Dosya olarak kaydet: PDF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

1319 sayılı Emlâk Vergisi Kanununda 2350 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerle, bu güne kadar ki uygulamalarda tereddüte neden olduğu anlatılan hususlar hakkında aşağıda belirtilen esaslara göre hareket edilmesi uygun görülmüştür.

1: 2350 SAYILI KANUN HÜKÜMLERİNE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR :

1.2. Bina Vergisi ile ilgili bölümde yapılan değişiklikler :

1.2.1. Daimi Muaflıklar

2350 sayılı Kanunun 1 inci maddesi ile 1319 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (m) fıkrası değiştirilmiş ve aynı maddenin sonuna (r) fıkrası eklenmiştir.

4 ncü maddenin (m) fıkrasında yapılan değişiklikle, uygulamada yanlış anlamalara ve uyuşmazlıklara sebep olan ayrıca bu maddenin (e) fıkrasındaki hükümle mükerrerlik teşkil eden «Genel eğitime ve Kamu menfaatlerine yararlı dernekler» ibaresi fıkra metninden çıkartılmıştır.

Tapılan bu değişiklik uyarınca, söz konusu derneklere alt binalar, kiraya verilmedikleri ve (e) fıkrasında yazılı şartları taşıdıkları sürece vergiden muaf tutulacaklardır.

Diğer taraftan aynı maddeye eklenen (r) fıkrası hükmüyle uluslararası andlaşmalara, özellikle Lozan Andlaşmasına göre azınlık sayılan cemaatlere alt özel okul binalarının, kiraya verilmemek ve karşılıklı olmak şartlarıyla vergiden daimi olarak muaf tutulmaları öngörülmüştür.

Bu hüküm kapsamına giren cemaatlerin hangileri olduğu ilgili Valiliklere ayrıca bildirilecektir.

1.2.2. Köy binaları istisnası:

Kanunun 6 ncı maddesinde yapılan değişiklikle, köylerde mesken olarak kullanılan binaların vergi değerlerinin 300.000 liralık kısmı vergiden istisna edilmiş ancak, muayyen zamanlarda dinlenme amacıyla kullanılan ve daimi ikametgâh vasfı bulunmayan mesken binaları bu istisnanın dışında bırakılmıştır.

Bu hükme göre, devamlı kullanılmayan (yazlık veya kışlık dinlenme evleri) masken binaları bu istisnadan yararlandırılmayacaklardır. Bu arada mükelleflerce (kendileri veya başkaları tarafından) zirai faaliyetlerin icrasında kullanılan (bağ evleri ile hayvancılık işiyle iştigal edenlerin bu işleriyle ilgili yayla evleri gibi) dinlenme amacına yönelik bulunmayan mesken binaları işin istisnanın uygulanmasına devam edilecektir.

Öte yandan, maddenin değişik şekline göre köylerde bulunan işyerleri için istisnanın uygulanması söz konusu olmayacaktır.

Mükelleflerin istisna uygulamasına ilişkin iddialarını kapsıyan müracaatları vergi dairelerince yoklama yaptırılmak re yukarıdaki açıklamalarımız çerçevesinde binanın gerçek durumu (işyeri, mesken, yazlık veya kışlık dinlenme evi olup olmadığı) tespit edilmek suretiyle değerlendirilecek ve işleme tabi tutulacaktır.

Ayrıca, bir mükellefin belirtilen özellikleri taşıyan birden fazla, mesken binası bulunması batinde, herbir binaya ayrı ayrı istisna uygulanacaktır.

Bu istisnanın tatbikinde idari açıdan Köy Kanununun uygulanması esas alınacak, bu durumdaki yerlerin imar düzeni açısından mücavir alana girmesi önem arzetmeyecektir. İl ve İlçe merkezi olmayan ve belediye kuruluşu bulunan beldelerdeki mesken binalarının bu istisnadan yararlanamıycağı da tabidir.

1.2.3. Nispet:

1.2.3.1. Mesken binalarında vergi nisbeti:

2350 Sayılı Kanunun 3 ncü maddesinde, mesken binalarına uygulanacak bina vergisi nispetinin binde 4 olacağı ancak, Türkiye sınırları içinde birden fazla meskeni bulunanların meskenlerinden yalnız birine bu nispetin uygulanacağı esasa bağlanmıştır.

Bu hükmün uygulanması için vergi dairelerince özel bir çalışmaya girilmesine gerek olmayıp, ötedenberi binde 4 nispetinin uygulandığı binalara (herhangi bir değişiklik yoksa) yine bu nispet uygulanacak, binde 4 oranından hiç bir şekilde yararlandırılmadığını bir dilekçe ile bildiren mükellefler hakkında ettikleri mesken için binde 4 nispeti tatbik olunacaktır.

1.3. Müşterek hükümlerle ilgili bölümde yapılan değişiklikler :

1.3.1. Genel beyanda bulunma süresi:

23 ncü maddede yapılan değişiklikle, Emlâk Vergisi mükelleflerinin 4 yılda bir defa genel beyana çağrılmaları esasa bağlanmıştır. Ayrıca bu sürenin bir yıla kadar indirilebilmesi konusunda Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştır.

1.3.2. Muhtar ve İhtiyar Kurulu üyelerine verilecek ücret :

26 ncı maddede yapılan değişiklikle genel beyan dönemlerinde 25 nci maddeye göre görev alan muhtar ve ihtiyar kurulu üyelerine verilebilecek ücretin tavanı yükseltilmiş bulunmaktadır. Ancak, ücret verilmesi esaslarının tesbit Bakanlığımızın yetkisinde olduğundan valiliklerce doğrudan ödeme yapılmıyacaktır.

1.3.3. Ek süre içinde beyanname verilmesi :

Kanunim 27 nci maddesinin ikinci fıkrası kaldırılmak suretiyle Emlâk Vergisi mükelleflerinin, 23 ncü maddede yazılı beyanname verme süresinin bitimini izleyen 2 aylık ek süre içinde de beyanda bulunmamaları halinde vergi dairesince beyana çağrılmaları yoluyla yapılan işleme son verilmiştir. Diğer bir deyişle iki aylık ek sürenin bitiminden sonra vergi dairesi, beyan edilmediğini öğrendiği bina, arsa veya arazi ile ilgili olarak 32 nci madde gereğince idarece tarh işlemini gerçekleştirebilecektir. Ancak, 28/2/1981 tarihine kadar mükellefler adına çıkarılan tebliğnameler üzerine, kaldırılan hükme göre işlem yapılacağı tabiidir.

1.3.4. Ödeme süresi :

Emlâk Vergisi Kanununun «ödeme süresi» başlığını taşıyan 30 ncu maddesinin kısıtlama ile ilgili yönetmeliğin düzenlenmesine yönelik yedinci paragrafındaki «Kanunla ve diğer mevzuatta yolları kısıtlamaların neler olduğu» ifadesinden sonra «süresi» ibaresi eklenmek suretiyle bu konudaki uyuşmazlıkların giderilmesi amaçlanmıştır. Gerçekten bazı kanunlarla ve sair mevzuatla konulan kısıtlamaların neler olduğu ve diğer hususları içeren Tasarufu Kısıtlanan Bina, Arsa ve Arazi Hakkında Yönetmelik, anılan hüküm gereğince düzenlenerek 1972 yılından itibaren yürürlüğe konulmuş ancak, bu yönetmelikte yer alan sürelerle ilgili esaslar (Kısıtlama koyan kanun ve diğer mevzuattaki hükümlere dayanmakta olduğu halde) birçok mükellef tarafından, kısıtlama süresinin yönetmelikle sınırlandırılamıyacağı gerekçesi ile uyuşmazlık konusu yapılmıştır. Fıkraya eklenen bükme paralel düzenleme daha evvel yönetmelikte yer aldığı için, yönetmelikte ve uygulamada herhangi bir değişiklik yapılmasına gerek kalmamıştır. Bu nedenle sözü edilen yönetmelik ve bu konuda daha önce gönderilmiş bulunan tebliğ, iç genelge ve genel yazılardaki açıklamalar çerçeve sinde uygulamaya devam edilecektir.

1.3.5. Kanuni ve ek süre içinde beyanname verilmemesi halinde yapılacak işlemler :

Yukarıda değinildiği üzere, 27 nci maddenin ikinci fıkrası hükmü kaldırılmak suretiyle, Emlâk Vergisi uygulamasında ek süre müessesesi bire indirilmiş, bu süreye rağmen beyanname vermeyen mükellefler hakkında yapılacak işlemi belirleyen 32 nci maddesin birinci fıkrası hükmü de buna parelel olarak yeniden düzenleyemiştir. 27 ve 32 nci maddelerde yapılan bu değişikliklere göre, kanuni ve ek süre İçinde beyanname vermeyen mükellefler hakkında uygulanacak işlemler aşağıda belirtilmiştir.

Yapılacak tarama sonucu ek süre geçmiş olmasına rağmen beyanname verilmediği tesbit olunan bina, arsa ve araziler hakkında 32 nci maddeye göre işlem yapılacaktır.

1.3.6. Emlâk Vergisinde ceza uygulaması :

1.3.6.1. Emlâk Vergisinde uygulanacak özel usulsüzlük cezalarına ilişkin 34 ncü madde hükmü l/3/1981 tarihi itibariyle yürürlükten kaldırılmış olup, bu tarihten sonra meydana gelecek usulsüzlük fiillerine 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 2365 sayılı Kanunla değişik 352 nci maddesi uyarınca usulsüzlük cezası kesilecektir. Buna göre, 1/3/1981 tarihinden İtibaren, ek sürede beyanname veren mükellefler II nci derece usulsüzlük fiili işlemiş olduklarından 500, ek süreye rağmen beyanda bulunmayan mükellefler ise I nci derece usulsüzlük fiili işlediklerinden 1000 lira tutarında usulsüzlük cezasına muhatap tutulacaklardır. l/3/1981 tarihinden önce işlenmiş usulsüzlük fiilleri için ise 34 ncü madde hükmü tatbik edilecektir. Emlâk Vergisinde re'sen takdir müessesesi mevcut olmadığından ek süreye rağmen beyanname vermeyen mükellefler hakkında I nci derece usulsüzlük cezasının iki katı olarak kesilmesi söz konusu olmayacaktır. Ancak ek süreden sonra vergi ziyaına sebebiyet verilmiş olacağından mükellefiyetin başlangıç yılı için kesilecek usulsüzlük cezasının kusur cezası ile karşılaştırılması, takip eden yıllar için ise (beyanda bulunulmadığına muttali olunan yıl dahil) sadece kusur cezası tatbik edilmesi gerekmektedir.

213 sayılı Kanunun. 352 nci maddesinde yapılan değişiklikler hernekadar 1/1/1981 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de özel hüküm taşıyan Emlâk Vergisi Kanununun 34 ncü maddesi 1/3/1981 tarihine kadar hüküm İfade ettiğinden sözü edilen tarihler arasında 34 ncü madde hükmüne göre işlem yapılacaktır.

1.3.6.2. Öte yandan, 35 nci maddede yapılan değişiklikle, Emlâk Vergisi tatbikatında ağır kusur cezasının uygulanamıyacağı hüküm altına alınmıştır. 1319 sayılı Kanunun 31 nci maddesinin, ikmal tarhiyatın kusur cezalı olacağına ilişkin hükmü ve Vergi Usul Kanununun mükerrer 347 nci maddesinin Emlâk Vergisini kapsamadığı hususları gözönüne alınarak Emlâk Vergisi yönünden hiç bir zaman ağır kusur veya kaçakçılık cezaları uygulanmıyacaktır .

1.4. Çeşitli hükümlerde yapılan değişikliklerle eklenen geçici maddeler :

1.4.1. Vergi Dairesinin yardımı:

Emlâk Vergisi Kanununun 36 ncı maddesinde yapılan değişiklikle köy muhtarlarına ve belediye başkanlıklarına köy kıymet beyan defterlerinin doldurulmasında «Vergi dairesinin yardımı» hususunu içeren hükmü yanlış anlamlara sebebiyet vermemesi bakımından açıklığa kavuşturulmuştur.

1.4.2. Bina ve Arazi Vergilerinde zamanaşımı süresinin başlangıcı :

40 ncı madde de yapılan değişiklikle, madde kapsamına «cezalar» da alınmış, böylece ceza ile ilgili zamanaşımı süresinin vergi aslında olduğu gibi bina ve arazinin beyan edilmediğinin idarece öğrenildiği tarihi takibeden yıldan itibaren başlıyacağı hususuna açıklık getirilmiştir.

1.4.3. Geçici Maddeler :

2350 sayılı Kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe giren 12 nci maddesi ile Emlâk Vergisi Kanununa geçici 11, 12 ve 13 ncü maddeler eklenmiştir.

1.4.3.1. Geçici 11 nci maddeyle, 1980 Bütçe Yılı Emlâk Vergisi yönünden genel beyan yılı olarak kabul edilmiş ve 1980 yılı Bütçe Kanununun 10/E maddesi kapsamı dışında kalan yerlerde emlâki bulunan mükelleflerin, 2350 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği ayı takip eden ay başından itibaren 3 aylık süre içinde beyana davetleri ve beyanda bulunmalarının sağlanacağı esasa bağlanmıştır. Ayrıca 23 ncü madde ile de gerekil ilgi kurularak Emlâk Vergisi genel beyan döneminin 1980 Bütçe yılı başlangıç kabul edilerek müteakip genel beyanda bulunma süresinin 23 ncü maddedeki esaslara güre hesaplanacağı hususu hüküm altına alınmıştır. Buna göre 23 ncü maddenin (a) fıkrasında yer alan hüküm uyarınca bundan sonraki genel beyan dönemi Bakanlar Kurulunca herhangi bir karar alınmadığı sürece 1984 yılında başlıyacaktır.

Bu hüküm uyarınca hazırlanan genel beyana davetle ilgili «Tebliğ» 30/12/1980 günlü Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.

Öte yandan, 2350 sayılı Kanunla 1930 yılı genel beyan yılı olacak kabul edildiğinden, köylerde emlaki bulunanlar adına 1977 genel beyan döneminde verdikleri beyannameler veya daha sonra 1319 sayılı Kanunun 23 ncü maddesinden (b) ve (c) bentlerine göre verilen beyannameler üzerine 1980 bütçe yılı için tahakkuk ettirilip vadesinde ödenmeyen vergilere gecikme zammı uygulanmaması ve bu durumda olan mükellefler adına, eski beyanları nedeniyle 1980 bütçe yılı vergileri için herhangi bir ceza kesilmesi de söz konusu olmadığından uygulanan gecikme zamlarının ve kesilen cezalarını terkini, tahsil edilenlerin ise mükelleflere red ve iadesi icap eder. Bu şekilde yapılacak iadelerde 8183 saydı Kanunun 23 ncü maddesinin gözönünde bulundurulacağı tabiidir.

1.4.3.2. Geçici 12 nci madde ile, Kanunun 4 ncü maddesine eklenen (r) fıkrasında sözü edilen özel okul binaları için 1972 yılından itibaren tarh ve tahakkuk ettirilen ve 11/12/1980 tarihine kadar tahsil edilememiş Emlâk Vergileriyle bunlara bağlı zam ve cezaların terkin olunacağı bükme bağlanmış olup, bunlar için ilgili valiliklere ayrıca tebligat yapılacaktır.

1.4.3.3. Geçici 13 ncü madde hükmüne göre, 1319 sayılı Emlâk Vergisi Kanununun uygulanmasına bağlanılan 1/3/1972 tarihînden önceki dönemlerle ilgili olarak İl özel İdarelerince tarh ve tahakkuk ettirilen bina ve arazi vergileri ile bunlara bağlı diğer vergi ve resimler ve bunların zam ve cezaları hükmün yürürlüğe girdiği 11/12/1980 tarihinden sonra tahsil edilmeyecek, bunlarla ilgili cebri kovuşturmaya ilişkin her türlü işlem kaldırılacak ve idari ve mali yargı organlarındaki uyuşmazlıklar geri alınacaktır.

Hüküm açık olmakla birlikte, mükellefler tarafından yürütülmek istenen uyuşmazlıkların herhangi tür hak kaybına neden olunmaması açısından devamında sakınca bulunmadığının belirtilmesinde yarar görülmektedir.

1.4.3.4. Belediyelere ve il özel idarelerine Emlâk Vergisi hasılatından pay verilmesine ilişkin 38 nci madde hükmü 2380 sayılı Kanunla kaldırılmış bulunduğundan 1/3/1981 tarihinden itibaren anılan Kanun çerçevesinde hareket edilecek ve bu konuyla ilgili olarak gönderilen 23/2/1981 gün ve 2292912-30/12991 sayılı genel yazımıza göre işlem yapılacaktır.

2- DİĞER HÜKÜMLERLE İLGİLİ KONULAR HAKKINDAKİ AÇIKLAMALAR LAR:

2.1. Genel beyan yıllarından bir önceki bütçe yılında meydana gelen değişiklikle ilgili beyannameyi genel beyan süresi İçinde veren mükelleflerle kanuni sürede ek beyanda bulunmak isteyen mükellefler haklarında yapılacak işlemler:

2.1.1. Genel beyanda bulunması gereken yıldan bir önceki bütçe yılı içinde Emlâk Vergisi Kanununun 33 ncü maddesinde sayılan değişiklik sebeplerinin doğması nedeniyle beyanname vermek zorunda olduğu halde kanuni süresi içinde bu görevlerini yerine getirmeyip genel beyana ilişkin süre içinde beyannamesini veren mükelleflerden, ilgili yıl vergisi zamanında tahakkuk etmiş olduğu için kusur cezası aranmaması. Emlâk Vergisi Kanunu 6 seri nolu iç Genelgesinde de belirtildiği üzere değişiklik nedeniyle verilecek beyanname sadece bir şekil şartının yerine getirilmesi sonucunu doğurmakta olduğundan 1/3/1981 tarihine kadar olan işlemlerde özel usulsüzlük cezası da kesilmemesi gerekir. Ancak bu durumdaki mükelleflerin söz konusu Kanunun 5 veya 15 nci maddelerinde yer alan geçici muafiyetlerden o yıl için yararlandırılmamaları icap eder. 1/3/1981 tarihinden itibaren ise böyle beyannameler üzerine 213 sayılı Vergi Usul Kanunu gereğince usulsüzlük cezası kesileceği tabiidir.

2.1.2. (Diğer taraftan, Emlâk Vergisi mükelleflerinin gerek değişiklik, gerek genel beyana ilişkin beyannameleri kanuni beyan süresi içinde vermelerinden sonra, beyan süresi ve iki aylık ek süre sona ermeden önce verdikleri beyannamede gösterilen vergi değerlerini yükseltmeyi amaçlayan ek beyan taleplerinin kabul edilmesi de uygun görülmüştür. (2350 sayılı Kanunun 12 nci maddesi ile eklenen geçici 11 nci madde hükmü saklıdır.) Ancak daha önce beyan edilen vergi değerini azaltıcı yöndeki ek beyannamelerin ve kanuni süreler (1/3/1981 tarihinden sonra 2 aylık ek süre) geçtikten sonra Vergi Usul Kanununun 371 inci maddesine göre yapılmak istenen beyan taleplerinin kabul edilmeyeceği tabiidir. Nitekim 213 sayılı Vergi Usul Kanununda değişiklik yapan 2365 sayılı Kanunun 90 ncı maddesi ile Emlâk Vergisi yönünden 371 inci madde hükmünün uygulanmıyacağı esas altına alınmıştır.

2.1.3. Mükelleflerin müşterek mülkiyette maliki bulundukları veya iştirak halinde mülkiyette malik bulunmakla birlikte münferiden beyanda bulunulan gayrimenkül için hisse nispetini göstermek suretiyle veya göstermeksizin verdikleri beyannamede gayrimenkulun tüm değerini beyan ettiklerini veya gayrimenkulün tümünün mükellefi olmakla birlikte değerini sehven yüksek gösterdiklerini ileri sürmeleri halinde doğrudan düzeltme yapılması mümkün olmayıp, beyan edilen değerin emsal gayrimenkul değerlerine göre açık bir şekilde düşük veya yüksek olduğu anlaşıldığı takdirde 31 inci madde gereğince işleme tabi tutulması icap eder.

2.2. Emlâk Vergisi Kanununun 18 inci maddesi hükmüne göre arsalara uygulanan vergi nispeti arsanın bulunduğu yerin belediye nüfusu dikkate alınarak belirlenmektedir. Genel Nüfus Sayımlarını yapmakla görevli Devlet İstatistik Enstitüsü gerçekleştirdiği nüfus sayımlarının sonuçlarını önce geçici olarak ilan etmekte bu sonuçları aradan çok uzun bir süre geçtikten sonra kesinleştirmektedir. Bu bakımdan, DIE’nin yayınladığı geçici sonuçlara itibar etmek mükellef ve idare açısından hem faydalı hem do zaruri bulunmaktadır. Son genel nüfus sayımı 14 Ekim 1980 tarihinde yapılmış olup, kesin sonuçlar alınmamıştır. Bu itibarla 1/3/1981 tarihinden itibaren 1980 sayımı geçici sonuçlarının esas alınması uygun bulunmaktadır.

2.3. Emlâk Vergisi Kanunu 6 Seri No. lu Genel Tebliğinde yapılan bazı değişikliklerle, anılan genel tebliğin ve diğer genel tebliğlerle genel yazıların ve iç genelgelerin işbu genel tebliğe aykırı bölümlerinin 1/3/1981 tarihinden sonra uygulanmayacağı;

2.3.1. 2350 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler sonucu bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarihe kadar Emlâk Vergisi Kanununa ilişkin olanak çıkarılmış bulunan tebliğ, iç genelge ve genel yazıların yukarıdaki bölümlerde yer alan hususlara aykırı bulunanları 1/3/1981 tarihinden itibaren uygulanmayacaktır.

2.3.2. Ayrıca bunlar arasında yer alan 6 Seri No. lu Genel Tebliğin B/3-b numaralı kısmının dördüncü paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

«Kuruluş maliyetini düşüren, fiyat ve kalite yönünden sanayiciye güç kazandıran, geniş bir istihdam sahası yaratan ve sonuçta yeni ve güçlü vergi mükelleflerinin doğmasını sağlıyan bu durumu dikkate alan kanun koyucu organize sanayi bölgeleri kurma fonu kanalıyla yapılan teşviki tamamlama yönünden bu bölgeler için iktisap olunan araziye sanayici lehine tescil yapılıncaya kadar geçici vergi muaflığı tanınmasını öngörmüştür.»

2.3.3. Bunun dışında Bina Vergisinde daimi muaflıklara ilişkin 4 üncü maddenin (p) fıkrası hakkında 8/6/1980 tarih ve Gel : Emlâk : 2433102-50/56745 sayılı yazımıza göre işlem yapılacaktır.

Bilgi edinilmesini ve gereğisin bu esaslar çerçevesinde yapılmasını rica ederim.