Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 3.3.2000-12.7.2004 tarihleri arasında geçen ve Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirilemeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, İlamında belirtildiği şekilde feragat nedeniyle davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Sosyal Sigortalar Kurumu avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
506 sayılı Yasanın 6. maddesi gereği sigortalı olmak hak ve yükümden kaçınılmaz ve vazgeçilmez. Yasanın öngördüğü belli bir sosyal güvenlik kuruluşu sigortalısı olmak, kamu düzenine ilişkin, kişiye bağlı, vazgeçilmez ve kaçınılmaz hak ve yükümlülük doğuran bir hukuksal statü yaratır. Kişi ve sosyal güvenlik kuruluşlarının bu statünün oluşumundaki rolü, yenilik doğurucu ve iradi bir durum değil, Yasa gereği kendiliğinden meydana gelen statüyü belirlemekten ibarettir. Dolayısıyla, sosyal güvenlik hakkından feragat mümkün olmadığından, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilemez. Hal böyle olunca, davacı tespit davasından feragat edemeyeceğine göre, davasını geri alabilir. Başka bir anlatımla ileride tekrar dava açabilme hakkını saklı tutarak davanın takibinden vazgeçebilir.
Mahkemece yapılacak İş; 506 sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca davadan feragatin mümkün olmayacağını davacıya hatırlatmak ve feragata İlişkin beyanı da hatırlatılarak, bunun davayı geri alma şeklinde anlaşıp anlatılamayacağı sorulmak ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 185 ve 409. maddesindeki prosedür gerekirse işletilmek üzere sonucuna göre karar vermekten İbarettir. Ayrıca hükmü temyiz eden davalı Kurum vekilinin de vekaleti celp edilerek dosya içerisine konulmalıdır.
Mahkemece, belirtilen bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı olduğu şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, hükmü temyiz eden davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz İtirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), bozmanın niteliğine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 21.2.2005 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacının davadan feragat etmiş olması maddi hukuka ilişkin olarak hakkın özünden feragat anlamında değildir. Hiç kimse iradesi dışında dava açmaya veya açtığı davayı sürdürmeye zorlanamaz.
Bu nedenle mahkemenin kararının onanması gerektiği düşüncesiyle çoğunluk kararına katılmıyorum.