İcra ve İflâs Kanununun 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
İcra daireleri ve memurları
MADDE 1
Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur.
Her icra dairesinde Adalet Bakanlığınca atanacak bir İcra memuru ile yeteri kadar yardımcı ve mahallince atanacak kâtip, mübaşir ve sair müstahdemler bulundurulur.
Ayrıca icra memuru olmıyan yerlerde bu vazife mahkeme başkâtipleri tarafından görülür.
Adalet teşkilâtı sulh mahkemesinden ibaret bulunan yerlerde Adalet Bakanlığı bu mahkemelere görmeye yetkili olduğu işlerde icra yetkisini verebilir. Bu takdirde icra memuruna ait görev ve yetkiler mahkeme başkâtibi, yokluğu halinde zabıt kâtibi tarafından yerine getirilir.
Birden ziyade asliye mahkemesi olan yerlerde Adalet Bakanlığı icra dairelerini bir arada bulundurmaya ve aynı tetkik merciine bağlamaya yetkilidir.
İcra ve İflâs Kanununun 5 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir:
Zarara uğrıyan şahıs mesuliyet dâvasında aynı zamanda Devleti de hasım gösterebilir; bu halde verilen karar Devlet aleyhine de kesin hüküm teşkil eder.
İcra ve İflâs Kanununun 6 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Devletin sorumluluğu
MADDE 6
Zarara uğrıyan şahıs, sabit olan zarar ve ziyanını kusurlu olandan veya kefilinden ister. Bunlardan istifası mümkün olmazsa Devletten ister. Şu kadar ki, icra dairesine tevdi veya bu dairece tahsil olunan paraların ve 88 inci maddenin birinci fıkrasında sayılan değerlerin ilgili memur tarafından zimmete geçirilmesi halinde Devlet hak sahiplerine karşı birinci derecede sorumludur. Her iki halde de Hazinenin asıl sorumlulara ve kefillerine rücu hakkı saklıdır.
Devlet, sorumluluğuna iştirak ettiği vazifelilerden teminat istiyebilir.
İcra ve İflâs Kanununun 8 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Tutanaklar
MADDE 8
İcra ve İflâs daireleri yaptıkları muamelelerle kendilerine vâkı talep ve beyanlar hakkında bir tutanak yaparlar. Sözlü itirazlar ile talep ve beyanların altları ilgililer ve icra memuru veya muavini veya kâtibi tarafından imzalanır.
İlgililer bu tutanakları görebilir ve bunların örneğini alabilir.
icra ve iflâs dairelerinin tutanakları, hilâfı sabit oluncaya kadar muteberdir.
İcra ve İflâs Kanununun 9 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Para ve değerli eşyanın tevdii
MADDE 9
İcra ve iflâs daireleri; aldıkları paraları ve kıymetli evrak ve değerli şeyleri, nihayet ertesi iş günü, çalışma saati sonuna kadar, sermayesinin yarısından fazlası Devlete ait bulunan bankalardaki hesaplarına yatırmaya, banka bulunmıyan yerlerde icra veya mahkeme kasalarında muhafazaya, kasa da olmıyan mahallerde malsandıklarına bırakmaya mecburdurlar.
İcra ve iflâs dairelerinin para ve değerli şeyleri yatıracakları bankalar hazırlanacak yönetmelikte gösterilir.
İcra ve İflâs Kanununun 10 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
İş görmekten memnuiyet
MADDE 10
İcra ve iflâs işlerine bakan memur ve müstahdemler :
1. Kendisinin,
2. Karı veya kocasının, nişanlısının yahut kan ve sihrî usul ve füruunun veya üçüncü derece dâhil olmak üzere bu dereceye kadar olan kan ve sihrî civar hısımlarının,
3. Kanuni mümessili veya vekili yahut müstahdemi bulunduğu bir şahsın,
Menfaati olan işleri göremeyip derhal tetkik merciine haber vermeye mecburdur. Tetkik mercii müracaatı yerinde görürse o işi diğer bir memura, bulunmıyan yerlerde kâtiplerinden birine verir.
İcra ve İflâs Kanununa 10 uncu maddeden sonra aşağıdaki madde eklenmiştir:
İcra hâkimi ve yardımcılarının reddi
MADDE 10/a
a) İcra hâkimi veya yardımcıları reddedildiği takdirde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunundaki hükümler uygulanır. Ret talebinde bulunan dilekçesinde ret sebeplerini delilleri ile birlikte bildirmek zorundadır.
Ret talebinin reddi hakkındaki kararın temyizi, icra hâkiminin işe bakıp karar vermesine mâni değildir. Ret talebinin reddi hakındaki kararın bozulması halinde reddedilen hâkimin verdiği kararın yerine getirilmesi geri bırakılır. Bozma kararına uyularak ret talebi kesin surette kabul edilirse karar kaldırılır. 40 ıncı madde hükümleri kıyasen uygulanır.
İcra ve İflâs Kanununun 12 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
İcra dairelerine ödeme
MADDE 12
İcra dairesi, takibedilmekte olan bir para alacağına mahsuben borçlu veya üçüncü şahıs tarafından ödenen paraları kabule mecburdur. Bununla borçlu bu miktar borcundan kurtulur.
İcra ve İflâs Kanununa 13 üncü maddeden sonra aşağıdaki madde eklenmiştir:
Birinci teftiş
MADDE 13/a
a) 13 üncü maddeye göre Cumhuriyet savcılarınca ilk defa yapılacak teftişin, geçen bir yıllık işlemlere şâmil olmak üzere her sene Ocak ayı içinde yapılması ve düzenlenecek raporların birer örneğinin icra ve iflâs dairesi ile Cumhuriyet savcılığında saklanması,diğer örneğinin ise en geç o ayın sonunda Adalet Bakanlığına gönderilmesi gereklidir.
Teftişlerin yapılması, savcılıkların açık olması hallerinde bunun kimler tarafından yerine getirileceği ve teftiş raporlarının nasıl düzenleneceği yönetmelikte belirtilir.
İcra ve İflâs Kanununun 14 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Tüzük, yönetmelik ve Yargıtay kararları
MADDE 14
Bu kanunun uygulama şekli tüzükle, icra ve iflâs daireleri ile tetkik mercilerinde tutulacak defterlerle dosyaların ve diğer basılı kâğıtların düzenlenme şekilleri Adalet Bakanlığınca hazırlanacak yönetmelikle tâyin ve tesbit olunur.
İcra ve İflâs İşlerine alt Yargıtay kararları, çıkarılacak resmî bir kararlar dergisinde muntazaman yayınlanır.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 18 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Yargılama usulleri
MADDE 18
Tetkik merciine arzedilen hususlarda basit yargılama usulü uygulanır.
Şu kadar ki, talep ve cevaplar dilekçe ile olabileceği gibi tetkik merciine ifade zaptettirmek suretiyle de olur.
Kanunda sarahat bulunmıyan hallerde tetkik mercii iki taraf arasında duruşma yapılmasına lüzum olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını tensip ettiği takdirde tarafları en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile icabeden kararı verir. Duruşma yapılmıyan işlerde merci, işin kendisine geldiği tarihten itibaren en geç on gün içinde kararını verir. Duruşmalar ancak zaruret halinde ve onbeş gün geçmemek üzere tâlik olunabilir.
İcra ve İflâs Kanununun 19 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
MÜDDETLER
Başlaması ve bitmesi
MADDE 19
Gün olarak tâyin olunan müddetlerde ilk gün hesaba katılmaz.
Ay veya sene olarak tâyin olunan müddetler ayın veya senenin kaçıncı günü işlemeye başlamış ise biteceği ay veya senenin aynı gününde ve müddetin biteceği ayın sonunda böyle bir gün yoksa ayın son gününde biter.
Bir müddetin sonuncu günü resmî bir tatil gününe rastlarsa, müddet tatili takibeden günde biter.
Müddet, son günün tatil saatinde bitmiş sayılır.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 21 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
İcra tebliğleri
MADDE 21
İcra dairelerince yapılacak, tebliğler yazı ile ve Tebligat Kanunu hükümlerine göre olur. Bu tebliğler makbuz karşılığında doğrudan doğruya tevdi suretiyle de yapılabilir.
İlâmda ve 38 inci maddeye göre ilâm hükmünde sayılan belgelerle ipotek senedinde yazılı olan adresi değiştiren alacaklı veya borçlu; keyfiyeti birbirlerine noter vasıtasiyle bildirmiş olmadıkça, tebligat aynı adrese yapılır ve bu adreste bulunmadığı takdirde Tebligat Kanununun 35 inci maddesi uygulanır.
Adres değişikliği, yukarıdaki fıkra gereğince alacaklı veya borçlu tarafından diğer tarafa tebliğ olunduğu halde eski adrese tebligat yaptırarak Tebligat Kanununun 35 inci maddesinden faydalanmış olan taraf bu suretle diğer tarafa verdiği bütün zararları yüzde 15 fazlasiyle ödemeye mevbun olduğu gibi hakkında 343 üncü maddedeki ceza da uygulanır.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 ve 6763 sayılı kanunlarla değişik 24 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Menkul teslimi
MADDE 24
Bir menkulün teslimine dair olan ilâm icra dairesine verilince icra memuru bir icra emri tebliği suretiyle borçluya yedi gün içinde o şeyin teslimini emreder.
İcra emrinde; alacaklı ve borçlunun ve varsa mümessillerinin adları ve soyadları ile şöhret ve ikametgâhları, hükmü veren mahkemenin ismi ve hükmolunan şeyin neden ibaret olduğu, ilâmın tarih ve numarası ve tetkik merciinden veya temyiz yahut iadei muhakeme yoliyle ait olduğu mahkemeden icranın geri bırakılması hakkında bir karar getirilmedikçe cebri icraya devam olunacağı yazılır.
Borçlu, bu emri hiç tutmaz eksik bırakır ve hükmolunan menkul veya misli yedinde bulunursa elinden zorla alınıp alacaklıya verilir.
Yedinde bulunmazsa ilâmda yazılı değeri alınır. Vermezse ayrıca icra emri tebliğine hacet kalmaksızın haciz yoliyle tahsil olunur. Menkul malın değeri, ilâmda yazılı olmadığı veya ihtilâflı bulunduğu takdirde, icra memuru tarafından takip tarihindeki rayice göre takdir olunur.
Hükmolunan menkulün değeri, borsa veya ticaret odalarından, olmıyan yerlerde icra memuru tarafından seçilecek bilirkişiden sorulup alınacak cevaba göre tâyin edilir.
İlgililerin bu hususta tetkik merciine şikâyet hakları vardır.
26 ncı maddenin 3 ve 4 üncü fıkraları, gemi siciline kayıtlı olmıyan gemiler hakkında da uygulanır.
İcra ve İflâs Kanununa 25 inci maddeden sonra aşağıdaki madde eklenmiştir :
Çocukla şahsi münasebet tesisine dair ilâmın icrası
MADDE 25/a
Çocukla şahsi münasebetlerin düzenlenmesine dair ilâm hükmünün yerine getirilmesi talebi üzerine icra memuru, küçüğün ilâm hükümleri dairesinde lehine hüküm verilen tarafla şahsi münasebette bulunmasına mâni olunmamasını; aksi halde ilâm hükmünün zorla yerine getirileceğini borçluya 24 üncü maddede yazılı şekilde bir icra emri ile tebliğ eder. Bu emirde ilâm hükmüne aykırı hareketin 341 inci maddedeki cezayı müstelzim olduğu da yazılır.
Borçlu bu emri tutmazsa ilâm hükmü zorla yerine getirilir. Borçlu alacaklının şikâyeti üzerine ayrıca 341 inci maddeye göre cezalandırılır.
İcra ve İflâs Kanununun 32 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
İcra emri ve muhtevası
MADDE 32
Para borcuna veya teminat verilmesine dair olan ilâm icra dairesine verilince icra memuru borçluya bir icra emri tebliğ eder. Bu emirde 24 üncü maddede yazılanlardan başka hükmolunan şeyin cinsi ve miktarı gösterilir ve nihayet yedi gün içinde ödenmesi ve bu müddet içinde borç ödenmez veya hükmolunan teminat verilmezse tetkik merciinden veya temyiz yahut iadei muhakeme yolu ile ait olduğu mahkemeden icranın geri bırakılmasına dair bir karar getirilmedikçe cebri icra yapılacağı ve bu müddet içinde 74 üncü madde mucibince mal beyanında bulunması ve bulunmazsa hapis ile tazyik olunacağı ve hakikata muhalif heyanda bulunursa hapis ile cezalandırılacağı ihtar edilir.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 33 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
İcranın geri bırakılması
MADDE 33
İcra emrinin tebliği Üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra tetkik merciine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya tetkik merciinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır.
İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal, veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına İstinat ettirilmelidir.
Tetkik mercii, geri bırakılma talebini reddettiği takdirde borçlu ancak temyiz süresi içinde alacağı karşılıyacak nakit veya mercice kabul edilecek menkul rehin veya esham veya tahvilât veya gayrimenkul relini yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartiyle temyiz yoluna gidebilir. Borçlunun yeter malı mahcuz ise veya borçlunun talebi üzerine temyiz süresi içinde yeter malı haczedilmişse bu fıkrada yazılı teminatı göstermeye lüzum yoktur.
Borçlu olmadığı parayı ödemek mecburiyetinde kalan borçlunun 72 nci madde mucibince istirdat dâvası açarak paranın geriye verilmesini istemek hakkı saklıdır.
İcra ve İflâs Kanununa 33 üncü maddeden sonra aşağıdaki madde eklenmiştir:
İlâmın zamanaşımına uğradığı iddiası
MADDE 33/a
İlâmın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra tetkik mercii tarafından resmî vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir.
Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vâkı olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dâva açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilâmın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder.
İcranın devamına karar verilmesi halinde 33 üncü maddenin son fıkrası burada da uygulanır.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 36 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
İcranın geri bırakılması için verilecek mühlet
MADDE 36
İlâmı temyiz eden borçlu hükmolunan para veya eşyanın resmî bir mercie depo edildiğini ispat eder yahut hükmolunan para veya eşya kıymetinde mercice kabul edilecek menkul rehin veya esham veya tahvilât veya gayrimenkul rehin veya muteber banka kefaleti gösterirse veya borçlunun hükmolunan para ve eşyayı karşılayacak malı mahcuz ise icranın geri bırakılması için Yargıtaydan karar alınmak üzere icra memuru tarafından kendisine münasip bir mühlet verilir. Bu mühlet ancak zaruret halinde uzatılabilir.
Borçlu, Devlet veya adlî müzaherete nail bir kimse ise teminat göstermek mecburiyeti yoktur.
Ücreti ilgililer tarafından verilirse Yargıtayca icranın geri bırakılması hakkındaki karar icra dairesine telgrafla bildirilir.
Nafaka hükümlerinde böyle bir mühlet verilemez.
Yargıtayca büküm bozulduğu takdirde borçlunun müracaatı üzerine, bozmanın mahiyetine göre teminatın geri verilip verilmiyeceğine mahkemece kesin olarak karar verilir.
Yargıtayca ilâmın onanması halinde, alacaklının talebi üzerine, başkaca muameleye hacet kalmaksızın teminata konu olan para alacaklıya ödenir, mal ve haklar ise, malın nev’ine göre icra memurluğunca paraya çevrilir. İlâm alacaklısının teminat üzerinde rüçhan hakkı vardır.
İcra ve İflâs Kanununun 38 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
İlâm mahiyetini haiz belgeler
MADDE 38
Mahkeme huzurunda yapılan sulhlar, kabuller ve para borcu ikrarını havi re'sen tanzim edilen noter senetleri ve temyiz kefaletnameleri ile icra dairesindeki kefaletler, ilâmların icrası, hakkındaki hükümlere tabidir. Bu maddedeki icra kefaletleri müteselsil kefalet hükmündedir.
İcra ve İflâs Kanununun 43 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
İflâsa tabi şahıslar hakkındaki takip
MADDE 43
İflâs yolu ile takip, ancak Ticaret Kanunu gereğince tacir sayılan veya tacirler hakkındaki hükümlere tabi bulunanlar ile özel kanunlarına göre tacir olmadıkları halde iflâsa tabi bulundukları bildirilen hakikî veya hükmi şahıslar hakkında yapılır. Şu kadar ki, alacaklı bu kimseler hakkında haciz yolu ile de takipte bulunabilir.
Bu yollardan birini seçen alacaklı bir defaya mahsus olmak üzere o yolu bırakıp harç ödemeksizin diğerine yeni baştan müracaat edebilir.
İcra ve İflâs Kanununun 44 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Ticareti terk edenler
MADDE 44
Ticareti terk eden bir tacir 15 gün içinde keyfiyeti kayıtlı bulunduğu ticaret siciline bildirmeye ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunmaya mecburdur. Keyfiyet ticaret sicili memurluğunca ticaret sicili ilânlarının yayınlandığı gazetede ve alacaklıların bulunduğu yerlerde de mûtat ve münasip vasıtalarla ilân olunur. İlân masraflarını ödemiyen tacir beyanda bulunmamış sayılır.
Bu ilân tarihinden itibaren bir sene içinde, ticareti terk eden tacir hakkında iflâs yolu ile takip yapılabilir.
Ticareti terk, eden tacir, mal beyanının tevdii tarihinden itibaren iki ay müddetle haczi kabil malları üzerinde tasarruf edemez.
Üçüncü şahısların zilyedlik ve tapu sicili hükümlerine dayanarak iyi niyetle elde ettiği haklar saklıdır. Ancak karı ve koca ile usul ve füru, neseben veya sıhren ikinci dereceye kadar (Bu derece dâhil) hısımlar, evlât edinenle evlâtlık arasındaki iktisaplarda iyi niyet iddiasında bulunulamaz.
Mal beyanını alan merci, keyfiyeti tapu veya gemi sicil dairelerine bildirir. Bu bildiri üzerine sicile temlik hakkının iki ay süre ile tahdit edilmiş bulunduğu şerhi verilir.
Bozulmaya mâruz veya muhafazası külfetli olan veya tâyin edilen kanuni müddet içinde değerinin düşmesi kuvvetle muhtemel bulunan mallar hakkında, tacirin (talebi üzerine, mahkemece icra memuru marifetiyle ve bu kanun hükümleri dairesinde bu malların satılmasına ve bedelinin 9 uncu maddede yazılı bir bankaya depo edilmesine karar verilebilir.
İcra ve İflâs Kanununun 49 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Rehin karşılığı ödünç verenler
MADDE 49
Rehin karşılığı yapılan ödünç verme işlerinde Medeni Kanun ile Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası ve Türkiye Emlâk Kredi Bankasının özel kanunlarında paraya çevirmeye dair hükümleri saklıdır.
İcra ve iflâs Kanununun 51 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
1-Bütün borçlular hakkında
MADDE 51
Güneşin batmasından bir saat sonra ile güneşin doğmasından bir saat önceye kadarki devrede (Gece vakti) ve tatil günlerinde takip muameleleri yapılamaz. Ancak, gece iş görülen yerlerde gece vakti hasılât haczi mümkündür. Tatil günlerinde haciz ve tebligat yapılabileceği gibi muhafaza tedbirleri de alınabilir. Borçlunun mal kaçırdığı anlaşılırsa gece vakti dahi haciz yapılması caizdir.
Bir borçlu hakkında kanunda gösterilen sebeplerden dolayı icra talik edilmiş veya konkordato için mühlet verilmiş ise, o borçluya karşı takip muamelesi yapılamaz.
İcra ve İflâs Kanununun 54 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
4. Tutukluluk ve hükümlülük halinde
MADDE 54
Mümessili olmıyan bir tutuklu veya hükümlü aleyhine takipte, mümessil tâyini vesayet makamına ait olmadıkça, icra memuru bir mümessil tâyin etmesi için kendisine münasip bir mühlet verir vetakibi bu sürenin bitmesine bırakır. Bu mühlet içinde temsilci tâyin edip icra dairesine bildirmiyen tutuklu veya hükümlü hakkında takibe devam olunur.
Mal kaçırılması ihtimali olan hallerde bu mühlet içinde de haciz yapılabilir.
İcra ve İflâs Kanununa 54 üncü maddeden sonra aşağıdaki madde eklenmiştir:
5 - Askerlik halinde
MADDE 54/a
Askerlik hizmetinin devamı müddetince erler, onbaşılar ve kıta çavuşları (Uzman veya uzatmalı çavuş ve onbaşılar hariç) aleyhine takipte, icra memuru, bir mümessil tâyin etmesi için kendisine münasip bir mühlet verir ve takibi bu sürenin bitmesine bırakır. Bu müddet içinde temsilci tâyin edip icra dairesine bildirmiyenler hakkında takibe devam olunur.
Mal kaçırılması ihtimali olan hallerde bu mühlet içinde de haciz yapılabilir.
İcra ve İflâs Kanununun 55 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
6 - Borçlunun ağır hastalığı halinde
MADDE 55
Takip, borçlunun mümessil tâyin edemiyecek derecede ağır hastalığı halinde muayyen bir zaman için icra memurluğunca tâlik olunabilir. Ağır hastalığın resmî belge ile tahakkuku lâzımdır.
Mal kaçırılması ihtimali olan hallerde hastalığın devamı sırasında da haciz yapılabilir.
İcra ve İflâs Kanununun 56 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Talikin müddetlerin cereyanına tesiri
MADDE 56
Takip talikleri esnasında müddetlerin cereyanı durmaz. Müddetin nihayeti bir talik gününe raslarsa müddet talikin bitiminden sonra bir gün daha uzatılır.
İcra ve İflâs Kanununun 57 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
İcra tebliğleri
MADDE 57
İcraya ait tebliğlerde Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır. Ancak borçlu, kendilerine kanunen mümessil tâyin olunması icabeden şahıslardan ise icra memuru kısa bir zamanda mümessil tâyin edilmesini ait olduğu makamdan ister.
Tebliğ, Medeni Kanunun 159 ve 396 ncı maddelerine göre mezun olanların meslek veya sanatına mütaallik muamelelerden doğmuş bir borca dair ise kendilerine yapılır.
İcra ve İflâs Kanununun 58 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir;
Takip talebi ve muhtevası
MADDE 58
Takip talebi icra memuruna yazı ile veya sözlü olarak yapılır.
Talepte şunlar gösterilir:
1. Alacaklının ve varsa kanuni temsilcisinin ve vekilinin adı, soyadı, şöhret ve ikametgâhı; alacaklı yabancı memlekette oturuyorsa Türkiye'de göstereceği ikametgâhı (İkametgâh gösteremezse icra dairesinin bulunduğu yer ikametgâh sayılır);
2. Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soyadı, şöhret ve ikametgâhı;
Bir terekeye karşı yapılan taleplerde kendilerine tebligat yapılacak mirasçıların adı, soyadı, şöhret ve ikametgâhları;
3. Alacağın ve istenen tazminatın Türk parası ile tutarı ve faizi, alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün;
4. Senet, senet yoksa borcun sebebi;
5. Takip yollarından hangisinin seçildiği;
Alacak belgeye dayanmakta ise, belgenin aslının veya alacaklı yahut mümessili tarafından tasdik edilmiş, borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında icra dairesine tevdii mecburidir.
Alacaklıya takip talebinde bulunduğuna ve verdiği belgelere, talep ve takip masraflarına dair bedava ve pulsuz bir makbuz verilir.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 60 ıncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
1 - Ödeme emri ve muhtevası
MADDE 60
Takip talebi üzerine icra dairesi bir ödeme emri yazar.
Emir :
1. 58 inci maddeye göre takip talebine yazılması lâzım gelen kayıtları,
2. Borcun ve masrafların yedi gün içinde ödenmesi, borç teminat verilmesi mükellefiyeti ise teminatın bu süre içinde gösterilmesi ihtarını,
3. Takibin dayandığı senet altındaki imza kendisine ait değilse yine bu yedi gün içinde bu cihetin ayrıca ve açıkça bildirilmesi; aksi halde icra takibinde senedin kendisinden sâdır sayılacağı,
Senet altındaki imzayı reddettiği takdirde merci önünde yapılacak duruşmada hazır bulunması; buna uymazsa vâkı itirazın muvakkaten kaldırılmasına karar verileceği,
Borcun tamamına veya bir kısmına yahut alacaklının takibat icrası hakkına dair bir itirazı varsa bunu da aynı süre içinde beyan etmesi İhtarını,
4. Senet veya borca itirazını bildirmediği takdirde yukarda yazılı yedi günlük süre içinde 74 üncü maddeye göre mal beyanında bulunması ve bulunmazsa hapisle tazyik olunacağı; mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykırı beyanda bulunursa ayrıca hapisle cezalandırılacağı ihtarını,
5. Borç ödenmez veya itiraz olunmazsa cebrî icraya devam edileceği beyanını,
İhtiva eder.
Ödeme emri iki nüsha olarak düzenlenir. Bir nüshası borçluya gönderilir, diğeri icra dosyasına konulur. Alacaklı isterse kendisine ayrıca tasdikli bir nüsha verilir. Nüshalar arasında fark bulunduğu takdirde borçludaki muteber sayılır.
Alacaklıya verilen nüsha hiçbir resim ve harca tabi değildir.
İcra ve İflâs Kanununun 61 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
2 - Ödeme emrinin tebliği
MADDE 61
Ödeme emri borçluya takip talebinden itibaren nihayet 3 gün içinde tebliğe gönderilir. Takip belgeye dayanıyorsa, belgenin tasdikli bir örneği ödeme emrine bağlanır.
Müşterek borçlular aynı zamanda takip ediliyorlarsa hepsinin veya bir kısmının bir mümessil tarafından temsil edilmeleri hali müstesna olmak üzere her birine ayrı ayrı ödeme emri tebliğ edilmek lâzımdır.
Bir borçlu hakkında aynı günde birden ziyade takip talebi varsa icra dairesi bunların ödeme emirlerini aynı zamanda tebliğe gönderir.
Kanunen eklenmesi gereken müddetler saklıdır.
Borçlu hakkında bir icra dairesinde ayrı ayrı günlerde birden ziyade takip talebinde bulunulmuş ise bunlardan hiçbirinde kendisinden daha eski olan talepten önce ödeme emri tebliğe gönderilemez.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 62 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
İTİRAZ
1 - Süresi ve şekli
MADDE 62
İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. İtiraz, takibi yapan icra dairesinden gayrı bir icra dairesine yapıldığı takdirde bu daire gereken harç ve masrafları itirazla birlikte alarak yetkili icra dairesine gönderir.
Takibe itiraz edildiği üç gün içinde bir muhtıra ile alacaklıya tebliğe gönderilir. İtirazla birlikte tebliğ masraflarını ödemiyen borçlu itiraz etmemiş sayılır.
Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarım açıkça göstermesi lâzımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır,
Borçlu itirazında sebep bildirmediği takdirde itirazın kaldırılması duruşmasında ancak alacaklının isnat ettiği senet metninden anlaşılan itiraz sebeplerini ileri sürebilir.
Borçlu takibin müstenidi olan senet altındaki imzayı reddediyorsa, bunu, itirazında ayrıca ve açıkça beyan etmelidir. Aksi takdirde icra takibi yönünden senetteki imzayı kabul etmiş sayılır.
Borçluya, itiraz eylediğine dair bedava ve pulsuz bir belge verilir.
İcra ve İflâs Kanununun 63 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
2 - İtiraz sebepleri
MADDE 63
Borçlu, 62 nci maddenin dördüncü fıkrasındaki istisnalar dışında, itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez.
İcra ve İflâs Kanununun 65 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
4 - Gecikmiş itiraz
MADDE 65
Borçlu kusuru olmaksızın bir mâni sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir.
Ancak borçlu, mâniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye ve mütaakıp fıkra için yapılacak duruşmaya taallûk eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur.
İtiraz üzerine tetkik mercii ancak gecikme sebebinin mahiyetine ve hâdisenin özelliklerine göre takibin tatilini tensip edebilir. Merci, tetkikatını evrak üzerinde yapar. Lüzumu halinde iki tarafı hemen davetle mazeretin kabule şayan olup olmadığına karar verir. Duruşmaya karar verilmemesi halinde borçludan alınan masraflar kendisine iade olunur.
Mazeretin kabulü halinde icra takibi durur. Aynı celsede alacaklı itirazın kaldırılmasını sözlü olarak da istiyebilir. Bu takdirde tahkikata devam olunarak gerekli karar verilir.
Daha önce borçlunun mallarına haciz konulmuşsa mazeretin kabulü kararının tefhim veya tebliği tarihinden itibaren alacaklı yedi gün içinde, merciden itirazın kaldırılmasını istemez veya aynı süre içinde 67 nci maddeye göre mahkemeye başvurmazsa haciz kalkar.
İcra ve İflâs Kanununun 66 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
5 - İtirazın hükmü
MADDE 66
Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur. İtiraz müddetinde değilse, alacaklının talebi üzerine, icra memuru takip muamelelerine alacağın tamamı için devam eder. Borçlu, borcun yalnız bir kısmına itirazda bulunmuşsa takibe, kabul ettiği miktar için devam olunur.
Borçlu itirazında imzayı reddetmişse alacaklı derhal icra dairesinden tatbika medar imzaların celbini istiyebilir.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 67 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
6 - İtirazın iptali
a) Mahkemeye başvurmak suretiyle
MADDE 67
Takip talebine itiraz edilen ve itirazın kaldırılması için mercie müracaat etmek istemiyen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, umumi hükümler dairesinde, alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dâva edebilir.
Bu dâvada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, dâvanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblâğın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılması talebinde bulunmazsa bir daha ilâmsız takip talebinde bulunamaz.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dâva etmek hakkı saklıdır.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 68 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
b) İtirazın kesin olarak kaldırılması suretiyle
MADDE 68
Talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını mutazammın bir senede yahut resmî dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenitse, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir.
Borçlu itirazını varit gösterecek hiçbir belge ibraz edemezse tetkik mercii itirazın kaldırılmasına karar verir.
İtiraz birinci fıkrada gösterilen senet veya makbuz yahut belgeye müstenit ise itirazın kaldırılması talebi reddolunur.
Borçlu murisine ait bir alacak için takibedilmekte olup da, terekenin borca batık olduğunu ileri sürerse bu hususta ilâm getirmesi için kendisine münasip bir mühlet verilir. Bunun dışında itirazın kaldırılması talebinin kabul veya reddi için ileri sürülen iddia ve savunmalar bekletici mesele yapılamaz.
Borçlunun gösterdiği belge altındaki imza alacaklı tarafından inkâr edilirse hâkim, 68a maddesinde yazılı usule göre yaptığı inceleme neticesinde imzanın alacaklıya ait olduğuna kanaat getirdiği takdirde alacaklının itirazın kaldırılması talebini reddeder ve alacaklıyı 50 lira dan 5 000 liraya kadar para cezasına mahkûm eder. Bu suretle tâyin edilen para cezalarının tahsili Amme Alacaklarının Tahsili Usulü hakkındaki Kanun hükmüne tabidir. Alacaklı genel mahkemede dâva açarsa bu para cezasının tahsili dâva sonuna kadar tehir olunur ve alacaklı bu dâvada alacağını ve imzanın kendisine ait olmadığını ispat ederse bu ceza kalkar.
Alacaklı duruşmada bizzat bulunmayıp da imza vekili tarafından reddolunduğu takdirde vekil mütaakıp oturumda müvekkilini imza tatbikatı için hazır bulundurmaya veya masraflarını vererek davetiye tebliğ ettirmeye mecburdur. Kabule değer mazereti olmadan gelmiyen alacaklı borçlunun dayandığı belgede yazılı miktar hakkındaki itirazın kaldırılması talebinden vazgeçmiş sayılır.
İcra ve İflâs Kanununa 68 inci maddeden sonra aşağıdaki madde eklenmiştir:
c) İtirazın muvakkaten kaldırılması suretiyle
MADDE 68/a
Takibin dayandığı senet hususi olup imza, itiraz sırasında borçlu tarafından reddedilmişse, alacaklı itirazın muvakkaten kaldırılmasını istiyebilir. Bu halde icra hâkimi iki taraftan izahat alır.
Senet altındaki imzayı reddeden borçlu takibi yapan icra dairesinin yetki çevresi içinde ise, itirazın kaldırılması için merci önünde yapılacak duruşmada, mazeretini daha önce bildirip tevsik etmediği takdirde, bizzat bulunmaya mecburdur. İcra dairesinin yetki çevresi dışında ödeme emri tebliğ edilen borçlu, istinabe yolu ile isticvabına karar verilmesi halinde, aynı mecburiyete tabidir.
Tatbika medar imza mevcutsa bununla, yoksa borçluya yazdıracağı yazı ve artıracağı imza ile yapılacak mukayese ve incelemelerden veya diğer delil ve karinelerden merci, reddedilen imzanın borçluya aidiyetine kanaat getirirse itirazın muvakkaten kaldırılmasına karar verir. Hâkim lüzum görürse, oturumun bir defadan fazla talikine meydan vermiyecek surette, bilirkişi incelemesi de yaptırabilir.
İmza tatbikında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun bilirkişiye ait hükümleri ile 309 uncu maddesinin 2 nci, 3 üncü ve 4 üncü fıkraları ve 310, 311 ve 312 nci maddeleri hükümleri uygulanır.
Yapılacak duruşmada, yukarda yazılı mazerete dayanmaksızın, borçlunun hazır bulunmaması halinde mercice başka bir cihet tetkik edilmeksizin itirazın muvakkaten kaldırılmasına karar verilir. Duruşmaya gelmiyen borçlunun itirazının muvakkaten kaldırılmasına karar verilebilmeli için keyfiyetin davetiyeye yazılması şarttır.
Merci hâkimi, İmzanın borçluya aidiyetine karar verdiği takdirde borçluyu 50 liradan 5 000 liraya kadar para cezasına mahkûm eder. Borçlu, borçtan kurtulma, menfi tesbit veya istirdat dâvası açarsa, bu para cezasının tahsili dâva sonuna kadar tehir olunur ve borçlu açtığı dâvayı kazanırsa bu ceza kalkar.
Borçlu inkâr ettiği imzayı, itirazın kaldırılması duruşmasında ve en geç alacaklının senedin aslını ibraz ettiği celsede kabul ederse, hakkında para cezası hükmolunmaz ve kendisine yargılama giderleri yükletilmez. Şu kadar ki, kötü niyetle takibe sebebiyet veren borçlu yargılama giderleri ile mülzem olur. Senedin aslı takip talebi anında icra dairesine tevdi edilmiş ise, icra dairesinin yetki çevresi içinde ödeme emri tebliğ edilen borçlu hakkında bu fıkra hükmü uygulanmaz.
İcra ve İflâs Kanununun 69 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
İtirazın muvakkaten kaldırılmasının hükümleri
MADDE 69
İtirazın muvakkaten kaldırılmasına karar verilir ve ödeme emrindeki müddet geçmiş bulunursa alacaklının talebi ile borçlunun malları üzerine muvakkat haciz konur,
İtirazın muvakkaten kaldırılması kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde borçlu, takibin yapıldığı mahal veya alacaklının ikametgâhı mahkemesinde borçtan kurtulma dâvası açabilir. Bu dâvanın dinlenebilmesi için borçlunun dâva konusu alacağın yüzde 15 ini ilk duruşma gününe kadar mahkeme veznesine nakden depo etmesi veya mahkemece kabul edilecek aynı değerde esham ve tahvilât veya banka teminat mektubu tevdi etmesi şarttır. Aksi takdirde dâva reddolunur.
Borçlu yukarda yazılı müddet içinde dâva etmez veya dâvası reddolunursa itirazın kaldırılması kararı ve varsa muvakkat haciz kesinleşir.
Dâvanın reddi hakkındaki kararı temyiz eden borçlu, ayrıca 36 ncı madde hükümlerini yerine getirmek şartiyle, icra dairesinden mühlet istiyebilir.
Borçtan kurtulma dâvasında haksız çıkan taraf, dâva veya hükmolunan şeyin yüzde 15 inden aşağı olmamak üzere münasip bir tazminatla mahkûm edilir.
İcra ve İflâs Kanununun 70 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Karar ve müddet
MADDE 70
Tetkik mercii, itirazın kaldırılması hakkındaki talep üzerine iki tarafı davet eder ve 18 inci madde hükmüne göre kararını verir.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 71 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Merciin karariyle takibin talik veya iptali
MADDE 71
Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman tetkik merciinden üşüyebilir.
Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33 a maddesi hükmü kıyasen uygulanır.
İcra ve İflâs Kanununun 72 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Menfi tesbit ve istirdat dâvaları
MADDE 72
Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını isbat için menfi tesbit dâvası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit dâvasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit dâvasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.
Dâva alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısiyle alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı dâvada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar her halde yüzde onbeşten aşağı tâyin edilemez.
Dâva borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlâmın kesinleşmesi üzerine, münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tesbit dâvası açmaya zorlıyan takibin haksız ve kötü niyetle olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dâva sebebiyle uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde onbeşinden aşağı olamaz.
Borçlu, menfi tesbit dâvası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, dâvaya istirdat dâvası olarak devam edilir.
Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.
Menfi tesbit ve istirdat dâvaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, dâvalının ikametgâhı mahkemesinde de açılabilir. Dâvacı istirdat dâvasında yalnız paranın verilmesi lâzımgelmediğini ispata mecburdur.
İcra ve İflâs Kanununun 73 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir;
Hususi hükümler
MADDE 73
Rehnin paraya çevrilmesi yoliyle takipteki ödeme emirleri için 146, 147, 149 b, 150, 150 a; iflâs yoliyle âdi takipteki ödeme emirleri için 155 ve 156 ve kambiyo senetleri hakkındaki hususi takip usullerindeki ödeme emirleri için 168 ilâ 170 ve 171 ve 172 nci maddelerdeki hususi hükümler uygulanır.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 80 inci maddesinin son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Haczi yapan memur, borçlunun üzerinde para, kıymetli evrak, altın veya gümüş veya diğer kıymetli şeyleri sakladığını anlar ve borçlu bunları vermekten kaçınırsa, borçlunun şahsına karşı kuvvet istimal edebilir.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı kanunla değişik 82 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Haczi caiz olmayan mallar ve haklar
MADDE 82
Aşağıdaki şeyler haczolunamaz :
1. Devlet malları ile mahsus kanunlarında haczi caiz olmadığı gösterilen mallar,
2. Borçlunun zatı ve meslekî için lüzumlu elbise ve eşyasiyle borçlu ve ailesine lüzumu olan yatak takımları ve ibadete mahsus kitap ve eşyası,
3. Vazgeçilmesi kabil olmıyan mutfak takımı ve pak lüzumlu ev eşyası,
4. Borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer teferruatı ve ziraat aletleri; değilse, sanat ve meslekî için lüzumlu olan alât ve edevat ve kitapları ve arabacı, kayıkçı, hamal gibi küçük nakliye erbabının geçimlerini temin eden nakil vasıtaları,
5. Borçlu ve ailesinin idareleri için lüzumlu ise borçlunun tercih edeceği bir süt veren mandası veya ineği veyahut üç keçi veya koyunu ve bunların üç aylık yem ve yataklıkları,
6. Borçlunun ve ailesinin iki aylık yiyecek ve yakacakları ve borçlu çiftçi ise gelecek mahsül için lâzım olan tohumluğu,
7. Borçlu bağ, bahçe veya meyva veya sebze yetiştiricisi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan bağ bahçe ve bu sanat için lüzumlu bulunan alât ve edevat,
Geçimi hayvan yetiştirmeye münhasır olan borçlunun kendisi ve ailesinin maişetleri için zaruri olan miktarı ye bu hayvanların üç aylık yem ve yataklıkları,
8. Borçlar Kanununun 510 uncu maddesi mucibince haczolunmak üzere tesis edilmiş olan kaydı hayatla iratlar,
9. Memleketin ordu ve zabıta hizmetlerinde mâlûl olanlara bağlanan emeklilik maaşları ile bu hizmetlerden birinin ifası sebebiyle ailelerine bağlanan maaşlar ve ordunun hava ve denizaltı mensuplarına verilen uçuş ve dalış tazminat ve ikramiyeleri,
Askerî mâlûllerle, şehit yetimlerine verilen terfi zammı ve 1485 numaralı kanun hükmüne göre verilen inhisar beyiye hisseleri,
10. Bir muavenet sandığı veya cemiyeti tarafından hastalık, zaruret ve ölüm gibi hallerde bağlanan maaşlar,
11. Vücut veya sıhhat üzerine ika edilen zararlar için tazminat olarak mutazarrırın kendisine veya ailesine toptan veya irat şeklinde verilen veya verilmesi lâzım gelen paralar,
12. Borçlunun haline münasip evi (Ancak evin kıymeti fazla ise bedelinden haline münasip bir yer alınabilecek miktarı borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılır.)
Medeni Kanunun 807 nci maddesi hükmü saklıdır. 2, 3, 4, 5, 7 ve 12 numaralı bendlerdeki istisna, borcun bu eşya bedelinden doğmaması haline münhasırdır.
İcra ve İflâs Kanununa 83 üncü maddeden sonra aşağıdaki maddeler eklenmiştir:
Önceden yapılan anlaşmalar
MADDE 83/a
82 ve 83 üncü maddelerde yazılı mal ve hakların haczolunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar muteber değildir.
Yavrulu hayvanların haczi
MADDE 83/b
Hayvan hacizlerinde, anaları tarafından beslenme ve bakılmaya muhtaç olan yavrular analarından ayrı haczedilemiyecekleri gibi bunların anaları da yavrularından ayrı haczedilemezler.
İcra ve İflâs Kanununun 86 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
Menkul mallarda haczin neticeleri
MADDE 86
Borçlu, alacaklının muvafakati ve icra memurunun müsaadesi alınmaksızın mahcuz menkul mallarda tasarruf edemez. Haczi koyan memur hilâfına hareketin cezai mesuliyeti müstelzim olduğunu borçluya ihtar eder.
Haczedilmiş olan menkul mal üzerinde üçüncü şahsın zilyedlik hükümlerine dayanarak iyi niyetle iktisabettiği haklar saklıdır.
İyi niyet kaidelerine aykırı olarak mahcuz menkul mal üzerinde üçüncü şahsın iktisabettiği haklar, alacaklının hacizle o mala taallûk eden haklarını ihlâl ettiği nispette bâtıldır.
İcra ve İflâs Kanununun, 3890 sayılı Kanunla değişik 89 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
2. Alacaklar ve üçüncü şahıs elinde haczedilen mallar hakkında.
MADDE 89
Hâmiline ait olmıyan veya cirosu kabil bir senede müstenit bulunmıyan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki menkul bir malı haczedilirse icra memuru; borçlu olan hakiki veya hükmi şahsa bundan böyle borcunu ancak icra dairesine ödiyebileceğini ve takip borçlusuna yapılan ödemenin muteber olmadığım veya malı elinde bulunduran üçüncü şahsa bundan böyle menkul malı ancak icra dairesine teslim edebileceğini, malı takip borçlusuna vermemesini, aksi takdirde malın bedelini icra dairesine ödemek zorunda kalacağını bildirir (Haciz ihbarnamesi). Bu haciz ihbarnamesinde, ayrıca 2, 3 ve 4 üncü fıkra hükümleri de üçüncü şahsa bildirilir.
Üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlâk edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur.
Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve bu durum üçüncü şahsa ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde takip alacaklısı aleyhine bir menfi tesbit dâvası açabileceği, açmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. Üçüncü şahıs, müddeti içinde menfi tesbit dâvası açarsa, dâva açtığını tevsik eden evrakı aynı müddet içinde icra dairesine ibraz etmeye mecburdur. Bu halde, üçüncü şahıs dâva neticesine kadar zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslim etmeye zorlanamaz. Bu dâvada, üçüncü şahıs takip borçlusuna borçlu bulunmadığını veya malın, takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Üçüncü şahıs, açtığı menfi tesbit dâvasını kaybederse, mahkemece dâva konusu şeyin yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere bir tazminat ile de mahkûm edilir.
Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini tetkik merciinde ispat ederek üçüncü şahsın 338 inci maddenin 1 inci fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkûm edilmesini istiyebilir. Tetkik mercii, tazminat hakkındaki dâvayı genel hükümlere göre halleder.
Üçüncü şahıs, kusuru olmaksızın bir mâni sebebiyle müddeti içinde haciz ihbarnamesine itiraz etmediği takdirde 65 inci madde hükmü uygulanır. Her halde, üçüncü şahsın genel hükümlere göre borçluya karşı müracaat ve tazminat hakkı saklıdır.
Malın teslimi mümkün olmazsa, alacaklı tetkik merciine müracaatla değerini üçüncü şahsa Ödetmek hakkını haizdir.
Haciz ihbarnamesi, bir hükmi şahsın veya müessesenin merkez ve şubelerinden hangisine tebliğ edilmiş ise, beyanda bulunma mükellefiyeti yalnız ihbarnameyi tebellüğ eden merkez veya şubeya aittir.
Üçüncü şahsın beyanı hiçbir harç ve resme tabi değildir.
Bu madde hükmü, memuriyeti hasebiyle hakikate muhalif beyanda bulunan memurlar hakkında da uygulanır.
İcra ve İflâs Kanununun 3890 sayılı Kanunla değişik 91 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
4- Gayrimenkuller hakkında
MADDE 91
Gayrimenkulün haczi ile tasarruf hakkı Medeni Kanunun 920 nci maddesi anlamında tahdide uğrar. Sicile kaydedilmeküzere haciz keyfiyeti ve ne miktar meblâğ için, yapıldığı icra dairesi tarafından tapuya ve mahcuz gemi ise kayıtlı bulunduğu daireye bildirilir.
Hacze yeni alacaklılar iştirak eder veya haciz kalkarsa bu hususlar da yukarda adı geçen dairelere haber verilir.
İcra ve İflâs Kanununun 92 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
I - Gayrimenkul haczinin şümulü,
II - Alacakları rehinle sağlanmış alacaklıların mahfuz hakları,
III - İdare ve işletme
MADDE 92
Bir gayrimenkulün haczi hasılat ve menfaatlerine de şâmildir. Haciz, gayrimenkul kendilerine rehnedilmiş olan alacaklıların haklarına halel getirmez.
İcra dairesi, gayrimenkul kendilerine rehnedilmiş olan alacaklılarla kiracılara hacizden haber verir.
Daire gayrimenkulün idare ve işletmesi için lüzum gördüğü tedbirleri alır. Bu tedbirler meyanında işliyecek kiraların icra dairesine ödenmesini emreder.
Ticaret Kanununun 892 nci maddesi hükmü saklıdır.