Dosya olarak kaydet: PDF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

İKİNCİBÖLÜM

KARAR

İKİNCİ BÖLÜM

KARAR

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvurucu, tutuklandıktan sonra kanuni sürelere uygun bir şekilde tutukluluk durumu ve tahliye talebi hakkında karar verilmediğini belirterek Anayasa'nın 19. maddesinde düzenlenen kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve tazminat talebinde bulunmuştur.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru, 27/2/2013 tarihinde Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde belirlenen eksiklikler tamamlatılmış ve Komisyona sunulmasına engel bir durumun bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. İkinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca 29/1/2014 tarihinde kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.

4. Bölüm tarafından 18/2/2014 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına ve bir örneğinin görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmesine karar verilmiştir.

5. Başvuru konusu olay ve olgular 18/2/2014 tarihinde Adalet Bakanlığına bildirilmiştir.

6. Adalet Bakanlığı, görüşünü 21/4/2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine sunmuştur.

7. Adalet Bakanlığı tarafından Anayasa Mahkemesine sunulan görüş başvurucuya 25/4/2014 tarihinde bildirilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne cevap vermemiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

8. Başvuru dilekçesi, Bakanlık görüşü ve UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:

9. Başvurucu hakkında, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen bir soruşturma kapsamında 11/4/2012 tarihinde Mersin 6. Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/692 Değişik iş sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yakalama kararı çıkartılmıştır.

10. Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı 19/4/2012 tarih, 2012/898 soruşturma ve 2012/49 sayılı fezleke ile soruşturma dosyasını Adana Cumhuriyet Başsavcılığına göndermiştir.

11. Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 27/4/2012 tarih ve 2012/541-249 sayılı iddianamesi ile başvurucu hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçunu işlediği iddiasıyla Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açılmıştır.

12. Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 7/5/2012 tarih ve E.2012/120 sayılı tensip duruşmasında başvurucu hakkında çıkarılmış olan yakalama emrinin devamına ve dosyanın aynı Mahkemenin E.2012/99 sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.

13. Anılan yakalama emrine istinaden yakalanan başvurucu, Mersin 6. Sulh Ceza Mahkemesinin 6/6/2012 tarih ve 2012/940 Değişik İş sayılı kararı ile "atılı silahlı terör örgütüne üye olmak suçunun vasıf ve mahiyeti, hakkında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve tutuklama nedenlerinin bulunması, aleyhine mevcut adli bulgular, kanıtların tamamen toplanmamış olması, suçun kanundaki ceza miktarı, kaçma şüphesinin bulunması ve adli kontrolün yetersiz kalacağının anlaşılması nedenleri ile CMK'nun 100/2-a-b. maddeleri uyarınca tutuklanmasına" karar verilmiştir.

14. Başvurucu bu karara 8/6/2012 tarihli dilekçe ile itiraz etmiş, itiraz dilekçesini inceleyen Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesince 28/6/2012 tarih ve E.2012/99 sayılı kararla, "suçun niteliği, dosya kapsamı, kaçma ve delilleri karartma olasılığı" gerekçeleriyle "tahliye isteminin" reddine, tutukluluk halinin devamına ve başvurucunun talebi itiraz niteliğinde görüldüğünden, bu konuda karar verilmek üzere dosyanın Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesine tevdiine karar verilmiştir.

15. Başvurucunun itirazını inceleyen Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 3/7/2012 tarih ve 2012/587 Değişik İş sayılı kararı ile "atılı suçun CMK 100 ve devamı maddesi kapsamında olması, kuvvetli suç şüphesini gösteren olgular" bulunduğu gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.

16. Başvurucunun yargılandığı Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2012/99 sayılı dosyası kapsamında sanıkların hazır ettirilmediği 13/7/2012 tarihli oturumda, tutuklu yargılanan diğer sanıklar hakkında tutukluluk incelemesi yapılmış ancak başvurucu ile ilgili bir karar verilmemiştir.

17. Başvurucu 20/7/2012 tarihli dilekçe ile tahliye talebinde bulunmuş, ancak taleple ilgili karar verildiğine dair dosya kapsamında belge ve bilgi bulunamamıştır.

18. Mahkemenin E.2012/99 sayılı ve 8/8/2012 tarihli oturumunda başvurucu haricindeki bir kısım sanıklar hazır bulunmuş, oturum zaptında "Sanıklar K1, .un tahliye ve 3. Yargı paketinden faydalanma talepli dilekçe gönderdiği", "Yakalamalı sanık K1'un UYAP'ta yapılan sorgulamada İskenderun M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan tutuklu olduğu görüldü" ifadeleri yazılmış, başvurucunun tutukluluk durumu ile ilgili bir karar verilmemiş ve oturum sonunda "Başka suçtan İskenderun M Tipi Ceza evinde tutuklu olan Sanık K1'un duruşmada hazır edilmesi için yazı yazılmasına", diğer tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına ve tutukluluk incelemelerinin 27/8/2012, 26/9/2012 ve 23/10/2012 tarihlerinde yapılmasına, duruşmanın 20/11/2012 tarihine bırakılmasına karar verilmiştir.

19. Sanıkların yokluğunda 27/8/2012, 26/9/2012 ve 23/10/2012 tarihlerinde yapılan tutukluluk incelemelerinde tutuklu sanıklar ile ilgili karar verilmiş, ancak başvurucu ile ilgili bir karar verilmemiştir.

20. Başvurucu kaldığı cezaevinden gönderdiği 21/9/2012 tarihli dilekçede 6/6/2012 tarihinden beri cezaevinde olduğunu, 8/8/2012 tarihinde duruşmasının yapıldığını ancak haberinin olmadığını belirterek iddianamenin bir suretinin gönderilmesi ve yargılanması konusunda bilgi verilmesini talep etmiştir. Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi, başvurucunun kaldığı Ceza İnfaz Kurumuna yazdığı 14/11/2012 tarihli yazı ile iddianamenin başvurucuya verilmesini talep etmiştir.

21. Yargılamanın 20/11/2012 tarihli oturumunda başvurucunun sorgusu yapılmış ve Mahkeme, "atılı suçun niteliği, dosya kapsamı, sanığın kaçma ve kanıtları karartma olasılığı ve kanıt durumu gözetilerek" gerekçesiyle "terör örgütüne üye olmak" suçundan tutuklanmasına karar verilmiştir.

22. Başvurucu bu karara karşı itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz talebinde sadece Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2012/99 sayılı dosyasında tutuklu olduğunu, ancak Mahkemenin tutukluluk durumu ile ilgili olarak karar vermediğini, aleyhinde hiç somut delil bulunmadığını, delillerin toplandığını ve delil karartma ya da kaçma şüphesinin bulunmadığını ve uzun zamandan beri tutuklu olduğunu belirterek tahliyesini talep etmiştir. İtirazı inceleyen Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesi, 30/11/2012 tarih ve 2012/938 D.İş sayılı kararıyla itirazın reddine karar vermiştir. Ancak Mahkeme bu kararda itiraz yoluna başvuran sanığın ismi konusunda hataya düşmüş ve başka bir kişinin durumunu inceleyerek itirazın reddine karar vermiştir.

23. Bu durumu fark eden başvurucu, 28/12/2012 tarihli dilekçe ile Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesine başvuruda bulunarak karardaki hataların düzeltilmesini talep etmiştir. Başvurucunun talebini kabul eden Mahkeme, 1/2/2013 tarih ve 2013/57 D.İş sayılı kararı ile 30/11/2012 tarih ve 2012/938 D.İş sayılı kararın kaldırılmasına, "atılı suçun CMK 100 ve devamı maddesi kapsamında olması, dosya kapsamı, kaçma ve delilleri karartma olasılığı, yakalama evrakları, sorgu zaptı, ek takipsizlik kararı, savcılık ifadesi, kolluk fezlekesi, bağlantılı çocuk iddianame örnekleri, ekspertiz raporları, emanet makbuz iletişim tespit CD'si, doktor raporları, iletişim tespit tutanakları, üst arama tutanakları, yakalama tutanakları, fotoğraf teşhis tutanakları, görüntü inceleme tespit tutanakları, gizli tanık ifade tutanağı, film inceleme çözüm tutanağı, facebook çözüm tutanağı . gözetilerek tutuklama sebeplerinin devam ettiği sonucuna varılmakla . vaki itirazının REDDİNE, sanığın TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINA" karar vermiştir. Bu karar başvurucuya 20/2/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.

24. Başvurucu, 27/2/2013 tarihinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.

25. Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi 19/12/2012 tarihli ve E.2012/99 sayılı oturumda başvurucunun tutukluluk halinin devamına, 22/1/2013 tarih, E.2012/99, K.2013/13 sayılı karar ile dava dosyasının Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2012/2 sayılı dosyası ile birleştirilmesine, birleştirme konusundaki uyuşmazlığın giderilmesi için dosyanın Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmesine karar vermiştir.

26. Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 27/5/2013 tarihli kararı ile Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2012/99 ve K.2013/13 sayılı birleştirme kararının kaldırılmasına karar verilmesi üzerine dava dosyası Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2013/125 sırasına kaydedilmiştir. Mahkeme, 26/7/2013 tarihli tensip tutanağında delil durumu, atılı suçun vasıf ve mahiyeti ve tutuklu kalınan süre gerekçeleriyle başvurucunun tutukluluk halinin devamına, tutukluluk durumunun 23/8/2013, 23/9/2013 ve 21/10/2013 tarihlerinde incelenmesine, duruşmanın 12/11/2013 tarihinde yapılmasına karar vermiştir.

27. Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2013/125 sayılı dosyasında 12/11/2013 ve 20/2/2014 tarihlerinde yapılan oturumlarında atılı suçların niteliği, kanıt durumu, kaçma ve delil karartma olasılığı gerekçesiyle tutukluluk halinin devamına karar verilmiştir.

28. Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi 10/3/2014 tarih, E.2013/125, K.2014/34 sayılı karar ile 21/2/2014 tarihli 6526 sayılı Kanun'un 2. maddesi gereğince görevsizlik kararı vererek dosyanın Mersin Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

29. Mersin 3. Ağır Ceza Mahkemesi E.2014/162 sayılı dosyada 2/4/2014 tarihli tensip tutanağı ile atılı suçun vasıf ve mahiyeti, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olgular, tatbiki istenen sevk maddesindeki ceza miktarına göre kaçma şüphesi gerekçesiyle tutukluluk halinin devamına, sanıkların hazır edilmesi için ilgili kuruma yazı yazılmasına ve duruşmanın 12/6/2014 tarihinde yapılmasına karar vermiştir.

30. Mahkemenin 12/6/2014 tarihli oturumunda atılı suçun niteliği ve mevcut delil durumu ile tutuklulukta geçirilen süre dikkate alınarak başvurucunun tahliyesine karar verilmiştir.

31. Başvurucunun 3/7/2012 - 20/11/2012 tarihleri arasında başka bir mahkeme kararına istinaden cezaevinde kalıp kalmadığının tespiti için İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığına yazılan yazıya verilen 6/2/2015 tarihli yazı cevabının ekindeki belgede; başvurucu K1'un 6/6/2012 - 20/11/2012 tarihleri arasında arasında sadece Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2012/99 sayılı dosyasında tutuklu kaldığı belirtilmiştir.

32. Başvurucu hakkındaki dava halen Mersin 3. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2014/162 sırasında derdesttir.

B. İlgili Hukuk

33. 4/12/2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 100. maddesi şöyledir:

"(1) Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez.

(2) Aşağıdaki hallerde bir tutuklama nedeni var sayılabilir:

a) Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa.

b) Şüpheli veya sanığın davranışları;

1. Delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme,

2. Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma,

Hususlarında kuvvetli şüphe oluşturuyorsa.

(3) Aşağıdaki suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde, tutuklama nedeni var sayılabilir:

a) 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan; (1)

.

11. Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (madde 309, 310, 311, 312, 313, 314, 315),

..."

34. Aynı Kanun'un 104. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:

"(1) Soruşturma vekovuşturma evrelerinin her aşamasında şüpheli veya sanık salıverilmesini isteyebilir.

(2) Şüpheli veya sanığın tutukluluk hâlinin devamına veya salıverilmesine hâkim veya mahkemece karar verilir. Ret kararına itiraz edilebilir."

35. Aynı Kanun'un 108. maddesi şöyledir:

"(1) Soruşturma evresinde şüphelinin tutukevinde bulunduğu süre içinde ve en geç otuzar günlük süreler itibarıyla tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından 100 üncü madde hükümleri göz önünde bulundurularak (Ek ibare: 11/04/2013-6459 S.K./16. md), şüpheli veya müdafii dinlenilmek suretiyle karar verilir.

(2) Tutukluluk durumunun incelenmesi, yukarıdaki fıkrada öngörülen süre içinde şüpheli tarafından da istenebilir.

(3) Hâkim veya mahkeme, tutukevinde bulunan sanığın tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceğine her oturumda veya koşullar gerektirdiğinde oturumlar arasında ya da birinci fıkrada öngörülen süre içinde de re'sen karar verir."

36.   26/9/2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 314. maddesi şöyledir:

"(1) Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçları işlemek amacıyla, silahlı örgüt kuran veya yöneten kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Birinci fıkrada tanımlanan örgüte üye olanlara, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.

(3) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır."

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

37. Mahkemenin 25/3/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 27/2/2013 tarih ve 2013/1755 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

38. Başvurucu, Mersin 6. Sulh Ceza Mahkemesinin 6/6/2012 tarihli kararı ile tutuklandığını, yargılandığı Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/6/2012 tarihli kararı ile tutukluluğun devamına karar verildiğini, 8/8/2012 tarihli oturumda başka bir suçtan tutuklu olduğunun zapta geçirildiğini, ancak Mahkemenin dosyasında tutuklu olduğunu, aynı oturumda ve 27/8/2012, 26/9/2012, 23/10/2012 tarihli oturumlarda diğer sanıklarla ilgili tutukluluk incelenmesi yapıldığını, ancak kendisinin tutukluluk durumuyla ilgili bir karar verilmediğini, bu durumun 5271 sayılı Kanun'un 108. maddesinin (3) numaralı fıkrasının açıkça ihlali anlamına geldiğini, fiili olarak tutuklu olmasına rağmen hukuken tutuklu olmadığını, 20/7/2012 tarihinde tahliye talebinde bulunduğunu, Mahkemenin bu dilekçesi hakkında herhangi bir karar veya cevap vermediğini, 6/6/2012 tarihinde tutuklanmasına rağmen ancak 20/11/2012 tarihinde Mahkeme huzuruna çıkarılıp beyanlarının alındığını, makul bir sürede mahkeme huzuruna çıkarılmadığını, bu şekilde Anayasa'nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma ve 19. maddesinde düzenlenen kişi özgürlüğü ve güvenliği haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve tazminat talep etmiştir.

B. Değerlendirme

39. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp, olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder. Bu nedenle başvurucunun tutukluluk durumu hakkında karar verilmediği yönündeki şikâyetinin Anayasa'nın 19. maddesinin yedinci fıkrası, tahliye talebine cevap verilmediği yönündeki şikâyetinin ise aynı maddenin sekizinci fıkrası kapsamında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

1. Tutukluluk Durumu Hakkında Karar Verilmediği İddiası

a. Kabul Edilebilirlik Yönünden

40. Başvurucunun iddiaları dayanaktan yoksun olmadığı, ayrıca başka bir kabul edilemezlik nedeni de bulunmadığı için başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

b. Esas Yönünden

41. Adalet Bakanlığı görüşünde özetle; Başvurucu hakkında yakalama kararına istinaden yakalandığı 6/6/2012 tarihinden Mahkemede savunması alındığı tarih olan 20/11/2012 tarihleri arasında Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/6/2012 ve Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 3/7/2012 tarihli kararları haricinde herhangi bir tutuklama incelemesi yapıldığına dair evraka Mahkeme dosyasında rastlanılmadığı belirtilmiştir.

42. Anayasa'nın 19. maddesinin yedinci fıkrası şöyledir:

"Tutuklanan kişilerin, makul süre içinde yargılanmayı ve soruşturma veya kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır. Serbest bırakılma ilgilinin yargılama süresince duruşmada hazır bulunmasını veya hükmün yerine getirilmesini sağlamak için bir güvenceye bağlanabilir."

43. Anayasa'nın 19. maddesinin yedinci fıkrasında bir ceza soruşturması kapsamında tutuklanan kişilerin, yargılamanın makul sürede bitirilmesini ve soruşturma veya kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme haklarına sahip olduğu belirtilmiştir.

44. 5271 sayılı Kanun'un 108. maddesinin (3) numaralı fıkrasına göre kovuşturma evresinde mahkemenin, tutukluluk halinin devam edip etmeyeceğine her oturumda veya koşullar gerektirdiğinde oturumlar arasında ya da otuzar günlük süreler içinde re'sen karar vereceği belirtilmiştir.

45. Tutuklamaya ilişkin yargısal denetimin "otomatik olarak" başka bir ifadeyle tutuklanan kişinin bu hususta önceden talepte bulunmasına bağlı olmaksızın gerçekleştirilmesi gerekir. Otomatik denetim keyfiliğin önlenmesi bakımından büyük öneme sahiptir. Hâkim tarafından alıkoyma halinin devam ettirilmesinin haklı bulunup bulunmadığını belirlemek üzere, düzenli aralıklarla davanın incelenmesi gerekir. Bu uygulamanın amacı, somut alıkoyma açısından koşulların zamanla değişebileceği, dolayısıyla bir soruşturmanın ilk evrelerinde alıkoyma hali gerekliyken daha sonraki bir aşamada tutmaya gerek kalmayabileceği olgusunun adli mercilerce göz önünde bulundurulmasının sağlanmasıdır.

46. Somut olayda, yargılanması Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2012/99 sayılı dosyasında devam ederken hakkındaki yakalama kararına istinaden yakalanan başvurucu, Mersin 6. Sulh Ceza Mahkemesinin 6/6/2012 tarihli kararı ile tutuklanmıştır. Başvurucunun bu karara yönelik itirazı Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/6/2012 ve Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 3/7/2012 tarihli kararları ile reddedilmiştir.

47. Başvurucunun tutukluluk durumu ile ilgili olarak, itiraz incelemesinin yapıldığı 3/7/2012 tarihinden mahkemeye çıkartıldığı 20/11/2012 tarihine kadar 5271 sayılı Kanun'un 108.maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince hakkında bir karar verildiğine dair dava dosyası kapsamında belge ve bilgi tespit edilmemiştir. Bu şekilde başvurucu bu tarihler arasında Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2012/99 sayılı dosyasında tutuklu olmasına ve Mahkemesince bu tarihler arasında oturumlar yapılmış olmasına rağmen tutukluluk durumu hakkında karar verilmemiş olması, tutukluluk durumunun makul aralıklarla incelenmesi ve koşulların artık özgürlükten mahrum bırakılmayı gerektirmediği durumda serbest bırakılmayı isteme hakkının ihlali sonucunu doğurmuştur.

48. Açıklanan nedenlerle başvurucunun tutukluluk durumu hakkında karar verilmediği iddiası ile ilgili olarak Anayasa'nın 19. maddesinin yedinci fıkrasının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

2. Tahliye Talebine Cevap Verilmediği İddiası

a. Kabul Edilebilirlik Yönünden

49. Başvurucunun iddiası dayanaktan yoksun olmadığı, ayrıca başka bir kabul edilemezlik nedeni de bulunmadığı için başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

b. Esas Yönünden

50. Başvurucu 20/7/2012 tarihli tahliye talebiyle ilgili olarak Mahkemenin bir karar vermediğini iddia etmiştir.

51. Adalet Bakanlığı görüşünde özetle; başvurucunun 20/7/2012 tarihli tahliye talebine ilişkin dava dosyasında herhangi bir karar bulunmadığı belirtmiştir.

52. Anayasa'nın 19. maddesinin sekizinci fıkrası şöyledir:

"Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı halinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına sahiptir."

53.  Anayasa'nın bu hükmü uyarınca hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı halinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına sahiptir.

54.  Anayasa'da yer alan bu usulde adil yargılanma hakkının bütün güvencelerini sağlamak mümkün değil ise de, tutmanın koşullarına uygun somut güvencelerin yargısalnitelikli bir kararla sağlanması gerekir. Her incelemede veya incelemenin her aşamasında duruşma yapılması yargı sistemini işlemez hale getirebilir. Bununla birlikte özgürlüğünden yoksun bırakılan kişinin tutulma halinin devam edip etmeyeceğine ilişkin incelemenin, çelişmeli yargılama ilkesine uygun olarak ve kişinin dinlenilmesi suretiyle makul aralıklarla yapılması gerekir. (B.No: 2012/849, 4/12/2013, § 123-124)

55.  Başvurucunun 20/7/2012 tarihli tahliye talebine ilişkin Mahkemesince bir karar verildiğine dair mahkeme dosyası içerisinde bir belge veya bilgi tespit edilememiştir. Başvurucunun tahliye talebine ilişkin bir karar verilmemesi, serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkının ihlali sonucunu doğurmuştur.

56. Açıklanan nedenlerle başvurucunun tahliye talebine karar verilmemesi iddiası ile ilgili olarak Anayasa'nın 19. maddesinin sekizinci fıkrasının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

3. 6216 sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

57. 6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, esas inceleme sonunda ihlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedileceği belirtilmiş; ancak yerindelik denetimi yapılamayacağı, idari eylem ve işlem niteliğinde karar verilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.

58. Başvuruda Anayasa'nın 19. maddesinin yedinci ve sekizinci fıkralarının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

59. Başvurucu, 5.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

60. Başvurucu, uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesine herhangi bir belge sunmamıştır. Anayasa Mahkemesinin maddi tazminata hükmedebilmesi için, başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile tazminat talebi arasında illiyet bağı kurulması gerekir. Anayasa Mahkemesine herhangi bir belge sunmayan başvurucunun maddi tazminat talebi reddedilmelidir.

61. Başvurucunun özgürlük ve güvenlik hakkına yönelik müdahale nedeniyle yalnızca ihlal tespitiyle telafi edilemeyecek ölçüdeki manevi zararı karşılığında somut olayın özelliklerini dikkate alarak başvurucuya net 9.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

62. Başvurucu tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 198,35 TL harç ve 1.500,00 TL vekâlet ücretinden oluşan 1.698,35 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

Başvurucunun,

A. Tutukluluk durumu hakkında karar verilmediği iddiasının,

B. Tahliye talebi konusunda karar verilmediği iddiasının,

KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Tutukluluk durumu hakkında karar verilmediği iddiası ile ilgili olarak Anayasa'nın 19. maddesinin yedinci fıkrasının İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Tahliye talebi konusunda karar verilmediği iddiası ile ilgili olarak Anayasa'nın 19. maddesinin sekizinci fıkrasının İHLAL EDİLDİĞİNE,

E. Başvurucuya net 9.000,00 TL manevi tazminatÖDENMESİNE ve tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,

F. Başvurucu tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 198,35 TL harç ve 1.500,00 TL vekâlet ücretinden oluşan 1.698,35 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,

G. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,

25/3/2015 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.