Ateşli silâhlarla mermilerinin ve bıçakların memlekete sokulması, imali, satılması, satın alınması, taşınması veya bulundurulması bu kanun hükümlerine tabidir.
4374 sayılı kanunun ikinci maddesinin (d) bendi hükmü mahfuz kalmak üzere, ateşli silâhlarla bunlara ait mermilerin ve dördüncü maddede imali menolunan bıçakların memlekete sokulması yasaktır.
Memleket içinde ateşli silâhlarla mermilerinin imali 3763, 4374 ve 5391 sayılı kanunların hükümlerine tabidir.
Memleket içinde kama, hançer, saldırma, şişli baston, sustalı çakı ve benzerleriyle sivri uçlu ve oluklu bıçakların imali memnudur.
Bunlardan, bir sanat veya meslekin icrası için kullanılması zaruri bulunanların imaline zabıtaca müsaade edilir ve bunlar zabıtaca damgalanmadıkça satışa çıkarılamaz.
Münhasıran spor ve avda kullanılan ateşli silâhlarla bunların mermileri ve ev levazımatından olan yahut tababet ve sanayide veya ziraatte kullanılan bıçaklarla benzerleri bu kanun hükümlerine tabi değildirler.
Yakardaki maddelerde ithali ve imali menedilen, bıçakların satılması, satınalınması, taşınması ve bulundurulması memnudur.
Bir sanat veya meslekin icrası için kullanılmasına zabıtaca müsaade verilen bıçaklar bu memnuiyetin dışındadırlar.
Ateşli silâhlarla mermilerinin yedinci ve sekizinci maddelerde yazılı istisnalar dışında memlekette satılması yasaktır.
Ateşli silâhları ancak:
1 - Hususi kanunlarına göre silâh taşıma salâhiyetini haiz olanlar,
2 - İcra Vekilleri Heyeti karariyle silâh taşıyabileceklerine karar verilen Devlet, Belediye, Özel idare ve İktisadi Devlet teşekkülleri memur ve hizmetlileri,
3 - İçişleri Vekâletince tesbit ve tâyin edilecek esaslar dairesinde Vali veya Kaymakamlar tarafından verilecek izin vesikasını alanlar taşıyabilir veya bulundurabilir.
Ateşli silâhın münhasıran mesken veya iş yerinde bulundurulması maksadiyle yapılan talep üzerine ciddi bir mahzur yok ise izin vesikası verilmesi mecburidir. Bu vesika ateşli silâhın bulundurulmasını tazammum edip taşımaya cevaz vermez.
Ateşli silâhla işlenen cürümlerden biri ile mahkûm olanlara hiç bir suretle ateşli silâh taşıma veya bulundurma izni verilemez.
Mesken veya iş yerinde ateşli silâh bulundurma için verilen izin vesikası harca tabi değildir.
Lüzum görülen mıntıkalarda Vekiller Heyeti karariyle valiler tarafından halka silâh bulundurma ve taşıma müsaadesi verilebileceği gibi toplu silâh aranması da yapılabilir.
Ateşli silâh taşımak müsaadesini haiz olanlar, bu silâhları resmi ruhsatı haiz bulunanlardan başkasına satamıyacakları gibi muvakkaten de olsa başkalarına veremezler.
Silâh bulundurma ve taşıma ruhsatını haiz olan kimsenin bu silâhla suç işlemesi veya silâhın muhafazasındaki ihmal ve kusuru neticesi başkaları tarafından bir suç işlenmesi veya intihar ve intihara teşebbüs edilmesi hallerinde silâh vesikası geriye alınır ve bir daha silâh bulundurma ve taşıma izni verilmez.
Adlî mercilerce müsaderesine karar verilen veya zabıtaca her hangi bir suretle ele geçirilen ateşli silâhlarla mermiler ve bıçaklar ayniyat makbuzu mukabilinde Millî Savunma Vekâleti emrine verilir.
Hâtıra teşkil eden veya antika olan ateşli silâhlarla bıçakların bulundurulmasına izin verilmesi mecburidir.
Hâtıra teşkil eden ateşli silâhlarla bıçaklar için verilen izin bunların yalnız sahibine bırakılmasına veya nakline müsaadeyi tazammum edip üstte taşınmasına cevaz vermez. Antika olan ateşli silâhlarla bıçakların izin vesikalariyle birlikte satışı serbesttir. İstiyenler vesikalarım değiştirebilirler.
Her kim, bu kanunun şümulüne giren ateşli silâhlarla bunlara alt mermileri memlekete sokar, sokmaya teşebbüs eder veya bunların memlekete sokulmasına tavassut eder veya bunları 3763, 4374 ve 5591 sayılı kanunların hükümleri dışında memlekette imal eder veya bu suretle memlekete sokulmuş veya memlekette imal edilmiş olan ateşli silâhları bir yerden diğer bir yere nakleder veya yollar veya nakletmeye bilerek tavassut ederse Ceza Kanununda daha ağır hükümler mevcut olmadığı takdirde bir yıldan üç yıla kadar hapis olunur ve 500 liradan 5000 liraya kadar ağır para cezası alınır.
Bu kanun hükümlerine muhalif olarak ateşli silâhlarla bunlara ait mermileri satanlar, satmaya tavassut edenler, satın alanlar, taşıyanlar veya bulunduranlar hakkında altı aydan iki yıla kadar hapis ve 200 liradan 1000 liraya kadar ağır para cezası hükmolunur.
Her kim, bu kanun hükümlerine muhalif olarak 4 üncü maddede yazılı olan bıçak ve benzerlerini memlekete sokar, sokmaya teşebbüs eder veya bunların memlekete sokulmasına tavassut eder veya bunları memlekette imal eder veya bir yerden diğer bir yere nakleder veya yollar veya nakletmeye bilerek tavassut ederse altı aydan iki yıla kadar hapis ve 500 liradan 5000 liraya kadar ağır para cezasiyle cezalandırılır.
Bu kanun hükümlerine muhalif olarak 4 üncü maddede yazılı olan bıçak ve benzerlerini satanlar, satmaya tavassut edenler, satınalanlar, taşıyanlar veya bulunduranlar hakkında üç aydan bir yıla kadar hapis ve 100 liradan 1000 liraya kadar ağır para cezası hükmolunur.
Zabıtaca imaline müsaade edilen bıçak ve benzerlerini kullanma maksadı dışında satanlar, satmaya tavassut edenler, satınalanlar, taşıyanlar veya bulunduranlar hakkında da aynı ceza hükmolunur.
Bu kanunun şumulüne giren maddelerin ithali hususunda 1918 sayılı kanunla ek ve tadillerinin bu kanuna aykırı olmıyan hükümleri mahfuzdur.
Bu kanunun şümulüne giren ateşli silâhlarla mermilerini müsaadesiz ellerinde bulunduranlardan kanunun meriyete girdiği tarihten itibaren altı ay içinde taşıma veya bulundurma için izin vesikası almıyanlar veya izin vesikasını haiz olanlara devretmiyenler veya kendilerine izin vesikası verilmiyenler bu silâh ve mermileri makbuz mukabilinde zabıta makamlarına teslime mecburdurlar.
2637 sayılı kanun hükümlerine tevfikan izin vesikası verilmiş olup da müddetleri henüz bitmemiş olanlar bu kanunun meriyete girdiği tarihten itibaren yukardaki müddet içinde izin almadıkları veya kendilerine vesika verilmediği takdirde ellerindeki vesikalar hükümsüzdür.
Her nevi bıçak imal ve satışını mutat meslek ve sanat ittihaz etmiş olanlar, ellerinde bu kanuna göre menedilmiş bıçak ve benzerleri bulunduğu takdirde, bunları Hükümetçe tesbit edilecek müddet zarfında bir beyanname ile mahallin en büyük mülkiye âmirine bildirmeye mecburdurlar.
Bunlardan 4 üncü maddenin ikinci fıkrasında gösterilen işlerde kullanılmaya elverişli olanlar damgalanarak sahibine iade olunur ve diğerleri maliyet bedelleri ödenerek teslim alınır.
Yukarki fıkra hükmü mahfuz kalmak üzere ellerinde bu kanunla menedilen bıçak ve benzerlerini bulunduranlar bu kanunun meriyete girdiği tarihten itibaren altı ay içinde mahalli zabıta makamlarına teslime mecburdurlar.
Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte meslek ve sanat erbabı tarafından kullanılmakta olup 4 üncü maddede imali izne bağlı olan bıçaklar ilgililerin üç ay içinde müracaatı üzerine mahalli zabıtaca damgalanır.
Bu kanun 15 Ağustos 1953 tarihinden itibaren meridir.
Bu kanunu İcra Vekilleri Heyeti yürütür.