Kanun Yararına Temyiz Eden: Danıştay Başsavcılığı
Davacı: Ecrin Organik Ür. Seracılık Tur. İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti.
Vekili: Av. Orhan Bakır
Koşuyolu Caddesi No:9 Kat:2 Daire:3 Koşuyolu Kadıköy/İSTANBUL
Davalı: Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı
Vekili: Av. Ergin Sezen
Kemalpaşa Mah.Tekke Sok.Kemahlı İş Merkezi No:41/4 Merkez/ÇANAKKALE
İstemin Özeti: 5510 sayılı Yasa'nın 86. maddesine aykırı davrandığından bahisle aynı Yasanın 102. maddesi uyarınca 10.044,00-TL idari para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 27/03/2012 gün ve 5.936.721 sayılı Çanakkale Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar veren Çanakkale İdare Mahkemesi Hakimliği'nin 02/10/2012 tarih ve E:2012/754 K:20l2/956 sayılı kararının bozulmasına dair Edime Bölge İdare Mahkemesinin 26.2.2013 gün ve E:2013/316,K:2013/271 sayılı kararının, Danıştay Başsavcılığı tarafından 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istenilmektedir.
Danıştay Tetkik Hakimi: Harun Aydın
Düşüncesi: Bölge İdare Mahkemesi kararının 2577 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Başsavcısı: Mehmet Rıza Ünlüçay
Düşüncesi: Davacı şirket tarafından, 5510 sayılı Yasa’nın 86. maddesine aykırı davranıldığından bahisle aynı Yasanın 102. maddesi uyarınca 10.044,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin 27.03.2012 gün ve 5.936.721 sayılı Çanakkale Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılan davada, davaya konu istemin daha önce Mahkemelerinde dava konusu yapılması üzerine dava dilekçesinin 2577 sayılı Yasanın 3. ve 5. maddesine uygun olmadığı gerekçesiyle 24.07.2012 gün ve E:2012/386, K:2012/667 sayılı kararla reddedildiği ve bu kararın 02.08.2012 tarihinde davacı vekiline tebliğ olunduğu, bu karar üzerine otuz günlük süre dolduktan sonra (davanın yeniden açılması son günü olan 01.09.2012 tarihinin hafta sonuna rastlaması sebebiyle son gün olan 03.09.2012 tarihi geçirildikten sonra) davanın 10.09.2012 havale tarihli dilekçe ile yenilendiği anlaşılmakla davanın süresinde olmadığı gerekçesiyle davanın süreaşımı nedeniyle reddi yolunda verilen Çanakkale İdare Mahkemesi Hakimliğinin 2.10.2012 tarih ve E:2012/754, K:2012/956 sayılı kararına yapılan itiraz üzerine; Edirne Bölge İdare Mahkemesinin "2577 sayılı Kanunun 61. maddesi ve 8. maddesi birlikte değerlendirildiğinde 1 Eylül'de başlaması gereken çalışma döneminin cumartesi gününe rastlaması nedeniyle çalışmaya ara verme süresi doğal olarak 2 Eylül'de sona ermektedir. Bu itibarla çalışmaya ara verme süresinin pazar günü akşamı sona erdiği düşünülerek ara vermenin, sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayıldığı yorumuyla davanın 10 Eylül 2012 tarihinde açıldığının anlaşıldığı, bu itibarla çalışmaya ara verme süresinin son gününü herhangi bir resmi tatilin izlemesi halinde hakkın özünün korunması ve yargı yolunun açık tutulması ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin "Adil Yargılanma Hakkı" ilkesi gereği çalışmaya ara verme süresinin bu resmi tatil süresince de devam etmekte olacağının kabulü gerektiği sonucuna varıldığından ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzayan dava açma süresi içinde açılan davanın esasının incelenmesi gerekeceğinden davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki kararda hukuka uyarlılık bulunmadığı, belirtilen nedenle süresinde açıldığı kabul edilen davanın esası hakkında karar verilmesinin yerinde olacağı" gerekçesiyle söz konusu İdare Mahkemesi Hakimliğince verilen kararın bozulmasına dair 26.02.2013 gün ve E:2013/316, K:2013/271 sayılı kararının kanun yararına bozulması konusunda Danıştay Başsavcılığını bilgilendiren dilekçe üzerine konu incelendi.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51'inci maddesinde; Bölge idare mahkemesi kararları ile idare ve vergi mahkemelerince ve Danıştay’ca ilk derece mahkemesi olarak verilip temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlerin, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabileceği; temyiz isteği yerinde görüldüğü takdirde kararın, kanun yararına bozulacağı; bu bozma kararının, daha önce kesinleşmiş olan mahkeme veya Danıştay kararının hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmayacağı hükme bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın "Sürelerle ilgili genel esaslar" başlıklı 8. maddesinde; sürelerin, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı, tatil günlerinin sürelere dahil olduğu, ancak sürenin son günü tatil gününe rastlarsa, sürenin tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzayacağı, bu Kanunda yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlarsa bu sürelerin, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılacağı hükmüne yer verilmiş; anılan Kanunun 15. maddesinin 1/d bendinde de, "14'üncü maddenin 3/g bendinde yazılı halde otuz gün içinde 3 ve 5'inci maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak üzere dilekçenin reddine karar verileceği" hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanunun "Çalışmaya ara verme" başlıklı 61. maddesinde, Bölge idare, idare ve vergi mahkemeleri her yıl bir eylülde başlamak üzere, yirmi temmuzdan otuz bir ağustosa kadar çalışmaya ara verirler, hükmü yer almıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davaya konu işlemin Çanakkale İdare Mahkemesinde dava konusu yapılması üzerine dava dilekçesinin 2577 sayılı Yasanın 3. ve 5. maddelerine uygun olmadığı gerekçesiyle anılan mahkemenin 24.07.2012 gün ve E:2012/386, K:2012/667 sayılı kararıyla yenilenmek üzere reddedildiği ve bu kararın 02.08.2012 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği, bu karar üzerine otuz günlük süre dolduktan sonra, davanın yeniden açılması son günü olan 01.09.2012 tarihinin hafta sonuna (cumartesi) rastlaması sebebiyle son gün olan 03.09.2012 (pazartesi) tarihi geçirildikten sonra, davanın 10.09.2012 havale tarihli dilekçe ile yenilendiği anlaşılmaktadır.
Olayda, dilekçe ret kararının 02.08.2012 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği ve yeniden dava açma süresinin adli yılın başladığı 01.09.2012 tarihinde sona erdiği açıktır.
Buna göre, çalışmaya ara verme süresinin 31.08.2012 tarihinde sona erdiği, 01 Eylül'de başlaması gereken adli yılın hafta sonu tatiline (cumartesi) geldiği ve hafta sonu tatilinin bitiminden sonra 03.09.2012 (pazartesi) tarihinde davanın açılması gerekirken;
10.09.2012 tarihinde kayda giren dilekçeyle açılması nedeniyle süresinde olmadığı anlaşıldığından, davanın süre yönünden reddine ilişkin kararda mevzuat hükümlerine aykırılık bulunmadığından işin esasının incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda, Edirne Bölge İdare Mahkemesince; dava dilekçesini yenileme son günü çalışmaya ara verme zamanına rastlamadığı halde, çalışmaya ara verme zamanına rastladığı kabul edilmek ve bu halde dahi, "ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılır" hükmünün 1 Eylül tarihinden değil de 3 Eylül tarihinden itibaren uygulanarak dava dilekçesini yenileme süresinin 10 Eylül'e kadar uzayacağı kabul edilmek suretiyle idare mahkemesi kararı bozulmuş ise de, yukarıda belirtilen nedenler karşısında kanun yararına bozma istemine konu edilen karar yürürlükteki hukuka aykırı bulunmuştur.
Açıklanan nedenlerle, yürürlükteki hukuka aykırı sonuç ifade eden Edirne Bölge İdare Mahkemesinin 26.02.2013 gün ve E:2013/316, K:2013/271 sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51'inci maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi'nce gereği görüşüldü:
Dava; davacının, 5510 sayılı Yasa'nın 86. maddesine aykırı davrandığından bahisle aynı Yasanın 102. maddesi uyarınca 10.044,00-TL idari para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 27/03/2012 gün ve 5.936.721 sayılı Çanakkale Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
Edime Bölge İdare Mahkemesince; 2577 sayılı Kanunun 61. maddesi ve 8. maddesi birlikte değerlendirildiğinde 1 Eylül'de başlaması gereken çalışma döneminin cumartesi gününe rastlaması nedeniyle çalışmaya ara verme süresi doğal olarak 2 Eylül'de sona ermektedir. Bu itibarla çalışmaya ara verme süresinin pazar günü akşamı sona erdiği düşünülerek ara vermenin, sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayıldığı yorumuyla davanın 10 Eylül 2012 tarihinde açıldığının anlaşıldığı, bu itibarla çalışmaya ara verme süresinin son gününü herhangi bir resmi tatilin izlemesi halinde hakkın özünün korunması ve yargı yolunun açık tutulması ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin "Adil Yargılanma Hakkı" ilkesi gereği çalışmaya ara verme süresinin bu resmi tatil süresince de devam etmekte olacağının kabulü gerektiği sonucuna varıldığından ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzayan dava açma süresi içinde açılan davanın esasının incelenmesi gerekeceğinden davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki Çanakkale İdare Mahkemesi Hakimliği'nin 2.10.2012 tarih ve E:2012/754, K:2012/956 sayılı kararında hukuka uyarlılık bulunmadığı, belirtilen nedenle süresinde açıldığı kabul edilen davanın esası hakkında karar verilmesinin yerinde olacağı gerekçesiyle söz konusu İdare Mahkemesi Hakimliği'nce verilen kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Danıştay Başsavcılığınca, anılan kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kanun yararına bozulması istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51'inci maddesinde; Bölge idare mahkemesi kararları ile idare ve vergi mahkemelerince ve Danıştay'ca ilk derece mahkemesi olarak verilip temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlerin, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabileceği; temyiz isteği yerinde görüldüğü takdirde kararın, kanun yararına bozulacağı; bu bozma kararının, daha önce kesinleşmiş olan mahkeme veya Danıştay kararının hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmayacağı hükme bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası'nın "Sürelerle ilgili genel esaslar" başlıklı 8. maddesinde; sürelerin, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı, tatil günlerinin sürelere dahil olduğu, ancak sürenin son günü tatil gününe rastlarsa, sürenin tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzayacağı, bu Kanunda yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlarsa bu sürelerin, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılacağı hükmüne yer verilmiş; anılan Kanunun 15. maddesinin 1/d bendinde de, "14'üncü maddenin 3/g bendinde yazılı halde otuz gün içinde 3 ve 5'inci maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak üzere dilekçenin reddine karar verileceği" hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanunun "Çalışmaya ara verme" başlıklı 61. maddesinde, Bölge idare, idare ve vergi mahkemeleri her yıl bir eylülde başlamak üzere, yirmi temmuzdan otuz bir ağustosa kadar çalışmaya ara verirler, hükmü yer almıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davaya konu işlemin iptali istemiyle açılan davada Çanakkale İdare Mahkemesi Hakimliğinin 24.07.2012 gün ve E:2012/386, K:2012/667 sayılı kararıyla dava dilekçesinin 2577 sayılı Yasanın 3. ve 5. maddelerine uygun olmadığı gerekçesiyle yenilenmek üzere reddedildiği ve bu kararın 02.08.2012 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği, bu karar üzerine otuz günlük süre dolduktan sonra, davanın yeniden açılması için son gün olan 01.09.2012 tarihinin hafta sonuna (cumartesi) rastlaması sebebiyle takip eden çalışma gününün (03.09.2012 Pazartesi) bitimine kadar dava açılması gerekirken bu süre geçirildikten sonra, davanın 10.09.2012 havale tarihli dilekçe ile yenilendiği, bunun üzerine Çanakkale İdare Mahkemesi Hakimliği'nin 2.10.2012 tarih ve E:2012/754, K:2012/956 sayılı kararı ile davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar verildiği ve bu karara yapılan itiraz üzerine; Edirne Bölge İdare Mahkemesi'nin 26.02.2013 gün ve E:2013/316, K:2013/271 sayılı kararı ile davacının itirazı kabul edilerek davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin kararın bozulduğu anlaşılmaktadır.
Olayda, dilekçe ret kararının 02.08.2012 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği ve yeniden dava açma süresinin adli yılın başladığı 01.09.2012 tarihinde sona erdiği ancak 01.09.2012 tarihinin hafta sonuna (cumartesi)rastlaması sebebiyle takip eden çalışma günü olan 03.09.2012 Pazartesi günü mesai bitimine kadar görülen davanın açılması gerektiği açıktır.
Buna göre, en geç 03.09.2012 (pazartesi) tarihinde davanın açılması gerekirken;
10.09.2012 tarihinde kayda giren dilekçeyle açılması nedeniyle süresinde olmadığı anlaşıldığından, davanın süre yönünden reddine ilişkin kararda mevzuat hükümlerine aykırılık bulunmadığından işin esasının incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda, Edirne Bölge İdare Mahkemesi'nce; dava dilekçesinin yenileme son günü çalışmaya ara verme zamanına rastlamadığı halde, çalışmaya ara verme zamanına rastladığı kabul edilmek ve bu halde dahi, "ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılır" hükmünün 1 Eylül tarihinden değil de 3 Eylül tarihinden itibaren uygulanarak dava dilekçesini yenileme süresinin 10 Eylül'e kadar uzayacağı kabul edilmek suretiyle idare mahkemesi kararı bozulmuş ise de, yukarıda belirtilen nedenler karşısında kanun yararına bozma istemine konu edilen karar yürürlükteki mevzuat hükümlerine aykırı bulunmuştur.
Bu durumda; Çanakkale İdare Mahkemesi Hakimliği'nce davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen kararın bozulmasına ilişkin Edirne Bölge İdare Mahkemesi kararının kanun yararına bozulması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcılığı tarafından yapılan kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile Edirne Bölge İdare Mahkemesi'nin 26.02.2013 gün ve E:2013/316, K:2013/271 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51. maddesi uyarınca hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA, kararın birer örneğinin ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu ile Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmesine ve kararın Resmî Gazete'de yayımlanmasına, 13.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.