MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “Alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... İş Mahkemesince dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, İlk Derece Mahkemesince Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı şirket vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 01.01.2010-31.12.2010 tarihleri arasında ihale ile aldığı ... ... Şube Müdürlüğünün genel temizlik hizmeti işini yürüttüğü işyeri ile ilgili olarak 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun (5510 sayılı Kanun) 81/1-ı maddesinde düzenlenen %5 Hazine teşvikinden yararlanması gerekirken davalı ... Kurumunca (Kurum-SGK) bu teşvikten yararlandırılmadığını, Kuruma yapılan başvurunun da kabul edilmediğini ileri sürerek 01.01.2010-31.12.2010 tarihleri arasındaki dönemde fazladan ödenen primlerden kaynaklanan alacak için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000TL'nin davalı Kurumdan tahsilini talep etmiş; 27.04.2015 harç tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 4.314,37TL’ye yükseltmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı ... (SGK/Kurum) vekili cevap dilekçesinde; Kurum işlemlerinin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı:
6. ... İş Mahkemesinin 28.04.2015 tarihli ve 2014/225 E., 2015/653 K. sayılı kararı ile; davacı şirketin 5510 sayılı Kanun'un 81/1-ı maddesinde düzenlenen %5 Hazine teşvikinden yararlanma şartlarını haiz olduğu, bu indirimden yararlanan firmaların internet üzerinden verdikleri aylık prim bildirgelerinin 5510 sayılı Kanun türü seçilerek onaylatılması gerektiği yönünde herhangi bir yasal düzenlemeye bulunmadığı hâlde Kurumun 2009/139 sayılı genelgesine istinaden davacı şirketin internet üzerinden kendi şifresi ile ... olduğu aylık prim ve hizmet belgelerinin genelgeye uygun olarak seçip onaylatmadığı ayrıca yazılı başvurusunun da olmadığından bahisle indirimden faydalandırılmamasının düzenlemenin amacına ve ruhuna aykırı olduğu, bu nedenle bilirkişi tarafından hesaplanan miktarın hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle 4.314,37TL'nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Özel Dairenin Birinci Bozma Kararı:
7. ... İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
8. Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 25.05.2017 tarihli ve 2017/225 E., 2017/4442 K. sayılı kararı ile davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra; "..Yapılacak iş, ihale sözleşmesi, teknik şartname ve var ise özel şartname ile diğer ihale belgelerinin, tahakkuk, hakediş ve ödeme belgelerinin tamamını getirtmek, dava dosyasını kamu ihale mevzuatı ve sosyal güvenlik hukuku konularında uzman üç kişilik bilirkişi heyetine tevdii ederek; davacı şirket ile ihale makamı arasında yapılan sözleşme şartları ile diğer belgeleri inceleyerek hakediş içerisinde davacı şirketin Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirmesi gereken işçi ve işveren sigorta priminin tamamının (% 5 dahil) olup olmadığı, hakediş ödeme tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata göre hakedişten % 5 kesinti yapılmaması halinde davacının davaya konu isteminin kabulü ile ödenen miktarın Kurumdan tahsili halinin teşvikten mükerrer yararlanma sonucunu doğ(u)rup doğurmayacağı, ödenen prim ve % 5 indirim miktarı hakkında ayrıntılı ve açıklayıcı bilirkişi raporu alarak davanın esası hakkında bir karar vermekten ibarettir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı:
9. ... İş Mahkemesinin 12.04.2018 tarihli ve 2017/224 E., 2018/186 K. sayılı kararı ile bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu; yargılama sırasında yürürlüğe giren 7103 sayılı Kanun’un 70. maddesi ile 5510 sayılı Kanun’a eklenen Ek 17. maddede sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanmamış işverenlerin en son bu maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından itibaren bir ay içinde Kuruma başvurulmaları hâlinde yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerden yararlanabileceklerinin, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış davalarda davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verileceğinin düzenlendiği, bu nedenle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin Kurum üzerinde bırakılmasına, davacı lehine tarifede yazılan vekalet ücretinin dörtte birinin davalı Kurumdan tahsiline karar verilmiştir.
Özel Dairenin İkinci Bozma Kararı:
10. ... İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararını süresi içinde taraf vekilleri temyiz etmiştir.
11. Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 08.04.2019 tarihli ve 2018/4809 E., 2019/2729 K. sayılı kararı ile; "...“…27.03.2018 günlü 30373 (mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7103 sayılı Vergi Kanunları İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 70.maddesi ile 5510 sayılı Yasa’ya eklenen Ek 17.maddesi ile prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanabileceği halde yararlanmayan işverenlere belirlenen şartlarda prim teşviki, destek ve indiriminden istifade etme imkanı tanınmıştır. Ek 17.maddede aynen; “Bu Kanun veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabileceği halde yararlanılmadığı ay/dönemlerde gerekli tüm koşulların sağlanmış olması ve yararlanılmayan ayı/dönemi takip eden altı ay içerisinde Kuruma müracaat edilmesi şartlarıyla, başvuru tarihinden geriye yönelik en fazla altı aya ilişkin olmak üzere, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşviki, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlere ilişkin olmak üzere tüm şartları sağladığı halde bu Kanun veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanmamış işverenler ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yararlanılan prim teşviki, destek ve indirimlerin değiştirilmesine yönelik talepte bulunan işverenler tarafından en son bu maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından itibaren bir ay içinde Kuruma başvurulması halinde, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşvik, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.
Bu maddenin ikinci fıkrası kapsamında talepte bulunan işverenlere iade edilecek tutar, maddenin yürürlük tarihinden önce talepte bulunanlar için maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından, yürürlük tarihinden sonra talepte bulunanlar için ise, talep tarihini takip eden aybaşından itibaren kanuni faiz esas alınmak suretiyle hesaplanarak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak üç yıl içinde ödenir. Ödeme, öncelikle bu Kanunun 88 inci maddesinin on dört ve on altıncı fıkralarına göre muaccel hale gelmiş prim ve her türlü borçlardan, sonrasında ise ilgili kanunlar uyarınca yapılandırma veya taksitlendirme de dâhil olmak üzere müeccel haldeki prim ve her türlü borçlarından mahsup yoluyla gerçekleştirilir. Ancak, üç yıl sonunda ilgili kanunları gereği yapılandırılma veya taksitlendirilme sebebiyle vadesi gelmemiş taksit ödemelerinden peşinen mahsup edilir. Kuruma borcu bulunmayan işverenlere altı ayda bir eşit taksitlerle iade yapılır.
Görülmekte olan davalarda ayrıca bir başvuru şartı aranmaksızın, dava öncesi yapılan idari başvuru tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte hesaplanacak tutar üçüncü fıkra hükümlerine göre mahsup veya iade edilir. Mahkemelerce, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış davalarda davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Yargılama giderleri idare üzerinde bırakılır ve vekâlet ücretinin dörtte birine hükmedilir. Ayrıca, ilk derece mahkemelerince verilen kararlar hakkında Sosyal Güvenlik Kurumunca kanun yollarına başvurulmaz ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan kanun yolu başvurularından vazgeçilmiş sayılır." şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Yapılacak iş, İlk derece Mahkemesince Kurumdan davacının yukarıda açıklanan Ek madde 17 hükmüne göre başvurusu bulunup bulunmadığı sorularak anılan yasa maddesi kapsamına göre değerlendirme yapmak, Kurumun başvuruyu kabul etmemesi halinde işin esasına girerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde davacı vekili ve davalı Kurum vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
12. ... İş Mahkemesinin 24.09.2019 tarihli ve 2019/140 E., 2019/337 K. sayılı kararı ile; yargılama sırasında yürürlüğe giren 7103 sayılı Kanun’un 70. maddesi ile 5510 sayılı Kanun’a eklenen Ek 17. maddesinde görülmekte olan davalarda başvuru şartı aranmadığı, her hangi bir koşul gözetilmeksizin konusuz kalma nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verileceğinin öngörüldüğü, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin kararlarının da bu yönde olduğu gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
13. Direnme kararını süresi içinde davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
14. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; dava tarihinden sonra 01.04.2018 tarihinde yürürlüğe giren 7103 sayılı Kanun’un 70. maddesi ile eklenen 5510 sayılı Kanun’un Ek 17. maddesi hükmüne göre davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilebilmesi için Kuruma başvuru şartı aranıp aranmayacağı; buradan varılacak sonuca göre davacı şirketin Kuruma başvurusu bulunup bulunmadığı sorularak anılan Kanun maddesi kapsamında değerlendirme yapılması, Kurumun başvuruyu kabul etmediğinin tespiti hâlinde işin esasına girilerek karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
15. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında öncelikle direnme adı altında verilen kararın yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından mı yoksa Özel Daire tarafından mı yapılması gerektiği ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
IV. GEREKÇE
16. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli, gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
17. Başka bir deyişle mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar ... olması hâlinde direnme kararının varlığından söz edilemez.
18. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarında mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp yeni hüküm olarak kabul edilmektedir.
19. Somut olayda Özel Dairece davacının 5510 sayılı Kanun’un Ek 17. maddesine göre Kuruma başvurusu bulunup bulunmadığı sorularak anılan Kanun maddesi kapsamında değerlendirme yapılması, Kurumun başvuruyu kabul etmemesi hâlinde işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulması üzerine İlk Derece Mahkemesince tensiple davacı şirketin 5510 sayılı Kanun’un Ek 17. maddesine göre Kuruma başvurusunun bulunup bulunmadığı, başvuru yapılmış ise hangi tarihte yapıldığı ve işlem sonucunun bildirilmesi için müzekkere yazılması yönünde ara karar oluşturulup müzekkere cevabı geldikten sonra karar verilmiştir.
20. Görüldüğü üzere ilk derece mahkemesince bozma konusu ile ilgili yapılan araştırma çerçevesinde yeni bir karar verilmiştir.
21. Bu durumda ortada Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenmesi gereken direnme kararı değil, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm bulunmaktadır.
22. Hâl böyle olunca yeni hükme yönelik temyiz itirazları Özel Dairece incelenmelidir.
23. Bu nedenle dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davalı ... vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 29.09.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.