KONU
Emniyet Teşkilatı mensuplarının :
1- Ayakta ve evlerinde tedavileri halinde kullanılacak ilaç bedellerinin, 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun 89 uncu maddesi hükmüne göre tamamının mı, yoksa 657 sayılı Kanunun değişik 209 uncu maddesi hükmü uyarınca % 80 inin mi kurum bütçesinden karşılanacağı,
2- Hastanede yatarak tedavi görmeleri halinde tedavilerinin 3201 sayılı Kanuna göre Devlet Hastaneleriyle, belediye ve özel idarelere ait hastanelerde meccanen mi yapılacağı, yoksa bunların tedavi giderlerinin kurum bütçesinden mi karşılanacağı.
Hususlarındaki tereddüt.
KONU İLE İLGİLİ MEVZUAT
3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun 89 uncu maddesi.
Hastalanan Emniyet Teşkilatı mensuplarından ayakla ve evlerinde tedavileri kabul olunanların ilaç masrafları Emniyet Umum Müdürlüğü bütçesinden tesviye olunur. Hastaneye sevkile tedavilerine lüzum gösterilenler Devlet hastaneleriyle, hususi idarelere ve belediyelere ait hastanelere yatılır ve meccanen tedavi olunurlar.
Staj maksadiyle yabancı memleketlere gönderilenlerin ve orada hastalananların tedavi ücretleri Devletçe verilir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun:
I inci maddesinin değişik üçüncü fıkrası:
Anayasa Mahkemesi üye ve yedek üyeleri ile raportörleri; hakimlik ve savcılık mesleklerinde veya bu mesleklerden sayılan görevlerde bulunanlar, Danıştay ve Sayıştay meslek mensupları ve Sayıştay savcı ve yardımcıları. Üniversitelerin, İktisadi ve Ticari İlimler Akademilerinin, Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademilerinin, Devlet Güzel Sanatlar Akademilerinin, Türkiye ve Orta - Doğu Amme idaresi Enstitüsünün öğretim üye ve yardımcıları, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası üyeleri, Genelkurmay Mehteran Bölüğü sanatkarları, Devlet Tiyatrosu ile Devlet Opera ve Balesi ve Belediye Opera ve tiyatroları ile şehir ve belediye konservatuvar ve orkestralarının sanatkar memurları, uzman memurları, uygulatıcı uzman memurları ve stajyerleri; Spor-Toto Teşkilatında çalışan personel; subay, astsubay, uzman çavuş ve uzman jandarmalar ile Emniyet Teşkilatı mensuptan özel kanunları hükümlerine tabidir.
Değişik 209 uncu maddesi.
Devlet Memurları ile eşlerinin veya bakmakla yükümlü oldukları ana, baba ve çocuklarının hastalanmaları halinde, evlerinde veya resmi veya özel sağlık kurumlarında ayakta veya yatarak tedavileri kurumlarınca sağlanır. Ancak tedavi giderleri ve yol masraflarının ödenebilmesi için, tedaviye resmi tabip raporu ile lüzum gösterilmesi şarttır.
Sağlık Bakanlığı (Milli Savunma Bakanlığında görevli personel için bu Bakanlık tarafından yetkili kılınan tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenen ve Sağlık Bakanlığınca onaylanan raporlara göre yurt içinde tedavilerinin mümkün olmadığı anlaşılan Devlet memurları tedavi için yurt dışına gönderilirler. Bu memurların yol ve tedavi giderleri kurumlarınca ödenir.
Yurt dışında :
a) Sürekli görevde bulunan memurlarla eşlerinin, bakmakla yükümlü oldukları ana, baba ve aile yardımına müstehak çocuklarının,
b) Geçici görev, bilgi ve görgülerini artırmak veya staj yapmak üzere, yurt dışına gönderilen memurların,
Hastalanmaları ve mahalli usule göre tedavilerine lüzum gösterilmeleri halinde tedavi giderleri kurumlarınca karşılanır. Ancak, (a) ve (b) fıkraları kapsamına girenlerin (Geçici görevliler hariç) Dışişleri Bakanlığı görüşü alındıktan sonra Maliye ve Gümrük Bakanlığınca tesbit olunan esaslar dairesinde bulundukları ülkelerdeki uygulamalara güre kurumları tarafından mahallinde sigorta ettirilmeleri mümkündür. Bu takdirde, ilgililerin sigorta primleri kurumlarınca karşılanır, kendilerine ayrıca tedavi giderleri ödenmez.
Ayakta veya meskende tedavi halinde kullanılacak ilaç bedellerinin % 20'si memur tarafından ödenir. Ancak, resmi sağlık kurulu raporu ile belirlenen ve tüberküloz, kanser, kronik böbrek, akıl hastalıkları, organ nakli ve benzeri uzun süreli tedaviye ihtiyaç gösteren hastalıkların ayakta veya meskende tedavileri sırasında kullanılmasına lüzum gösterilen ilaçlardan, hayali önemi haiz oldukları Sağlık Bakanlığınca tesbit edilecek olanların bedellerinin tamamı kurumlarınca ödenir.
237 nci maddesinin değişik (b) fıkrası :
20/6/1927 tarih ve 1108 sayılı, 30/6/1939 tarih ve 3656 sayılı, 28/2/1959 tarih ve 7244 sayılı kanunlarla bu kanunların ek ve tadilleri, 23 Temmuz 1965 tarihinden evvel ve sonra yürürlüğe giren teşkilat kanunları ile diğer kanunların bu kanuna aykırı hükümleri ve Devlet memurlarının hizmet şartlarını, niteliklerini, atanma ve yetiştirilmelerini, derleme ve yükselmelerini, ödev, hak, yüküm ve sorumluluklarını, aylıklarını, ödeneklerini ve diğer özlük işlerini düzenleyen hükümler Genel Kadro Kanununun yürürlüğe girdiği ayın son gününden itibaren yürürlükten kalkar.
Ek Geçici 54 üncü maddesi:
Emniyet Örgütü mensupları hakkında uygulanmakta olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu; ek ve değişiklikleri, ilgili kanun hükmünde kararnameler ve bu yasalara dayanılarak yürürlüğe konulan yönetmelikler hükümlerinin kapsamına giren konular, Emniyet Örgütünün hizmet ve kuruluşunun nitelik ve özelliği gözönüne alınarak özel bir kanunla düzenlenir.
Bu düzenleme yapılıncaya kadar, Emniyet Örgütü mensupları hakkında halen yürürlükle bulunan söz konusu hükümlerin uygulanmasına devam olunur.
285 sayılı Olağanüstü Hal Bölge Valiliği ihdası Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesine 428 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile eklenen fıkra :
Olağanüstü hal bölgesinde görevli kolluk kuvvetlen personeli ile emre, harekat kontroluna verilen asken birlik mensuplarının, asayişi koruma ve kollama görevleri sırasında maruz kalacakları yaralanma ve hastalıkları dolayısıyla ayakta ve meskende tedavilerinde kullanacakları ilaç bedellerinden % 20 katılım payı alınmaz.
Yataklı Tedavi Kurumları İsletme Yönetmeliğinin 55 inci maddesinin son fıkrası :
Ücretsiz olarak yatırılması gereken emniyet mensupları da diğer memurlar gibi maaş derecelerine uyan sınıflara yatırılırlar.
İNCELEME
Konu ile ilgili mevzuat ve bu husustaki Daire kararı incelenerek gereği görüşüldü :
3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun 89 uncu maddesinde, Emniyet Teşkilatı mensuplarından ayakta ve evlerinde tedavileri kabul olunanların ilaç masraflarının Emniyet Genel Müdürlüğü bütçesinden tesviye olunacağı, hastaneye sevkile tedavilerine lüzum gösterilenlerin ise, Devlet hastaneleriyle, özel idarelere ve belediyelere ait hastanelerde meccanen tedavi olunacakları hükme bağlanmıştır.
657 sayılı Kanunun 237 nci maddesinin (b) fıkrasında ise, bu Kanunun 1 inci maddesi kapsamına giren kurumlardaki memurlar hakkında uygulanmakta olan teşkilat kanunları ile diğer kanunların bu kanuna aykırı hükümlerinin ve Devlet memurlarının hizmet şartlarını, niteliklerini, atanma ve yetiştirilmelerini, ilerleme ve yükselmelerini, ödev, hak, yükümlülük ve sorumluluklarını, aylıklarını, ödeneklerini ve diğer özlük işlerini düzenleyen hükümlerin, Genel Kadro Kanununun yürürlüğe girdiği ayın son gününden itibaren yürürlükten kalkacağı belirtilmiştir.
Her ne kadar 657 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin üçüncü fıkrasında 2261 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, Emniyet Teşkilatı mensupları istisnalar arasına alınmış ve bunların özel kanunları hükümlerine tabi olacakları belirtilmişse de, yine 2261 sayılı Kanunla 657 sayılı Kanuna eklenen ek geçici 54 üncü maddede, söz konusu personel hakkında uygulanmakla olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, ek ve değişiklikleri, ilgili kanun hükmimde kararnameler ve bu yasalara dayanılarak yürürlüğe konulan yönetmelikler hükümlerinin kapsamına giren konuların, Emniyet Teşkilatının hizmet ve kuruluşunun nitelik ve özelliği gözönüne alınarak özel bir kanunla düzenleneceği ve bu düzenleme yapılıncaya kadar Emniyet Teşkilatı mensupları hakkında halen yürürlükte bulunan söz konusu hükümlerin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlanmıştır.
Bu durum karşısında, Emniyet Teşkilatı mensuplarının tedavilerine ilişkin olarak 3201 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinde yer alan hükümlerin geçerliliği kalmadığından, bu hususta 657 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması icabetmektedir.
Zira 657 sayılı Kanunun ek geçici 54 üncü maddesinin birinci fıkrasında, "Emniyet Örgütü mensupları hakkında uygulanmakta olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ...." ifadesine yer verildikten sonra, aynı maddenin ikinci fıkrasında, "... . halen yürürlükte bulunan söz konusu hükümlerin uygulanmasına devam olunur." denilmek suretiyle, sözü edilen personel hakkında 657 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı açıkça ifade edilmiştir.
Öle yandan, 3201 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinde yer alan hükümlerin 657 sayılı Kanun hükümleriyle birlikle uygulanmasına da imkan bulunmamakladır. Çünkü, 3201 sayılı Kanunun 89 uncu maddesindeki, Emniyet Teşkilatı mensuplarının ayakla ve evlerinde tedavileri halinde ilaç bedellerinin tamamının kurum bütçesinden ödenmesini ve Devlet hastaneleriyle özel idarelere ve belediyelere ait hastanelerde meccanen tedavi olunmalarım öngören hükümler, 657 sayılı Kanunun 209 uncu maddesinde yer alan hükümlerle çelişmektedir. 657 sayılı Kanunun yukarıda bahsi geçen 237 nci maddesinin (b) fıkrası uyarınca da, 657 sayılı Kanuna aykırı olan bu tür hükümler yürürlükten kalkmış bulunmaktadır.
657 sayılı Kanunun 209 uncu maddesinin birinci fıkrasında, Devlet memurları ile eşlerinin veya bakmakla yükümlü oldukları ana, baba ve çocuklarının hastalanmaları halinde evlerinde veya resmi veya özel sağlık kurumlarında ayakta veya yatarak tedavilerinin kurumlarınca sağlanacağı belirtilmiş; aynı maddeye 2771 sayılı Kanunla eklenen fıkrada da, ayakta veya meskende tedavi halinde kullanılacak ilaç bedellerinin % 20'sinin memur tarafından ödenmesi öngörülmüştür.
Buna göre, Emniyet Teşkilatı mensuplarının ayakta veya meskende tedavileri halinde kullanılacak ilaç bedellerinin 3201 saydı Kanunun 89 uncu maddesi uyarınca değil, 657 sayılı Kanunun 209 uncu maddesi uyarınca % 80'ının kurum bütçesinden karşılanması gerekmektedir. Nitekim 285 sayılı Olağanüstü Hal Bölge Valiliği İhdası Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesine 428 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile eklenen fıkrada da bu hususu teyit eden bir bükme yer verilmiştir. Sözü edilen fıkrada, olağanüstü bal bölgesinde görevli kolluk kuvvetleri personelinin, asayişi koruma ve kollama görevleri sırasında maruz kalacakları yaralanma ve hastalıktan dolayısıyla ayakta ve meskende tedavilerinde kullanıcakları ilaç bedellerinden % 20 katılım payı alınmayacağı belirtilmek suretiyle, bu hükmün dışında kalın personelin, ayakta ve meskende tedavileri halinde kullanacakları ilaç bedellerinin % 20'sini kendilerinin ödeyeceklerine işaret edilmiştir.
Diğer taraftan, Emniyet Teşkilatı personelinin Devlet hastaneleriyle özel idarelere ve belediyelere ait hastanelerde meccanen tedavi olunmaları hakkındaki sayılı Kanunun 89 uncu maddesi hükmünün de yukarıda belirtilen sebeplerle uygulanma imkanı kalmadığından söz konusu personelin hastanelerde yatarak gördükleri tedavilere ilişkin masrafların kurumlarınca karşılanması gerekmektedir.
SONUÇ
Emniyet teşkilat mesnsuplarının tedavilerine ilişkin olarak 3201 sayılı Kanunun 89 uncu maddesi hükümlerinin değil, 657 sayılı Kanunun 209 uncu maddesinde yer alan hükümlerin uygulanması ve buna göre de söz konusu personelin :
1- Ayakta veya meskende tedavileri halinde kullanılacak ilaç bedellerinin tamamının değil, % 80'inin kurum bütçesinden ödenmesi,
2- Devlet hastaneleriyle özel idarelere ve belediyelere ait hastanelerde meccanen tedavi olunmalarına imkan bulunmadığından hastanelerde yatarak tedavi görmeleri halinde, bu tedavi masraflarının da kurumlarınca karşılanması,
Gerektiğine 21.10.1993 tarihinde çoğunlukla karar verildi.
AZINLIK DÜŞÜNCESİ
657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa 2261 sayılı Kanunla eklenen ek geçici 54 üncü maddenin ikinci fıkrasında yer alan ".... söz konusu hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.'' ifadesiyle 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu kastedilmekle olduğundan, yeni bir düzenleme yapılıncaya Kadar Emniyet Teşkilatı mensupları hakkında söz konusu Kanun hükümlerinin uygulanması icabetmektedir. Dolayısıyla 3201 sayılı Kanunun 89 uncu maddesi uyarınca, Emniyet Teşkilatı mensuplarından ayakta ve evlerinde tedavileri kabul olunmaların ilaç bedellerinin tamamının bütçeden karşılanması ve bunların Devlet hastaneleriyle, özel idarelere ve belediyelere alı hastanelerdeki tedavilerinin meccanen yapılması gerekmektedir.
Bu nedenle çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.
AZINLIK DÜŞÜNCESİ
657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 237 nci maddesinin (b) fıkrasıyla, bu kanunun 1 inci maddesi kapsamına giren kurumlardaki memurlar hakkında, 20.6.1927 tarih ve 1108 sayılı, 30.6.1939 tarih ve 3656 sayılı, 28.2.1959 tarih ve 7244 sayılı kanunlarla bu kanunların ek ve tadillerinin, 23 Temmuz 1965 tarihinden evvel ve sonra yürürlüğe giren teşkilat kanunları ile diğer kanunların bu kanuna aykırı hükümlerinin ve Devlet memurlarının hizmet şartlarını, niteliklerini, atanma ve yetiştirilmelerini, ilerleme ve yükselmelerini, ödev, hak, yüküm ve sorumluluklarını, aylıklarını, ödeneklerini ve diğer özlük işlerini düzenleyen hükümlerin, Genel Kadro Kanununun yürürlüğe girildiği ayın son gününden itibaren yürürlükten kalkacağı belirtilmiştir.
Aynı Kanunun ek geçici 54 üncü maddesinde de, Emniyet Teşkilat mensupları hakkında uygulanmakta olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, ek ve değişiklikleri ilgili kanun hükmünde kararnameler ve bu yasalara dayanılarak yürürlüğe konulan yönetmelikler hükümlerinin kapsamına giren konuların, Emniyet Teşkilatının hizmet ve kuruluşunun nitelik ve özelliği gözönüne alınarak özel bir kanunla düzenleneceği ve bu düzenleme yapılıncaya kadar, Emniyet Teşkilatı mensupları hakkında halen yürürlükte bulunan söz konusu hükümleri uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlanmıştır.
Bu hükümler karşısında, 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun, 657 sayılı Kanuna aykırı hükümlerinin yürürlükte bulunmadığı açıktır.
Bununla birlikte, 657 sayılı Kanunun 237 nci maddesinin (b) fıkrasında, özel olarak 3201 sayılı Kanunun Emniyet Teşkilatı mensuplarının tedavileriyle ilgili 89 uncu maddesine işaret eden ve bu maddeyi yürürlükten kaldıran bir hüküm bulunmadığından, öncelikle anılan 89 uncu maddenin, 657 sayılı Kanuna aykırı hükümler ihtiva edip etmediğinin belirlenmesi gerekmektedir.
Meseleye bu açıdan bakıldığında, 3201 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinde yer alan hükümlerin, tümüyle 657 sayılı Kanuna aykırı olduğunun ileri sürülmesine imkan bulunmamaktadır.
Zira söz konusu 89 uncu maddeyle kabul edilen temel prensip, Emniyet Teşkilatı mensuplarının ilaç bedelleriyle tedavilerinin kurumlarınca sağlanmasıdır. 6S7 sayılı Kanunun 209 uncu maddesinde de esas itibariyle aynı prensip benimsenmiştir.
Ancak burada iki hususun ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir. Bunlardan birincisi, hastanelerdeki tedavilerin 3201 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinde öngörüldüğü gibi meccanen yapılıp yapılamayacağı, İkincisi ise, ayakta ve meskende tedavi halinde, yine aynı madde uyarınca ilaç bedellerinin tamamının kurum bütçesinden karşılanıp karşılanamayacağıdır.
657 sayılı Kanunun 209 uncu maddesinde, resmi veya özel sağlık kurumlarındaki tedavilerin kurumlarca sağlanacağı belirtilmiş, 3201 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinde ise, Emniyet Teşkilatı mensuplarının Devlet hastaneleriyle özel idarelere ve belediyelere ait hastanelerde meccanen tedavi olunmaları öngörülmüştür.
Çoğunluk görüşünde ileri sürülenin aksine, bu iki hükmün birbiriyle çelişir yanı bulunmamaktadır. Her iki düzenlemede de esas olan, tedavinin kişiler tarafından değil, kurum tarafından sağlanmasıdır. Tedavinin kurumca sağlanması ise, mutlaka tedaviyi yapan hastaneye bedelinin ödenmesi şeklinde yorumlanamaz. Kurum bu tedaviyi bedelini ödeyerek yaptırabileceği gibi, meccanen de yaptırılabilir.
Bu itibarla, 657 sayılı Kanunun 209 uncu maddesiyle 3201 sayılı Kanunun 89 uncu maddesi arasında bu açıdan herhangi bir aykırılık mevcut olmadığından, bahis konusu meselede özel hüküm niteliğindeki 3201 sayılı Kanunun 89 uncu maddesi hükmünün uygulanması ve Emniyet Teşkilatı mensuplarının Devlet hastaneleriyle özel idarelere ve belediyelere ait hastanelerde meccanen tedavi olunmaları icabetmektedir.
Nitekim Sayıştay görüşü de alınmak suretiyle, 13.1.1983 tarih ve 17927 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliğinin 55 inci maddesinde de, ücretsiz olarak yatırılması gereken emniyet mensuplarının, diğer memurlar gibi maaş derecelerine uyan sınıflara yatırılacakları hükme bağlanmış ve böylece hastanelerdeki meccani tedavi uygulamasının devamına imkan sağlanmıştır.
Diğer taraftan, 3201 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinde, ayakta ve evlerinde tedavileri kabul olunan Emniyet Teşkilatı mensuplarının ilaç masraflarının tamamının kurum bütçesinden ödenmesi öngörülmüş, buna karşılık 657 sayılı Kanunun 209 uncu maddesine 2771 sayılı Kanunla eklenen son fıkra hükmüyle ayakta veya meskende tedavi halinde kullanılacak ilaç bedellerinin % 20'sinin memur tarafından ödenmesi esası getirilmiştir.
Sözü edilen hükümler arasında aykırılık bulunduğundan, 657 sayılı Kanunun 237 inci maddesinin (b) fıkrası ve ek geçici 54 üncü maddesi uyarınca, bu konuda 3201 sayılı Kanunun 89 uncu maddesi hükmünün değil, 657 sayılı Kanunun 209 uncu maddesi hükmünün uygulanması ve buna göre de ayakta veya meskende tedavi halinde ilaç bedellerinin, tamamının değil, % 80'inin kurum bütçesinde karşılanması gerekmektedir.
Sonuç olarak, Emniyet Teşkilatı mensuplarının Devlet hastaneleriyle özel idarelere ve belediyelere ait hastanelerdeki tedavilerinin meccanen yapılması, ancak ayakta veya meskende tedavileri halinde kullanılacak ilaç bedellerinin % 20'sinin kendileri tarafından karşılanması gerektiği düşünceleriyle çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.