MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili, davalılar vekili ve davalılardan ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili; taşımacılık faaliyetinde bulunan davacı kooperatifin 15.05.2011 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında tutanağın 11. Maddesi gereğince geçmiş yıllara ilişkin ödenmeyen vergi ve vergi cezalarından dolayı ilgili dönemdeki yönetim kurulu üyelerinin mali sorumluluklarının olduğunu ileri sürerek tüm mali zararların tazminini talep ve dava etmişlerdir.
Davalılar vekili ile davalılar, kendi dönemlerine ilişkin borcu ödediklerini savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalıların vergi borçlarını süresinde yatırmayıp başka alanda davacı kooperatif yararına kullanarak, kâr sağladıklarını savunmadıkları ve bu yönde bir ispat da bulunmadığı ve vergi borcunun kooperatif aktifinden karşılandığı, davalıların eylemi ile kooperatifin zarara uğradığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili, davalılar vekili ve davalılardan ... temyiz etmiştir.
1-Dava hukukî niteliği itibariyle, kooperatifin önceki yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna ilişkin tazminat davasıdır. Kooperatif yönetim kurulu, kooperatif işlerinin yönetimi için gereken titizliği gösterir ve kooperatifin başarısı ve gelişmesi yolunda bütün gayretini sarf eder (Koop. K. m.62). Yönetim kurulunun bu özen yükümlülüğüne aykırı davranması durumunda sorumluğunun doğacağı şüphesizdir. Dava konusu olayın gerçekleştiği dönemde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK m. 336’ya göre, yönetim kurulu üyeleri kasten veya ihmal neticesinde kendilerine kanunun ve esas sözleşmenin yüklediği sair vazifeleri ihlâl ettikleri takdirde meydana gelen zarardan şirkete, ortaklara ve alacaklılara karşı kusurlarının derecesine bakılmaksızın zararın tamamından sorumlu olurlar. Diğer bir deyişle; yönetim kurulu üyelerinin sorumlu tutulabilmeleri için zarara kusurları ile sebebiyet vermeleri gerekir. Mahkemece davalıların, kooperatif adına tahakkuk etmiş ve ödenmemiş vergi aslı borcu, vergi ziyaı, usulsüzlük, gecikme zammı ve faizini yatırmadıkları ve bu nedenle kooperatifin zarara uğradığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak davalıların talep edilen bu bedellerle ilgili sorumluluğu olup olmadığı alınan bilirkişi raporları ile yeterince açıklanamamıştır. Bu itibarla bu tarihte kooperatif kasasında parayı ödeyebilecek miktarda para olup olmadığı öncelikle belirlenmeli, para bulunması halinde ödememe nedenleri araştırılmalı, haklı nedene dayanmıyorsa kooperatifin uğradığı zarar miktarı tespit edilerek hüküm altına alınmalıdır. O halde mahkemece kooperatifin tüm defter kayıt ve belgeleri ile varsa hesabı bulunduğu tüm bankalardan gerekli belgeler istenmeli ve borçların tahakkuk ettiği sırada kooperatif banka hesaplarında veya kasasında borca yetecek kadar bir paranın bulunup bulunmadığının araştırılması, para bulunduğu halde zarara davalıların eylemleriyle varıldığı sonucuna ulaşılması halinde tazmin kararı verilmesi gerekirken bu konuda inceleme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş olup davalılar vekili ile davalılardan ...’ in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekili ile ...’ in temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 28.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.