Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi

İLK DRC. MHK. : Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki alacaklılar T. İş Bankası A.Ş., Vakıflar Bankası T.A.O.,Yapı ve Kredi Bankası A.Ş., T. Halkbankası A.Ş. vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

Davacılar vekili, davacı şirketin döviz kurlarındaki dalgalanma ve likidite darboğazı nedeni ile geçici olarak ekonomik sıkıntı yaşadığını, işçilere ve alacaklılara yapılan ödemelerin şirkete nakit sıkışıklığı oluşturduğunu, konkordato kararı verilmesi halinde borçların ödenebileceğini, şirketin banka borçlarının tamamından kefil sıfatı ile sorumlu olan ... hakkında da konkordato talep etme gereği hasıl olduğunu ileri sürerek davacıların konkordato tekliflerinin tasdikini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece, iddia, benimsenen komiser raporları ve tüm dosya kapsamına göre, konkordato isteyen ... yönünden konkordato projesinin İİK 302/3 maddesindeki çoğunlukla alacaklılar tarafından kabul edilmemiş olduğu ve bu şekilde İİK 305/1 maddesindeki tasdik şartının gerçekleşmediği gerekçesi ile reddine, davacı konkordato talep eden şirket yönünden ise konkordato isteyenin borçlarının 3. kişi malları ile rehinle temin edilmiş olması halinde şirket açısından adi borç olacağı görüşü benimsendiği, komiserler kurulundan söz konusu alacakların adi alacak olarak değerlendirilerek nisabın buna göre tespiti için ek rapor alındığı ve konkordato projesinin İİK’nın 302. maddesinde öngörülen alacaklı sayısı ve alacak miktarı ile kabul edildiği gerekçesi ile konkordato isteyen şirketin tasdik talebinin kabulüne karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesi kararına karşı bir kısım alacaklılar vekillerinin istinaf başvurusu üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi tarafından alacaklı Akbank T.A.Ş.’nin alacağının rehinle karşılandığı ve bu nedenle hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile istinaf talebinin usulden reddine, geçici mühlet ve kesin mühlete ilişkin verilen kararlara karşı İİK’nın 287/son maddesi uyarınca kanun yoluna başvurulamayacağından alacaklılar Yapı Kredi Bankası AŞ. ve T. Halk Bankası A.Ş vekillerinin istinaf dilekçelerinin reddine, Yapı Kredi Bankası AŞ. ve T. Halk Bankası A.Ş, vekillerinin diğer, Alternatifbank AŞ, İş Bankası A.Ş, ve Vakıflar bankası A.Ş. vekilllerinin tüm hususlara ilişki istinaf taleplerinin reddine,

Rehin kim tarafından tesis edilirse edilsin İİK'nın 308/h maddesindeki düzenlemeye tâbi olduğu, rehinli alacaklının teminatsız kalan kısım yönünden konkordato nisabında dikkate alınacağı, İİK'nın ../..

302/4. maddesi uyarınca konkordato projesinin kabulünün esas itibariyle projeden etkilenecek alacaklılara bırakıldığı, sonuç olarak üçüncü kişiye ait bir malın rehniyle güvence altına alınmış alacağın adi alacak sayılmasının ve konkordato projesinin oylamasına dahil edilmesinin mümkün olmadığı, konkordato isteminde bulunan şirketin, üçüncü kişi rehniyle alacağı teminat altına alınan alacaklıların konkordato nisabından çıkarılması halinde de -red oyu kullandıkları göz önünde tutularak- konkordato isteyen şirketin konkordato projesinin İİK'nın 302/3. maddesinde öngörülen alacak ve alacaklı nisabıyla kabul edilmiş olması karşısında İlk Derece Mahkemesi kararının sonuç yönünden etkilenmeyeceği anlaşılmış olup, HMK'nın 353/(1)-b.2 ve 355. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesi kararını gerekçe yönünden düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesine karar verilmiştir.

Karar, alacaklılar Yapı Kredi Bankası A.Ş. vekili, T. Halk Bankası A.Ş vekili, İş Bankası A.Ş, vekili ve Vakıflar bankası A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, alacaklılar Yapı Kredi Bankası A.Ş. vekili, T. Halk Bankası A.Ş vekili, İş Bankası A.Ş, vekili ve Vakıflar bankası A.Ş. vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2- Dava, İİK’nın 285. vd. maddeleri uyarınca geçici ve kesin mühlet kararları verilmesi ve konkordato projesinin tasdiki istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, konkordato isteyenin borçlarının 3. kişi malları ile rehinle temin edilmiş olması halinde şirket açısından adi borç olacağı görüşü benimsenerek, komiserler kurulundan söz konusu alacakların adi alacak olarak değerlendirilerek nisabın buna göre tespiti için ek rapor alınmış ve bu ek rapor hükme esas alınmış, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi; rehin kim tarafından tesis edilirse edilsin İİK'nın 308/h maddesindeki düzenlemeye tâbi olduğu, rehinli alacaklının teminatsız kalan kısım yönünden konkordato nisabında dikkate alınacağı, İİK'nın 302/4. maddesi uyarınca konkordato projesinin kabulünün esas itibariyle projeden etkilenecek alacaklılara bırakıldığı, sonuç olarak üçüncü kişiye ait bir malın rehniyle güvence altına alınmış alacağın adi alacak sayılmasının ve konkordato projesinin oylamasına dahil edilmesinin mümkün olmadığı, konkordato isteminde bulunan şirketin, üçüncü kişi rehniyle alacağı teminat altına alınan alacaklıların konkordato nisabından çıkarılması halinde de -red oyu kullandıkları göz önünde tutularak- konkordato isteyen şirketin konkordato projesinin İİK'nın 302/3. maddesinde öngörülen alacak ve alacaklı nisabıyla kabul edilmiş olması karşısında İlk Derece Mahkemesi kararının sonuç yönünden etkilenmeyeceği gerekçesi ile gerekçe yönünden hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesine karar vermiştir.

Uyuşmazlık 3. kişi ipoteği ile teminat altına alınan alacağın adi alacak olarak nisapta nazara alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.

İİK 295. maddesi "Mühlet sırasında rehinde temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez" şeklindedir.

17.07.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunla değişik İİK 289. maddesi de aynı ifadeleri taşımaktadır. 28.02.2018 tarih ve 7101 sayılı Kanun yürürlüğünden önce doktrin maddede belirlenen rehinli malın borçluya ait olması konusunda fikir birliği içindedir. (Gündoğan, Postacıoğlu, Üstündağ Kuru) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 20.10.1993 tarih 6282/6805 karar sayılı ilamında da 3. kişi rehninin konkordato nisabında adi alacak olarak gözönünde bulundurulmasına karar vermiştir.

Meseleyi konkordatonun amacı çerçevesinde değerlendirmek gerekir. Konkordato dürüst bir borçlunun belli bir zaman kesiti içerisindeki bütün adi alacaklarını yetkili makamın onayı ve alacaklı çoğunluğunun kabulü ile tasfiyesinin sağlandığı bir icra biçimidir.

Bu amacın gerçekleştirilmesi yani konkordatonun başarıya ulaşması için borçlunun malvarlığının korunması gerekir. ...nın 295. maddesi de bu amaca hizmet eden bir hüküm içerir. Rehni 3. kişinin vermesi halinde bu rehnin paraya çevrilmesi konkordato talep eden borçlunun pasifine etki etmeyecektir. Bu haliyle 3. kişi tarafından verilen rehnin paraya çevrilmesini konkordato kapsamında engellenmesi kanun koyucunun amaçladığı bir sonuç olarak düşünülemez.

İ....nda bu ve buna benzer maddelerde amaç borçlunun malvarlığını korumak ve bu sayede konkordato projesinin başarıya ulaşmasını sağlamaktır. Alacağı 3. kişi rehni ile teminat altına alınan alacaklı kanundaki sınırlamalara bağlı kalmadan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilecek ve asıl borçlunun konkordato takibinin kabul edilmesi halinde rehinden karşılayamadığı alacak için ../..

konkordatoya tabi olarak talep edebilecektir. Malı satılan 3. kişide rücû alacağını ancak konkordato nisabına dahil edilmesi halinde talep edilebilcektir.

İİK 303. maddesinde “konkordatoya hayır oyu veren alacaklı borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarının muhafaza eder” hükmünü taşır. Taşınmazını borçlu lehine ipotek veren 3. kişinin borçtan birlikte sorumlu olduğunda tereddüt yoktur. Alacaklının bütün haklarını muhafaza edebilmesi ancak konkordato nisabına dahil edilerek oy kullanmasına bağlanmıştır. Bu alacak rehinli alacak olarak kabul edilerek alacaklıya oy hakkı verilmediği takdirde İİK. 303. maddenin uygulanması mümkün olmayacaktır.

İİK. 298/1 maddesi “komiser görevlendirilmesini mütakip borçlunun mevcudunun bir defterini yapar ve mallarının kıymetini takdir eder” hükmünü taşır. Bu değerlendirme borçlunun malları ile sınırlıdır. 3. kişiye ait malın değeri bu aşamada belirlenmediği için alacaklının rehin dışında ne kadar alacağının kalacağı tesbit edilemeyeceğinden 3. kişi rehniyle temin edilen alacağın tamamının adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi hem alacaklı hem de asıl borçluya rücû edecek alacaklı açısından gerekliliktir. Bu bağlamda taşınmazı satılan 3. kişi nisaba ve sonuç olarak konkordatoya tabi olmadan alacağını tam olarak alma hakkına sahip olacağından bu kabul diğer alacaklıların zararına olabilecektir.

Yukarıda belirtildiği gibi konkordatonun başarıya ulaşması için borçlunun malvarlığının korunması amaçlanmıştır. Gerek 295. maddenin ruhunda ve gerekse 45. madde bağlamında zikredilen rehinli malların borçlunun kendisine ait mallar olduğunun kabulünde zorunluluk vardır.

İİK 307. maddesi rehinli malların ve finansal kiralama konusu malların paraya çevirme ve muhafazasını erteleme hükümleri içermektedir. Hiç süphe yok ki bu madde kapsamında borçlunun konkordato projesi için gerekli olan mallar zikredilmektedir. Kanunun lafzı da bu konuda açıktır. 3. kişi ipoteklerini bu kapsamda kabul etmenin kanunun ruhuna ve konkordatonun amacına uygun olduğundan bahsedilemez.

Tüm bu gerekçeler nazara alındığında 3. kişi ipoteği ile teminat altına alınan alacakların konkordato da adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi konkordato kurumunun işlerliği, alacaklının teminat dışı kalan alacağı, ipotek veren 3. kişinin rücû ilişkisi açısından gereklidir. 7101 sayılı Kanun öncesi Yargıtay uygulamalarının değiştirilmesini, gerektirir kanuni bir düzenlemede bulunmamaktadır.

Bu gerekçeler ışığında alacağı 3. kişi rehniyle temin edilen alacaklının alacağının adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi borçlu ve rehin veren 3.kişinin kanunun 303. maddesi çerçevesinde hareket etmesi gerekeceğinden sonucu itibariyle doğru olan kararın gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün gerekçesi değiştirilerek ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden alacaklılar T. İş Bankası A.Ş., Vakıflar Bankası T.A.O.,Yapı ve Kredi Bankası A.Ş., T. Halkbankası A.Ş.'den ayrı ayrı alınmasına, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 15.09.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.