İNCELENEN KARARIN;
SANIK : K1
SUÇ : 4389 Sayılı Kanuna Muhalefet
HÜKÜM : Beraatine
TEMYİZ EDEN : Müdahil vekili
TEBLİĞNAMEDEKİ DÜŞÜNCE : Onama
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Dairemizin 09.06.2009 günlü ilamı sonrasında mahkemece kanuni soruşturma raporu ekindeki belge ve dekontlar ile rapora dayanak alınan kriminal raporunun içerisinde bulunduğu üç adet klasörün İstanbul 5.Ağır Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararı sonrasında dava dosyası ile birlikte gönderilmediği tespit edilerek anılan mahkemeden temin edilerek gönderildiği anlaşılmakla, 22.08.2005 tarihli bilirkişi raporunda "teftiş raporunda kısmen kriminal inceleme yapıldığı söylenen fişler çıkarıldığı ve bunlarla ilgili sanığın eli mahsulü olup olmadığı hususunda inceleme yapılarak, fişlerdeki müşteri imzalarının sahte olduğu ve sanığın eli mahsulü olduğu tespit edilebilir ise sanığın üzerine atılı zimmet suçunun oluşacağı "kanaatine varıldığı ve 05.07.2001 tarihli ilk kriminal raporuna göre mudi K2 adına düzenlenen tediye fişlerindeki imzaların büyük bölümünün taklit olduğunun belirlendiği hususu da dikkate alınarak, bilirkişi incelemesine konu edilemeyen üç adet klasöründe tevdii ile yapılan işlemlerin bankacılık mevzuatı, iç düzenleme ve genel kabul görmüş bankacılık ilke ve teamüllerine uygun olup olmadığı hususları değerlendirilip, sanığın savunması da nazara alınarak, eylemleri nedeniyle müşteri ve bankanın zararının olup olmadığı varsa miktarının ne olduğu, gerçeğe aykırı belge düzenlenip düzenlenmediği, düzenlenmiş ise ne şekilde düzenlendiği yine tediye fişinde imzası taklit edilen banka mudisinin hesap kartonlarındaki imzaları ile sahte tediye fişlerindeki imzalar karşılaştırılarak iğfal kabiliyetinin olup olmadığı, konunun uzmanı bilirkişilerden oluşturulacak heyete tespit ettirilip; zimmet suçunun, banka personelinin kendisine tevdi olunan muhafazaları, denetim ve sorumlulukları altında olan bankaya ait varlıkları eksilterek, kendisi ya da başkası yararına mal edinmesi şeklinde oluşacağı ve suçun manevi unsuru açısından temellük kastının yeterli olduğu hususu da gözetilerek sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken, eksik soruşturmayla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı icabettirmiş, müdahil vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.02.2010 günü oybirliğiyle karar verildi.