepte şunlar gösterilir:
1. Alacaklının ve varsa kanuni temsilcisinin ve vekilinin adı, soyadı, şöhret ve ikametgâhı; alacaklı yabancı memlekette oturuyorsa Türkiye'de göstereceği ikametgâhı (İkametgâh gösteremezse icra dairesinin bulunduğu yer ikametgâh sayılır);
2. Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soyadı, şöhret ve ikametgâhı;
Bir terekeye karşı yapılan taleplerde kendilerine tebligat yapılacak mirasçıların adı, soyadı, şöhret ve ikametgâhları;
3. Alacağın ve istenen tazminatın Türk parası ile tutarı ve faizi, alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün;
4. Senet, senet yoksa borcun sebebi;
5. Takip yollarından hangisinin seçildiği;
Alacak belgeye dayanmakta ise, belgenin aslının veya alacaklı yahut mümessili tarafından tasdik edilmiş, borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında icra dairesine tevdii mecburidir.
Alacaklıya takip talebinde bulunduğuna ve verdiği belgelere, talep ve takip masraflarına dair bedava ve pulsuz bir makbuz verilir.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 60 ıncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
1 - Ödeme emri ve muhtevası
MADDE 60
Takip talebi üzerine icra dairesi bir ödeme emri yazar.
Emir :
1. 58 inci maddeye göre takip talebine yazılması lâzım gelen kayıtları,
2. Borcun ve masrafların yedi gün içinde ödenmesi, borç teminat verilmesi mükellefiyeti ise teminatın bu süre içinde gösterilmesi ihtarını,
3. Takibin dayandığı senet altındaki imza kendisine ait değilse yine bu yedi gün içinde bu cihetin ayrıca ve açıkça bildirilmesi; aksi halde icra takibinde senedin kendisinden sâdır sayılacağı,
Senet altındaki imzayı reddettiği takdirde merci önünde yapılacak duruşmada hazır bulunması; buna uymazsa vâkı itirazın muvakkaten kaldırılmasına karar verileceği,
Borcun tamamına veya bir kısmına yahut alacaklının takibat icrası hakkına dair bir itirazı varsa bunu da aynı süre içinde beyan etmesi İhtarını,
4. Senet veya borca itirazını bildirmediği takdirde yukarda yazılı yedi günlük süre içinde 74 üncü maddeye göre mal beyanında bulunması ve bulunmazsa hapisle tazyik olunacağı; mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykırı beyanda bulunursa ayrıca hapisle cezalandırılacağı ihtarını,
5. Borç ödenmez veya itiraz olunmazsa cebrî icraya devam edileceği beyanını,
İhtiva eder.
Ödeme emri iki nüsha olarak düzenlenir. Bir nüshası borçluya gönderilir, diğeri icra dosyasına konulur. Alacaklı isterse kendisine ayrıca tasdikli bir nüsha verilir. Nüshalar arasında fark bulunduğu takdirde borçludaki muteber sayılır.
Alacaklıya verilen nüsha hiçbir resim ve harca tabi değildir.
İcra ve İflâs Kanununun 61 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
2 - Ödeme emrinin tebliği
MADDE 61
Ödeme emri borçluya takip talebinden itibaren nihayet 3 gün içinde tebliğe gönderilir. Takip belgeye dayanıyorsa, belgenin tasdikli bir örneği ödeme emrine bağlanır.
Müşterek borçlular aynı zamanda takip ediliyorlarsa hepsinin veya bir kısmının bir mümessil tarafından temsil edilmeleri hali müstesna olmak üzere her birine ayrı ayrı ödeme emri tebliğ edilmek lâzımdır.
Bir borçlu hakkında aynı günde birden ziyade takip talebi varsa icra dairesi bunların ödeme emirlerini aynı zamanda tebliğe gönderir.
Kanunen eklenmesi gereken müddetler saklıdır.
Borçlu hakkında bir icra dairesinde ayrı ayrı günlerde birden ziyade takip talebinde bulunulmuş ise bunlardan hiçbirinde kendisinden daha eski olan talepten önce ödeme emri tebliğe gönderilemez.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 62 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
İTİRAZ
1 - Süresi ve şekli
MADDE 62
İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. İtiraz, takibi yapan icra dairesinden gayrı bir icra dairesine yapıldığı takdirde bu daire gereken harç ve masrafları itirazla birlikte alarak yetkili icra dairesine gönderir.
Takibe itiraz edildiği üç gün içinde bir muhtıra ile alacaklıya tebliğe gönderilir. İtirazla birlikte tebliğ masraflarını ödemiyen borçlu itiraz etmemiş sayılır.
Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarım açıkça göstermesi lâzımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır,
Borçlu itirazında sebep bildirmediği takdirde itirazın kaldırılması duruşmasında ancak alacaklının isnat ettiği senet metninden anlaşılan itiraz sebeplerini ileri sürebilir.
Borçlu takibin müstenidi olan senet altındaki imzayı reddediyorsa, bunu, itirazında ayrıca ve açıkça beyan etmelidir. Aksi takdirde icra takibi yönünden senetteki imzayı kabul etmiş sayılır.
Borçluya, itiraz eylediğine dair bedava ve pulsuz bir belge verilir.
İcra ve İflâs Kanununun 63 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
2 - İtiraz sebepleri
MADDE 63
Borçlu, 62 nci maddenin dördüncü fıkrasındaki istisnalar dışında, itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez.
İcra ve İflâs Kanununun 65 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
4 - Gecikmiş itiraz
MADDE 65
Borçlu kusuru olmaksızın bir mâni sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir.
Ancak borçlu, mâniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye ve mütaakıp fıkra için yapılacak duruşmaya taallûk eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur.
İtiraz üzerine tetkik mercii ancak gecikme sebebinin mahiyetine ve hâdisenin özelliklerine göre takibin tatilini tensip edebilir. Merci, tetkikatını evrak üzerinde yapar. Lüzumu halinde iki tarafı hemen davetle mazeretin kabule şayan olup olmadığına karar verir. Duruşmaya karar verilmemesi halinde borçludan alınan masraflar kendisine iade olunur.
Mazeretin kabulü halinde icra takibi durur. Aynı celsede alacaklı itirazın kaldırılmasını sözlü olarak da istiyebilir. Bu takdirde tahkikata devam olunarak gerekli karar verilir.
Daha önce borçlunun mallarına haciz konulmuşsa mazeretin kabulü kararının tefhim veya tebliği tarihinden itibaren alacaklı yedi gün içinde, merciden itirazın kaldırılmasını istemez veya aynı süre içinde 67 nci maddeye göre mahkemeye başvurmazsa haciz kalkar.
İcra ve İflâs Kanununun 66 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
5 - İtirazın hükmü
MADDE 66
Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur. İtiraz müddetinde değilse, alacaklının talebi üzerine, icra memuru takip muamelelerine alacağın tamamı için devam eder. Borçlu, borcun yalnız bir kısmına itirazda bulunmuşsa takibe, kabul ettiği miktar için devam olunur.
Borçlu itirazında imzayı reddetmişse alacaklı derhal icra dairesinden tatbika medar imzaların celbini istiyebilir.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 67 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
6 - İtirazın iptali
a) Mahkemeye başvurmak suretiyle
MADDE 67
Takip talebine itiraz edilen ve itirazın kaldırılması için mercie müracaat etmek istemiyen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, umumi hükümler dairesinde, alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dâva edebilir.
Bu dâvada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, dâvanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblâğın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılması talebinde bulunmazsa bir daha ilâmsız takip talebinde bulunamaz.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dâva etmek hakkı saklıdır.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 68 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
b) İtirazın kesin olarak kaldırılması suretiyle
MADDE 68
Talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını mutazammın bir senede yahut resmî dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenitse, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir.
Borçlu itirazını varit gösterecek hiçbir belge ibraz edemezse tetkik mercii itirazın kaldırılmasına karar verir.
İtiraz birinci fıkrada gösterilen senet veya makbuz yahut belgeye müstenit ise itirazın kaldırılması talebi reddolunur.
Borçlu murisine ait bir alacak için takibedilmekte olup da, terekenin borca batık olduğunu ileri sürerse bu hususta ilâm getirmesi için kendisine münasip bir mühlet verilir. Bunun dışında itirazın kaldırılması talebinin kabul veya reddi için ileri sürülen iddia ve savunmalar bekletici mesele yapılamaz.
Borçlunun gösterdiği belge altındaki imza alacaklı tarafından inkâr edilirse hâkim, 68a maddesinde yazılı usule göre yaptığı inceleme neticesinde imzanın alacaklıya ait olduğuna kanaat getirdiği takdirde alacaklının itirazın kaldırılması talebini reddeder ve alacaklıyı 50 lira dan 5 000 liraya kadar para cezasına mahkûm eder. Bu suretle tâyin edilen para cezalarının tahsili Amme Alacaklarının Tahsili Usulü hakkındaki Kanun hükmüne tabidir. Alacaklı genel mahkemede dâva açarsa bu para cezasının tahsili dâva sonuna kadar tehir olunur ve alacaklı bu dâvada alacağını ve imzanın kendisine ait olmadığını ispat ederse bu ceza kalkar.
Alacaklı duruşmada bizzat bulunmayıp da imza vekili tarafından reddolunduğu takdirde vekil mütaakıp oturumda müvekkilini imza tatbikatı için hazır bulundurmaya veya masraflarını vererek davetiye tebliğ ettirmeye mecburdur. Kabule değer mazereti olmadan gelmiyen alacaklı borçlunun dayandığı belgede yazılı miktar hakkındaki itirazın kaldırılması talebinden vazgeçmiş sayılır.
İcra ve İflâs Kanununa 68 inci maddeden sonra aşağıdaki madde eklenmiştir:
c) İtirazın muvakkaten kaldırılması suretiyle
MADDE 68/a
Takibin dayandığı senet hususi olup imza, itiraz sırasında borçlu tarafından reddedilmişse, alacaklı itirazın muvakkaten kaldırılmasını istiyebilir. Bu halde icra hâkimi iki taraftan izahat alır.
Senet altındaki imzayı reddeden borçlu takibi yapan icra dairesinin yetki çevresi içinde ise, itirazın kaldırılması için merci önünde yapılacak duruşmada, mazeretini daha önce bildirip tevsik etmediği takdirde, bizzat bulunmaya mecburdur. İcra dairesinin yetki çevresi dışında ödeme emri tebliğ edilen borçlu, istinabe yolu ile isticvabına karar verilmesi halinde, aynı mecburiyete tabidir.
Tatbika medar imza mevcutsa bununla, yoksa borçluya yazdıracağı yazı ve artıracağı imza ile yapılacak mukayese ve incelemelerden veya diğer delil ve karinelerden merci, reddedilen imzanın borçluya aidiyetine kanaat getirirse itirazın muvakkaten kaldırılmasına karar verir. Hâkim lüzum görürse, oturumun bir defadan fazla talikine meydan vermiyecek surette, bilirkişi incelemesi de yaptırabilir.
İmza tatbikında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun bilirkişiye ait hükümleri ile 309 uncu maddesinin 2 nci, 3 üncü ve 4 üncü fıkraları ve 310, 311 ve 312 nci maddeleri hükümleri uygulanır.
Yapılacak duruşmada, yukarda yazılı mazerete dayanmaksızın, borçlunun hazır bulunmaması halinde mercice başka bir cihet tetkik edilmeksizin itirazın muvakkaten kaldırılmasına karar verilir. Duruşmaya gelmiyen borçlunun itirazının muvakkaten kaldırılmasına karar verilebilmeli için keyfiyetin davetiyeye yazılması şarttır.
Merci hâkimi, İmzanın borçluya aidiyetine karar verdiği takdirde borçluyu 50 liradan 5 000 liraya kadar para cezasına mahkûm eder. Borçlu, borçtan kurtulma, menfi tesbit veya istirdat dâvası açarsa, bu para cezasının tahsili dâva sonuna kadar tehir olunur ve borçlu açtığı dâvayı kazanırsa bu ceza kalkar.
Borçlu inkâr ettiği imzayı, itirazın kaldırılması duruşmasında ve en geç alacaklının senedin aslını ibraz ettiği celsede kabul ederse, hakkında para cezası hükmolunmaz ve kendisine yargılama giderleri yükletilmez. Şu kadar ki, kötü niyetle takibe sebebiyet veren borçlu yargılama giderleri ile mülzem olur. Senedin aslı takip talebi anında icra dairesine tevdi edilmiş ise, icra dairesinin yetki çevresi içinde ödeme emri tebliğ edilen borçlu hakkında bu fıkra hükmü uygulanmaz.
İcra ve İflâs Kanununun 69 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
İtirazın muvakkaten kaldırılmasının hükümleri
MADDE 69
İtirazın muvakkaten kaldırılmasına karar verilir ve ödeme emrindeki müddet geçmiş bulunursa alacaklının talebi ile borçlunun malları üzerine muvakkat haciz konur,
İtirazın muvakkaten kaldırılması kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde borçlu, takibin yapıldığı mahal veya alacaklının ikametgâhı mahkemesinde borçtan kurtulma dâvası açabilir. Bu dâvanın dinlenebilmesi için borçlunun dâva konusu alacağın yüzde 15 ini ilk duruşma gününe kadar mahkeme veznesine nakden depo etmesi veya mahkemece kabul edilecek aynı değerde esham ve tahvilât veya banka teminat mektubu tevdi etmesi şarttır. Aksi takdirde dâva reddolunur.
Borçlu yukarda yazılı müddet içinde dâva etmez veya dâvası reddolunursa itirazın kaldırılması kararı ve varsa muvakkat haciz kesinleşir.
Dâvanın reddi hakkındaki kararı temyiz eden borçlu, ayrıca 36 ncı madde hükümlerini yerine getirmek şartiyle, icra dairesinden mühlet istiyebilir.
Borçtan kurtulma dâvasında haksız çıkan taraf, dâva veya hükmolunan şeyin yüzde 15 inden aşağı olmamak üzere münasip bir tazminatla mahkûm edilir.
İcra ve İflâs Kanununun 70 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Karar ve müddet
MADDE 70
Tetkik mercii, itirazın kaldırılması hakkındaki talep üzerine iki tarafı davet eder ve 18 inci madde hükmüne göre kararını verir.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 71 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Merciin karariyle takibin talik veya iptali
MADDE 71
Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman tetkik merciinden üşüyebilir.
Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33 a maddesi hükmü kıyasen uygulanır.
İcra ve İflâs Kanununun 72 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Menfi tesbit ve istirdat dâvaları
MADDE 72
Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını isbat için menfi tesbit dâvası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit dâvasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit dâvasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.
Dâva alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısiyle alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı dâvada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar her halde yüzde onbeşten aşağı tâyin edilemez.
Dâva borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlâmın kesinleşmesi üzerine, münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tesbit dâvası açmaya zorlıyan takibin haksız ve kötü niyetle olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dâva sebebiyle uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde onbeşinden aşağı olamaz.
Borçlu, menfi tesbit dâvası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, dâvaya istirdat dâvası olarak devam edilir.
Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.
Menfi tesbit ve istirdat dâvaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, dâvalının ikametgâhı mahkemesinde de açılabilir. Dâvacı istirdat dâvasında yalnız paranın verilmesi lâzımgelmediğini ispata mecburdur.
İcra ve İflâs Kanununun 73 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir;
Hususi hükümler
MADDE 73
Rehnin paraya çevrilmesi yoliyle takipteki ödeme emirleri için 146, 147, 149 b, 150, 150 a; iflâs yoliyle âdi takipteki ödeme emirleri için 155 ve 156 ve kambiyo senetleri hakkındaki hususi takip usullerindeki ödeme emirleri için 168 ilâ 170 ve 171 ve 172 nci maddelerdeki hususi hükümler uygulanır.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 80 inci maddesinin son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Haczi yapan memur, borçlunun üzerinde para, kıymetli evrak, altın veya gümüş veya diğer kıymetli şeyleri sakladığını anlar ve borçlu bunları vermekten kaçınırsa, borçlunun şahsına karşı kuvvet istimal edebilir.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 82 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Haczi caiz olmayan mallar ve haklar
MADDE 82
Aşağıdaki şeyler haczolunamaz :
1. Devlet malları ile mahsus kanunlarında haczi caiz olmadığı gösterilen mallar,
2. Borçlunun zatı ve meslekî için lüzumlu elbise ve eşyasiyle borçlu ve ailesine lüzumu olan yatak takımları ve ibadete mahsus kitap ve eşyası,
3. Vazgeçilmesi kabil olmıyan mutfak takımı ve pak lüzumlu ev eşyası,
4. Borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer teferruatı ve ziraat aletleri; değilse, sanat ve meslekî için lüzumlu olan alât ve edevat ve kitapları ve arabacı, kayıkçı, hamal gibi küçük nakliye erbabının geçimlerini temin eden nakil vasıtaları,
5. Borçlu ve ailesinin idareleri için lüzumlu ise borçlunun tercih edeceği bir süt veren mandası veya ineği veyahut üç keçi veya koyunu ve bunların üç aylık yem ve yataklıkları,
6. Borçlunun ve ailesinin iki aylık yiyecek ve yakacakları ve borçlu çiftçi ise gelecek mahsül için lâzım olan tohumluğu,
7. Borçlu bağ, bahçe veya meyva veya sebze yetiştiricisi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan bağ bahçe ve bu sanat için lüzumlu bulunan alât ve edevat,
Geçimi hayvan yetiştirmeye münhasır olan borçlunun kendisi ve ailesinin maişetleri için zaruri olan miktarı ye bu hayvanların üç aylık yem ve yataklıkları,
8. Borçlar Kanununun 510 uncu maddesi mucibince haczolunmak üzere tesis edilmiş olan kaydı hayatla iratlar,
9. Memleketin ordu ve zabıta hizmetlerinde mâlûl olanlara bağlanan emeklilik maaşları ile bu hizmetlerden birinin ifası sebebiyle ailelerine bağlanan maaşlar ve ordunun hava ve denizaltı mensuplarına verilen uçuş ve dalış tazminat ve ikramiyeleri,
Askerî mâlûllerle, şehit yetimlerine verilen terfi zammı ve 1485 numaralı kanun hükmüne göre verilen inhisar beyiye hisseleri,
10. Bir muavenet sandığı veya cemiyeti tarafından hastalık, zaruret ve ölüm gibi hallerde bağlanan maaşlar,
11. Vücut veya sıhhat üzerine ika edilen zararlar için tazminat olarak mutazarrırın kendisine veya ailesine toptan veya irat şeklinde verilen veya verilmesi lâzım gelen paralar,
12. Borçlunun haline münasip evi (Ancak evin kıymeti fazla ise bedelinden haline münasip bir yer alınabilecek miktarı borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılır.)
Medeni Kanunun 807 nci maddesi hükmü saklıdır. 2, 3, 4, 5, 7 ve 12 numaralı bendlerdeki istisna, borcun bu eşya bedelinden doğmaması haline münhasırdır.
İcra ve İflâs Kanununa 83 üncü maddeden sonra aşağıdaki maddeler eklenmiştir:
Önceden yapılan anlaşmalar
MADDE 83/a
82 ve 83 üncü maddelerde yazılı mal ve hakların haczolunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar muteber değildir.
Yavrulu hayvanların haczi
MADDE 83/b
Hayvan hacizlerinde, anaları tarafından beslenme ve bakılmaya muhtaç olan yavrular analarından ayrı haczedilemiyecekleri gibi bunların anaları da yavrularından ayrı haczedilemezler.
İcra ve İflâs Kanununun 86 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Menkul mallarda haczin neticeleri
MADDE 86
Borçlu, alacaklının muvafakati ve icra memurunun müsaadesi alınmaksızın mahcuz menkul mallarda tasarruf edemez. Haczi koyan memur hilâfına hareketin cezai mesuliyeti müstelzim olduğunu borçluya ihtar eder.
Haczedilmiş olan menkul mal üzerinde üçüncü şahsın zilyedlik hükümlerine dayanarak iyi niyetle iktisabettiği haklar saklıdır.
İyi niyet kaidelerine aykırı olarak mahcuz menkul mal üzerinde üçüncü şahsın iktisabettiği haklar, alacaklının hacizle o mala taallûk eden haklarını ihlâl ettiği nispette bâtıldır.
İcra ve İflâs Kanununun, 3890 sayılı Kanunla değişik 89 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
2. Alacaklar ve üçüncü şahıs elinde haczedilen mallar hakkında.
MADDE 89
Hâmiline ait olmıyan veya cirosu kabil bir senede müstenit bulunmıyan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki menkul bir malı haczedilirse icra memuru; borçlu olan hakiki veya hükmi şahsa bundan böyle borcunu ancak icra dairesine ödiyebileceğini ve takip borçlusuna yapılan ödemenin muteber olmadığım veya malı elinde bulunduran üçüncü şahsa bundan böyle menkul malı ancak icra dairesine teslim edebileceğini, malı takip borçlusuna vermemesini, aksi takdirde malın bedelini icra dairesine ödemek zorunda kalacağını bildirir (Haciz ihbarnamesi). Bu haciz ihbarnamesinde, ayrıca 2, 3 ve 4 üncü fıkra hükümleri de üçüncü şahsa bildirilir.
Üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlâk edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur.
Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve bu durum üçüncü şahsa ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde takip alacaklısı aleyhine bir menfi tesbit dâvası açabileceği, açmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. Üçüncü şahıs, müddeti içinde menfi tesbit dâvası açarsa, dâva açtığını tevsik eden evrakı aynı müddet içinde icra dairesine ibraz etmeye mecburdur. Bu halde, üçüncü şahıs dâva neticesine kadar zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslim etmeye zorlanamaz. Bu dâvada, üçüncü şahıs takip borçlusuna borçlu bulunmadığını veya malın, takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Üçüncü şahıs, açtığı menfi tesbit dâvasını kaybederse, mahkemece dâva konusu şeyin yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere bir tazminat ile de mahkûm edilir.
Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini tetkik merciinde ispat ederek üçüncü şahsın 338 inci maddenin 1 inci fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkûm edilmesini istiyebilir. Tetkik mercii, tazminat hakkındaki dâvayı genel hükümlere göre halleder.
Üçüncü şahıs, kusuru olmaksızın bir mâni sebebiyle müddeti içinde haciz ihbarnamesine itiraz etmediği takdirde 65 inci madde hükmü uygulanır. Her halde, üçüncü şahsın genel hükümlere göre borçluya karşı müracaat ve tazminat hakkı saklıdır.
Malın teslimi mümkün olmazsa, alacaklı tetkik merciine müracaatla değerini üçüncü şahsa Ödetmek hakkını haizdir.
Haciz ihbarnamesi, bir hükmi şahsın veya müessesenin merkez ve şubelerinden hangisine tebliğ edilmiş ise, beyanda bulunma mükellefiyeti yalnız ihbarnameyi tebellüğ eden merkez veya şubeya aittir.
Üçüncü şahsın beyanı hiçbir harç ve resme tabi değildir.
Bu madde hükmü, memuriyeti hasebiyle hakikate muhalif beyanda bulunan memurlar hakkında da uygulanır.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı Kanunla değişik 91 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
4- Gayrimenkuller hakkında
MADDE 91
Gayrimenkulün haczi ile tasarruf hakkı Medeni Kanunun 920 nci maddesi anlamında tahdide uğrar. Sicile kaydedilmeküzere haciz keyfiyeti ve ne miktar meblâğ için, yapıldığı icra dairesi tarafından tapuya ve mahcuz gemi ise kayıtlı bulunduğu daireye bildirilir.
Hacze yeni alacaklılar iştirak eder veya haciz kalkarsa bu hususlar da yukarda adı geçen dairelere haber verilir.
İcra ve İflâs Kanununun 92 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
I - Gayrimenkul haczinin şümulü,
II - Alacakları rehinle sağlanmış alacaklıların mahfuz hakları,
III - İdare ve işletme
MADDE 92
Bir gayrimenkulün haczi hasılat ve menfaatlerine de şâmildir. Haciz, gayrimenkul kendilerine rehnedilmiş olan alacaklıların haklarına halel getirmez.
İcra dairesi, gayrimenkul kendilerine rehnedilmiş olan alacaklılarla kiracılara hacizden haber verir.
Daire gayrimenkulün idare ve işletmesi için lüzum gördüğü tedbirleri alır. Bu tedbirler meyanında işliyecek kiraların icra dairesine ödenmesini emreder.
Ticaret Kanununun 892 nci maddesi hükmü saklıdır.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 ve 6763 sayılı kanunlarla değişik 94 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
İştirak halinde tasarruf edilen mallar
MADDE 94
Bir intifa hakkı veya taksim edilmemiş bir miras veya bir şirket yahut iştirak halinde tasarruf edilen bir mal hissesi haczedilirse icra dairesi, ikametgâhları bilinen ilgili üçüncü şahıslara keyfiyeti ihbar eder. Bu suretle borçlunun muayyen bir gayrimenkuldeki tasfiye sonundaki hissesi haczedilmiş olursa icra memuru haciz şerhinin gayrimenkulün kaydına işlenmesi için tapu sicil muhafızlığına tebligat yapar. Menkullerde başkasına devre mâni tedbirler alır.
Borçlunun reddetmediği miras veya başka bir sebeple iktisap eyleyip henüz tapuya veya gemi siciline tescil ettirmediği mülkiyet veya diğer aynı hakların borçlu namına tescili alacaklı tarafından istenebilir. Bu talep üzerine icra dairesi alacaklının bu muameleyi takip edebileceğini tapu veya gemi sicili dairesine ve icabında mahkemeye bildirir.
Borçlunun zilyed bulunduğu bir gayrimenkul üzerindeki fevkalâde zamanaşımı ile iktisabını istemek hakkının haczedilmesi halinde, icra dairesi zilyedliğin başkasına devrine mâni olacak tedbirleri alır ve alacaklıya bir ay içinde gayrimenkulün borçlusu adına tescili için dâva açması yetkisini verir. Mahkemenin tescil kararı ile gayrimenkul bu alacaklı lehine mahcuz sayılır.
İkinci fıkra hükmü, almaya hak kazandığı veya almakta bulunduğu emekli veya yetim maaşını istifa için icap eden yoklama muamelesini yaptırmıyanlar hakkında yetkili makama bildirmek suretiyle tatbik olunur.
Alacaklının bu sebeple yapacağı kanuni masraflar ayrıca takip ve hükme hacet kalmaksızın dairece borçludan tahsil olunur.
İcra ve İflâs Kanununun 96 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
1 - Hazırlık safhası
MADDE 96
Borçlu, elinde bulunan bir malı başkasının mülkü veya rehni olarak gösterdiği yahut üçüncü bir şahıs tarafından o mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia edildiği takdirde, icra dairesi bunu haciz ve icra zabıtlarına geçirir ve keyfiyeti iki tarafa bildirir.
İcra dairesi aynı zamanda istihkak iddiasına karşı itirazları olup olmadığını bildirmek üzere alacaklı ve borçluya üç günlük mühlet verir. Sükûtları halinde istihkak iddiasını kabul etmiş sayılırlar.
Malın haczine muttali olan borçlu veya üçüncü şahıs, ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içinde istihkak iddiasında bulunmadığı takdirde, aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybeder. İstihkak iddiasının yapıldığı veya istihkak dâvasının açıldığı tarihte istihkak müddeisi ile birlikte oturan kimseler yahut bu şahısların iş ortakları, iddianın yapıldığı tarihte veya istihkak dâvası 97 nci maddenin 9 uncu fıkrası gereğince açılmışsa dâvanın açıldığı tarihte malın haczine ıttıla kesbetmiş sayılırlar.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 ve 6763 sayılı kanunlarla değişik 97 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
2 - Üçüncü şahsın istihkak iddiası
MADDE 97
İstihkak iddiasına karşı alacaklı veya borçlu tarafından itiraz edilirse, icra memuru dosyayı hemen tetkik merciine verir. Merci, dosya üzerinde veya lüzum görürse ilgilileri davet ederek mürafaa ile yapacağı inceleme neticesinde varacağı kanaate göre takibin devamına veya talikine karar verir.
İstihkak dâvasının sırf satışı geri bırakmak gayesiyle kötüye kullanıldığını kabul etmek için ciddî sebepler bulunduğu takdirde merci takibin taliki talebini reddeder.
Takibin talikine karar verilirse, haksız çıktığı takdirde alacaklının muhtemel zararına karşı dâvacıdan 36 ncı maddede gösterilen teminat alınır.
Teminatın cins ve miktarı mevcut delillerin mahiyetine göre takdir olunur.
Takibin devamına dair verilen merci kararı temyiz olunamaz.
Üçüncü şahıs, merci kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde tetkik merciinde istihkak dâvası açmaya mecburdur. Bu müddet zarfında dâva edilmediği takdirde üçüncü şahıs alacaklıya karşı iddiasından vazgeçmiş sayılır.
Kiralanan yer veya sicile kayıtlı gemilerdeki hapis hakkına tabi eşya ile ilgili istihkak dâvaları Borçlar Kanununun 268 inci maddesinin 1 inci fıkrasında yazılı hükümlere uygun olmadıkça talik emri verilemez.
Dâva esnasında 106 ncı maddedeki müddetler cereyan etmez.
Yukardaki hükümler dairesinde kendisine istihkak talebinde bulunmak imkânı verilmemiş olan üçüncü şahıs, haczedilen şey hakkında veya satılıp da bedeli henüz alacaklıya verilmemişse bedeli hakkında, hacze ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içinde, tetkik merciinde istihkak dâvası açabilir. Aksi takdirde aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybeder. Bu halde dâvacının talebi üzerine merci hâkimi takibin talik edilip edilmemesi hakkında yukardaki hükümler dairesinde acele karar vermeye mecburdur. Bu karar diğer taraf dinlenmeksizin de verilebilir.
İstihkak dâvası neticelenmeden mahcuz mal paraya çevrilmiş bulunursa merci hâkimi işbu bedelin yargılama neticesine kadar ödenmemesi veya teminat karşılığında veya halin icabına göre teminatsız derhal alacaklıya verilmesi hususnda ayrıca karar verir.
İstihkak dâvasına umumi hükümler dairesinde ve basit yargılama usulüne göre bakılır.
Mahcuz eşya ile ilgili olarak İcra memuruna dermeyan edilen iddiada üçüncü şahıs ve borçlunun birleşmeleri alacaklıya müessir değildir. Üçüncü şahsın bu iddiasını ispat etmesi lâzımdır. Ancak üçüncü şahsın mahcuz eşyanın kendisinin mülki veya kendisine merhun olduğu hakkındaki iddiasının borçlu tarafından kabulü kendi aleyhine delil teşkil eder ve ileride bu ikrara aykırı hiçbir iddiada bulunamaz.
İstihkak dâvası üzerine takibin talikine karar verilip de neticede dâva reddolunursa alacaklının alacağından bu dâva dolayısiyle istifası geciken miktarının yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere dâvacıdan tazminat alınmasına hükmolunur.
Dâvanın reddi hakkındaki kararı temyiz eden istihkak dâvacısı icra dairesinden 36 ncı maddeye göre mühlet istiyebilir.
İstihkak dâvası sabit olur ve birinci fıkra gereğince istihkak İddiasına karşı itiraz eden alacaklı veya borçlunun kötü niyeti tahakkuk ederse haczolunan malın değerinin yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere itiraz edenden tazminat alınmasına asıl dâva ile birlikte hükmolunur.
Koca aleyhine yapılmış bir hacizde karı şahsi malları üzerindeki haklarını Medeni Kanunun 160 ıncı maddesi hükmüne tabi olmaksızın kendisi takip edebilir.
İstihkak dâvasına karşı haczi yaptıran alacaklı bu kanunun 11 inci babı hükümlerine dayanarak ve muvakkat veya kati aciz belgesi ibrazına mecbur olmaksızın mütekabilen iptal dâvası açabilir. Dâva ve mütekabil dâvada tarafların gösterecekleri bütün delilleri hâkim serbestçe takdir eder.
İstihkak dâvaları süratle ve diğer dâvalardan önce görülerek karara bağlanır.
İcra ve İflâs Kanununa 97 nci maddeden sonra aşağıdaki madde eklenmiştir:
İstihkak dâvalarında mülkiyet karinesi
MADDE 97/a
Bir menkul malı elinde bulunduran kimse onun maliki sayılır. Borçlu ile üçüncü şahısların menkul malı birlikte ellerinde bulundurmaları halinde dahi mal borçlu elinde addolunur. Birlikte oturulan yerlerdeki mallardan mahiyetleri itibariyle kadın, erkek ve çocuklara aidiyetleri açıkça anlaşılanlar veya örf ve âdet, sanat, meslek veya meşgale icabı olanlar bunların farz olunur. Bu karinenin aksini ispat külfeti iddia eden kişiye düşer.
İstihkak dâvacısı malı ne suretle iktisap ettiğini ve borçlunun elinde bulunmasını gerektiren hukuki ve fiili sebep ve hâdiseleri göstermek ve bunları ispat etmekle mükelleftir.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı Kanunla değişik 101 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
İcra dairesi iştirak taleplerini borçlu ve alacaklılara bldirir. Onlara, itiraz etmeleri için yedi günlük bir mühlet verir. İtiraz halinde iştirak talebinde bulunan kimsenin hacze iştiraki muvakkaten kabul olunur ve yedi gün içinde dâva açması lüzumu bildirilir. Bu süre içinde dâva açmazsa iştirak hakkı düşer. Açılacak dâvaya basit yargılama usulüne göre bakılır.
İcra ve İflâs Kanununun 114 üncü maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir:
Gazete ile yapılacak ilânlara satış şartnamesi teferruatiyle geçirilmeyip, satılacak şeyin cinsi, mahiyeti, önemli vasıfları, muhammen kıymeti, bulunduğu yer ve ikinci artırmanın gün ve saati, satış şartnamesinin vesair bilginin nereden ve ne suretle öğrenilebileceği, talep hafinde ve ilânda gösterilen masrafı verilmek şartiyle şartnamenin bir örneğinin gönderilebileceği hususları yazılmakla iktifa olunur. İcra dairesince yapılması zaruri ilânlar dışında taraflar şartnamenin tamamını, masrafı kendilerine ait olmak üzere, diledikleri vasıtalarla ilân edebilirler. Ancak hususi mahiyetteki bu ilân resmî muameleye tesir etmez.
İcra ve İflâs Kanununun 118 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Satış bedelinin ödenmemesi ihale farklarının tahsili sureti
MADDE 118
Satış peşin para ile yapılır. Ancak icra memuru müşteriye yedi günü geçmemek üzere bir mühlet verebilir. Satılan mal bedeli alınmadan teslim olunmaz. Verilen mühlet içinde müşteri bedelin hepsini vermezse icra dairesince mal yeniden artırmaya çıkarılır ve 116 ncı maddenin 2 nci fıkrası tatbik olunur.
Mal kendisine ilk ihale edilen kimse ve kefilleri iki ihale arasındaki farkdan ve diğer zararlardan mesuldürler. Gecikme faizi yüzde on olarak hesap edilir.
Bu fark ve faiz ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairece tahsil olunur.
İcra ve İflâs Kanununun 119 uncu maddesinin (5) numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
5. Mahcuz malların muhammen değeri bin lirayı geçmezse.
İcra ve İflâs Kanununun 124 üncü maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Artırmaya iştirak edeceklerin, gayrimenkulün muhammen kıymetinin yüzde onu nisbetinde pey akçesi veya milli bir bankanın teminat mektubunu tevdi etmeleri şartnameye yazılır.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı Kanunla değişik 126 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Artırmanın ilânı ve ilgililere ihtar
MADDE 126
Artırma, satıştan en az bir ay önce ilân olunur.
İlânda:
1. Satışın yapılacağı yer, gün ve saat,
2. Artırma şartnamesinin hangi tarihten itibaren herkes tarafından görülebileceği,
3. Tâyin edilen zamanda artırma bedeli gayrimenkulün muhammen kıymetinin yüzde yetmişbeşini bulmadığı takdirde, en çok artıranın taahhüdü baki kalmak üzere, artırmanın on gün daha uzatılmış olacağı ve onuncu günü aynı yerde, aynı saatte gayrimenkulün en çok artırana ihale edileceği (Bu ikinci ihalenin yapılacağı yer, gün ve saatin ilânda açıkça gösterilmesi mecburidir.),
4. İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin gayrimenkul üzerindeki haklarım, hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını evrakı müsbiteleri ile onbeş gün içinde icra dairesine bildirmeleri yazılır. Aksi halde, hakları tapu siciliyle sabit olmadıkça, satış bedelinin paylaşmasından hariç kalacakları da ilâve edilir.
Bu ihtar irtifak hakkı sahiplerine de yapılır.
114 üncü maddenin 2 nci ve son fıkrası hükümleri gayrimenkulün satış ilâm hakkında da uygulanır.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı Kanunla değişik 133 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
İhalenin feshi ve farkının tahsili
MADDE 133
Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse derhal veya verilen mühlet içinde parayı vermezse, ihale kararı icra memuru tarafından feshedilerek teminat akçesi alıcının son fıkra gereğince mesul bulunduğu meblâğa mahsup edilmek üzere alıkonulur. Kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kimsenin İleri sürdüğü pey, 129 uncu maddenin ilk fıkrasına uygun bulunması ve bu kimsenin adresinin de malûm olması halinde, bir muhtıra tebliğ edilerek arz ettiği bedelle gayrimenkul kendisine teklif edilir ve üç gün zarfında almaya razı olursa ona ihale olunur. Razı olmaz veya cevapsız bırakırsa veya bulunamazsa, gayrimenkul icra dairesince hemen yedi gün müddetle artırmaya çıkarılır, Bu artırma ilgililere tebliğ edilmeyip yalnız ilânla iktifa olunur; bu artırmada, teklifin 129 uncu maddenin. 2 nci fıkrasındaki hükümlere uyması şartiyle gayrimenkul en çok artırana ihale olunur.
Her iki halde de kendisine birinci defa ihale edilen kimse ve kefilleri iki ihale arasındaki bakiye farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca yüzde on hesabiyle gecikmiş faizlerden mesuldür. İhale farkı ve geçen günlerin faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairece tahsil olunur.
İcra ve İflâs Kanununun 134 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
İhalenin neticesi ve feshi
MADDE 134
İcra dairesi tarafından gayrimenkul kendisine ihale edilen alıcı o gayrimenkulün mülkiyetini iktisap etmiş olur.
İhalenin feshi, Borçlar Kanununun 226 ncı maddesinde yazılı sebepler de dâhil olmak üzere, yalnız tetkik merciinden şikâyet yoluyla ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde istenebilir. İlgililerin ihale yapıldığı ana kadar cereyan eden muamelelerdeki yolsuzluklara en geç ihale günü ıttıla peyda ettiği kabul edilir.
İhale kesinleşmedikçe ihale bedeli alacaklılara ödenmez.
Satış ilânı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilâhara vâkıf olunmuşsa şikâyet müddeti ıttıla tarihinden başlar. Şu kadar ki, bu müddet ihaleden itibaren bir seneyi geçemez.
İhalenin feshini şikâyet yolu ile talep eden ilgili, vâkı yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur.
Tescil için tapu idaresine yapılacak tebligat, şikâyet için muayyen müddetin geçmesinden veya şikâyet edilmişse şikâyeti neticelendiren kararın kesinleşmesinden sonra yapılır.
Şikâyet halinde, alıcı bedeli nakden ödiyecek yerde, bu bedeli karşılıyacak muteber bir banka kefaleti gösterebilir. Alıcı daha önce ihale bedelini ödemişse şikâyet halinde muteber bir banka kefaleti karşılığında ödediği paranın kendisine verilmesini isteyebilir.
İcra ve İflâs Kanununun 138 inci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Vekil vasıtasiyle yapılan takiplerde vekâlet ücretinin miktarı, alacaklı ile borçlu arasında yapılmış sözleşmeye bakılmaksızın, icra memuru tarafından avukatlık ücret tarifesine göre hesaplanır. Bu şekilde tâyin olunan vekâlet ücreti de takip masraflarına dâhildir.
İcra ve İflâs Kanununun 145 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
I - Menkul Rehninin Paraya Çevrilmesi
Takip talebi
MADDE 145
Alacağı menkul rehni ile sağlanmış alacaklı, takip talebinde 58 inci maddede yazılı hususlardan başka merhunun ne olduğunu ve merhun üçüncü şahıs tarafından verilmiş veya merhunun mülkiyeti üçüncü şahsa geçmiş ise onun ve merhun üzerinde sonra gelen rehin hakkı mevcut ise bu hakka sahip olan şahsın ismini de bildirir.
İcra ve İflâs Kanununun 146 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Ödeme emri
MADDE 146
Takip talebi üzerine, icra dairesi, keyfiyeti merhun üzerinde sonra gelen rehin hakkı sahibine bir ihbarname ile bildirir ve borçlu ile rehin maliki üçüncü şahsa aşağıdaki kayıtlara uygun olmak üzere birer ödeme emri gönderir :
1. Ödeme müddeti onbeş gündür.
2. Yedi gün içinde itiraz olunmaz ve 1 numaralı bendde yazılı müddet içinde borç ödenmezse rehnin satılacağı bildirilir.
İcra ve İflâs Kanununun 147 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Ödeme emrine itiraz
MADDE 147
Ödeme emrine itiraz hakkında 62 den 72 nci maddeye kadar olan hükümler uygulanır. Ancak;
1. Rehin hakkına açılça itiraz edilmemişse, alacaklının rehin hakkı takip safhası içinde artık tartışma konusu olamaz.
2. Sırf rehin hakkına itiraz olunduğu takdirde, alacaklı, relinin paraya çevrilmesi yoliyle takipten vazgeçerek, takibin haciz yolu ile devamını istiyebilir. Bu takdirde, borçluya mal beyanında bulunması için yedi gün mühlet verilir.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 148 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
II - İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ
Takip talebi
MADDE 148
Gayrimenkul ipotek alacaklısı, yetkili veya gayrimenkulün bulunduğu yer icra dairesine elindeki ipotek belgesinin akit tablosunun tapu idaresince verilmiş resmî bir örneğini ibrazla alacağın miktarını bildirir ve 58 inci maddeye göre takip talebinde bulunur.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 149 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
İcra emri
MADDE 149
İcra memuru, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve gayrimenkul üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya gayrimenkulün mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir.
Bu icra emrinde borcun otuz gün içinde ödenmesi ve bu müddet içinde borç ödenmez ve tetkik merciinden icranın geri bırakılmasına dair bir karar getirilmezse, alacaklının gayrimenkulun satışını istiyebileceği bildirilir.
İcra ve İflâs Kanununa 149 uncu maddeden sonra aşağıdaki maddeler eklenmiştir :
İcranın geri bırakılması
MADDE 149/a
İcranın geri bırakılması hakkında 33 üncü maddenin 1, 2 ve 4 üncü fıkraları uygulanır.
İcranın geri bırakılması halikındaki talebi reddeden merci kararını temyiz eden borçlu veya üçüncü şahıs, takip konusu alacağın yüzde onbeşi nispetinde teminat yatırmadığı takdirde satış durmaz. Temyiz talebinin reddi halinde bu teminat, ayrıca hükme hacet kalmaksızın alacaklıya tazminat olarak ödenir.
Ödeme emri
MADDE 149/b
149 uncu maddede yazılı haller dışındaki muaccel alacaklar için icra memuru, borçluya ve varsa gayrimenkul sahibi üçüncü şahsa aşağıdaki kayıtlara uygun olmak üzere 60 ncı maddeye göre birer ödeme gönderir.
1. Ödeme müddeti otuz gündür.
2. Yedi gün içinde itiraz olunmaz ve 1 numaralı bendde yazılı müddet içinde borç ödenmezse alacaklının gayrimenkulün satışını istiyebileceği bildirilir.
İcra ve İflâs Kanununun 150 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Ödeme emrine itiraz
MADDE 150
Borçlu veya üçüncü şahıs ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabilirler. Ancak, rehin hakkı itiraz konusu yapılamaz. İpoteğin iptali hakkında dâva açılması halinde 72 nci madde hükümleri kıyasen uygulanır.
İcra ve İflâs Kanununa 150 inci maddeden sonra aşağıdaki maddeler eklenmiştir :
İtirazın incelenmesi usulü ve hükümleri
MADDE 150/a
Ödeme emrine itiraz hakkında 62 den 72 nci maddeye kadar olan hükümler uygulanır. Ancak;
1. İpotek, bir cari hesap veya işleyecek kredi vesaire gibi bir mukavelenin teminatı olarak verilmişse, tetkik mercii bu mukavele ve bununla ilgili sair belge ve makbuzları 68 inci maddedeki esaslara göre incelemek yetkisini haizdir.
2. İtirazın kaldırılması kararının temyizi halinde 149 a maddesinin son fıkrası hükmü kıyasen uygulanır.
Kiracılara haber verme
MADDE 150/b
Rehin kiraya verilmiş bir gayrimenkul ise icra memuru, alacaklının talebi üzerine takibin kesinleşmesini beklemeden kiracıları da takipten haberdar eder ve işliyecek kiraların icra dairesine ödenmesini emreder.
Tapu idaresine haber verme
MADDE 150/c
İcra memuru, ipoteğin paraya çevrilmesi hakkındaki takibin başladığını tapu idaresine haber vermeye mecburdur. Tapu memuru, keyfiyeti gayrimenkulün siciline şerh verir. Gayrimenkulü bu şerh tarihinden sonra iktisap edenlere icra veya ödeme emri tebliğ olunmaz.
Satış hazırlıkları
MADDE 150/d
İcra dairesi, takip talebi üzerine satış hazırlıklarına başlar. Bu maksatla tapudan kayıt örneklerini ve belediyeden imar durumunu getirtir.
III - MÜŞTEREK HÜKÜMLER
Paraya çevirme müddeti
MADDE 150/e
Alacaklı, menkul rehnin satışını ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren nihayet bir sene içinde, gayrimenkul rehnin satışını da aynı tarihten itibaren nihayet iki sene içinde isteyebilir.
Satış yukarıdaki fıkrada gösterilen müddetler içinde istenmez veya talep geri alınıp da bu müddetler içinde yenilenmezse takip düşer.
78 inci maddenin 2 nci fıkrası hükmü rehnin paraya çevrilmesi yoliyle takipte de kıyasen uygulanır.
Muvakkat rehin açığı belgesi
MADDE 150/f
Alacaklının satış talebinden sonra takdir edilen ve kesinleşen kıymete göre merhunun alacağı karşılamıyacağı anlaşılırsa, alacaklının talebi üzerine kendisine açık kalan miktar için bir muvakkat rehin açığı belgesi verilir.
Alacaklı, bu belgeye dayanarak borçlunun diğer mallarının haczini icra memurundan talebedebilir ve 100 üncü maddedeki esaslar dahilinde diğer alacaklıların haczine iştirak edebilir. Bu takdirde alacaklı, rehnin satışı neticesinde, alacağının tahsil edilemiyen kısmını borçlunun diğer mahcuz mallarından rüçhansız alır.
Paraya çevirme usulü
MADDE 150/g
Satılması istenen rehin hakkında 87 nci madde ile 92 nci maddenin 3 üncü fıkrası ve 93, 96, 97, 97 a, 98 ve 99 uncu maddeler ile 112 den 137 nci maddeye kadar olan hükümler kıyas yolu ile uygulanır.
Alacağın veya rehnin ilâmla tesbit edilmiş olması
MADDE 150/h
Alacağın veya rehin hakkının yahut her ikisinin bir ilâmda veya ilâm mahiyetini haiz belgelerde tesbit edilmiş olması halinde, ilâmların icrasına dair hükümler kıyasen uygulanır.
İcra ve İflâs Kanununun 152 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Rehin açığı belgesi
MADDE 152
Rehin, satış istiyenin alacağına derece itibariyle rüçhanı olan diğer rehinli alacakların tutarından fazla bir bedelle alıcı çıkmamasından dolayı satılmazsa veya satılıp da tutan takip olunan alacağa yetmezse, alacaklıya bütün veya geri kalan alacağı için bir belge verilir.
Alacağı irat senedinden veya bir gayrimenkul mükellefiyetinden doğmıyan alacaklı, bu suretle tahsil edemediği alacağı için borçlunun sıfatına göre iflâs veya haciz yoluna gidebilir.
Alacaklı, satış yapılmamışsa artırma gününden, satış yapılması halinde satışın kesinleşmesi tarihinden itibaren bir sene içinde haciz yolu ile takip talebinde bulunursa yeniden icra veya ödeme emri tebliğine lüzum yoktur.
Rehin açığı belgesi, borç ikrarını mutazammın senet mahiyetindedir.
İcra ve İflâs Kanununun 6763 sayılı kanunla değişik 154 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
I - YETKİ
İflâs takiplerinde yetkili merci
MADDE 154
İflâs yoliyle takipte yetkili merci, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu mahaldeki icra dairesidir.
Merkezleri yurt dışında bulunan ticari işletmeler hakkında yetkili merci, Türkiye’deki şubenin, birden ziyade şubenin bulunması halinde merkez şubenin bulunduğu yerdeki icra dairesidir.
Borçlu ile alacaklı yetkili icra dairesini yazılı anlaşma ile tâyin etmişlerse, o yerin icra dairesi dahi iflâs takibi için yetkili sayılır. Şu kadar ki, iflâs dâvaları için yetki sözleşmesi yapılamaz ve iflâs dâvası mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılır.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 158 inci maddesi aşağıdaki şeklide değiştirilmiştir :
Yargılama usulü
MADDE 158
Alacaklının iflâs talebi üzerine Ticaret Mahkemesi, icra dosyasını celbeder ve basit yargılama usulüne göre duruşma yaparak, gerek iflâs talebini gerek itiraz ve defileni umumi hükümler dairesinde tetkik ve intaç eder. Şu kadar ki, borçlu takibe karşı usulü dairesinde itiraz etmemiş veya itiraz ve defileri vârit görülmemişse mahkeme yedi gün içinde faiz ve icra masrafları ile birlikte borcunu ifa veya o miktar meblâğın mahkeme veznesine depo edilmesini borçluya veya iflâs dâvasında kendisini temsil etmiş olan vekiline, dâva vicahda devam ediyorsa duruşmada, aksi takdirde Tebligat Kanunu hükümleri dairesinde yapılacak tebliğ ile emreder. Borçlu imtina ederse ilk oturumda iflâsına karar verilir.
İcra ve İflâs Kanununun 159 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Muhafaza tedbirleri
MADDE 159
İflâs talebi halinde mahkeme, ilk önce alacaklıların menfaati için zaruri gördüğü bütün muhafaza tedbirlerini emredebilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemişse, alacaklının talebi üzerine, mahkeme mutlaka bu tedbirlere karar vermeye mecburdur. Bu emirler iflâs dairesince yerine getirilir.
Mahkeme, defter tutmadan gayrı bir muhafaza tedbiri istiyen alacaklıdan, ileride haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğruyabilecekleri zararları karşılamak üzere, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 96 ncı maddesinde yazılı bir teminat alınmasını istiyebilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş veya alacak bir ilâma bağlı ise teminat aranmaz. Devlet ve adlî yardıma nail kimseler de teminat göstermek mecburiyetinde değillerdir.
Bu maddeye göre alınan muhafaza tedbirleri borçlu aleyhindeki icra takiplerine tesir etmez.
İcra ve İflâs Kanununun 160 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Masrafların peşin verilmesi
MADDE 160
İflâs istiyen alacaklı ilk alacaklılar toplantısına kadar olan masraflardan sorumludur.
Mahkeme, masrafların peşin verilmesini ister.
İcra ve İflâs Kanununun 164 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Yargıtaya müracaat
MADDE 164
Ticaret Mahkemesince verilen nihai kararlar tebliğinden itibaren on gün içinde temyiz edilebilir.
İflâs kararının temyizi iflâsın ilânına ve masanın teşkiline mâni değildir. Yalnız ikinci alacaklılar toplantısı, iflâs kararı kesinleşmedikçe yapılamaz.
İflâs kararı bozulursa borçlunun malları üzerindeki tedbirler devam eder. Şu kadar ki, ticaret mahkemesi dâvanın seyrine göre bu tedbirleri değiştirmeye veya kaldırmaya yetkilidir.
İcra ve İflâs Kanununun 166 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
İflâs kararının tebliği ve ilânı
MADDE 166
İflâs kararı, iflâs dairesine bildirilir.
Daire, kararı kendiliğinden ve derhal tapuya, ticaret sicili memurluğuna, gümrük ve posta idarelerine, mahalli ticaret odalarına, sanayi odalarına ve borsalara ve diğer lâzım gelenlere bildirmekle beraber ilân eder.
İflâsın kapandığı veya kaldırıldığı da aynı suretle bildirilir ve ilân olunur.
İcra ve İflâs Kanununun altıncı babının III üncü fasıl başlığı ile 167 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
III - KAMBİYO SENETLERİ (ÇEK, POLİÇE VE EMRE MUHARRER SENET) HAKKINDAKİ HUSUSİ TAKİP USULLERİ
Takibin kabulü şartları
MADDE 167
Alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senede müstenit olan alacaklı, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile, bu bölümdeki hususi usullere göre haciz yolu ile veya borçlu iflâsa tabi şahıslardan ise iflâs yolu ile takipte bulunabilir.
Alacaklı, takip talebinde 58 inci maddedeki hususlardan başka iflâsa tabi borçlusu aleyhine haciz ve iflâs yollarından hangisini istediğini bildirmeğe ve takip talebine kambiyo senedinin aslını ve borçlu adedi kadar tasdikli örneğini eklemeğe mecburdur.
İcra ve İflâs Kanununun 168 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
A) HACİZ YOLU İLE TAKİP
Ödeme emri
MADDE 168
İcra memuru senedin kambiyo senedi olduğunu ve vâdesinin geldiğini görürse, borçluya senet sureti ile birlikte hemen bir ödeme emri gönderir. Bu ödeme emrine şunlar yazılır :
1. Takip talebindeki kayıtlar,
2. Borcun ve takip masraflarının on gün içinde ödenmesi ihtarı,
3. Takibin müstenidi olan senet kambiyo senedi vasfını haiz değilse, beş gün içinde mercie şikâyet etmesi lüzumu,
4. Takip müstenidi kambiyo senedindeki imza kendisine ait olmadığı iddiasında ise bunu beş gün içinde ayrıca ve açıkça bir dilekçe ile icra dairesine bildirmesi; aksi takdirde kambiyo senedindeki imzanın bu fasıl gereğince yapılacak icra takibinde kendisinden sâdır sayılacağı ve imzasını haksız yere inkâr ederse 100 liradan 5 000 liraya kadar para cezası ile mahkûm edileceği ihtarı,
5. Borçlu olmadığı veya borcun itfa veya imhal edildiği veya alacağın zamanaşımına uğradığı hakkında itiraz etmek istiyorsa, bunu sebepleriyle birlikte beş gün içinde tetkik merciine bir dilekçe ile bildirerek merciden itirazın kabulüne dair bir karar getirmedikçe cebrî icraya devam olunacağı ihtarı,
6. İtiraz edilmediği ve borç ödenmediği takdirde on gün içinde 74 üncü maddeye göre mal beyanında bulunması ve bulunmazsa hapisle tazyik edileceği, mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykırı beyanda bulunursa hapisle cezalandırılacağı ihtarı,
60 ıncı maddenin son iki fıkrası burada da tatbik olunur.
İcra ve İflâs Kanununun 169 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
a) Borca itiraz
MADDE 169
Borçlu, 168 inci maddenin 5 numaralı bendine göre borca karşı yapacağı itirazını bir dilekçe ile tetkik merciine bildirir. Bu itiraz satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmaz.
İcra ve İflâs Kanununa 169 uncu maddeden sonra aşağıdaki madde eklenmiştir :
İtirazın incelenmesi
MADDE 169/a
Merci hâkimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç onbeş gün içinde duruşmaya çağırır. Hâkim, duruşma neticesinde borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder.
Merci hâkimi, borçlunun itiraz dilekçesine ekli olarak ibraz ettiği belgelerden borcun itfa veya imhal edildiği veya senedin metninden zamanaşımına uğradığı kanaatine varırsa, daha evvel itirazın esası hakkında ki kararına kadar icra takibinin muvakkaten durdurulmasına karar verebilir.
Borçlunun ibraz ettiği belge altındaki imza alacaklı tarafından inkâr edilirse, merci hâkimi, 68 a maddesindeki usule göre yapacağı inceleme neticesinde imzanın alacaklıya ait olduğuna kanaat getirdiği takdirde, borçlunun itirazının kabulüne karar verir ve alacaklıyı yüzde onbeşten aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına ve 100 liradan 5 000 liraya kadar para cezasına mahkûm eder. Alacaklı 1 inci fıkra gereğince çağrıldığı duruşmaya gelmediği takdirde merci hâkimi, alacağın itiraz edilen kısmı için icranın muvakkaten durdurulmasına karar verir.
Bunun üzerine alacaklı en geç altı ay içinde merci önünde duruşma talep ederek makbuz altındaki imzanın kendisine ait olmadığını ispat etmek suretiyle, takibin devamına karar alabilir. Merci, imzanın alacaklıya ait olmadığına karar verirse borçluyu 100 liradan 5 000 liraya kadar para cezasına mahkûm eder.
Merci hâkimi, borçlunun zamanaşımı itirazını alacaklının ibraz ettiği kambiyo senedindeki tarihe göre varit görür ve alacaklı da zamanaşımının kesildiğini veya tatil edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat edemezse, itirazın kabulüne; aksi halde reddine karar verir.
İtirazın kabulü kararı ile takip durur. Alacaklının genel hükümlere göre dâva açmak hakkı mahfuzdur. Alacaklı, genel mahkemede dâva açarsa, inkâr tazminatı ve para cezasının tahsili dâva sonuna kadar tehir olunur ve bu dâvayı kazanırsa hakkında verilmiş olan inkâr tazminatı ve para cezası kalkar.
İtirazın reddi kararının temyizi hiçbir icra muamelesini durdurmaz. Şu kadar ki, borçlu 33 üncü maddenin 3 üncü fıkrasına göre teminat gösterirse icra durur.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı Kanunla değişik 170 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
İmzaya itiraz
MADDE 170
Kambiyo senedindeki imzaya 168 inci maddenin 4 numaralı bendi gereğince yapılan itirazla icra takibi durur.
Alacaklı, 67 nci maddeye göre umumi mahkemelerde dâva açmak istemezse, ödeme emrine itiraz tarihinden itibaren altı ay içinde tetkik merciinden itirazın muvakkaten kaldırılmasını istiyebilir. Tetkik mercii alacaklının bu talebini 68 a maddesine göre karara bağlar, 67 nci maddenin dördüncü fıkrası hükmü burada da caridir.
Tetkik mercii hâkimi 62 ve 68 a maddelerine göre yapacağı inceleme neticesinde münker imzanın borçluya ait olduğuna kanaat getirirse, itirazın muvakkaten kaldırılması kararı ile birlikte borçluyu yüzde onbeşten aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına ve 100 liradan 5000 liraya kadar para cezasına mahkûm eder. Borçlu, borçtan kurtulma, menfi tesbit, veya istirdat dâvası açarsa, bu inkâr tazminatı ve para cezasının tahsili dâva sonuna kadar tehir olunur ve borçlu açtığı dâvâlı kazanırsa inkâr tazminatı ve ceza kalkar.
Borçlu inkâr ettiği imzayı en geç itirazın kaldırılması için yapılan duruşmanın ilk celsesinde kabul ederse hakkında inkâr tazminatı ve para cezası hükmolunmaz ve kendisine yargılama giderleri yükletilmez. Şu kadar ki, kötü niyetle takibe sebebiyet veren borçlu yargılama giderleri ile mülzem olur. İcra dairesinin yetki çevresi içinde ödeme emri tebliğ edilen borçlu hakkında bu fıkra hükmü uygulanmaz.
İtirazı muvakkaten kaldırılan borçlu, 69 uncu maddeye göre borçtan kurtulma dâvası açabilir. Yalnız bu dâvanın dinlenebilmesi için, borçlunun senet bedelini ilk duruşma gününe kadar icra veznesine depo ettiğini ispat etmesi veya bu alacak kıymetinde mahkemece kabul edilecek menkul rehin veya esham veya tahvilât veya gayrimenkul rehni veya muteber bir banka kefaleti göstermesi veya borçlunun alacağı karşılıyacak malının mahcuz bulunması lâzımdır. Bu teminat borçlu tarafından borca yeter menkul veya gayrimenkul mallarının icra dairesince haczettirilmesi suretiyle de gösterilebilir.
İcra ve İflâs Kanununa 170 inci maddeden sonra aşağıdaki maddeler eklenmiştir.
Borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikâyeti
MADDE 170/a
Borçlu, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre takip hakkı olmadığını 168 inci maddenin 3 üncü bendine göre şikâyet yolu ile ileri sürebilir.
Tetkik mercii müddetinde yapılan şikâyet veya itiraz dolayısiyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re’sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir.
Uygulanacak diğer hükümler
MADDE 170/b
63 ilâ 72 nci maddeler bu fasıl hükümlerine aykırı olmadıkça, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip hakkında da uygulanır.
İcra ve İflâs Kanununun 171 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
B) İFLÂS YOLU İLE TAKİP
Ödeme emri
MADDE 171
İcra memuru, senedin kambiyo senedi olduğunu ve vâdesinin geldiğini görürse borçluya senet sureti ile birlikte hemen bir ödeme emri gönderir.
Ödeme emrine şunlar yazılır :
1. Takip talebindeki kayıtlar,
2. Borcun ve takip masraflarının beş gün içinde ödenmesi ihtarı,
3. Kambiyo senedine ve borca dair her türlü itiraz ve şikâyetlerini sebepleriyle birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile beş gün içinde icra dairesine bildirmesi ihtarı,
4. Beş gün içinde borç ödenmediği, itiraz ve şikâyet edilmediği takdirde, alacaklının ticaret mahkemesinden borçlunun iflâsını talep edebileceği ihtarı.
60 inci maddenin son iki fıkrası burada da tatbik olunur.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı Kanunla değişik 172 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
İtiraz veya şikâyet
MADDE 172
Ödeme emrine itiraz veya şikâyet etmek istiyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikâyetini sebepleri ile birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile icra dairesine bildirmeye mecburdur. Bu dilekçenin bir nüshası derhal alacaklıya tebliğ olunur.
İcra ve İflâs Kanununun 173 üncü maddesi aşağıdaki şeklide değiştirilmiştir :
İFLÂS DÂVASI
a)İtiraz veya şikâyet olunmaması
MADDE 173
Borçlu beş gün içinde borcu ödemez, itiraz veya şikâyette de bulunmazsa, alacaklı, bu durumu tevsik eden ödeme emri nüshası ile ticaret mahkemesinden borçlunun iflâsına karar verilmesini istiyebilir.
Mahkeme, takip dosyasını getirtir ve basit yargılama usulü ile yapacağı inceleme sonunda borcun ödenmediğini, itiraz ve şikâyette de bulunulmadığını tesbit ederse yedi gün içinde faiz ve icra masrafları ile birlikte borcun ifa veya o miktar meblâğın mahkeme veznesine depo edilmesini 158 inci madde uyarınca emreder. Bu emir yerine getirilmezse borçlunun iflâsına karar verilir. Şu kadar ki, borçlu ödeme emrinde yazılı müddetin geçmesinden sonra borcu ödediğine dair resmî bir belge ibraz ederse iflâs yolu ile takip talebi ve iflâs dâvası düşer.
Borçlu, ticaret mahkemesine 65 inci maddeye göre gecikmiş itirazda bulunabilir. Mahkeme mazereti yerinde görürse iflâs dâvasını 174 üncü madde uyarınca karara bağlar.
İcra ve İflâs Kanununun 174 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
b) İtiraz veya şikâyet olunması
MADDE 174
Alacaklı, borçlunun itiraz ve şikâyetinin kaldırılmasını ve iflâsına karar verilmesini ticaret mahkemesinden istiyebilir. Mahkeme 158 inci madde uyarınca iflâs dâvasını karara bağlar.
İcra ve İflâs Kanununun 175 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
c) İstirdat dâvası
MADDE 175
İflâs takibine itiraz etmemesi yüzünden borçlu olmadığı bir parayı ödiyen kimse 72 nci madde uyarınca geri almak hakkını haizdir.
İcra ve İflâs Kanununun 176 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
d) Uygulanacak hükümler
MADDE 176
156 nci maddenin son fıkrası ile 157 ilâ 166 nci madde hükümleri burada da uygulanır.
İcra ve İflâs Kanununa 176 nci maddeden sonra, Müşterek Hükümler başlığı altında aşağıdaki maddeler eklenmiştir :
C) MÜŞTEREK HÜKÜMLER
Alacaklı ve borçluya verilecek belgeler
MADE 176/a
İcra dairesi 60 ve 64 üncü maddeler gereğince alacaklıya ödeme emrinin bir nüshasını verir.
Borçluya, itiraz eylediğine dair bedava ve pulsuz bir belge verilir.
Birden fazla borçlu bulunması
MADDE 176/b
Bir çek, poliçe veya emre muharrer senedin takip edilen borçlusu birden ziyade olup da hepsi iflâsa tabi şahıslardan ise, alacaklının bunlar hakkında aynı talepte (Haciz veya iflâs) bulunması lâzımdır. Bu halde, borçlu tarafından itiraz vukuunda talebin mahiyetine göre 169, 169 a ve 170 inci veya 174 üncü maddeler hükümleri uygulanır.
Bir senetle takip edilen borçlular içinde iflâsa tabi olmıyan bir şahıs bulunup da alacaklı iflâsa tabi olanlar aleyhine iflâs, tabi olmıyanlar aleyhine haciz yoluna gitmek isterse, bu yollara mahsus ayrı iki takip talebinde bulunmaya mecburdur. Bu halde takip taleplerinden birine kambiyo senedinin icra memuru tarafından tasdik edilmiş bir sureti eklenir. İcra memuru, senedin bu suretine, senedin aslının kendisinde bulunduğunu yazar.
İcra ve İflâs Kanununun 178 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
B - Borçlunun müracaatiyle
MADDE 178
İflâsa tabi bir borçlu, aciz halinde bulunduğunu bildirerek yetkili mahkemeden iflâsını istiyebilir.
İflâsa tabi bir borçlu aleyhine alacaklılardan birinin haciz yolu ile takibi neticesinde yapılan haciz borçlunun yan mevcudunun elinden çıkmasına sebep olup da kalanı muaccel ve vâdesi bir sene içinde hülûl edecek diğer borçlarım ödemeye yetişmiyorsa borçlu derhal aczini bildirerek iflâsını istemeye mecburdur.
İcra ve İflâs Kanununun 186 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
İhtiyaten veya icraen haczedilen şeyler
MADDE 186
İhtiyaten haczedilmiş mallarla iflâs açıldığı zaman paraya çevrilmemiş mahcuz mallar masaya girer.
İflâsın açılmasından evvel paraya çevrilmiş bulunan mahcuz malların bedeli, 138 ilâ 144 üncü maddeler hükümlerine göre haciz koyduran alacaklılara paylaştırılır. Artan kısım iflâs masasına intikal eder.
İcra ve İflâs Kanununun 193 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Takibin durması ve düşmesi
MADDE 193
İflâsın açılması borçlu aleyhinde haciz ve rehnin paraya çevrilmesi yoliyle yapılan takiplerle teminat gösterilmesine ilişkin takipleri durdurur.
İflâs kararının kesinleşmesi ile bu takipler düşer.
İflâsın tasfiyesi müddetince müflise karşı birinci fıkradaki takiplerden hiçbiri yapılamaz.
İcra ve İflâs Kanununun 228 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Üçüncü şahısların istihkak iddaları
MADDE 228
Üçüncü şahıslar tarafından istihkak iddiasında bulunulan eşyanın kendilerine verilip verilmiyeceğini iflâs idaresi kararlaştırır.
İflâs idaresi; istihkâk iddiasını reddederse, üçüncü şahsa tetkik merciinde istihkak dâvası açması için yedi günlük bir mühlet tâyin ve tebliğ eder. Bu mühleti geçiren üçüncü şahıs, masaya karşı istihkak iddiasından vazgeçmiş sayılır.
İstihkak dâvasına, genel hükümler dairesinde, ve basit yargılama usulüne göre bakılır.
Tetkik mercii, icabında istihkak dâvacısından masanın muhtemel zararına karşı teminat istiyebilir.
İcra ve İflâs Kanununun 235 inci maddesi aşağıdaki şeklide değiştirilmiştir :
Sıra cetveline itiraz ve neticeleri
MADDE 235
Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin verilmesinin ilânından yedi gün içinde iflâsa karar veren mahkemeye müracaatla dâva açmaya mecburdurlar.
İtiraz eden, talebinin haksız olarak red veya tenzil edildiğini iddia ederse dâva masaya karşı açılır. Muteriz başkasının kabul edilen alacağına veya ona verilen sıraya itiraz ediyorsa dâvasını o alacaklı aleyhine açar.
Bir alacağın terkini hakkında açılan dâva kazanılırsa, bu alacağa tahsis edilen hisse dâva masrafları da dâhil olduğu halde sıraya bakılmaksızın alacağı nisbetinde itiraz edene verilir ve artanı da diğer alacaklılara sıra cetveline göre dağıtılır. Dâva basit yargılama usulü ile görülür.
Ancak, itiraz alacağın esas veya miktarına taallûk etmeyip yalnız sıraya dair ise şikâyet yoliyle tetkik merciine arz olunur.
İcra ve İflâs Kanununun 244 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Artırtma suretiyle satışın şartları
MADDE 244
117, 118, 124, 125, 130, 131, 133, 134 ve 135 inci maddeler burada da uygulanır. İcra dairesine ait vazifeler iflâs idaresi tarafından görülür.
İcra ve İflâs Kanununun 251 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Borç ödemeden aciz vesikası
MADDE 251
İdare, paraları dağıtırken alacağının tamamını alamamış olan her alacaklıya ödenmemiş miktar için aciz vesikası verir. Vesikada müflisin alacağı kabul veya reddettiği yazılır. Kabul halinde vesika 68 inci maddenin 1 inci fıkrasında yazılı senet mahiyetinde olur.
Aciz vesikası 143 üncü maddede yazılı olan hakları verir. Fakat, müflis yeni mal iktisap etmedikçe hakkında yeniden takip talebinde bulunulamaz. Müflis, bu yeni takip üzerine kendisine gönderilen ödeme emrine yeni mal iktisap etmediği yolunda itiraz ederse, ihtilâf tetkik merciinde genel hükümler ve basit yargılama usulüne göre karara bağlanır.
İcra ve İflâs Kanununun 260 ıncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
İhtiyati haciz kararının muhtevası
MADDE 260
İhtiyati haciz kararında :
1. Alacaklının ve icabında mümessilinin ve borçlunun adı, soyadı ve ikametgâhı,
2. Haczin ne gibi belgelere müsteniden ve ne miktar alacak için konulduğu,
3. Haciz konulmasının sebebi,
4. Haczolunacak şeyler,
5. Alacaklının zararın tazminiyle mükellef olduğu ve gösterilen teminatın nelerden ibaret bulunduğu,
Yazılır.
İcra ve İflâs Kanununun 261 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
İhtiyati haciz kararının icrası
MADDE 261
Alacaklı, ihtiyatı haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazını istemeye mecburdur. Aksi halde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar.
İhtiyati haciz kararları, 79 dan 99 uncuya kadar olan maddelerdeki haczin ne suretle yapılacağına dair hükümlere göre icra edilir.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı Kanunla değişik 262 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Zabıt tutma ve haciz tutanağının tebliği
MADDE 262
Haczi icra eden memur bir tutanak düzenler. Bunda haczolunan şeyler ve kıymetleri gösterilir ve derhal icra dairesine verilir.
İcra dairesi, ihtiyati haciz tutanağının birer suretini üç gün içinde haciz sırasında hazır bulunmıyan alacaklı ve borçluya ve icabında üçüncü şahsa tebliğ eder.
İcra ve İflâs Kanununun 263 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Borçlu tarafından gösterilecek teminat
MADDE 263
Haczolunan mallar istenildiği zaman para veya ayın olarak verilmek ve bu hususu temin için malların kıymetleri depo edilmek veya icra memuru taarfından kabul edilecek esham ve tahvilât veya menkul ve gayrimenkul rehin veya muteber bir banka kefaleti gösteril mek şartiyle borçluya ve mal üçüncü şahıs elinde haczolunmuşsa bir taahhüt senedi alınarak bu şahsa bırakılabilir. İstenilecek teminat her halde borç ve masraf tutarını geçemez.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı Kanunla değişik 264 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
İhtiyati haczi tamamlıyan merasim
MADDE 264
Dâva açılmadan veya icra takibine başlanmadan evvel ihtiyati haciz yaptırmış olan alacaklı; haczin tatbikinden, haciz gıyabında yapılmışsa haciz zabıt varakasının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ya takip talebinde (Haciz veya iflâs) bulunmaya veya dâva açmaya mecburdur.
İcra takibinde, borçlu ödeme emrine itiraz ederse bu itiraz hemen alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemeye veya mahkemede dâva açmaya mecburdur. Tetkik mercii, itirazın kaldırılması talebini reddederse alacaklının kararın tefhim veya tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dâva açması lâzımdır.
İhtiyati haciz, alacak dâvasının mahkemede görüldüğü sırada konulmuş veya alacaklı birinci fıkraya göre mahkemede dâva açmış ise, esas hakkında verilecek hükmün sulh mahkemelerinde tefhim ve asliye mahkemelerinde tebliğinden itibaren bir ay içinde alacaklı takip talebinde bulunmaya mecburdur.
Alacaklı bu müddetleri geçirir veya dâvasından yahut takip talebinden vazgeçerse veya takip talebi kanuni müddetlerin geçmesiyle düşerse veya dâva dosyası muameleden kaldırılıp da bir ay içinde dâva yenilenmezse veya dâvasında haksız çıkarsa ihtiyati haciz hükümsüz kalır ve alâkadarlar isterse lâzım gelenlere bildirilir.
Borçlu müddeti içinde ödeme emrine itiraz etmez veya itirazı tetkik merciince kesin olarak kaldırılır veya mahkemece iptal edilirse, ihtiyati haciz kendiliğinden icrai hacze inkılâbeder.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı Kanunla değişik 265 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
İhtiyati haciz kararına itiraz
MADDE 265
İhtiyati haciz kararı temyiz edilemez. Ancak, borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.
Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder.
İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı dâvet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı vârit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir.
İcra ve İflâs Kanununun 266 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
İhtiyati haczin kaldırılması
MADDE 266
Borçlu, para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya esham yahut tahvilât depo etmek veya gayrimenkul rehin yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartı ile ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkemeden istiyebilir. Takibe başlandıktan sonra bu yetki, icra tetkik merciine geçer.
İcra ve İflâs Kanununun 267 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
İhtiyati hacizde iflâs yolu ile takip
MADDE 267
Alacaklı, iflâsa tabi borçlusu aleyhine 264 üncü maddenin, birinci fıkrası gereğince iflâs yolu ile takipte bulunmuş veya iflâs yolu ile takipte bulunduktan sonra borçlunun mallarını ihtiyaten haczettirmiş ise, aşağıdaki hükümler tatbik olunur.
Borçlu ödeme emrine itiraz ederse bu itiraz hemen alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde ticaret mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılmasiyle beraber borçlunun iflâsına karar verilmesini istemeye mecburdur.
Borçlu ödeme emrine itiraz etmezse, bu durum hemen alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde ticaret mahkemesine başvurarak borçlunun iflâsına karar verilmesini istemeye mecburdur.
264 üncü maddenin 4 üncü fıkrası hükmü kıyasen uygulanır.
İcra ve İflâs Kanununun 268 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
İcrai hacizlere iştirak
MADDE 268
261 inci maddeye göre ihtiyaten haczedilen mallar haciz yolu ile takip hükümlerine göre icrai hacze inkilâb etmezden evvel bir diğer alacaklı tarafından haczedilirse, ihtiyati haciz sahibi bu hacze kendiliğinden ve muvakkaten iştirak eder.
İhtiyati haciz masrafları satış tutarından alınır.
İhtiyati haciz diğer rüçhan hakkını vermez.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı Kanunla değişik 269 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Âdi kira ve hasılat kiraları için ödeme emri ve itiraz müddeti
MADDE 269
Takip âdi kiralara veya hasılat kiralarına mütedair olur ve alacaklı da talep ederse ödeme emri, Borçlar Kanununun 260 ve 288 inci maddelerinde yazılı ihtarı ve kanuni müddet geçtikten sonra tetkik merciinden borçlunun kiralanan şeyden çıkarılması istenebileceği tebliğini ihtiva eder.
Bu tebliğ üzerine borçlu, yedi gün içinde, itiraz sebeplerini 62 nci madde hükümleri dâhilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlu itirazında, kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse, akdi kabul etmiş sayılır.
İtiraz takibi durdurur. İtirazın tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını istemiyen alacaklı, bir daha ayın alacaktan dolayı ilâmsız icra yoliyle takip yapamaz.
Borçlar Kanununun 260 ıncı maddesinin kiralayana altı günlük mühletin hitamında akdi feshe müsaade ettiği hallerde itiraz müddeti üç gündür.
İcra ve İflâs Kanununa 269 uncu maddeden sonra aşağıdaki maddeler eklenmiştir :
İtiraz etmemenin sonuçları
MADDE 269/a
Borçlu itiraz etmez, ihtar müddet içinde kira borcunu da ödemezse alacaklının talebi üzerine tetkik merciince tahliyeye karar verilir.
İtiraz ve kaldırılması usulü
MADDE 269/b
Borçlu itirazında kira akdini ve varsa mukavelenamede kendisine izafe olunan imzayı reddettiği takdirde alacaklı; noterlikçe re’sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş bir mukavelenameye istinat ediyorsa merciden itirazın kaldırılmasını ve ihtar müddeti içinde paranın ödenmemesi sebebiyle kiralarının tahliyesini istiyebilir.
Borçlunun akde ve şartlarına dair mukabil iddia ve def’ilerini aynı kuvvet ve mahiyette belgelerle tevsik etmesi lâzımdır.
Akdi reddeden borçlu bu itiraz sebebiyle bağlıdır. İtirazın varit olmadığı tahakkuk ettikten sonra ödeme, takas veya sair bir def’ide bulunamaz.
Takip yukarda yazılı belgelere istinat etmemesi sebebiyle alacaklı umumi hükümler dairesinde dâva açmaya mecbur kalırsa ihtarlı ödeme emri, Borçlar Kanununun 260 ve 288 inci maddelerinde yazılı ihtar yerine geçer.
Kira mukavelenamesindeki imzanın inkârından dolayı alacaklı umumi mahkemede dâva açmaya mecbur kalır ve lehine karar alırsa, borçlu ayrıca 50 liradan 5 000 liraya kadar para cezasına mahkûm edilir.
Kira akdi dışındaki itirazlar ve tahliye
MADDE 269/c
Borçlu akdi reddetmeyip kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemiyeceğini bildirerek itiraz etmiş veya takas istemişse, itiraz sebeplerini ve isteğini noterlikçe re’sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge yahut resmî dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya vesika ile ispat etmeye mecburdur.
Senet veya makbuzun alacaklı tarafından inkârı halinde 68 inci madde hükmü kıyasen uygulanır.
Merciin tahliyeye mütedair kararının infazı için kesinleşmesi beklenmez. Ancak tahliye için, kararın borçluya tefhimi veya tebliği tarihinden itibaren ongun geçmesi lâzımdır. Borçlu tahliye kararı hakkında 36 ncı madde hükmünden faydalanabilir.
Kıyasen uygulanacak maddeler
MADDE 269/d
62, 63, 65, 66, 68, 70 ve 72 nci maddeler hükümleri kıyas yolu ile burada da uygulanır.
İcra ve iflâs Kanununun 271 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Kaçırılan eşyayı takip hakkı
MADDE 271
Gizlice veya cebirle götürülmüş eşya, götürülmelerinden on gün içinde icra dairesinin emri ile ve zabıta kuvvetiyle geri alınabilir. İyi niyet sahibi üçüncü şahısların hakları saklıdır.
İhtilâf halinde mahkeme basit yargılama usulü ile meseleyi halleder ve karara bağlar.
İcra ve İflâs Kanununun 275 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
2 - İtirazın kaldırılması
MADDE 275
İtiraz vukuunda kiralıyan tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istiyebilir.
Tahliye talebi noterlikçe re’sen tanzim veya tarih ve imzası tasdik edilmiş yahut ikrar olunmuş bir mukaveleye müstenit olup da kiracı kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair aynı kuvvet ve mahiyette bir vesika gösteremezse itiraz kaldırılır.
Aksi takdirde itirazın kaldırılması talebi reddolunur.
İtirazın kaldırılması üzerine tahliye ve teslim icra edildikten veya kaldırılma talebi reddolunduktan sonra kiracının veya kiralıyanın umumi hükümlere göre mahkemeye müracaat hakları saklıdır.
Mahkemede açılan dâvada, icra takibi sırasında inkâr olunan imzanın kendisine ait olduğu anlaşılan kiracı veya kiralıyan 50 liradan 5 000 liraya kadar para cezasına mahkûm edilir.
İcra ve İflâs Kanununun 276 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Kiralanan gayrimenkulde üçüncü şahıs bulunursa
MADDE 276
Tahliyesi istenen yerde kiracıdan başka bir şahıs bulunur ve işgalde haklı olduğuna dair resmî bir vesika gösteremezse derhal tahliye olunur.
Şu kadar ki, bu şahıs resmî bir Vesika gösterememekle beraber daireye ibraz olunan mukavele tarihinden evvelki bir zamandan beri orayı işgal etmekte bulunduğunu beyan eder ve bu beyanı icra memuru tarafından mahallinde yapılacak tahkikatla teeyyüt ederse memur, tahliyeyi tehirle üç gün içinde keyfiyeti tetkik merciine bildirir.
Merci, tarafları dinliyerek icabına göre tahliyeyi emreder veya taraflardan birinin yedi gün içinde mahkemeye müracaat etmesi lüzumuna karar verir. Bu müddet içinde mahkemeye müracaat edilirse, dâvanın neticesine göre hareket olunur, 36 ncı madde hükümleri burada da uygulanır. Dâva etmiyen taraf iddiasından vazgeçmiş sayılır.
Borçlunun nesep ve sebepten usul ve füruu, karı veya kocası, ikinci dereceye kadar kan ve sihri hısımları ve iş ortakları ile borçluya tebaan meourda oturdukları anlaşılan diğer şahıslar, bu madde hükmünün tatbikinde üçüncü şahıs sayılmazlar.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 278 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
İvazsız tasarrufların butlanı
MADDE 278
Mûtat hediyeler müstesna olmak üzere, Hacizden veya haczedilecek mal bulunmaması sebebiyle acizden yahut iflâsın açılmasından haczin veya aciz vesikası verilmesinin sebebi olan yahut masaya kabul olunan alacaklardan en eskisinin tesis edilmiş olduğu tarihe kadar geriye doğru olan müddet içinde yapılan bütün bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar batıldır.
Ancak, bu müddet haciz veya aciz yahut iflâstan evvelki iki seneyi geçemez.
Aşağıdaki tasarruflar bağışlama gibidir.
1. Karı ve koca ile usul ve füru, neseben veya sıhren ikinci dereceye kadar (Bu derece dâhil) hısımlar, evlât edinenle evlâtlık arasında yapılan ivazlı tasarruflar,
2. Akdin yapıldığı sırada, kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler,
3. Borçlunun kendisine yahut üçüncü bir şahıs menfaatine kaydı hayat şartiyle irat ve intifa hakkı tesis ettiği akitler ve ölünceye kadar bakma akitleri,
İcra ve İflâs Kanununun 280 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Diğer butlan halleri
MADDE 280
Tediye kabiliyetini kısmen veya tamamen kaybetmiş veya hakkında 178 inci maddenin 2 nci fıkrasındaki şartlar tahakkuk etmiş olan borçlunun, iyi niyetli bir şahıstan veya basiretli bir tacirden beklenilmiyecek tasarruflarla mevcudunu eksilttiği ve üçüncü şahsın bu durumu ve muamelenin mahiyetini bildiği veya bilmesi gerektiği hallerde yapılmış olan tasarrufları batıldır. Şu kadar ki, tasarrufun vukuu tarihinden itibaren alacaklı iki sene içinde borçlu aleyhine haciz veya iflâs takibinde bulunmuş olmalıdır.
Borçlunun birinci fıkradaki tasarrufu, alacaklıları ızrar kasdiyle yapması ve bu kasda üçüncü şahsın vukufu halinde, tasarruf tarihi ne olursa olsun batıl sayılır.
Üçüncü şahıs, borçlunun karı veya kocası, usul veya füruu ile üçüncü dereceye kadar kan ve ikinci dereceye kadar sihri hısımları ,(Bu dereceler dâhil) evlât edineni veya evlâtlığı ise borçlunun 1 inci fıkrada beyan olunan durumunu bildiği farz olunur. Bunun hilâfını üçüncü şahıs, ancak 279 uncu maddenin son fıkrasına göre ispat edebilir.
Ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamım veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kaseliyle hareket ettiği kabul olunur. Bu karine, ancak iptal dâvasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğini veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılanı temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilân olunduğunu ispatla çürütülebilir.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 281 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
İptal dâvalarında yargılama usulü
MADDE 281
Mahkeme, iptal dâvalarını basit yargılama usulü ile görüp hükme bağlar ve bu dâvalara mütaallik ihtilâfları hal ve şartları gözönünde tutarak serbestçe takdir ve halleder.
Hâkim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tâyin olunur. Şu kadar ki, dâvanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taallûku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez.
Dâvalılardan herhangi biri davacının alacağını ödediği takdirde, dâva reddolunur. Bu halde hâkim, duruma göre herbirini masrafla ilzam veya bu masrafı aralarınoa takdir ettiği surette taksim eder.
İcra ve İflâs Kanununun 282 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
İptal dâvasında dâvalı
MADDE 282
İcra ve İflâs Kanununun 11 inci babındaki iptal dâvaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Bunlardan başka, kötü niyet sahibi üçüncü şahıslar aleyhine de iptal dâvası açılabilir. İptal dâvası iyi niyetli üçüncü şahısların haklarını ihlâl etmez.
İcra ve İflâs Kanununun 283 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
İadenin şümulü
MADDE 283
Dâvacı, iptal dâvası sabit olduğu takdirde, bu dâvaya konu teşkil eden mal üzerinde cebri icra yolu ile, hakkını almak yetkisini elde eder ve dâvanın konusu gayrimenkulse, dâvalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın tashihine mahal olmadan o gayrimenkulün haciz ve satışını istiyebilir.
İptal dâvası, üçüncü şahsın etinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taallûk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (Davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilir.
İptal dâvası üzerine üçüncü şahıs da, mamelekinde hasıl olacak eksikliğin borçludan tahsilini aynı dâvada istiyebilir. Bu talep, iptal dâvasının tefrik edilerek daha önce hükme bağlanmasına mâni değildir.
İptal dâvasını kaybeden üçüncü şahıs, karşılık olarak şeyi veya bedelini borçludan veya iflâs masasından geri istiyebilir.
Bâtıl bir tasarruf neticesinde kendisine ödenilen şeyi geri veren alacaklı eski haklarını muhafaza eder.
Kendisine bağış yapılan iyi niyetli ise yalnız dâva zamanında elinde bulunan miktarı geri vermeye mecburdur.
İcra ve İflâs Kanununun 284 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Hak düşürücü müddet
MADDE 284
İptal dâvası hakkı, bâtıl tasarrufun vukuu tarihinden itibaren beş sene geçmekle düşer.
İcra ve İflâs Kanununun 6763 sayılı kanunla değişik 285 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Konkordato talebi
MADDE 285
Konkordato hükümlerinden istifade etmek istiyen herhangi bir borçlu, tetkik merciine bir konkordato projesi verir ve bu projeye mufassal bir bilanço ve defter tutmaya mecbur şahıslardan ise defterlerinin vaziyetini bildiren bir cetvel ekler. Bu cetvelde, bilhassa Ticaret Kanununun 66 ncı maddesi hükmünce tutulması mecburi olan defterlerin hepsinin tutulmuş olup olmadıkları gösterilir.
Yetkili tetkik mercii, iflâsa tabi olanlar için 154 üncü maddenin 1 veya 2 nci fıkrasında yazılı yerdeki, iflâsa tabi olmıyan borçlunun ikametgâhındaki tetkik merciidir.
Borçlu, bilânçosunda yazılı mal ve kıymetleri, konkordato mühletinin verilmemesi halinde, bilançoyu tetkik merciine sunduğu tarihten bir sene içinde takibe uğradığı takdirde 162 nci madde uyarınca göstermeye mecburdur. Konkordato mühleti kaldırılmış veya konkordato tasdik edilmemişse, bunların kesinleşmesi tarihlerinden itibaren bir sene ve konkordato feshedilmişse feshin kesinleşmesinden altı ay müddetle borçlu için aynı mecburiyet vardır.
Mevcut malları ve alacakları borçlarının en az yüzde ellisini ödemeye yetişmiyen borçlu konkordato istiyemez.
İcra ve İflâs Kanununun 286 ncı maddesi aşağıdaki şeklide değiştirilmiştir :
Konkordato talebinin nazara alınması şartları
MADDE 286
Tetkik mercii borçluyu dinledikten sonra onun durumunu ve hesaplarının halini ve işlerindeki doğruluğunu ve taahhütlerini yerine getirmesine mâni olan sebepleri göz önünde tutarak, projenin alacaklıları zarara sokmak kasdından âri ve borçlunun mevcudiyle mütenasip olup olmadığına ve mevcudunun yüzde elliyi ödemeye yetişip yetişmediğine göre, talebinin uygun olup olmadığına karar verir.
Borçlu, 287 nci madde gereğince mühlet verilmesi hakkındaki merci kararını beş gün içinde masraflarını verip tatbike koydurmazsa verilen mühlet kendiliğinden kalkar.
İcra ve İflâs Kanununun 289 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Mühletin neticeleri
MADDE 289
Rehinli alacaklar müstesna olmak üzere, mühlet içinde borçlu aleyhine hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur; bir takip muamelesiyle kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler cereyan etmez.
Ancak 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı alacaklar için haciz yolu ile yapılan takipler, birinci fıkra hükmünden müstesnadır.
İcra ve İflâs Kanununun 292 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Alacakların bildirilmesi
MADDE 292
Alacaklılar komiser tarafından yirmi gün içinde alacaklarını bildirmeye ilânla davet olunur. İlânın birer sureti adresi belli olan alacaklılara posta ile gönderilir. İlânda hilâfına hareket edenlerin konkordato müzakeresine kabul edilmiyecekleri ihtarı da yazılır.
Aynı ilânda komiser; yukarıdaki fıkrada yazılı müddet geçtikten sonra olmak üzere, konkordato teklifini müzakere etmek için alacaklıları muayyen bir gün ve saatte toplanmaya davet eder ve toplanmaya tekaddüm eden on gün içinde vesikaları tetkik edebileceklerini kendilerine haber verir.
İcra ve İflâs Kanununun 293 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Alacaklılar hakkında borçlunun beyana daveti
MADDE 293
Komiser, borçluyu iddia olunan alacaklar hakkında beyanda bulunmaya davet eder. Komiser, alacakların varit olup olmadığı hakkında borçlunun defterleri ve vesikaları üzerinde gerekli incelemelerde bulunarak bunların neticesini aşağıdaki madde gereğince vereceği rapora derceder.
İcra ve İflâs Kanununun 298 inci maddesine aşağıdaki bend eklenmiştir :
4. Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama masrafları ve ilâm harçlarının tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olmak.
İcra ve İflâs Kanununun 300 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Tasdikin ilânı
MADDE 300
Hüküm, kesinleşince ilân edilir; icra dairesi ile tapu idaresine, mahallî ticaret odalarına, sanayi odalarına ve borsalara ve borçlunun sıfatına göre evvelce ihbar edilmiş ise ticaret sicilli memurluğuna ve gemi sicil memurluğuna tebliğ olunur.
İlândan itibaren 287 nci maddeye göre verilen mühletin hükümleri biter.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 301 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Konkordatonun reddinden sonra iflâs ve ihtiyati haciz
MADDE 301
Konkordato tasdik olunmaz yahut mühlet kaldırılırsa alacaklılardan birinin yedi gün içinde vukubulacak talebi üzerine iflâs yolu ile takibe tabi borçlunun derhal iflâsına karar verilir.
Konkordatonun tasdikini reddeden mahkeme, teminat aramaksızın borçlunun bütün kabili haciz mallarının ihtiyaten haczine karar verir. Bu karar masrafı avans olarak yatıran her hangi bir alacaklının talebiyle tatbik olunur. Yukarıdaki fıkraya göre açılan iflâs dâvası 264 üncü madde gereğince ihtiyati haczi tamamlıyan merasimdendir.
İcra ve İflâs Kanununun 6763 sayılı kanunla değişik 310 uncu maddesinin 7 numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
7. İflâs takibi sırasında mahkeme, iflâs idaresi veya iflâs dairesi tarafından çağrıldığı halde makbul bir mazeret olmaksızın gelmemiş ise;
İcra ve İflâs Kanununun 311 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Hileli iflâs halleri
MADDE 311
İflâsından evvel veya sonra alacaklılarını zarara sokmak kasdiyle ve hususiyle aşağıdaki suretlerle hileli muamelelerde bulunan kimse hileli müflis sayılır ve Türk Ceza Kanununa göre cezalandırılır :
1. Alacaklıların müşterek rehini makamında olan mallarını tamamen veya kısmen kaçırır, gizler veya tahrip ederse;
2. Alacaklıların zararına olarak hakikata aykırı makbuzlar verir veya yazı ile borç ikrar ederse;
3. Muvazaalı satışlar, muameleler yahut bağışlamalar yaparsa;
4. Evlenme mukavelesinde hakikaten getirilmemiş bir çeyizi getirilmiş gibi tanır ve karı da bu mukaveleyi kocasının alacaklılarına karşı istimale kalkışırsa;
5. Hakikata aykırı borç ikrar etmek yahut muvazaalı muameleler ve mukaveleler yapmak suretiyle alacaklılarını zarara sokarsa;
6. Borcu mevcudu ile alacağından ziyade olduğunu bildiği halde ehemmiyetli kıymeti haiz ticari mallarını yahut fabrikasının mahsullerini hem satış gününün piyasasından, hem de malolduğu veya satınalınmadığı kıymetten pek aşağı bir fiyatla satmak suretiyle mevcudunu israf ederse;
7. Konkordato mukavelesi haricinde alacaklıya hususi menfaatler temin ederse;
8. Hakikate aykırı muhasebe ve sahte bilançolarla aktifini hakikatte olduğundan fazla veya noksan gösterirse.
Bir numaralı bentte yazılı malların kıymeti 1 000 liradan aşağı ise Türk Ceza Kanununun 522 nci maddesi tatbik olunur.
Bir numaralı bentte yazılı suçları yapanlar müflisin evi halkından kimseler ise müflis gibi cezalandırılırlar.
Türk Ceza Kanununun iştirak hükümleri dışında kalsa dahi, müflisin aktifini azaltmak maksadiyle ona ait menkul ve gayrimenkul malları kısmen veya tamamen saklıyan veya kaçıran ve muvazaa ile temellük eden veya bu hususlarda yataklık veya tavassut eden veya iflâs masasına müracaat ile kısmen veya tamamen asılsız alacaklarını kaydettiren veya müflisin tediye kabiliyetini azaltmak maksadiyle Kendi adına veya müstean adla ticari faaliyetlere girişen kimseler hakkında dahi aynı cezalar uygulanır.
İcra ve İflâs Kanununun 331 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Alacaklısını zarara sokmak kasdiyle mevcudunu eksilten borçluların cezası
MADDE 331
Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu, alacaklısını zarara sokmak maksadiyle, mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki surette yahut gizliyerek muvazaa yolu ile başkasının uhdesine geçirerek veya aslı olmıyan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksiltirse, aleyhine aciz belgesi istihsal edildiği veya alacaklı alacağını istifa edemediğini ispat ettiği takdirde, üç aydan üç yıla kadar hapis ile cezalandırılır.
Konkordato mühleti talebinden önceki iki yıl içinde birinci fıkradaki fiilleri işliyen borçlu hakkında da bu hükümler uygulanır.
Zararın miktarına göre Türk. Ceza Kanununun 522 nci maddesi hükümleri dahi uygulanır.
Bu suçlar alacaklının şikâyeti üzerine takip olunur.
Borçlu lehine bu hareketlere bilerek yardım ve iştirak eden kimseler, Türk Ceza Kanununun 65 inci maddesi delâletiyle bu maddeye göre cezalandırılır.
İcra ve İflâs Kanununun 332 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Aczine kendi fiiliyle sebebiyet veren veya vaziyetinin fenalığını bilerek ağırlaştıran borçlunun cezası
MADDE 332
Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu, âdet üzere tecviz edilemiyecek bir hiffetle hareket ederek veya haddinden ziyade masraflar yaparak yahut cüretli talih oyunlarına veya basiretsizce spekülâsyonlara girişerek yahut işlerinde ağır ihmallerde bulunarak aczine kendi fiili ile sebebiyet verir yahut vaziyetinin fenalığını bildiği halde o gibi hareketlerle bu fenalığı ağırlaştırırsa, aleyhine aciz belgesi istihsal edildiği veya alacaklı alacağını istîfa edemediğini ispat ettiği takdirde, onbeş günden altı aya kadar hafif hapis cezasiyle cezalandırılır.
Konkordato mühleti talebinden önceki iki yıl içinde birinci fıkradaki fiilleri işliyen borçlu hakkında da bu hükümler uygulanır.
Bu suç alacaklının şikâyeti üzerine takip olunur. Borçluyu fazla borç altına girmeye veya talih oyunu ile spekülâsyonlarda bulunmaya sevk etmiş yahut ağır faiz almak suretiyle za’fından istifade etmiş olan alacaklıların şikâyet hakkı yoktur.
İcra ve İflâs Kanununun 337 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Mal beyanı için gelmiyenlerin ve beyanda bulunmıyanların ve istenen malı teslim etmiyenlerin cezası
MADDE 337
Müddeti içinde beyanda bulunmak üzere mazereti olmaksızın icra dairesine gelmiyen veya yazılı beyanda bulunmıyan borçlular, bu yüzden zarar gören alacaklının şikâyeti üzerine tetkik mercii tarafından bir aya kadar hafif hapis veya 25 liradan 1 000 liraya kadar hafif para cezası ile mahkûm edilir Borçlunun haczi kabil mallarının alacaklının bildiği veya bilmesi lazımgeldiği ispat olunursa borçluya ceza verilmez.
162, 209, 216 ncı maddeler hükümlerine muhalefet eden müflis hakkında da iflâs idaresinin vereceği müzekkere üzerine tetkik mercii tarafından aynı ceza hükmolunur.
İcra ve İflâs Kanununa 337 nci maddeden sonra aşağıdaki madde eklenmiştir :
Ticareti terk edenlerin cezası
MADDE 337/a
44 üncü maddeye göne mal beyanında bulunmıyan veya beyanında mevcudunu eksik gösteren veya aktifinde yer almış malı veya yerine kaim olan değerini haciz veya iflâs sırasında gösteremeyen veya beyanından sonra bu malları üzerinde tasarruf eden borçlu hakkında, bundan zarar gören alacaklının şikâyeti üzerine, tetkik mercii tarafından 3 aydan 1 seneye kadar hafif hapis cezasına hükmolunur.
Birinci fıkradaki fiillerin işlenmesinden alacaklının zarar görmediğini ispat eden borçluya ceza verilmez.
Borçlunun iflâsı takdirinde birinci fıkradaki durum ayrıca taksiratlı iflâs hali sayılır.
İcra ve İflâs Kanununun 340 ıncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Borçlunun ödeme şartını ihlâli halinde ceza
MADDE 340
111 inci madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını mâkul bir sebep olmaksızın ihlâl eden borçlu, bu yüzden zarara uğrıyan alacaklının şikâyeti üzerine tetkik mercii tarafından beş günden bir aya kadar hafif hapis ile cezalandırılır.
İcra ve İflâs Kanununun 343 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
30 ve 31 inci maddeler hükmüne muhalefet edenlerin cezası
MADDE 343
Yalnız kendisi tarafından yapılacak olan bir işin yapılması veya bir işin yapılmaması yahut bir irtifak hakkının tahmili veya kaldırılması hakındaki ilâm hükümlerine mâkul mazerete müstenit olmıyarak muhalefet eden borçlular, hüküm lehine verilmiş olan kimsenin şikâyeti üzerine tetkik mercii tarafından beş günden bir aya kadar hafif hapis cezasına mahkûm edilirler.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 344 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Nafaka hükmüne uymuyanların cezası
MADDE 344
Nafaka vermeye mahkûm olup da ilâmda gösterilen ödeme şartlarına riayet etmiyen borçlu, alacaklının şikâyeti üzerine tetkik merciince tarafların hal ve vaziyetlerine gönre on günden üç aya kadar hafif hapse mahkûm edilir. Cezanın infazından sonra işliyecek nafaka hakkında aynı hüküm cereyan eder,
Ancak borçlu, nafakanın kaldırılması veya azaltılması hakkında dâva açmış ve borçlunun ileri sürdüğü sebepler, tetkik merciince cezanın tehiri talebini kabul ettirecek mahiyette bulunmuş olursa, bu madde hükmünün uygulanması yargılama sonucuna bırakılabilir.
İcra ve İflâs Kanununa 345 inci maddeden sonra aşağıdaki madde eklenmiştir :
Sermaye şirketlerinin iflâsını istemek mecburiyetinde olanların cezası
MADDE 345/a
İdare ve temsil ile görevlendirilmiş kimseler veya tasfiye memurları, kasden veya ihmal ile 179 uncu maddeye göre şirketin mevcudunun borçlarını karşılamadığını bildirerek şirketin iflâsını istemezlerse, alacaklılardan birinin şikâyeti üzerine, tetkik merciince on günden üç aya kadar hafif hapis veya 1 000 liradan 10 000 liraya kadar hafif para cezası ile cezalandırılırlar.
İcra ve İflâs Kanununun 347 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Şikâyet süresi
MADDE 347
Tetkik merciince bakılan suçlardan dolayı şikâyet hakkı, suçun vukuuna ıttıla tarihinden itibaren üç ay ve her halde vukuundan bir sene geçmekle düşer.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 353 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Temyiz
MADDE 353
Tetkik merciinin kararı tefhim veya tebliğ tarihinden yedi gün içinde sanık veya şikâyetçi veya Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz olunabilir.
Temyiz, dilekçe veya tetkik merciine zaptettirilecek sözlü beyanla olur. Depo ve lâyiha aranmaz. Dilekçe veya beyan üzerine evrak hemen Yargıtaya gönderilir.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 363 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Temyizi kabil kararlar, kötü niyetle temyizi halinde yapılacak işlem
MADDE 363
Tetkik merciinin vereceği kararlardan :
1. İlâmın icrasının geri bırakılması hakkında vukubulan talebin kabul veya reddine ve paradan gayrı ilâmların infazı suretine veya 40 ıncı maddeye göre icranın iadesi talebinin kabul veya reddine;
2.Göreve yetkisizliğe;
3. Ödeme veya tahliye emirlerine veya bunların tebliğ şekline ve 71 inci maddeye müsteniden takibin iptali veya taliki talebinin ret veya kabulüne;
4. Gerek bu kanuna ve gerek diğer kanun hükümlerine dayanarak bir malın haczi caiz olup olmadığına;
5. Maaş veya ücretlerin haczinde miktara veya bunun artırılması veya eksiltilmesi taleplerine;
6. Üçüncü şahıslardaki mal ve alacağın haczinden doğan ihtilâflara;
7. İstihkak dâvalarına ve istihkak dâvalarına ilişkin takibin taliki kararlarına;
8. İştirak taleplerinin ret veya kabulüne;
9. Gayrimenkul malların ihale kararlarının feshine veya fesih talebinin reddine;
10. Sıraya dair şikâyet ve itirazın ret veya kabulüne;
11. İhtiyati haciz kararlarının kalkıp kalkmadığına;
12. Konkordato talebi üzerine verilecek mühlete karşı alacaklılar tarafından vukubulan itirazla konkordato talebinin muvafık olup olmadığına ve mühletin kaldırılmasına dair olan talebin kabul veya reddine;
13. Fevkalâde mühlet talebinin ret veya kabulüne;
14. Fevkalâde mühletin uzatılması talebinin ret veya kabulüne;
15. 356 ncı madde mucibince maaş ve mallardan tazmin suretiyle yapılacak tahsilât hakkında vukubulan şikâyetlerin ret veya kabulüne;
16. Yedieminden tazminat hakkındaki taleplerin ret veya kabulüne;
Mütaallik kararlar ile bu kanunda temyiz kabiliyeti kabul edilen kararlar tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz edilebilir. Şu kadar ki, 1, 2, 3 ve 5 inci bendlerde takip mevzuu alacağın; 4, 6, 7, 8, 9, 11, 15 ve 16 ncı bendlerde merci kararının taallûk ettiği malın veya hakkın kıymeti; 10 uncu bentde sırası itiraza uğrıyan alacağın tutarı 250 lirayı geçmesi şarttır.
İcra kararlarının, muameleleri uzatmak gibi kötü niyetle temyiz edildiği anlaşılırsa Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 422 nci maddesi hükmü uygulanır.
Temyizi kabil olmayan bir kararı kötü niyetle temyiz edenler hakkında dahi bu fıkra hükmü tatbik olunur.
İcra ve İflâs Kanununun 365 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Tetkik merciinin temyiz talebini reddetmesi
MADDE 365
Temyiz, kanuni müddet geçtikten sonra yapılır veya temyizi kabil olmıyan bir karara veya vazgeçme sebebiyle itiraz ve şikâyetin reddine veyahut müddeti geçmiş bir şikâyete taallûk ederse, tetkik mercii temyiz talebinin reddine karar verir.
Temyiz eden şahıs ret kararını kabul etmezse temyiz dilekçesi diğer tarafa tebliğ edildikten sonra, karar sureti ve verilirse cevap lâyihası ile birlikte Yargıtaya gönderilir. Şu kadar ki, bu halde satış dâhil hiçbir icra muamelesi durmaz.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 366 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Yargıtay kararları
MADDE 366
Tetkikat, temyiz edilen karara hasredilir ve onbeş gün içinde karara bağlanır,
İlgililerden biri ister ve ücretini verir veya gönderirse kararın özeti telgrafla mahalline bildirilir.
Yargıtay İcra ve İflâs Dairesinin hukuk ve ceza kararlarına karşı genel hükümlere göre ısrar olunabilir. Bu dairenin hukuka mütaallik kararları aleyhine on gün içinde karar tashihi yoluna gidilebilir. Cezaya ait kararlar hakkında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 322 nci maddesi uygulanır.
Israr kararları hukuk ve ceza genel kurullarında acele işlerden sayılır. Bu halde Ceza Genel Kuruluna İcra ve İflâs Dairesi de katılır.
Yargıtay İcra ve İflâs Dairesinin ceza hükümlerine mütaallik kararları aleyhine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz olunabilir.
Bu itiraz, Ceza Genel Kurulunda İcra ve İflâs Dairesinin de iştiraki ile tetkik olunur.
Bozma kararı üzerine icra ve iflâs işlerinde 40 ıncı madde hükmü kıyasen uygulanır.
Bu kanunla değiştirilen maddelerde kullanılan ve aşağıdaki cetvelde yazılı olan terim ve deyimler, İcra ve İflâs Kanununun bu kanunla değiştirilmiyen maddelerinde kullanılmış bulunan eski terim ve deyimler yerine geçmiştir.
Cumhuriyet Müddeiumumisi | : | Cumhuriyet Savcısı |
İstida | : | Dilekçe |
İtirazın ref'i (Ref’i İtiraz) | : | İtirazın kaldırılması |
Kaza Dairesi | : | Yargı çevresi |
Muavin | : | Yardımcı |
Muhakeme usulü | : | Yargılama usulü |
Müruruzaman | : | Zamanaşımı |
Salâhiyet | : | Yetki |
Temyiz Mahkemesi | : | Yargıtay |
Zabıt (Varakası) | : | Tutanak |
Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte takip hangi safhada ise bu safhanın tamamlanmasına kadar eski kanun hükümleri uygulanır.
Alacaklının talebi ve ödeme emrinin tanzimi ile itiraz ve itirazın kaldırılması birinci safhayı; haciz ve haczi tamamlıyan muameleler ikinci safhayı; paraya çevirme son safhayı teşkil eder.
İflâs yolu ile yapılan takiplerde iflâs kararının kesinleşmesine kadar geçen devre birinci safha; mütaakıp devre ikinci safha sayılır.
Konkordato mühletinin bu kanunun yürürlüğe girmesinden önce verilmesi halinde kanunun eski 285 inci maddesinin son fıkrası hükmü uygulanır.
İstihkak dâvaları haczin icrası tarihinde; iptal dâvaları da iptali istenen muamelelerin yapıldığı tarihte yürürlükte olan kanun hükümlerine tabidir.
72 nci madde hükümleri bu kanun yürürlüğe girdikten sonra haciz ve relinin paraya çevrilmesi yoliyle yapılmış bütün takipler hakkında uygulanır.
Adalet Bakanlığı, 14 üncü maddenin ikinci fıkrasında sözü geçen Resmî Kararlar Dergisinin en geç bu kanunun yayınlanmasını takip eden bir sene içinde çıkarılmasını sağlar.
Bu kanun yayımı tarihinden üç ay sonra yürürlüğe girer.
Bu kanunun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.