Görüntüleme Ayarları:
Sayfa numarasını gizle
Sayfa 47

Yargıtay Kararları Işığında Eşlerararası Yasal Malrejimi

Av. Nazan Moroğlu, LL.M.(1)

Bu yazıda, 1926 tarih ve 743 sayılı önceki Medeni Kanunda ve 2001 tarih ve 4721 sayılı 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununda eşlerarası yasal mal rejimleri ele alınacak ve tasfiyesinde yaşanan sorunlara Yargıtay kararlarıyla zaman içinde nasıl çözüm getirildiğine değinilecektir.

Bilindiği gibi, 1926 tarihli Medeni Kanunumuzda eşlere evlenmeden önce veya sonra mal rejimini (mal ortaklığı veya mal birliğini) seçme olanağı tanınmıştır. Buna rağmen, 76 yıllık uygulamada eşlerin yok denecek kadar az sayıda böyle bir seçimlik hak kullandığı, yaklaşık bütün evliliklere yasal mal rejimi olan “mal ayrılığı”nın uygulanmış olduğu görülmüştür. 2002’de yürürlüğe giren Medeni Kanunda da mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı, mal ortaklığı seçimlik mal rejimleri olarak düzenlenmiş olmasına rağmen genellikle yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulandığı görülmektedir. Bu nedenle, yasal mal rejimi seçimlik mal rejimlerine nazaran ülkemizde daha büyük önem taşımaktadır ve bu yazıda malrejimleri özetle ele alındıktan sonra tasfiye ve Yargıtay kararları yasal mal rejimleri açısından incelenecektir.

743 sayılı önceki Medeni Kanunumuzda yasal mal rejimi olan mal ayrılığı açısından evlilik sona erdiğinde eşlerin malvarlığı paylaşımına ilişkin bir düzenleme mevcut değildi. Ancak evlilik sona erdiğinde eşlerin mağdur olmalarını önlemek amacıyla öğretide olduğu gibi ve yargı kararlarıyla da “katkı alacağı” adı altında eşlerin alacak hakları olabileceği kabul edilmiştir. Nitekim Yeni Medeni Kanun Tasarısı hazırlanırken, mal ayrılığı rejiminin uygulamada eşler arasında büyük haksızlıklara ve genellikle kadınların mağdur olmalarına yol açtığı dikkate alınmış ve ailede eşlerin eşit haklara sahip olmaları ilkesi gereği eşit paylaşıma dayalı bir mal rejimi düzenlenmesi tartışmasız kabul edilmiştir. Sayfa 48

4721 sayılı Türk Medeni Kanunumuzda yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminin boşanma, eşin ölümü ve yasadaki diğer nedenlerle sona erdiğinde ayrıntılı ve çözümü kolay olmayan bir tasfiye usulü ile malların eşit paylaşımını sağlayan düzenleme yapılmıştır. Ancak, 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun, 2002 yılı öncesinde mevcut evliliklerde eşler arasında 1.1.2002 tarihine kadar tâbi oldukları mal rejiminin devam edeceğine ilişkin 10. maddesi eşitlik ilkesini zedelemiştir. Anayasa Mahkemesinin mevcut evliliklerde bu eşitsizliği gözardı eden kararına da yazıda değinilecektir. Tasfiyede aynı evlilikte 2002 öncesi ve sonrası malvarlığı ayrımı sorununun çözümünde Yargıtay kararlarının önemli katkısı olmuştur.

Ayrıca, bu yazıda “görevli mahkeme” konusunda yaşanan farklı uygulamalara, Medeni Kanunda açık hüküm bulunmayan “zamanaşımı” gibi konulara Yargıtay kararlarıyla çözüm getirilmesi için yaşanan sürece değinilecektir.

Sonuç bölümünde, mal rejimi kurallarında değişiklik önerimize yer verilecektir.

Dipnotlar

  • (1)

    İstanbul Barosu’na kayıtlı avukat.