İNCELENEN KARARIN;
SANIK : K1
SUÇ : 4389 sayılı kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülüğüne
TEMYİZ EDEN : Sanık müdafii
TEBLİĞNAMEDEKİ DÜŞÜNCE : Bozma
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
1) Sanığın mudi hesaplarından çeşitli tarihlerde mudiin bilgisi ve talimatı olmaksızın, kendi bilgisayar parafı ile düzenlediği tediye fişlerine istinaden, mudi imzasını da sahte atmak suretiyle para çekerek zimmetine geçirdiği ve banka şubesinin zararına sebebiyet verdiğinden bahisle kamu davası açılmış olup, sanığın gerçekleştirdiği iddia edilen zimmet eylemlerinin her bir işlem itibariyle ayrı ayrı olmak üzere banka görevlilerince ilk bakışta anlaşılabilir ve yine bu işlemlerin banka içi kayıtlarla ve normal teftişte ortaya çıkarılabilecek nitelikte bulunup bulunmadığı, suç tarihinde yürürlükte bulunan 4389 sayılı Bankalar Kanununun 22/3 maddesinin ikinci cümlesinde yer alan "....suç, bankayı aldatacak ve fiilin açığa çıkmamasını sağlayacak her türlü hileli faaliyette bulunmak suretiyle..." işlenip işlenmediği hususlarının ceza hukukçusu ve bankacılık konularında deneyimli ve uzman bilirkişiler marifetiyle düzenlenecek rapor sonucuna göre sanığın fiillerinden basit ve nitelikli zimmet vasfında olanların ayrı ayrı tespiti ile tayin edilecek hürriyeti bağlayıcı ceza yanında, nitelikli zimmet sonucu oluşacak banka zararının üç katından az olmayacak şekilde para cezası verilmesi gerektiği de düşünülerek sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna itibarla eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi,
2) Hükümden önce, 01.11.2005 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 168.maddesi uyarınca 4389 sayılı Bankalar Kanunu yürürlükten kaldırıldığı cihetle, suç tarihinde yürürlükte bulunan 4389 sayılı yasa ve hükümden önce yürürlüğe giren 5411 sayılı yasa hükümlerinin karşılaştırılarak, 5237 sayılı TCK.nun 7.maddesi uyarınca lehe olan yasa belirlenip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı icabettirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı yasanın 8/1 maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi gereğince kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla BOZULMASINA, 04.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.