MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Sanık ... için; TCK'nın 157/1, 52, 53, 55.
maddeleri uyarınca mahkumiyet
Sanık ... için; CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat
Dolandırıcılık suçundan sanık ...'ın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık; sanık ...'ın beraatine ilişkin hüküm o yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Üst Cumhuriyet savcısı'nın temyiz isteminden vazgeçtiği anlaşılmakla, o yer Cumhuriyet savcısı'nın ve sanığın temyiz istemleriyle sınırlı olarak yapılan incelemede;
Katılan ile sanık ...'ın asker arkadaşı olduğu, sanık ...'ın katılanı arayarak "bende 200 tane reşat altını var, bunlara kimseye göstermeye korkuyorum. Sana bunları 40.000 TL karşılığında verebilirim, altınları istersen Korkuteli'ne gel, altınlar burda, teyzeoğlu olan Mustafa'nın yanında" demesi üzerine katılanın, 16.10.2010 tarihinde Korkuteli'ne geldiği, sanık ... ile buluştukları, sanığın Mustafa isimli şahsı arayarak "altınları çıkar biz geliyoruz" dediği, ardından katılana iki adet altının verildiği, katılanın iki adet altını kuyumcuya gösterdiği ve altınların gerçek olduğunu öğrendiği, 21.10.2010 günü yanına 40.000 TL para alarak arkadaşı tanık ... ile birlikte Korkuteli'ne geldikleri, burada sanık ... ile buluştukları ve 40.000 TL'yi sanık ...'a verdiği, sanığın "evde misafir varmış, ben emaneti getiriyorum" diyerek evin arkasındaki bahçeye gittiği ve dönmediği, katılanın sanık ...'nın kullandığını iddia ettiği Mehmet Duran adına kayıtlı 0539 749 81 61 nolu telefonun 15.10.2010 ile 24.10.2010 tarihleri arasında yapılan HTS sorgusunda katılan ve diğer sanık ... ile bir çok görüşme kaydının olduğu, sanık ...'ya ait 0507 732 1225 nolu telefonun 15.10.2010 ile 24.10.2010 tarihleri arasında yapılan HTS sorgusunda bu numaranın katılan ve diğer sanık ...'ın kullandığı iddia edilen Mehmet Duran adına kayıtlı numaralar ile bir çok görüşme kaydının olduğu, katılanın 20.12.2011 tarihinde, sanık ...'ya ait fotoğrafın, sanık ...'ın kendisine olay günü teyzesinin oğlu Mustafa diye tanıttığı şahıs olduğunu beyan ettiği, sanıkların bu suretle dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda; sanık savunmaları, katılan ve tanık beyanı ile tüm dosya kapsamından atılı suçun sanık ... tarafından işlendiğine ilişkin mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın ve o yer Cumhuriyet savcısı'nın sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
1-)Sanık ...'nın aşamalarda atılı suçlamayı kabul etmediği ve katılana soruşturma ve kovuşturma aşamasında kendisini dolandıran Mustafa isimli kişinin sanık ... olup olmadığı hususunda herhangi bir canlı teşhisin de yaptırılmamış olması karşısında, adı geçen sanıkla katılanın mahkemede yüzleştirilerek dolandırıcılık yapan kişinin sanık olup olmadığının kesin olarak belirlemesi, bu mümkün olmadığı taktirde sanığın teşhise elverişli olan ve bütün yönlerden çekilmiş fotoğraflarının temin edilerek kesin teşhisin sağlanması ve 0507 732 12 25 nolu telefona ait abonelik sözleşmesi aslı getirtilerek, sözleşme üzerindeki imza ve yazının sanık el ürünü olup olmadığı konusunda yöntemince bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra, toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanık ...'nın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiren, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde beraat hükmü kurulması,
2-)Sanık ...'a yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini zorunluluğu,
3-)5237 sayılı TCK'nın 55. maddesinin 1. fıkrasının son cümlesinde; “… Bu fıkra hükmüne göre müsadere kararı verilebilmesi için maddi menfaatin suçun mağduruna iade edilememesi gerekir” hükmüne yer verildiği, bu nedenle, el konulmuş olan maddi menfaatlerin suçun mağduruna iade edilebildiği veya iade edilebilme olanağının bulunduğu ya da suçun mağdurunun belli olduğu durumlarda kazanç müsaderesine hükmetme olanağının bulunmadığı, bu durumda suçun mağdurunun, “kazanç müsaderesinin konusunu oluşturan değeri”, sanıktan talep etme hak ve olanağına sahip olduğu, mağduru belli olan ve dolandırıcılık suçunun konusunu oluşturan paranın özel hukuk davası yoluyla talep edilebileceği gözetilmeden, anılan Yasa maddesine yanlış anlam verilerek, kazanç müsaderesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'ın ve o yer Cumhuriyet savcısı'nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.