KONU
6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlâve Tediye Yapılması Hakkında Kanun'a 2448 sayılı Kanunla getirilen ek madde uyarınca, işçilere toplu iş sözleşmelerine hüküm konulmak suretiyle ödenen ikramiyelerin, Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerine göre sigorta primine tabi tutulup tutulmayacağı hususunda 1 inci Dairenin 23.10.1990 gün ve 5102 sayılı tutanağa göre düzenlenen 19.11.1990 gün ve 339 sayılı ilamı ile 2 nci Dairenin 29.1.1991 gün ve 30146 sayılı tutanağa göre düzenlenen 12.3.1991 gün ve 706 sayılı ilamında yer alan hükümler arasında aykırılık bulunduğundan söz edilerek 832 sayılı Sayıştay Kanununun 80 inci maddesi hükmü gereğince içtihadın birleştirilmesi istemi.
USUL YÖNÜNDEN İNCELEME
1 inci Dairece; Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı İzmir İl Kontrol Laboratuvarı Müdürlüğü Döner Sermaye Saymanlığı 1988 yılı hesabına ilişkin olarak düzenlenen 19.11.1990 gün ve 339 sayılı ilâma esas 23.10.1990 gün ve 5102 sayılı tutanakta; "6772 sayılı Kanuna göre ödenecek ilâve tediyelerden sigorta primi kesilmiyeceği hususu bu Kanunun 4 üncü maddesinde yer almaktadır.
2448 saydı Kanunda ise; 6772 sayılı Kanuna göre ödenmekte olan ilave tediyeler dışında, toplu iş sözleşmelerinde yazdı olmak koşuluyla 2 aylık istihkakları tutarında ikramiye ödenebileceği hükmü getirilmektedir.
2448 sayılı Kanunla ödenecek ikramiye için, toplu sözleşmede yer alması koşulu ile birlikte 2 aylık istihkak tutarı şeklinde bir sınırlama getirilmiştir. 6772 sayılı Kanunla ödenen ilave tediye adını almakta ve 26 gün üzerinden ödenmekte iken, diğeri "ikramiye" adıyla 30 gün üzerinden ödenmektedir.
2448 sayılı Kanun, 6772 sayılı Kanuna ek bir Kanun olmakla birlikte, her iki kanunun öngördüğü ödemeler, birbirinden farklı özellikler göstermektedir. Sigorta priminin kesilmiyeceğine ilişkin istisna hükmü, 6772 sayılı Kanuna göre ödenmekte olan ilave tediyeleri ilgilendirdiğinden, 2448 sayılı Kanunla yapılan ek ödemelerin bu istisna hükmünden etkilenmemesi gerekeceği cihetle, ek ikramiyelerden sigorta primi kesilmesinde ilişik olmadığına karar verilmiştir.
2 nci Dairece Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı Merkez Saymanlığının 1988 yılı hesabıyla ilgili olarak 29.1.1991 gün ve 30146 sayılı tutanağa göre düzenlenen 12.3.1991 gün ve 706 sayılı ilâmda ise;
"6772 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde;"... Bu tediyelerden çeşitli işçi sigortalarının icap ettirdiği primler kesilmez..." denilmektedir. Bu hükme göre 6772 sayılı Kanuna göre verilecek ilâve tediyelerden sigorta primi kesilmeyecektir.
Yukarıdaki tabloda sözü edilen ek ikramiye ödemeleri ise, 6772 sayılı Kanuna 2448 sayılı Kanunla eklenen ek 1 inci madde uyarınca ödenmektedir.
Buna göre, 6772 sayılı Kanuna diğer bir kanunla eklenen ek madde ile yapılan ödemeler hakkında esas kanun hükümlerinin uygulanması, yani bunlardan da 6772 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi hükmü uyarınca sigorta primi kesilmemesi gerekmektedir.
Bu nedenle, söz konusu ödemelerden sigorta primi kesilmesi mümkün olmadığı halde sigorta primi kesilmesi sonucu Sosyal Sigortalar Kurumuna işveren hissesi olarak fuzuli ödeme yapıldığı gibi işçiden de sigorta primi kesilmesi gelir vergisi matrahının düşmesi sonucunu doğurduğundan, noksan gelir vergisi tevkifatı nedeniyle ilgililere de fazla ödeme yapılmış olmaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle yersiz sigorta primi ve eksik gelir vergisi kesilmek suretiyle Sosyal Sigortalar Kurumu ile ilgililere fazla ödenen toplam .... liranın .... tazminen tahsiline"
Hükmedilmiştir.
Yukarıya aynen alınan Daire Kararlarına konu olan işlemlerin her ikisi de, 6772 sayılı Kanuna 2448 sayılı Kanunla getirilen ek 1 inci madde gereğince ve toplu iş sözleşmelerine konulan hükme dayanılarak yapılan "ikramiye" ödemeleri olup, bu ödemelere ilişkin tahakkuk evrakı da aynı mahiyetteki belgelerden oluştuğu halde, söz konusu daire kararları birbirine aykırı bulunmamaktadır.
832 sayılı Sayıştay Kanununun 80 inci maddesinin ilk bendinde; işin gereği ve ibraz edilen belgelerin mahiyetleri bir olduğu halde aynı konu hakkında dairelerce veya Temyiz Kurulunca verilen ilâmların birbirine aykırı olması halinde, Birinci Başkanın bu ilâmları içtihadın birleştirilmesi için Genel Kurula vereceği belirtilmiştir. Anılan ilâmlara konu olan işlemlerde işin gereği ve ibraz edilen belgelerin mahiyetleri bir olduğu halde, aynı konu hakkında 1 ve 2 nci Dairelerce verilen ilâmlar birbirine aykırı bulunmuş olduğundan, içtihadın birleştirilmesi gerektiğine oybirliğiyle karar verildi.
KONU İLE İLGİLİ MEVZUAT
4 Temmuz 1956 tarih ve 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 sayılı Kanunla 6212 sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanunun;
l inci maddesi:
Umumî, mülhak ve hususî bütçeli dairelerle mütedavil sermayeli müesseseler, sermayesinin yarısından fazlası Devlete ait olan şirket ve kurumlarla belediyeler ve bunlara bağlı teşekküller, 3460 ve 3659 sayılı kanunların şümulüne giren iktisadi Devlet Teşekkülleri ve diğer bilcümle kurum, banka, ortaklık ve müesseselerinde müstahdem olanlardan İş Kanununun şümulüne giren veya girmiyen yerlerde çalışmakta olan İş Kanununun muaddel birinci maddesindeki tarife göre işçi vasfında olan kimselere, ücret sistemleri ne olursa olsun her yıl için birer aylık istihkakları tutarında ilâve tediye yapılır.
3 üncü maddesi:
Birinci ve ikinci maddelerde yazılı olan isçilere mezkûr maddeler gereğince yapılan tediyelerden ayrı olarak her yıl için bir aylık istihkakları tutarını geçmemek üzere İcra Vekilleri Heyeti karariyle aynı nisbette bir ilâve tediye daha yapılabilir.
4 üncü maddesi:
Bu Kanuna göre yapılacak tediyelerin zamanı İcra Vekilleri Heyetince tesbit olunur.
Aylık istihkakların hesabında fazla mesai, evlilik, çocuk zamları veya primleri, aynî yardımlar, hafta ve genel tatil ücretleri gibi esas ücrete munzam tediyeler nazarı itibara alınmaz. Bu tediyelerden çeşitli işçi sigortalarının icabettirdiği primler kesilmez ve bu paralar borç için haczedilemez.
Mezkûr ilâve tediyeler, tediye tarihinde işçinin işinden ayrılmış olup olmadığına bakılmaksızın işçinin ilâve tediyenin taalluk ettiği yıl içinde o yerde veya aynı idare, teşekkül ve müesseseye ait muhtelif yerlerde geçmiş olan hizmetlerinin yekûnu nisbetinde ve son çalıştığı yerde ödenir, işçinin bu tediyelere esas olacak çalışma süresinin hesaplanmasında iş veya hizmet akdinin devamı müddetine rastlayan kanunî ve idarî izinlerde hastalık izinleri, hafta tatili ve genel tatil günleri çalışılmış gibi sayılır.
17 Nisan 1981 tarih ve 2448 sayılı Kanunla getirilen ek maddesi:
Bu Kanun uyarınca işçilere yapılan ilâve tediyelerden ayrı olarak, her yıl için her biri bir aylık istihkakları tutarını (hafta ve genel tatil ücretleri dahil) geçmemek şartıyla toplu iş sözleşmeleri ile en çok iki ikramiye daha verilebilir,
506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun;
77 nci maddesi:
Sigortalılarla işverenlerin bir ay için ödeyecekleri primlerin hesabında
........
b) Prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan sigortalılara o ay içinde ödenenlerin,
Brüt toplamı esas alınır.
ESAS YÖNÜNDEN İNCELEME
6772 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde; bu maddede sayılan kurum ve kuruluşlarda çalışan ve İş Kanununun 1 inci maddesi kapsamına giren işçilere, ücret sistemleri ne olursa olsun, her yıl için birer ilâve tediye yapılması öngörülmüş, 3 üncü maddesinde bundan ayrı olarak her yıl için bir aylık istihkak tutarını aşmamak üzere Bakanlar Kurulu Kararıyla aynı nisbette bir ilâve tediye daha yapılabileceği belirtilmiş, 4 üncü maddenin ikinci fıkrasında ise, ilâve tediyeye esas olan aylık istihkakların hesabında fazla mesai, evlilik, çocuk zamları veya primleri, aynî yardımlar hafta ve genel tatil günleri gibi esas ücrete munzam ödemelerin dikkate alınmıyacağı belirtildikten sonra bu tediyelerden çeşitli işçi sigortalarının icabettirdiği primlerin kesilmeyeceği ve bu paraların borç için haczedilemiyeceği hükme bağlanmıştır.
Anılan Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "bu tediyelerden çeşitli işçi sigortalarının icabettirdiği primler kesilmez.... " hükmüyle, Kanun kapsamına giren işyerlerinde çalışan işçilere yine bu Kanun gereğince yapılan ilâve tediyelerden sigorta primi kesilmiyeceği açıkça belirtilmiş bulunmaktadır.
Ancak daha sonra yürürlüğe giren 275 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu ile toplu iş sözleşmesi düzenine geçilmesi üzerine işçilere, 6772 sayılı Kanunda belirtilenlerin dışında, değişik miktarlarda ikramiye verilmesini öngören hükümler sözleşmelerde yer almaya başlamış, bu ikramiyelerin yıllık miktarları da iş kollarına ve hatta iş yerlerine göre değişiklikler göstermiştir. Kamu işyerlerinde ödenmekte olan bu tür ikramiyelere bir tavan getirilmesi ve yeknesaklığın sağlanması amacıyla, 2448 sayılı Kanun yürürlüğe konulmuş ve bu Kanunla toplu iş sözleşmelerine konulmak suretiyle verilebilecek ikramiye sayısı yılda iki adetle sınırlandırılmıştır.
6772 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde sözü edilen ilâve tediyelerin, toplu iş sözleşmesi düzenine tabi olsun ya da olmasın Kanun kapsamına giren tüm işçilere yapılması zorunlu olduğu, aynı Kanunun 3 üncü maddesine konu edilen ilâve tediyelerin yapılması ise, Bakanlar Kurulunun takdirine bırakıldığı halde, 2448 sayılı Kanunla yapılan düzenlemede toplu iş sözleşmeleri ile işçilere ikiden fazla ikramiye ödenemiyeceği hükmü getirilmiştir.
Görüldüğü gibi, ilâve tediye adı altında yapılan ödemelerin dayanağı 6772 sayılı Kanun olduğu halde, 2448 sayılı Kanunda sözü edilen ikramiyelerin dayanağı toplu iş sözleşmeleridir. Toplu İş Sözleşmelerinde 6772 sayılı Kanunun öngördüğü ödemeler dışında ikramiye ödeneceğine ilişkin açık bir hüküm yer almadığı sürece işçilerin böyle bir haktan yararlandırılmaları mümkün değildir.
Diğer yandan 2448 sayılı Kanunda ikramiyeden söz edilerek, "Bu Kanun uyarınca işçilere yapılan ilâve tediyelerden ayrı olarak.... " denilmek ve bu ikramiyelere esas olan aylık ücretin hesabında hafta ve genel tatil günleri dahil edilmek suretiyle, ikramiyenin 6772 sayılı Kanun gereğince ödenen ilâve tediyelerden ayrı mütalaa edildiği vurgulanmıştır.
Bütün bu hükümlerden de anlaşılacağı gibi, 2448 sayılı Kanun, 6772 saydı Kanuna ek madde getiren bir kanun olmakla birlikte, her iki Kanunun öngördüğü ödemeler mahiyeti, kaynağı, miktarı, ödeme zamanı ve hesap tarzları itibariyle birbirinden farklı olup, sözkonusu Kanun hükümlerinin ayrı ayrı mütalaa edilmesi ve uygulanması gerekir.
Bu itibarla, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 77 nci maddesinde yer alan prim, ikramiye ve her çeşit istihkaktan sigorta primi kesileceğine ilişkin hükme, 2448 sayılı Kanunla herhangi bir istisna da getirilmemiş olduğundan, bu Kanunla getirilen sınırlar içinde toplu iş sözleşmelerine konulmak suretiyle ödenen ikramiyelerin prime esas alınacak ücret kapsamında ele alınması gerekmektedir.
SONUÇ
6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlâve Tediye Yapılması Hakkında Kanuna 2448 sayılı Kanunla getirilen ek madde uyarınca, işçilere toplu iş sözleşmelerine hüküm konulmak suretiyle ödenen ikramiyelerden, Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerine göre sigorta primi kesilmesi gerektiğine 24.12.1992 tarihinde çoğunlukla karar verildi.
AZINLIK DÜŞÜNCESİ
2448 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle 6772 sayılı Kanuna ilâve edilen ek maddede, işçilere yapıla gelen ilâve tediyelerden ayrı olarak, her yıl için birer aylık istihkakları tutarını geçmemek ve toplu iş sözleşmelerine hüküm konulmak koşuluyla en çok iki ikramiye daha verilebileceği öngörülmekte ve herhangi bir istisna hükmüne yer verilmiyerek bu ikramiyelerin hesabında, 6772 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi hilafına, hafta ve tatil günlerinin nazarı itibara alınacağının ifade edilmesi ile yetinilmektedir.
2448 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin, "6772 sayılı Kanuna aşağıdaki madde eklenmiştir" biçimindeki ifadesi, işçilere her yıl için ençok iki ikramiye daha verilebileceğini öngören ek maddenin bundan böyle 6772 sayılı Kanunun aslî maddeleri meyanında mütalaa edilmesi gereken bir hüküm olduğunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
Bunun doğal sonucu da kuşkusuz, işçilere yapılabilecek ilave ödemelerin miktarı ile sosyal sigorta primi kesilip, kesilmiyeceğini tayin için, 6772 sayılı Kanunu, 2448 sayılı Kanun ile getirilen ek madde de dahil olmak üzere bütünüyle ele almak olacaktır.
Her ne kadar, 6772 sayılı Kanunun 1 ve 3 üncü maddelerinde "ilâve tediye" denilmiş olmasına mukabil, 2448 sayılı Kanun ile getirilen ek maddede "ikramiye" deyimi kullanılmış bulunuyor ise de, bunun esası etkileyecek önemli bir farklılık olduğunu düşünmemek gerekir. Zira, Bu Kanun uyarınca işçilere yapılan ilave tediyelerden ayrı olarak her yıl için her biri bir aylık istihkakları tutarını (hafta ve genel tatil günleri) dahil geçmemek şartıyla toplu iş sözleşmeleri ile en çok iki ikramiye daha verilebilir." suretindeki bahis konusu ek maddede "iki ikramiye daha verilebilir" denilmiş olmasından, Kanun Koyucunun "ikramiye" ile "ilâve tediye"yi, tatil günlerine ve toplu iş sözleşmesinde yer alma şartına ilişkin farkları dışında deyim olarak eş anlamda kullandığı anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak, gerek 6772 sayılı Kanun gereğince yapılan, gerek 2448 sayılı Kanunla getirilen ek madde gereğince yapılan ödemelerin mahiyetleri aynı olup, 2448 sayılı Kanunla ayrıca "hafta ve genel tatil ücretleri" dışında bir farklılık da getirilmemiş olduğundan, 6772 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Bu tediyelerden çeşitli işçi sigortalarının icabettirdiği primler kesilmez ve bu paralar borç için haczedilemez" hükmünün bahse konu ödemelerin tamamına teşmil edilmesi ve Kanunun bir bütün olarak uygulanması gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.