Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

- K A R A R -

Başvuran (davacı) vekili; müvekkili ...’in sevk ve idaresindeki motosikletle, davalı ... nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan, ...’ın yönetimindeki otomobilin 16/05/2015 tarihinde çarpışması neticesinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını, sigorta şirketine yapılan başvurunun reddedildiğini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6.000,00 TL iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Karşı taraf (davalı) vekili; başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 28/09/2016 tarih 2016/21587 E.-K-2016/24471 sayılı kararı ile; başvuru sahibinin talebinin kabulü ile 51.490,63-TL maluliyet tazminatının 11/07/2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı ... şirketinden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyetince 18.01.2017 tarih ve 2017/İHK-210 sayılı kararı ile; itirazın reddine, dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi tarafından; İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2017/701 D. İş-2017/365 K. sayılı ve 20/02/2017 tarihli kararı ile saklanmasına karar verilen, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti'nin 18.01.2017 tarih ve 2017/İHK-210 sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b/1 bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dava, trafik kazası nedeni ile cismani zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.

Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.

Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.

Somut olayda, kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak herhangi bir bilirkişi raporu alınmamıştır.

Somut olayda;davacı tarafça kişisel müracaatla alınan ve başvuru dilekçesine eklenilen, Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre düzenlenen,Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi'nin 24.05.2016 gün ve 13690 raporuna göre zarar hesaplanarak karar verilmiştir. Söz konusu rapora göre davacının %8,1 oranında maluliyeti olduğu, iyileşme süresinin 3 ayı bulacağı, bu sürede bir başkasının bakımına muhtaç olacağı, toplam tedavi masrafının 3.000,00 TL olduğu belirtilmiştir.

Davalı vekilince dosyaya sunulmuş olunan maluliyet raporuna itiraz edilmiş olup hasar dosyasında yaptırdıkları medikal eksper incelemesine göre raporun güvenirliliği olmadığı savunulmuştur.

Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Heyetince hükme esas alınan maluliyet raporu davacı tarafça kişisel müracaat sonucunda tek taraflı sunulan delillerle hazırlandığından ve davalı tarafın delilleri nazara alınmadığından somut olayın şartlarına göre sözkonusu sağlık kurul raporu hükme esas alınmaya yeterli değildir.

Bu durumda, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Heyetince, kazayla ilgili tüm tedavi evrakları getirtilerek olay tarihinde yürürlükte olan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak davacıda meydana gelen maluliyet oranının tespit edilmesi, geçici iş göremezlik süresinin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu'ndan denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesi’nce bu hususa yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi’nin davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Kabule göre de; 19.01.2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazetede yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 13. fıkrasına "(13)(Ek:RG-19/1/2016-29598)tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." Hükmü eklenmiştir. Heyetçe verilen 28.09.2016 tarihli kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16.13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 13. maddesi gereğince hesaplanan 6.013,97 TL vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA; Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 23/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.