-
Git
: -
-
ᴀ⇣ Yazı karakterini küçült
On İki Levha Yayıncılık
Yayın tarihi:
Nisan 2017
ISBN:
978-605-152-515-0
eISBN:
978-605-152-917-2
Baskı:
1
Aşağıda bir kısmını gördüğünüz bu dokümana sadece Profesyonel + pakete abone olan üyelerimiz erişebilir.
Elbirliği ile Malik Olanlardan Biri Tarafından Yapılan Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesinin Şerhi
* Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi.…
Prof. Dr. Burak ÖZEN*…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 20.01.2015 tarih, E: 2014/8957, K: 2015/639 sayılı…
Yargıtay’ın yukarıda anılan kararı, öteden beri devam eden ve Yüksek Mahkeme tarafından…
Şu halde, terekede yer alan taşınmazdaki miras payının mirasçı olmayan bir kişiye…
Taşınmazdaki miras payının mirasçılar dışında kalan bir kişiye satışı vaadinden doğan…
Yukarıdaki kararlar mirasçıların elbirliği mülkiyetine konu olan taşınmazlarla ilgilidir.…
II. Müstakbel paylı mülkiyet payının satışı vaadi sözleşmesinden doğan kişisel hakkın şerhinin mümkün olup olmadığı sorunu
Taşınmazda paylı mülkiyet rejimine geçmeden önceki aşamada, müstakbel paylı mülkiyet…
Kişisel hakların şerhinin tasarruf işlemi niteliği taşıdığını gösteren belirtiler vardır: Bu tür hakların şerhi için aranan gerekliliklere bakılırsa bu belirtilerden bir tanesi ortaya çıkar. Şerh edilmesi yasayla mümkün kılınan kişisel hakkı doğuran bir sözleşmenin yapılmış olması, şerhin gerçekleştirilebilmesi için yeterli olmamakta, ayrıca bir şerh anlaşmasının bulunması aranmaktadır. Şerh anlaşması, şerh edilebilir kişisel hakkı doğuran sözleşmeye eklenen bir “yan anlaşma” niteliğini taşımakta olup, şerhin yapılması borcunu doğuran bir etki taşımaktadır. Şerh edilebilir kişisel hakkı doğuran sözleşmenin tarafları, aynı zamanda, şerh anlaşmasının da tarafları olacaklardır. Borç doğurucu nitelikteki şerh anlaşmasında şerhin yapılacağını taahhüt edenin taşınmazın sahibi olması, bir başka deyişle, taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisine sahip olması aranmaz. Bir kimse sahip olmadığı bir taşınmaz üzerinde alım, geri alım veya önalım hakkı tanıyan bir sözleşme yapabileceği gibi, bu sözleşmeyle tanınan opsiyon hakkının şerh edilmesini bir şerh anlaşmasıyla taahhüt de edebilir. Borç doğurucu bir şerh anlaşmasıyla şerhin yapılması taahhüdünde bulunmak için tasarruf yetkisi aranmazsa da, şerhin talep edilebilmesi için taşınmazın maliki olmak gerekli sayılmaktadır. Bir başka deyişle, şerh anlaşması gereğince şerhin gerçekleştirilmesi için tapu memuruna talepte bulunması gereken kişinin taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisine sahip olması (bu kişinin ya malik ya da malik tarafından talepte bulunmak bakımından yetkili kılınmış temsilci olması) bir geçerlilik gereği olarak ortaya çıkmaktadır. Demek oluyor ki, şerhin yapılması için talepte bulunmak bir tasarruf işlemi olup, şerhin gerçekleşmesi tasarrufî bir etki ortaya çıkarmaktadır. Borçlandırıcı işlemler bakımından bir geçerlilik gereği olmayan tasarruf
Kişisel hakların şerhinin talep edilmesi ve bu talebe bağlı olarak şerhin gerçekleşmesi…
Paylı mülkiyete tabi bir taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunulmasının mümkün olduğu…
Taşınmaz satış vaadinin konusu paylı mülkiyete tabi taşınmaz olmayıp, paydaşlardan…
Ne var ki, bu son söylediğimizin söz konusu olabilmesi için, satış vaadi sözleşmesinin yapılmasıyla asıl satış sözleşmesini yapma borcunun henüz ortaya çıkmadığını, bu borcun satış vaadi alacaklısının talebiyle ortaya çıkacağını, şu halde, satış vaadi alacaklısının talebinin yenilik doğuran bir hakkın kullanılması mahiyetinde olduğunu kabul etmek gerekir. Çünkü ancak o takdirdedir ki, asıl satış sözleş-
Bunun gibi, şerhin ilişkin olduğu pay üzerinde intifa, rehin, haciz dolayısıyla elde…
Eşya hukukumuzda tek kişinin mülkiyetindeki bir taşınmazın paylı mülkiyet rejimine tabi olması ve bütün payların tek bir malikin üzerinde olması, bazı istisnai durumlar haricinde mümkün olmayacak gibi görünmektedir. Tek başına malik olan kişinin taşınmaz üzerinde paylı mülkiyet rejimi ihdas ederek bütün paylara sahip olması, kat irtifakı çerçevesinde mümkün olabilir. Bundan başka, oluşturulan paylı mülkiyet paylarından tamamı veya bir kısmı üzerinde intifa, rehin veya taşınmaz yükü kurulacaksa, tek malikin bütün paylara sahip olmasına kanaatimce cevaz verilebilir. Ne var ki, bu son düşüncenin genel bir kabule mazhar olacağı kuşkuludur. Nitekim TST m. 33 f. 2, taşınmaz malın paylara ayrılarak veya paylı mülkiyet payı bölünerek rehin kurulamayacağını belirtmiştir. Bir paydaşın payının tamamında değil de belli bir kesri üzerinde üçüncü kişiler lehine kayıtlama yapamayacağı görüşü için bkz. Selâhattin Sulhi Tekinay/Sermet Akman/Halûk Burcuoğlu/Atillâ Altop, Tekinay Eşya Hukuku, Cilt: 1, İstanbul 1989, s. 582, dpn. 16. Bir kimsenin tek başına sahip olduğu taşınmazda, bütün paylara yine tek başına sahip olmak üzere paylı mülkiyet kurmasına cevaz verilmemesi ile ilgili olarak bkz. A. Lâle Sirmen, Eşya Hukuku, 3. Bası, Ankara 2015, s. 262. Taşınmaza tek başına sahip olan kişinin, diğer bir taşınmazla eşyaya bağlı hak ilişkisi kurmak için paylar oluşturması ve tüm paylara tek başına sahip olmasını mümkün sayan düşünce için bkz. Fikret Eren, Mülkiyet Hukuku, 3. Baskı, Ankara 2014, s. 91. …