BİRİNCİ FASIL
İntikal hükümleri
A) Umumi hükümler
I- Kanunun makabline şamil olması
1. Esas
a) Hâdise ve muameleler
Bu kanunda aksine hüküm bulunmadıkça;
1. Türk Ticaret Kanununun meriyetinden önceki hâdiselerin hukuki neticeleri bu hâdiselerin vukuları zamanında mer’i olan kaidelere;
2. Yeni kanunun meriyet tarihinden önce yapılmış olan muamelelerin hüküm ifade edip etmemeleri ve hukuki neticeleri bu tarihten sonra dahi vukuları zamanında mer’i olan kaidelere;
3. Meriyet tarihinden sonra vukubulmuş hâdise ve muameleler ise yeni kaidelere;
tâbidir.
b) Müruruzaman
Türk Ticaret Kanununun meriyetinden önce işlemeye başlamış bulunan müruruzaman müddetleriyle hak düşüren müddetler eski kanun hükmüne tâbi kalırlar. Şu kadar ki; mezkûr müddetlerin geri kalan kısmı, yeni kanunun tâyin ettiği müddetten uzun ise, meriyetinden itibaren yeni kanunun tâyin ettiği müddetin geçmesiyle müruruzaman tamamlanmış veya hak düşmüş olur.
Eski kanunun 1444 ilâ 1446 ncı maddeleri hükmünce alacağın doğduğu senenin geçmesiyle işlemeye başlıyacak olan müruruzaman müddetleri, yeni kanunun meriyete girdiği tarihte işlemeye başlar.
Müruruzamanın hükümleri, mukavele ile değiştirilemiyeceği ve diğer bütün cihetleri meriyetinden itibaren yeni kanuna tâbidir.
2. İstisnalar
a) Muhtevası kanun tarafından tanzim edilen münasebetler
Muhtevası tarafların iradeleri nazara alınmaksızın kanun tarafından tanzim edilen hukuki münasebetler, yeni kanunun meriyetinden önce vücut bulmuş olsalar bile meriyetiyle beraber yeni kanuna tâbi olurlar.
b) Müktesep hakkın bulunmaması
Bir müktesep hak meydana getirmemiş olan hâdiseler, meriyetinden itibaren yeni kanuna tâbi olur.
II - Atıflar
Bu kanunun ve Türk Ticaret Kanununun meriyete girmesiyle kaldırılmış veyahut değiştirilmiş bulunan maddelere diğer mevzuat tarafından yapılan atıflar o maddelere tekabül eden yeni hükümlere yapılmış sayılır.
III- Ticari Davalar
Türk Ticaret Kanununun 4 ncü maddesinin birinci fıkrası hükmü, eski kanun zamanında meydana gelmiş olan hâdiselere ait ve kanunun meriyete girdiği tarihten sonra açılacak olan dâvalara dahi tatbik olunur. Yeni kanunun meriyete girmesinden önce açılmış bulunan dâvalarda mahkemeler bunun meriyetinden sonra dördüncü madde hükmüne dayanarak vazifesizlik kararı veremezler.
Yeni kanunun dördüncü maddesinin ikinci fıkrasının hükmü, ancak kanunun meriyete girmesinden sonra yapılacak muamele ve işler hakkında tatbik olunur.
Yeni kanunun beşinci maddesi hükümleri, meriyete girdiği tarihte açılmış bulunan bütün dâvalara da tatbik olunur. Şu kadar ki; bu maddedeki iptidai itirazın meriyete girmesinden itibaren on gün içinde ileri sürülmüş olması şarttır.
IV - Ticari rehnin paraya çevrilmesi
Ticari relinin paraya çevrilmesi hakkında eski kanunun meriyeti zamanında ileri sürülmüş olan taleplere eski kanun hükümleri tatbik olunur.
B) Hususi hükümler
I - Hükmi şahsiyet
Türk Ticaret Kanununa tâbi olan hükmi şahısların medeni haklardan istifade ehliyetlerinin şümul ve derecesi, meriyete girmesinden sonra yeni kanuna göre tesbit olunur.
II - Faiz
Yeni kanunun faize ait 9 ncu maddesi, borcun doğduğu zamana bakılmaksızın vâde bitimi veya ihtar günü yeni kanunun meriyetinden sonra olan borçlara tatbik olunur; şu kadar ki, verilen avans veya yapılan masraflar için kanuni faiz istenirse veyahut mukavelede faiz miktarı gösterilmiyerek kanuni faizin verilmesi kararlaştırılmış olursa avansın verildiği veya masrafın yapıldığı zamanda mer’i olan kanuni faize ait hükümler tatbik olunur.
Eski kanun zamanında işlemeye başlamış olan temerrüt faizleri meriyetinden itibaren yeni kanun bükümlerine tâbi olur.
III - Ticari satış
Yeni kanunun temerrüt halinde bulunan alıcıya karşı caiz olan tedbirlere ait 25 nci maddesinin ikinci bendi, meriyete girmesinden sonra mahkemelerce verilecek satış izinleri hakkında tatbik olunur.
IV - Hapis hakkı veya kanuni rehin
Türk Ticaret Kanununun tanıdığı hapis hakkı veya kanuni rehin hakkı kanunun yürürlüğe girmesinden önce alacaklının eline geçmiş olan mallar hakkında dahi cari olacağı gibi meriyetten önce meydana gelmiş alacaklar için de tatbik edilebilir.
V - Ticaret sicili
1. Umumi olarak
Eski hükümlere göre tutulan ticaret sicilleri yeni kanunun tatbiki bakımından da ticaret sicili sayılır. Ticaret sicili nizamnamesine ait hükümler mahfuzdur.
Eski kanun zamanında geçmiş olupta tescile tâbi bulunmadığı halde yeni kanun hükmiyle ticaret siciline tescili mecburi kılınan ve yeni kanun zamanında devanı eden bir hâdise veya muameleyi ilgililerin yeni kanunun meriyete girmesinden itibaren altı ay içinde tescil ettirmeleri mecburidir. Esası eski kanun zamanında tescil edilmiş olup da bâzı cihetleri tescile tâbi tutulmamış olan bir vakıa veya muamelenin o cihetlerinin yeni kanunla tescile tâbi tutulması halinde dahi hüküm böyledir. Altı aylık müddetin ilgililerce geçirilmesi halinde yeni kanunun 35 nci maddesi hükümleri tatbik olunur.
Bu hükümler yeni kanunla konulmuş olan ilân mecburiyeti hakkında da caridir.
Yeni kanunun 37 nci maddesinin 4 ncü fıkrasında yazılı gazete çıkarılıncaya kadar ticaret siciline ait ilânlar o yerde çıkan ticaret sicili gazetesiyle ve bulunmayan yerlerde diğer bir gazete ile ve hiç gazete çıkmıyan yerlerde en yakın yerdeki bir gazete ile yapılır.
Ticaret sicili henüz kurulmamış olan yerlerdeki sicil işleri, Adliye Vekâletinin isteği ile ve mahkemenin nezareti altında ticaret ve sanayi odaları veya onlara niyabeten ajanlıkları tarafından görülür. ‘
Yeni kanunun 35 nci maddesiyle sicil memuruna yükletilen ihbar mükellefiyeti, ancak onun meriyete girmesinden sonra işlenmiş bulunan suçlar için tatbik olunur; daha önce işlenmiş olanlar eski hükümlere tâbi kalır.
Yeni kanunun 37 nci maddesinde derpiş edilen gazeteye ait hükümetçe bir nizamname çıkarılır. Nizamname ile bu gazeteyi çıkartmak vazifesi, 3460 sayılı kanun hükümlerince kurulacak bir İktisadi Devlet Teşekkülüne bırakılabileceği gibi bu gazeteyi çıkarmak vazifesi Başvekâlet veya Ticaret Vekâletine de verilebilir. İlânların en geç kaç gün içinde yayınlanmasının mecburi olduğuna dair nizamnameye hükümler konur.
Gerek bu nizamnamenin, gerekse 28 nci madde hükmünce çıkarılacak nizamnamenin ve gerekse gemi sicili nizamnamesinin kanunla beraber meriyete konulması mecburidir.
Medeni Kanunun 917 nci maddesinin ticaret ve gemi sicillerine tatbikine ait hükümler ancak yeni kanun meriyetinden sonraki hâdiseler dolayısiyle tatbik olunur.
2. Ticaret Unvanı
Yeni kanun gereğince bir ticaret unvanı seçerek işletmelerini ve varsa şubelerini tescil ettirmeye mecbur olanlardan bu mükellefiyeti eski kanun zamanında ve o zamanki hükümlere uygun olarak yerine getirmiş olanların hakları mahfuz kalır.
Aşağıdaki hallerde meriyetinden itibaren yeni kanun hükümleri tatbik olunur:
1. Eski hükümlere uygun olan tescillerin yeni kanunun 42 nci maddesinin 2-4 ncü fıkraları ile 45, 47, 48 ve 50 nci maddeleri hükümlerine uygun bir şekle getirilmesi gerektir.
2. Yeni kanunun meriyetinden sonra unvana ait ilâveler, değişiklikler veya devirler yeni hükümlere tâbidir.
3. Unvan seçme ve tescil ettirme mükellefiyetini eski kanuna göre hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş olanlar yeni kanunun meriyetinden itibaren kanuni mükellefiyetlerini yeni hükümler uyarınca yerine getirmeye mecburdurlar.
Birinci ve üçüncü bentlerde gösterilen mükellefiyetleri yeni kanunun meriyete girmesinden itibaren altı ay içinde hiç veya gereği gibi yerine getirmiyen kimseler hakkında yeni kanunun 35 nci maddesinin 2, 4 ilâ 6 ncı fıkraları hükümleriyle 40 ncı maddesi hükümleri tatbik olunur. Şu kadar ki; 48 nci maddenin ikinci fıkrası hükmünce alınacak müsaade için meriyetten itibaren beş ay içinde Başvekâlete müracaat edilmiş olması kâfidir.
1. İşletme Adı
Yeni kanunun meriyete girdiği tarihte bir işletme adını kullanıp da bunu meriyetten itibaren altı ay içinde tescil ettirmiyen kimse kullandığı işletme adı üzerindeki hakkını kaybeder ve yeni kanunun 53 ve 54 ncü maddeleri bu kimse hakkında da tatbik olunur.
2. Tüccar memuru ve tüccar mümessilleri
Umumi vekâlete istinaden (tüccar memuru) veya (tüccar mümessili) sıfatiyle ticaret siciline kayıtlı bulunan kimseler (ticari mümessil) sayılır.
Umumi vekâlete istinadetmeksizin (tüccar memuru) veya (tüccar mümessili) sıfatiyle ticaret siciline kayıtlı bulunan kimseler, (ticari vekil) sayılır. Mezkûr kayıtlar, Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girmesinden altı ay sonra re’sen silinir; meğerki ilgili tacir mezkûr kimseleri ticari mümessil olarak tâyin ettiğini aynı müddet içinde ticaret sicili memurluğuna usulüne uygun olarak bildirmiş olsun.
3. Kollektif ve şirketler
Komandit şirket
Ortak olmamakla beraber kollektif ve komandit şirketi idare hak ve vazifesini haiz olan kimse (ticari mümessil) sayılır.
VI - Ticari Defterler
Yeni kanunun ticaret defterlerine ait hükümleri onun meriyete girdiği takvim yılının sona ermesinden itibaren tatbik olunur. Şu kadar ki; defterlerin ispat kuvvetine ait yeni kanunun 82 ilâ 86 nci maddeleri hükümleri, yeni kanun uyarınca defterlerin tutulması lâzımgelen tarihten sonraki hâdiseler hakkında tatbik olunur.
Yeni kanunun 68 nci maddesindeki saklama müddetinin hesabında, onun meriyetinden önce geçen müddet de hesaba katılır.
VII - Kollektif ve komandit
Kollektif ve (24 ncü madde hükmü mahfuz olmak üzere) komandit şirketlerin eski kanun hükümlerince tescil ve ilân edilmiş bulunan esas mukavelelerindeki bâzı hükümlerin yeni kanunun âmir hükümlerine uymaması halinde dahi bu şirketler muteber olarak devam eder. Şu kadar ki, kollektif şirketlerin ortaklarından birisinin ve komandit
şirketlerdeki komandite ortaklardan birisinin hükmi şahıs olması halinde yeni kanunun meriyetinden itibaren iki yıl içinde, hükmi şahsın kollektif şirketle ilgisi kesilmediği veya komanditer durumuna konulmadığı takdirde şirket münfesih olur ve sicil memurluğunca re’sen kaydı silinir. Kanun bakımından tasfiye ile vazifelendirilmiş kimseler tarafından infisahtan itibaren iki ay içinde tasfiyeye başlanmadığı takdirde, hâzinece dahi mahkemeden tasfiye memuru tâyini istenebilir.
VIII - Anonim şirket
1. Umumi olarak
Yeni kanunun meriyeti tarihinde ticaret siciline kayıtlı bulunan anonim şirketler hakkında yeni kanunun 317 ilâ 346, 360 ilâ 363, 370, 374, 385, 386 ve 398 nci maddeleri ile ana mukavelelerinin hükümlerine aykırı olmıyan diğer hükümleri de tatbik olunur.
2. Esas mukavelenin yeni kaidelere uydurulması
Yeni kanunun meriyetinde ticaret siciline kayıtlı bulunan anonim şirketlerden esas mukaveleleri yeni kanunun yukarıki maddede anılan maddelerdekinden gayrı olan âmir hükümlerine uymıyanlar yeni kanunun meriyetinden itibaren iki yıl içinde esas mukavelelerini yeni hükümlere uydurarak tescil ettirmedikleri takdirde bu müddetin geçmesiyle münfesih olurlar. Şu kadar ki, işbu kanunun 23 ncü maddesi hükmü mahfuzdur.
İnfisah ve tasfiye hakkında bu kanunun 18 nci maddesi hükümleri de tatbik olunur.
Esas sermayesi beş yüz bin Türk lirasından aşağı olan bir anonim şirket yeni kanunim 553 ncü maddesi hükmünce bir limitet şirkete çevrilirse aynı kanunun 554 ncü maddesi ve eğer esas sermaye beş yüz bin liraya kadar artırılırsa aynı kanunun 391 nci maddesi tatbik olunmaz.
Bu maddedeki işlere ait umumi heyet kararları hakkında yeni kanunun 388 nci maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesiyle 4 ncü ve 5 nci fıkraları tatbik olunur. Bu işler için İktisat ve Ticaret Vekâletinden müsaade alınmaz.
3. Müstahdem ve işçiler lehinde yardım akçesi
Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girmesinden önce anonim şirket müstahdem ve işçileri için yardım sandıkları ve sair yardım tesisatı kurulması ve idamesi maksadiyle akçe ayrılmış ise akçeye tahsis olunan mallar, zikri geçen andan itibaren iki yıl içinde, şirket mallarından ayrılacak ve bunlarla Medeni Kanım hükümleri gereğince bir tesis kurulacaktır. Türk Ticaret Kanununun 468 nci maddesinin 3 ve 4 ncü fıkraları da tatbik olunur.
4. Şirketçe iktisabedilmiş olan hisse senetleri
Yeni kanunun meriyete girdiği tarihte kendi hisse senetlerine malik bulunan anonim şirket hakkında yeni kanunun 329 ncu maddesinin 2 ve 3 ncü fıkraları tatbik olunur.
5. Hisse senetlerinin itibari kıymeti
Yeni kanunun meriyetinden önce anonim şirketlerce çıkarılmış olup da itibari kıymeti beş yüz liradan aşağı olan hisse senetleri muteber kalacağı gibi meriyetten itibaren üç yıl içinde yapılacak olan esas sermayenin azaltılması muamelesi dolayısıyle senetlerin itibari kıymeti beş yüz liradan aşağıya düşürülebilir.
Birinci fıkraya göre muteber kalacak olan hisse senetlerinin itibari kıymeti en az 50 lira veya 50 liranın misli olması şarttır.
IX - Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket
İşbu kanunun 19 ilâ 23 ncü maddeleri yeni kanunun 476 ncı maddesiyle anonim şirket hükümlerine atıf yapılmış olan cihetler bakımından sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler hakkında da tatbik olunur.
X - Kooperatif şirketler
İşbu kanunun 19 ilâ 22 nci maddeleri, yeni kanunun 489 ncu maddesiyle anonim şirket hükümlerine atıf yapılmış olan cihetler bakımından, kooperatifler hakkında da tatbik olunur.
Meriyetinden itibaren altı ay içinde yeni kanunun 492 nci maddesinin 4 ncü fıkrasının birinci cümlesi hükmünce ortaklar
listesinin ticaret siciline verilmesi mecburidir. Aynı fıkranın son cümlesi bu liste hakkında tatbik olunmaz.
Eski kanun zamanında tescil edilmiş olan kooperatiflerin esas mukavelelerinde bu maddenin birinci fıkrasının şümulü dışında kalan cihetlere ait ve yeni kanunun emredici hükümlerine aykırı şartlar bulunması halinde dahi işbu kanunun 20 nci maddesi tatbik olunur.
XI - Limitet Şirket
Eski kanun zamanında tescil edilmiş bulunan ve esas mukavelelerindeki hükümler yeni kanundaki âmir hükümlere aykırı olan limitet şirketler hakkında işbu kanunun 20 nci maddesinin 1 ve 2 nci fıkraları tatbik olunur. Şu kadar ki, yeni kanunun 540 ilâ 547 nci maddeleri meriyetinden itibaren ve esas mukavelelerindeki hükümlere aykırı olsalar bile derhal tatbik olunur.
Eski esas mukavelenin yeni kaidelere uydurulmasında yeni kanunun 513 ncü maddesinin ikinci fıkrası tatbik olunmaz.
XII - Kıymetli Evrak
1. Umumiyetle tâbi olduğu hükümler
Eski kanun zamanında tanzim edilmiş bulunan kambiyo senetleriyle konişmento, makbuz senedi, varant ve taşıma senedi gibi emtiayı temsil eden senetler her cihetçe eski hükümlere tâbi kalır.
2. İptal
Eski kanun zamanında kıymetli evraktan olan senetlerin zıyaı dolayısiyle iptalleri hakkında eski kanım zamanında açılmış olan dâvalara o kanun hükümleri, yeni kanunun meriyetinden sonra açılacak olan dâvalara ise yeni kanun hükümleri tatbik olunur.
XIII - Deniz ticareti
1. Gemi Sicili
a) Umumi olarak
Eski hükümlere göre tutulan gemi sicilleri yeni kanunun tatbiki bakımından da gemi sicili sayılır. Yeni kanuna göre çıkarılacak olan gemi sicili nizamnamesi hükümleri mahfuzdur.
12 nci maddenin 2, 3 ve 4 ncü fıkraları burada da tatbik olunur.
b) Âmme itimadı prensibi
Yeni kanunun meriyeti tarihinde gemi sicilinin muhtevası gerçek hukuki duruma uygun olmadığı takdirde sicil kaydına dayanmış olan kimse hakkı tescil edilmemiş veya yanlış tescil edilmiş yahut hükümsüz bir takyidin teseili neticesinde halele uğramış bulunan kimseye karşı yeni kanunun 885 nci maddesi hükmünce iyi niyetle iktisap iddiasında bulunabilir; meğer ki, yeni kanunun meriyetinden itibaren altı ay içinde gemi sicilindeki kayıt tadil edilmiş veyahut sicile bir itiraz şerhi yazılmış olsun.
2. Gemi
a) Mülkiyette Değişiklik
Gemi mülkiyetindeki her hangi bir değişiklik tescil edilmek üzere yeni kanunun meriyetinden önce sicil memurluğuna bildirilmiş ise tescil eski hükümler uyarınca yapılır.
b) Mülkiyet, intifa ve bayrak çekme hakkının tâbi olduğu hükümler
Gemiler üzerindeki mülkiyet ile intifa hakları ve gemilere Türk bayrağını çekme hakkı, meriyetinden itibaren yeni kanuna tâbi olur. Şu kadar ki, yeni kanun hükümlerince Türk bayrağı çekme hakkını kaybetmesi gereken gemilerin sahipleri eski hükümlere göre haiz oldukları hakkı meriyetten itibaren iki yıl geçmedikçe kaybetmezler.
c) İktisabi müruruzaman
Gemiler hakkındaki iktisabi müruruzaman müddetlerinin hesabında yeni kanunun meriyetinden önceki müddetler nazara alınmaz.
d) Gemi rehni
Yeni kanunun meriyeti tarihinde gemi sicilinde kayıtlı bulunan rehin hakkı o tarihten itibaren gemi ipoteği sayılır.
Yeni kanunun meriyeti tarihinde bir gemi rehnine sahibolan alacaklı kendi rehninden önce gelen veya aynı derecede bulunan diğer bir gemi rehninin düşmesi halinde bunun terkinini istemek salâhiyetini haizdir.
Yeni kanunun meriyeti tarihinde bir iştirak payı üzerinde mevcudolan rehin hakkı, meriyetten itibaren bir hak üzerindeki rehin hakkı sayılır ve Medeni Kanunun 868 ilâ 875 nci maddeleri hükmüne tâbi olur.
e) Cebri icra
Yeni kanunim meriyete girmesinden önce bir geminin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibi kesinleşmiş olur veyahut yapılmakta bulunan bir gemiye icrai haciz konmuş bulunursa paraya çevirmede eski hükümler tatbik olunur.
3. Deniz raporu
Yeni kanunun deniz raporuna ait 982 ilâ 985 nci maddeleri hükümleri, meriyete girdiği tarihte henüz raporu tesbit ettirilmemiş bulunan hâdiselere de tatbik olunur.
4. Müşterek avarya, çatma, gemi ve yük alacaklıları
Yeni kanunun gemi ve yük alacaklılarına ait 1235 ilâ 1258 nci maddeleri hükümleriyle müşterek avaryaya ve çatmaya ait hükümleri, ancak geminin yeni kanunun meriyete girmesinden sonra başladığı yolculuktan doğan hâdiselere tatbik olunur; daha önce başlamış olan yolculuk eski kanun hükümlerine tâbi kalır.
Bu kanunun müruruzamana ait 2 nci maddesi hükmü mahfuzdur.
5. Taşıyan tazminat borcunun en yüksek haddi
Para kıymetinin değişmesi halinde İcra Vekilleri Heyeti yeni kanunun 1114 ncü maddesinde tesbit edilen tazminat borcunun en yüksek haddini halin icabına uygun olarak yemden tesbit etmeye salahiyetlidir.
XIV - Sigortalar
Yeni kanunun meriyete girdiği tarihte mevcudolup da kanunun 1264 ncü maddesine aykırı bulunan sigorta mukaveleleri, eski hükümlere göre muteber bulundukları takdirde eskisi gibi hüküm ifade eder. Şu kadar ki yenilenmeleri halinde yeni kaideler tatbik olunur.
XV - Teyit mektupları ve câri hesap bakiye cetvelleri
Yeni kanunun meriyetinden sonra bir kimse tarafından diğerine gönderilmiş olan teyit mektupları veya câri hesap bakiyesini gösteren cetveller hakkında yeni kanunun 23 ve 92 nci maddeleri hükümleri tatbik olunur.
İKİNCİ FASIL
Diğer kanunların kaldırılan veya değiştirilen hükümleri
Birinci Kısım
Medeni Kanun ve Borçlar Kanunu
Borçlar Kanununun 103 ncü maddesinin son cümlesi, 308 nci maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesi, 431 ilâ 448 nci maddelerinin tamamı ve 473, 477 nci maddelerinin ikinci fıkraları kaldırılmış ve Medeni Kanunun 920 nci maddesinin ikinci fıkrası ile Borçlar Kanununun aşağıda yazılı maddeleri gösterildiği şekilde değiştirilmiş ve bunlara gösterilen hükümler eklenmiştir.
I - Medeni Kanun
920 nci maddenin ikinci fıkrası: Bu tasarruf tahditleri, tapu siciline şerh verilmekle gayrimenkul üzerinde sonradan iktisabolunan her nevi hakların sahiplerine karşı dermeyan olunabilir.
II - Borçlar Kanunu
a) 48 nci maddeye eklenen ikinci fıkra: Ticari işlere aidolan haksız rekabet hakkında Ticaret Kanunu hükümleri mahfuzdur.
b) 126 nci maddenin üçüncü bendi: Sanatkârların veya esnafın emeklerinin karşılığı, perakendecilerin sattıkları malların parası, noterlerin meslekî hizmetleri karşılığı, başkalarının maiyetinde çalışan veya müstahdemi olan kimselerin, hizmetçilerin, yevmiyecilerin ve işçilerin ücretleri hakkındaki dâvalar;
c) 126 nci maddeye eklenen dördüncü bent: Ticari olsun olmasın bir şirket akdine dayanan ve ortaklar arasında veya şirketle ortaklar arasında açılmış bulunan bütün dâvalar ile bir şirketin müdürleri, temsilcileri, murakıpleriyle şirket veya ortaklar arasındaki dâvalar, vekâlet akdinden, komüsyon akdinden, acentelik mukavelesinden, ticari tellâllık ücreti dâvası hariç, tellâllık akdinden doğan bütün dâvalar, mütaahhidin kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş ve bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmiş olması sebebiyle açılacak dâvalar haricolmak üzere istisna akdinden doğan bütün dâvalar.
Bir mamelekin veya bir işletmenin devralınması
d) MADDE 179
Bir mameleki veya bir işletmeyi aktif ve pasifleriyle birlikte devralan kimse, bunu alacaklılara ihbar veya gazetelerde ilân ettiği tarihten itibaren onlara karşı mamelekin veya işletmenin borçlarından mesul olur; şu kadar ki, iki yıl müddetle evvelki borçlu dahi yenisiyle birlikte müteselsilen mesul kalır; bu müddet muaccel borçlar için ihbar veya ilân tarihinden ve daha sonra muaccel olacak borçlar için de muacceliyet tarihinden itibaren işlemeye başlar.
Borçların bu suretle naklinin hükümleri, tek bir borcun nakli akdinden doğan hükümlerin aynıdır.
Bir işletmenin diğeriyle birleşmesi ve şeklini değiştirmesi
e) MADDE 180
Bir işletme diğer bir işletme ile aktif veya pasiflerin karşılıklı olarak devralınması suretiyle birleştirilirse, her iki işletmenin alacaklıları bir mamelekin devralmasından doğan hakları haiz olup bütün alacaklarını yeni işletmeden alabilirler.
Evvelce hakiki veya hükmi tek bir şahsa aidolup da kollektif veya komandit şirket haline konulan bir işletmenin borçları hakkında da aynı hüküm tatbik olunur.
f) 332 nci maddeye eklenen ikinci fıkra: İş sahibinin yukarıki fıkra hükmüne aykırı hareketi neticesinde işçinin ölmesi halinde onun yardımından mahrum kalanların bu yüzden uğradıkları zararlara karşı istiyebilecekleri tazminat dahi akde aykırı hareketten doğan tazminat dâvaları hakkındaki hükümlere tâbi olur.
g) 404 ncü maddeye eklenen üçüncü fıkra: Gayrimenkul tellallığı akdi, yazılı şekilde yapılmadıkça muteber olmaz.
Diğer komüsyon işleri
h) MADDE 430
Malzemesi iş sahibi tarafından verilmek suretiyle imal edilecek menkul eşya hakkındaki komüsyon işleri, eşya misli şeylerden olmasa da, alım ve satım komüsyonu hükmündedir.
Alım ve satım komüsyonu sayılmıyan işleri, ücret mukabilinde kendi namına ve müvekkili hesabına deruhde eden alım ve satım komüsyoncusu ile komüsyon işlerini kendisine sanat edinmeyip de ârızi olarak üzerine alan tacir hakkında dahi bu babın hükümleri tatbik olunur.
Taşıma işleri komüsyonculuğu hakkındaki hususi hükümler mahfuzdur.
i) 453 ncü maddeye eklenen üçüncü fıkra; Mağaza içinde müşterilerin kolaylıkla görebilecekleri bir yerde ve kolayca okuyabilecekleri bir şekilde aksi ilân edilmiş olmadıkça, toptan, yarı toptan veya perakende satış mağazalarının memur veya müstahdemleri, o mağazanın mûtat satış muamelelerinin hepsini yapmaya, salâhiyetli oldukları muameleler hakkındaki faturaları imzalamaya, bu mûtat muamelelerden doğan borçların yerine getirilmesine veya bunların hiç veyahut gereği gibi yerine getirilmemiş olmasına ilişkin ihtar veya diğer beyanları işletme sahibi adına yapmaya, bu mahiyetteki ihtar veya diğer beyanları ve hususiyle mûtat muamele dolayısiyle teslim edilmiş olan mallara ilişkin ayıp ihbarlarını mağaza sahibi adına kabule salâhiyetli sayılırlar; şu kadar ki, kendilerine yazı ile salâhiyet verilmiş olmadıkça mağaza dışında ve kasa memurları tâyin edilmiş ise, mağaza içinde mal parasını isteyip alamazlar. Bu kimseler, mal parasını almaya salâhiyetli bulundukları hallerde faturaları kapatmaya veya makbuz vermeye de salahiyetlidirler.
j) 530 ncu maddeye eklenen ikinci fıkra: Şirketi idare edenler, en az her yıl bir defa hesap vermeye ve kâr paylarını ortaklara ödemeye mecburdurlar. Hesap devresinin uzatılmasına ait şart bâtıldır. İdare edenin ortaklardan olmaması halinde de hüküm aynıdır.
k) 416 ilâ 429 ncu maddelerde geçen (âmir) sözleri, (müvekkil) olarak düzeltilmiştir.
İkinci Kısım
İcra ve İflâs Kanunu
İcra ve iflâs Kanununun 45 ve 345 nci maddelerinin son fıkraları kaldırılmış ve aşağıda yazılı maddeleri gösterildiği şekilde değiştirilmiş ve bunlara gösterilen hükümler eklenmiştir:
Kanundaki Istılahlar
a) MADDE 23
Bu kanunun tatbikinde : (İpotek) tâbiri ipotekleri, ipotekli borç senetlerini, irat senetlerini, gemi ipoteklerini, eski hukuk hükümlerine göre tesis edilmiş gayrimenkul rehinlerini, gayrimenkul mükellefiyetlerini, bâzı gayrimenkuller üzerindeki hususi imtiyazları ve gayrimenkul teferruatı üzerine rehin muamelelerini,
(Menkul rehni) tâbiri, teslimi meşrut- rehinleri, hayvan rehinlerini, hapis hakkını, alacak ve sair haklar üzerindeki rehinleri,
Sadece (rehin) tâbiri, (ipotek) ve (menkul rehni) tâbirlerine giren bütün menkul ve gayrimenkul rehinlerini ihtiva eder.
(Gayrimenkul) tâbiri, gemi siciline kayıtlı olan gemilere de şâmildir. Diğer gemiler bu kanun hükmünce menkul sayılır.
b) 24 ncü maddeye eklenen 7 nci fıkra: 26 ncı maddenin 3 ve 4 ncü fıkraları, gemi siciline kayıtlı olmıyan gemiler hakkında da tatbik olunur.
c) 27 nci maddeye eklenen ikinci fıkra: Gemi siciline kayıtlı olan gemi, borçlunun elinde bulunmazsa alacaklı borçlunun gemiyi işgal etmekte olan şahsa karşı sahibolduğu hakları haiz olur. Şu kadar ki, gemi üçüncü bir şahıs tarafından dâvadan sonra ve hükümden önce gemi siciline geçirilmiş bir akit sebebiyle işgal edilmekte ise birinci fıkra hükmü tatbik olunur.
Gayrimenkul dâvalarında hükümlerin tapu ve gemi sicil dairelerine tebliği
d) MADDE 28
Gayrimenkul dâvalarında davacının lehine hüküm verildiği takdirde mahkeme dâvacının talebine hacet kalmaksızın hüküm tefhimi ile beraber hulâsasını tapu ve gemi sicili dairelerine bildirir. İlgili daire bu ciheti hükmolunan gayrimenkul veya geminin kaydına şerh verir. Bu şerh Medeni Kanunun 920 nci maddesinin ikinci fıkrası ve tescil edilmiş gemiler hakkında da Ticaret Kanununun 879 ncu maddesinin ikinci fıkrası hükmüne tâbidir.
Gayrimenkul dâvası üzerine verilen karar ileride dâvacının aleyhine kesinleşirse mahkeme, derhal bu hükmün hulâsasını da tapu veya gemi sicili dairesine bildirir.
Gayrimenkul hakkındaki hükümden sonra yedin tebeddülü
e) MADDE 29
Hükmün tapu veya gemi sicili dairesine bildirilmesinden sonraki tebeddüllerin icra muamelelerine tesiri olmaz. Hükümde gösterilen şey kimin elinde ise ondan alınıp alacaklıya teslim olunur.
Şu kadar ki, o yer veya gemide bulunan üçüncü şahıs bu malı borçludan teslim almış olmayıp onu doğrudan doğruya işgal etmekte bulunduğunu bildiren bir tapu veya gemi sicili kaydı gösterirse mahkemeye müracaatla dâva açması için kendisine yedi gün mühlet verilir. Bu müddet içinde dâva açılırsa icra geri bırakılır.
İrtifak haklariyle gemi üzerindeki intifa haklarına mütedair ilâmlar
f) MADDE 31
Bir irtifak hakkının veya gemi siciline kayıtlı olan bir gemi üzerindeki intifa hakkının kaldırılmasına yahut böyle bir hakkın tahmiline mütedair ilâm icra dairesine verilince icra memuru 24 ncü maddede yazılı şekilde 7 günlük bir icra emri gönderir. Borçlu muhalefet ederse ilâmın hükmü zorla icra olunur.
g) 94 ncü maddenin ikinci fıkrası: Borçlunun reddetmediği miras veya başka bir sebeple iktisabeyleyip henüz tapuya veya gemi siciline tescil ettirmediği mülkiyet veya diğer ayni hakların borçlu namına tescili, alâkalı tarafından istenebilir. Bu talep üzerine icra dairesi alacaklının bu muameleyi takibedebileceğini tapu veya gemi sicili dairelerine ve icabında mahkemeye bildirir.
h) 97 nci maddenin 7 nci fıkrası: Kiralanan yer veya sicille kayıtlı gemilerdeki hapis hakkına tâbi eşyaya mütaallik istihkak dâvaları Borçlar Kanununun 268 nci maddesinin birinci fıkrasında yazılı hükümlere uygun olmadıkça talik emri verilemez.
Gemiler hakkında
i) MADDE 136
Gayrimenkul malların satışına aidolan hükümler, gemi siciline kayıtlı gemiler hakkında da tatbik olunur. Bu hükümlerde geçen (tapu sicili) tâbirleri, gemi sicilini ve (irtifak hakkı) tâbiri ise sicile kayıtlı gemiler üzerindeki intifa hakkını anlatır.
j) 144 ncü maddeye eklenen beşinci fıkra: Gemi siciline kayıtlı olan bir gemiyi paraya çeviren icra dairesi onun üzerindeki ipotek ve intifa haklarına ait kayıtların sicilden terkin ve nakillerini de yaptırır.
k) 153 ncü maddeye eklenen üçüncü fıkra: Türk Ticaret Kanununun gemi ipoteği hakkındaki 930 ve 931 nci maddeleri mahfuzdur.
l) 154 ncü maddeye eklenen ikinci fıkra: Merkezleri Türkiye dışında bulunan ticari işletmeler hakkında salâhiyetli merci, Türk Ticaret Kanununun 42 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince tâyin edilen temsilcinin ikametgâhının bulunduğu yerdeki icra dairesidir.
m) 168 nci maddenin birinci fıkrasının ikinci bendi:
Borç ve masrafların beş gün içinde ödenmesi.
Anonim, limitet ve kooperatif şirketlerin iflâsı
n) MADDE 179
Anonim, limited ve kooperatif şirketlerin borçları mevcut ve alacaklarından fazla olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler ve şirket tasfiye halinde ise tasfiye memurları tarafından beyan veya alacaklı tarafından ispat edilirse Önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflâsına karar verilir.
o) 190 ncı maddenin son fıkrası: Bu mallar iflâsını ilânından evvel taşıma senedi, konişmento, mekbuz senedi, varant gibi emtiayı temsil eden bir senetle iyi niyet sahibi üçüncü bir şahsa satılmış veya rehnedilmiş olurlarsa artık geri alınamazlar.
ö) 200 ncü maddenin son fıkrası: Anonim, limitet ve kooperatif şirketlerin iflâsları halinde esas mukavele gereğince verilmesi lâzımgelen hisse senedi bedellerinin henüz ödenmemiş olan kısımları veya konması taahhüdedilen ve fakat konmamış olan sermayeler bu şirketlerin borçlariyle takas edilemez.
p) 206 ncı maddenin üçüncü fıkrasına eklenen cümle: Alacakları gemi ipoteği ile temin edilmiş olan alacaklılarla gemi alacaklıları hakkında Türk Ticaret Kanununun bu cihetlere ait hususi hükümleri tatbik olunur.
r) 206 ncı maddenin 4 ncü fıkrasının ikinci sıra adlı bendinin B kısmı: Patronların, müstahdem ve işçiler için yardım sandıkları veya sair yardım teşkilâtı kurulması veya bunların yaşatılması maksadiyle meydana gelmiş ve hükmi şahsiyet kazanmış bulunan tesislere veya derneklere olan borçları.
s) 206 ncı maddenin dördüncü fıkrasındaki üçüncü sıra : İflâsın açılmasından bir evvelki yıl için Hükümet tarafından ruhsatnameli doktor, eczacı ve ebelerin alacakları ve borçlu ile ailesi efradının tedavi ve bakım masrafları, acentelerin iflâsın açılmasından Önceki bir yıl içinde acentelik mukavelesinden doğmuş olan alacakları.
t) 257 nci maddeye eklenen dördüncü ve beşinci fıkralar: Gemi alacaklıları, donatanın yalnız mahdut ayni surette mesul olduğu hallerde, ancak mesuliyete mevzu teşkil eden mal ve haklara ihtiyati haciz koydurabilirler. Donatanın aynı zamanda şahsan mesul olduğu haller bundan müstesnadır. Şu kadar ki, donatanın şahsi mesuliyeti bir miktar ile mahdut ise gemi alacaklıları ancak bu miktar için donatanın diğer mallarını haczettirebilirler.
Yük alacaklıları hakkında da yukarıki fıkra hükmü kıyas yoliyle tatbik olunur.
u) 285 nci maddenin birinci fıkrası: Konkordato hükümlerinden istifade etmek istiyen her hangi bir borçlu, tetkik merciine bir konkordato projesi verir ve bu projeye mufassal bir bilanço ve defter tutmaya mecbur şahıslardan ise defterlerinin vaziyetini bildiren bir cetvel ekler. Bu cetvelde, bilhassa Ticaret Kanununun 66 ncı maddesi hükmünce tutulması mecburi olan defterlerin hepsinin tutulmuş olup olmadıkları gösterilir.
ü) 288 nci maddenin birinci fıkrası: Tetkik merciince mühlet ilân olunur ve icra dairesiyle tapu dairesine bildirilir. Borçlu bir tacir ise ticaret sicili memurluğuna ve deniz ticaretiyle meşgul ise ayrıca gemi sicil memurluğuna da haber verilir. Borçlunun gemisi sicile kayıtlı olduğu takdirde gemi sicil memuru, konkordato mehli hakkında sicile şerh verir. Bu şerh Türk Ticaret Kanununun 879 ncu maddesindeki şerhin hukuki neticesini meydana getirir.
v) 310 ncu maddenin beşinci bendi: Ticaret Kanununun 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının 1 ilâ 3 ncü bentlerinde sayılan defterleri hiç veya kanunun emrettiği şekilde tutmamış ise;
y) 26 ncı maddedeki (gemi) sözleri (gemi siciline kayıtlı olan gemi) olarak değiştirilmiştir.
Üçüncü Kısım
Denizde can ve mal koruma hakkında Kanun
10.VI.1946 gün ve 4922 sayılı Denizde can ve mal koruma hakkındaki Kanunun aşağıda gösterilen maddeleri gösterilen şekilde değiştirilmiştir:
a) Madde 13 : Türk Ticaret Kanununun 982 ve 984 ncü maddeleri gereğince salâhiyetli mahkemeye deniz raporu tesbit ettirmekle mükellef her kaptan, bu raporun tasdikli bir suretini kazadan sonra uğradığı liman reisliği bulunan ilk limanda liman reisliğine verir.
b) Madde 27: Türk Ticaret Kanununun deniz kazalarına ait faslının (çatma) ve (kurtarma ve yardım) kısımlariyle Belediye Kanununun 15 nci maddesinin 9 ncu fıkrası ve Umumi Hıfzıssıhha Kanununun gemilerin sağlık bakımından murakabesine ait hükümleri mahfuzdur.
c) 4, 5, 6 ve 20 nci maddelerdeki (Yola elverişlilik belgesi) sözleri (Denize elverişlilik belgesi) olarak değiştirilmiştir.
Dördüncü kısım
Ceza Kanunu
Ceza Kanununun aşağıda yazılı hükümleri, bildirilen şekilde değiştirilmiştir:
a) 201 nci maddenin birinci fıkrası: Her kim cebir ve şiddet veyahut tehdit ile sanat veya ticaret serbestîsini her ne suretle olursa olsun tahdit veya menederse bir aydan iki seneye kadar hapis ve yüz liradan beş yüz liraya kadar ağır para cezasına mahkûm olur.
b) 349 ncu maddenin üçüncü fıkrası: Emre veya hâmile yazılı olarak tanzim edilen kambiyo senetleriyle emtiayı temsil eden evrak, resmî varaka hükmündedir.
Beşinci kısım
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 11 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
MADDE 11
Suç açık denizlerde veya yabancı liman ve kara sularında Türk Bayrağını taşıyan deniz veya hava nakil vasıtalarında veyahut böyle bir nakil vasıtasiyle işlenmiş bulunursa suçun işlenmesinden sonra vasıtanın Türkiye’de ilk uğradığı yerin veya bağlama limanının mahkemesi salahiyetlidir.
Altıncı Kısım
Temyiz Mahkemesi teşkilâtına dair Kanun
Temyiz Mahkemesi teşkilâtına dair 1221 sayılı Kanunun 5859 sayılı Kanunla değiştirilmiş bulunan 3 ncü maddesinin birinci fıkrasının Ticaret ve İcra ve İflâs dairelerinin vazifelerine aidolan 8 ve 9 ncu bentleri şu şekilde değiştirilmiştir:
Ticaret Dairesi: Türk Ticaret Kanununun 4 ncü maddesinde sayılan ticari dâvalar hakkında sulh ve asliye mahkemelerince verilmiş bulunan hüküm ve kararları,
İcra ve İflâs Dairesi: İcra takipleri hukukuna ve iflâsa dair asliye ve ticaret mahkemeleriyle icra tetkik mercilerinden verilen kararlar ile icra tetkik mercilerinin verecekleri cezai hüküm ve kararları ve İcra ve iflâs Kanunu hükümlerine tâbi bütün iptal dâvaları hakkında asliye hukuk ve ticaret mahkemeleriyle sulh mahkemeleri tarafından verilecek hükümleri.
Yedinci Kısım
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu
Hukuk usulü muhakemeleri Kanununun 291 nci maddesi kaldırılmıştır.
Son hükümler
İşbu kanun Türk Ticaret Kanununun meriyete girdiği tarihte meriyete girer.
Bu kanunu tatbika İcra Vekilleri Heyeti memurdur.